Tarihçe
14 Mart 1923: Ankara Sultanisi’nden (bugünkü Atatürk Lisesi) bir grup öğrenci, beden eğitimi öğretmenlerinin yaptığı takımı beğenmeyip bir futbol kulübü kurmaya kalkıştılar. Sonra öğretmenleriyle sulh oldular, beraber kurdular kulubü: Gençlerbirliği doğdu. Bir rivayete göre Ankara gelinciğinden esinle, bir başka rivayete göre o sırada Karaoğlanoğlu hanındaki dükkânlarda başka renk kumaş olmadığından, kırmızı-siyahı seçtiler.
Efsane Başkanımız
Başkan: İlhan Cavcav
1935 yılında, Ankara’da, Hamamönü’nde doğdu. Babası Haşim Bey, 1910’lu yıllarda Piriştine’den Türkiye’ye göç etmiş bir ailenin çocuğudur. Aile İstanbul, Adana gibi vilayetlerde bir süre kaldıktan sonra Ankara’ya yerleşmiş ve aile mesleği olacak fırıncılık ve değirmencilik yapmaya başlamıştır. İlhan Cavcav, babası Haşim Bey’in ikinci eşi, Kayseri eşrafından Lütfiye Hanım’dan ilk çocuğudur. Aile, İlhan Cavcav beş yaşındayken Mamak, Boğzaiçi Mahallesi’na taşınır ve burada mahallenin ismiyle anılan değirmeni işletmeye başlar.
Eğitim yaşamına Ankara 10. Yıl İlkokulu’nda başlayan İlhan Cavcav bütün öğrencilik yılları boyunca bir yandan da babasının yanında çalışır. Bazen değirmende un çuvalı taşır, bazen arabalara ekmek yükler. İlkokul’dan sonra Ankara’nın önemli eğitim kurumlarından ve Gençlerbirliği’nin kurulduğu Ankara Atatürk Lisesi’nde eğitimine devam eden Cavcav ailenin artan işleri nedeniyle ortaokuldan sonra eğitimine son verip, aile şirketinin veznesinde çalışmaya başlar. Buradaki işleyişi kısa sürede öğrenen İlhan Cavcav şirketin muhasebesini tutmaya başlar.
Ailesinde Tayyar Cavcav, Cevat Muratal gibi bir çok profesyonel futbolcu bulunan İlhan Cavcav’ın futbol yaşamı da bu yıllarda başlar. Mahalle arasındaki eğimli arsalarda futbol oynarken o yıllar Mamak Maskespor için çalışan Cici Necdet’in dikkatini çeken genç İlhan Cavcav, adı geçen takımın kadrosuna katılır ve santraf (stoper) mevkinde oynamaya başlar. Aynı yıllarda Ankara sahalarında top koşturan ve yıllar sonra beraber Gençlerbirliği için çalışacakları Oktay Arıca (Paçoz Oktay)ın deyişiyle iyi bir kesici olan İlhan Cavcav, Maskespor’dan önce PTT’ye sonra da Bahçeli Gençlik’e transfer olur. Ancak son takımının ilk maçında, söz konusu karşılaşmanın eski takımıyla yapılmasından dolayı kadroya alınmadığını öğrenince futbolu bırakmaya karar verir.
Futbolu bıraktığı 1950’li yıllardan 1970’lere kadar iş yaşamında yoğun bir çalışma hayatı olan İlhan Cavcav 1960 yılında, aile şirketinden ayrılarak tek başına ticaret hayatına atılır. İlk önce Maltepe’de, sonra Balgat’ta çalıştırdığı un fabrikasıyla Ankara’da önemli sanayiciler arasına girer. Bu senelerde iş yaşamındaki becerisi ve futbola olan sevgisi nedeniyle Ankara kulüplerinin yönetici adaylarından biri olur. Nihayet 1975 senesinde, ailesinin eski mahallesi olan Hacettepe’nin efsane takımının başkanı olur. Ancak camianın tıpkı mahallenin kendisinin Ankara coğrafyasından silinmesi gibi futbolumuzda yitip gitmesine engel olamaz. Daha sonra ismi Ankaragücü yöneticiliği için de geçen İlhan Cavcav bu kez 1977 yılında Gençlerbirliği yönetim kuruluna girerek başkan olur. Dönemin yöneticileriyle prensipler konusunda anlaşmazlığa düşen Cavcav kırmızı-siyah camia için çalışmaya bir süre ara verir. 1981 yılında başkan olduğunda Gençlerbirliği amatörlüğün kapısındadır.
