@perpetua hocam
bu seride türkiye liginde büyük takımlarla küçük takımlar arasında başarı farkı açılmış diye duydum. bjk, fb, gs ve ts ileriki sezonlarda kopup gidiyormuş. bu ne kadar doğru? yanlış anlaşılmasın, bundan şikayetçi değilim. geçmiş serilerde türkiye ligi çok basitti, bir rekabet ortamı oluşmuyordu. kısacası öyle olması daha keyifli olur. umarım cidden öyledir.
Ilk sezona bakarak bunun boyle oldugunu soyleyebilirim. Ilk defa GS ile basladigim kariyerde ilk sezon sampiyon olamadim. Fenerbahce ile basabas giden yarista 33. hafta fenere yenilip sampinyonlugu kacirdim. Acikcasi keyifli bir sezon oldu. Ama suan ikinci sezonun basindayim Ben ilk dort macta 10 puan alirken fenerbahce 2, bjk 9 ve trabzon 12 puanda durumunda..
olsun yine de başarılı. fb de ileriki haftalar toparlar. eyvallahOriginally Posted by Impy27
türkiye ligi kuruldu kurulalı ve son 50 senedir zaten böyle değil mi 4 büyük klüp alıp ligi götürüyor zaten araştırmacıalr da buna uygun yapıyorlar datayı bence.
bursaspor harici(o da şansa oldu trabzonspor fenere mucizevi şekilde yenilmerek) şampiyon yok başka bundan bir 50 sene de olamsı zor
evet türkiye liginin normları öyle ama son yıllarda takımlara ödenen televizyon gelirleri arasındaki makas daraldığı için oyunda ve gerçek hayatta anadolu takımları bu geleneği artık yıkar oldu. doğal olarak bu oyuna da yansıdı. fm 2016'dan bu yana türkiye liginde yönettiğin takım birkaç sezon sonra lige ambargo koymaya başlıyor. anadolu kulüpleri tv gelirleri sayesinde iyi transferler yapıyor borçları da az olduğu için uçuşa geçiyorlar. diğer büyüklerse resmen sürünüyor. e tabi gs - fb- bjk ile mücade etmek yerine her sene konyayla, kayseriyle, rizeyle şampiyonluk mücadelesi vermek insanı oyundan soğutuyor. bence dört büyüklerin esip gürlediği bir ai'ye yaklaşması çok daha keyifli olur, umarım bu seride bu fark bariz hissedilir.
Araştırma Sorumlusu
Iki sene once oyundaki Dortmund-Augsburg macini tekrar tekrar (toplamda 90 defa) yapay zekaya oynatarak bir analiz yapmistim. Bu analiz ile ortaya cikanlar:
1. Daha kuvvetli ve daha yuksek siralari hedeflemesi gereken Dortmund maci kazanmak zorundaymis gibi oynamiyor, kendi taktigini oynayip rakibi yenmeyi bekliyor.
2. Daha zayif olan Augsburg mac icinde bir cok defa taktik degisikligine giderek maci lehine cevirmeye ugrasyiyor.
3. Bu taktik tercihler nedeniyle Augsburg oyun icindeki iddia oranlarinin ima ettiginin cok daha ustunde bir basari yakaliyor (rakamlari tam hatirlamiyorum ama oyun ici iddia oranlarina gore yaklasik %70 ihtimalle kazanmasi gereken Dortmund, maclarin %50'sini kazanabiliyordu).
Bu analiz mac motorunu yapanlari birseyleri yeniden dusunmeye zorladi. Esas amacim bizim ligdeki buyuk takimlarin buyuk takim gibi maca asilmasini saglayacak gelisimin mac motoruna yansimasiydi.
Saniyorum bu analizin de katkisiyla bu seneki en buyuk yenilik olan kulup vizyonu ortaya cikti. Dogal olarak ozellikle bizim 3 buyuklerin kulup vizyonu olarak daima Turkiye'nin en yuksek itibarli kulubu olma istegi eklendi.
Tahmin ediyorum ki bizim buyuk takimlarin istikrarli bir sekilde tepede veya tepeye yakin olmalarinin nedeni bu kulup kimliklerinin bir sekilde yapay zekaya yansimis olmasi. Yansimanin tam olarak nasil oldugunu bilmiyorum. Bu basarili olmak zorunda olan kuluplerin daha fazla risk almasini mi sagliyor, yoksa basarili olmak zorunda olan kulupler daha yuksek basari primleri mi tercih ediyor veya futbolcular daha fazla guven (rakipler daha az guven) ile mi maca cikiyor bilemiyorum.
Bir suredir bu buyuk kuluplerin buyuk kulup gibi davranmamasindan ben de rahatsizdim. Hatta iki (belki uc) yil once bu forumlarda bununla ilgili uzun uzun bir fikir alis verisi olmustu. Bu surec icinde once veritabaninda neler yapabilecegimizi cozmeye calistik ancak belirli bir yerden sonra oyun kendi hikayesini yaziyor, daha buyuk kitlelere hitap eden kulupler buyuk kulup gibi davranmiyordu.
