Hepimiz bir neferiz, tribünde oturmayı sevmeyen. Susmayı bilmeyen.
En sağlamımızın boğazında 1 cm’lik yırtık vardır bağırmaktan.
En iyimizin elinde alkış tutmaktan en az üç nasır izi vardır.
En az sevenimiz sevgilisini bile sinema da terk edip maça gelmiştir.
Üç sene üst üste şampiyonluk görmüş bir çoğumuz.
Bir çoğumuz MAF ile büyümüş. Golü onlarla tanımış. Kupaları onların ellerinde kaldırmıştır. Bir çoğumuzun çocukları/kardeşleri bu hikayelerle Beşiktaşâ€™lı olmuştur.
Bir çoğumuzun ateşi o zamanda yanmış ve hiç sönmemiştir.
Bir çoğumuz tribünde yaktığımız o ateşle evlerimizin, işimizin yolunu tutmuştur.
O ateşi özlem ile büyütüp tekrar koşmuştur tribüne bir çoğumuz.
Ama hep bir avuç kalmışız. Halada öyle devam ediyoruz.
Heyecan olmadan aşk olmaz diyenler sarmış etrafımızı.
Başarı gelmeden tutkusuz kalanlar ile dolu yanlarımız.
Yıldız olmadan forma almaz (yıldız olur yine almaz ya) olmuşuz.
Korsan ile aşk yaşıyoruz.
Dara düşmeden feda olmamışız.
Dara düşmüşüz hala olamamışız bir feda.
Çok konuşmuş, çok atmışız.
Çok Söylemiş az olmuşuz hep.
Daha çok olmak ve daha çok olanın sesi olmak için çıktık yola, umarız tarih bizi utandırmaz.