Originally Posted by
perpetua
Iki ayri kavrami ayiralim ilk olarak.
Turkce'ye nasil cevirildi tam emin degilim ama bir taktik disiplini var, bir de mevkiye sadakat var. Taktik disiplinin anti-tezi taktiksel serbestlik, mevkiye sadakatin anti-tezi mevkisel serbestlik.
Taktik disiplin futbolcunun kendisine verilen pas, dripling, sut vs. gibi talimatlara daha fazla uymasini sagliyor. Yani hangi oyuncularin taktiksel talimatlara daha fazla uyacagini, hangilerinin daha cok kendi hunerlerine gore davranacagini onlara verilen roller belirliyor.
Ornegin oyun kurucu rolu verilen oyuncu, rolun gereksinimi olarak, daha fazla riskli paslar deniyor. Bu riskli paslari denemesi rolun gereksinimi ve taktik disiplin gerektiren bir oyun tarzi kullanilsa bile oyuncu bunlari deniyor.
Ote yandan savasci orta saha rolu, rolun gereksinimi olarak, daha basit paslar deniyor. Bu basit paslari denemesi rolun gereksinimi ve taktik disiplin gerektiren bir oyun tarzi kullanilsa bile oyuncu bu kisa paslari deniyor.
Daha fazla taktiksel serbestlik verilen bir oyun tarzi ile oyun kurucu taktiksel disiplin isteyen bir oyun tarzinda oldugu gibi riskli paslar deniyor. Savasci orta saha oyuncusu da bu taktiksel serbeslikten faydalanip, daha fazla riskli paslar deneyebiliyor. Tabii oyun kurucu kadar olmasa da, taktik disiplin isteyen oyun tarzindan daha fazla bu paslari deniyor.
Mevkiye sadakat da benzer sekilde isliyor. Savasci orta saha mevkisel disiplini olmayan, oyuncunun top kapabilecegi bolgeye gitmesi beklenen bir rol. Oyun kurucu ise mevkisine sadik kalip, takim arkadaslarinin onu daha kolay bulmasini saglayan daha statik bir rol. Takima daha fazla mevkisel serbestlik verdiginde savasci orta saha bundan cok fazla etkilenmiyor ama oyun kurucu bolgesini daha fazla bos birakarak saha icinde rakibe zarar verebilecegi bolgelere hareketlenme izinini almis oluyor. Takimdan daha mevkisine daha sadik kalarak oynamasini istediginde savasci orta saha biraz daha statik bir oyuncu haline geliyor ama oyun kurucu bundan fazla etkilenmiyor.
Mantalite ile ilgili gozlemin aslinda bu ayarin amaci degil, sonucu. Mantalite ne kadar yuksekse, oyuncular o kadar cabuk one dogru hareketleniyor, o kadar yavas savunmaya geri donuyor (yuksek mantalite ayni zamanda onde presi getirdigi icin). Yani oyuncunun daha onde gibi gorunmesi, hucum bolgesine daha cabuk gitmesi ve daha yavas geri donmesinden kaynaklaniyor.
Mantalite dusukse, oyuncu hucuma cikmadan once takimin topa sahip oldugundan ve hucumu yonlendirebileceginden emin olmak ve daha guvenli bir sekilde hucum bolgesine yerlesmeyi dusunuyor. Ayni zamanda oyuncunun savunmada sorumlu oldugu bolgeye donusleri daha hizli oluyor. Bu da oyuncu daha geride oynuyormus izlenimi veriyor.
Yuksek mantalite, her durumda hizla kontra ataga cikmak ve gol kovalamak anlamina geliyor.
Dusuk mantalite, sadece iyi bir kontra atak firsati oldugu zaman hizla kontra ataga cikmak anlamina geliyor. Eger kontra atak firsati yoksa, takim top cevirerek gol firsati ariyor.
Tabii her topu kazandiginda kontra ataga cikmaya kalkarsan, oyuncularin daha fazla one hareketlenecek ve daha onde oynuyormus izlenimi verecektir. Sadece iyi kontra atak firsati oldugu zaman one hareketlenirsen, daha geride onuyormus izlenimi verecektir.