Gecen sezon (3 puanli sistemde) en dusuk puan ortalamasi ile sampiyon cikmasi tabii gozardi ettigimiz bir sey degil. Turkiye ligini oyunda kulupler arasi kalite dagiliminin en dusuk oldugu liglerden birisi olarak dizayn ettik. Hatta bu kalite dagilimininin 180'den fazla ligde, futbolculari degerlendirigimiz Haziran 2019 itibariyle, ne seviyede olmasi gerektigine dair bir calisma ile veritabaninda bir standardizasyon saglamaya calistik. Tabii her ulke bunu kendi calismasina dahil etmedi ancak onemli olanlar metodolojilerini buna gore degistirdi, zamanla digerleri de faydasini gorup degisecektir.
Bu kadar uzun neden anlattim?
Boyle temel bir meselenin oyunda degismesinin ne kadar vakit alabilecegini gostermek icin. Tabii hepsi bu kadar uzun surmeyebiliyor. Ancak genelde benim bakis acim olup biteni dogru analiz edip, bunun cozumu icin dogru modeli kurarak cozum uretmeye tesvik etmek. Kisa vadeli veritabani uzerinden yapilacak oynamalarla 1-2 sezonu kurtarip sonrasinin kaosa suruklenmesi dogru buldugum bir metod degil.
Iki sene once oyundaki Dortmund-Augsburg macini tekrar tekrar (toplamda 90 defa) yapay zekaya oynatarak bir analiz yapmistim. Bu analiz ile ortaya cikanlar:
1. Daha kuvvetli ve daha yuksek siralari hedeflemesi gereken Dortmund maci kazanmak zorundaymis gibi oynamiyor, kendi taktigini oynayip rakibi yenmeyi bekliyor.
2. Daha zayif olan Augsburg mac icinde bir cok defa taktik degisikligine giderek maci lehine cevirmeye ugrasyiyor.
3. Bu taktik tercihler nedeniyle Augsburg oyun icindeki iddia oranlarinin ima ettiginin cok daha ustunde bir basari yakaliyor (rakamlari tam hatirlamiyorum ama oyun ici iddia oranlarina gore yaklasik %70 ihtimalle kazanmasi gereken Dortmund, maclarin %50'sini kazanabiliyordu).
Bu analiz mac motorunu yapanlari birseyleri yeniden dusunmeye zorladi. Esas amacim bizim ligdeki buyuk takimlarin buyuk takim gibi maca asilmasini saglayacak gelisimin mac motoruna yansimasiydi.
Saniyorum bu analizin de katkisiyla bu seneki en buyuk yenilik olan kulup vizyonu ortaya cikti. Dogal olarak ozellikle bizim 3 buyuklerin kulup vizyonu olarak daima Turkiye'nin en yuksek itibarli kulubu olma istegi eklendi.
Tahmin ediyorum ki bizim buyuk takimlarin istikrarli bir sekilde tepede veya tepeye yakin olmalarinin nedeni bu kulup kimliklerinin bir sekilde yapay zekaya yansimis olmasi. Yansimanin tam olarak nasil oldugunu bilmiyorum. Bu basarili olmak zorunda olan kuluplerin daha fazla risk almasini mi sagliyor, yoksa basarili olmak zorunda olan kulupler daha yuksek basari primleri mi tercih ediyor veya futbolcular daha fazla guven (rakipler daha az guven) ile mi maca cikiyor bilemiyorum.
Bir suredir bu buyuk kuluplerin buyuk kulup gibi davranmamasindan ben de rahatsizdim. Hatta iki (belki uc) yil once bu forumlarda bununla ilgili uzun uzun bir fikir alis verisi olmustu. Bu surec icinde once veritabaninda neler yapabilecegimizi cozmeye calistik ancak belirli bir yerden sonra oyun kendi hikayesini yaziyor, daha buyuk kitlelere hitap eden kulupler buyuk kulup gibi davranmiyordu.
Gecen sezon (3 puanli sistemde) en dusuk puan ortalamasi ile sampiyon cikmasi tabii gozardi ettigimiz bir sey degil. Turkiye ligini oyunda kulupler arasi kalite dagiliminin en dusuk oldugu liglerden birisi olarak dizayn ettik. Hatta bu kalite dagilimininin 180'den fazla ligde, futbolculari degerlendirigimiz Haziran 2019 itibariyle, ne seviyede olmasi gerektigine dair bir calisma ile veritabaninda bir standardizasyon saglamaya calistik. Tabii her ulke bunu kendi calismasina dahil etmedi ancak onemli olanlar metodolojilerini buna gore degistirdi, zamanla digerleri de faydasini gorup degisecektir.
Bu kadar uzun neden anlattim?
Boyle temel bir meselenin oyunda degismesinin ne kadar vakit alabilecegini gostermek icin. Tabii hepsi bu kadar uzun surmeyebiliyor. Ancak genelde benim bakis acim olup biteni dogru analiz edip, bunun cozumu icin dogru modeli kurarak cozum uretmeye tesvik etmek. Kisa vadeli veritabani uzerinden yapilacak oynamalarla 1-2 sezonu kurtarip sonrasinin kaosa suruklenmesi dogru buldugum bir metod degil.
yanıtın için çok teşekkürler hocam, büyük bir zevkle okudum. bu detayları öğrenmek ufkumuzu açıyor. siz yazın böyle uzun uzun biz büyük bir iştahla okuruz, iyi günler
Mesaj Yetkileri
Alıntılı Yanıtla