İlhan Cavcav sorumluluk alarak Gençlerbirliği’ne gönül vermiş isimlerle birlikte ikinci ve üçüncü liglerin birleştirilmesini futbol yöneticilerine kabul ettirir. Böylece 2 lige dönen takımını ise bir sene bu statüde oynadıktan sonra birinci lige çıkarma başarısına erişir. 1988 yılından beri Gençlerbirliği, Türkiye Birinci Ligi’nin sürekliliği açısından en başarılı 5. Takımıdır. Bu sürede 2 kez Türkiye Kupası’nı kazanma başarısı gösteren Gençlerbirliği Cavcav yönetiminde adeta çağ atlamıştır.
İlhan Cavcav döneminde Maltepe-Beştepe arasındaki gerçek rakım farkının çok üzerinde bir merhale kaydeden Gençlerbirliği 1990’lı yıllarda adeta diğer Türk kulüplerine örnek olarak ilk kez modern tesislere sahip olan bir futbol kulübü haline gelmiştir. İlhan Cavcav’dan önce Ankara’daki toprak sahalarda antrenman yapan futbol takımı bir süre şehir çevresindeki çim zemine sahip sahalarda çalışmış, takım oyuncuları da Beştepe’deki tesisler yapılana dek İlhan Cavcav’ın Bahçelievler’deki evinde konaklamıştır. Beştepe’deki tesislerin tamamlanmasıyla bir başkent takımına yakışır kulüp binalarına, altyapısıyla beraber kullandığı çim sahalara kavuşan Gençlerbirliği, Cavcav’ın başkanlığı süresince “herhangi bir kurum veya kişiye tek kuruş borcu olmayan” bir spor kulübü haline gelmiştir.
Stadyum
ANKARA 19 MAYIS STADYUMU
Genel Bilgiler Tribünler
Kapasite : 19209 Koltuklandırma : Tümü Koltuklu
Şehir : ANKARA Engelli Tribünü : Var
Protokol Kapasitesi: 45 K.Devre Kamera Sistemi : Var
Basın Kapasitesi : 90
Aydınlarma Sistemi:1800w x 244 ad.
Tarihçe
Vietti-Violi’nin bu projesi, mimari bir yarışmanın sonucu ve Türkiye’de tasarladığı bir dizi spor kompleksinin ilkidir. Mimarlık Eğitimini Paris Güzel Sanatlar Okulu’ndan alan İtalyan Mimar Vietti-Violi spor yapıları özellikle de hipodromlar üzerine uzmanlaşmıştı. Roma’da Capanelle ve Tor di Valle, Milan’da San Siro isimleriyle anılan hipodromların mimarı olan Violi-Vietti Ankara’daki spor kompleksinden sonra Türkiye’de başka şehirlerde spor kompleksleri ve stadyumlar yaptı. İstanbul’da önce Dolmabahçe sonra İnönü Stadyumu olarak anılan yapı bunlardan biridir. 19 Mayıs spor kompleksi, türünün ilk örneği olmasıyla Türkiye Cumhuriyeti için tarihsel olarak sembolik bir önem taşımaktadır. Yapı, hem sosyo-kültürel, hem de fonksiyonel açılardan önemlidir. Yapı grubu, kapalı ve açık tribünleriyle ve soyunma odalarıyla birlikte bir atletizm stadyumunu, at yarışları ve askeri yürüyüşler için bir hipodromu, velodromu, rugby, futbol, basketbol gibi takım sporları için antreman sahalarını, tenis kortlarını, jimnastik salonunu, 33 ve 60 m uzunluğunda iki havuzu, soyunma odalarını, sporcu ve kulüp binalarını, ilk yardım ünitesini, bir kuleyi, atış poligonunu ve alanın genel peyzajını ve seyirciler için düzenlenmiş olan açık alanları içermektedir. Stadyum ve hipodromun saçakları ve tribünleri, betonarme yapılardır. Kompleksin mimari karakteristiği, Modernist/Dışavurumcu bir yaklaşımı yansıtmaktadır.
Tesisler
1989 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal, takımımızın birinci lige dönüşünde verdiği 1 milyar lira tutarındaki çek ve Tarım Bakanlığı’ndan yapılan 20 dönüm arsa bağışı kulübümüzün tesisleşme yönündeki düzeyin başlangıcı oldu.
Mevcut Tesislerimizin tamamlanması aşama aşama gerçekleşti. 7 Kasım 1999 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in katılımıyla yapılan törende A ve B binamız faaliyete geçti. C Binamız ise 13 Kasım 2001 tarihinde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın katılımıyla hizmete başladı.
Zaman içinde Futbol Okulu binası da faaliyete geçince, Türkiye’nin ilk ciddi tesisleşen kulüpleri içinde örnek gösterilen bir unvana sahip olduk.
Veritabanı ve Editör dosya bilgileri
Amacımız Ankara'dan bir şampiyon takım çıkarmaktır. Bu kariyer ile FM 2016'ya veda ediyorum aynı zamanda.