"Azmin sonu! Başardım, Başardık" 2 - Bir Galatasaray hikayesi..
Daha lig yeni başlamış her şey yolunda giderken canım sıkıldı ve bu konunun birincisini yazdım. Orada fazla başarım yoktu. Sadece konuyu açtığımda bu sene bu kupayı kaldıracağımı yazdım ve nitekimde öyle oldu.
Bu konuyla ilgili ilk yorumlar, görüşler için;
http://forum.turksportal.net/vb/showthread.php?t=18297
Bu konuyu ayrı bir sayfada açmak istedim çünkü 5 senelik olağanüstü ve ilk defa bu kadar zevk alarak yazacağım bir hikayeyi aynı sayfa altında devam ettirmek istemedim.. Bunun için ayrı bir sayfa olarak sizlerin karşısına çıkarıyorum..
İşte, "Azmin sonu! Başardım, Başardık" 2 hikayesi başlıyoor..
Not: Arkadaşlar önemli seneleri ayrıntısıyla anlatacağım. Sadece Lig ve Türkiye Kupası'nı aldığım seneleri kısa ve öz anlatarak geçeceğim.. Bilgilerinize.
Birinci Sezon
Yıl 2005/06 Galatasaray 100.yılını kutluyor. Taraftarlar, yönetim takımdan başarı bekliyor. Yönetimin yaptığı klasik hatalar yine boy gösteriyor ve adı, sanı duyulmamış Eray Dengiz, Galatasaray takımının başına geliyor.. Taraftar yine hayal kırıklığına uruyor. Eray Dengiz basın açıklamasında, bu takımı Dünya'nın en iyi takımı yapacağını ve üstün başarılar kazanacağını söylüyor..
Takıma ilk baktığımda her zaman Galatasaray'da yaptığım transfer operasyonunu yapıyorum.. Tam tamına 16 futbolcu ile yollarıma ayırıyorum. Bunun nedeni ise gerçektende işime yaramayacağını düşündüğüm futbolcuları satıp gerçektende Avrupa'da bana başarı getirecek futbolcuları almak istememdir..
Satılanlardan gelen parayla öncelikle gerekli yerlerime transfer yaptım..
Satılanlar, alınanlar, antreman, taktik ve takım dizilişlerine kadar herşeyiyle Lig'e ve Avrupa'ya hazırdım. Denizlispor galibiyeti ile Lig'i açıyordum..
Lig güzel giderken Şampiyonlar Lig'inde karşıma, Arsenal, Benfica ve Milan üçlüsü çıkıyordu. Hemen aklıma 2000 senesinde kazandığımız ve gruplardan Milan'ı eleyerek 3.olarak çıktığımız sene aklıma gelmişti. Bu gruptan ya 2. ya da 3. olarak çıkmalıydım.. Dediğim oldu ve Benfica'nın önünde 3.olarak Uefa'ya devam ediyordum. Aklımadan acaba 2000 senesinde yaptığımızı bir daha yapabilirmiyiz diye geçti.. Bununla kalmayıp eğer bu başarıyı sağlarsam 100.yılda Uefa kupasını getiren ikinci teknik adam olarak anılabilirdim..
Karşıma Lens çıkmıştı.. Deplasman 2-1 yenilmeme rağmen kendi evimde 4-0'lık net bir skor ile ayrılıyordum..
Diğer bir turda rakip Sporting Lizbon'du.. Kendi evimde 2-0 gibi rahat bir skorla geçtim. Ama bu deplasman için iç açıcı bir skor değildi.. Maça hızlı başlayan Sporting daha 60' 3-0 öndeydi.. Ama son dakikalarda gelen golle 3-1 yaparak Çeyrek Final'e adımı yazdırıyordum..
Çeyrek Final'de karşıma Yunanistan'ın güçlü takımı Olympiakos çıkıyordu.. Deplasman 3-2'lik bir skor alınca rahat geçeceğime inandım. Ve kendi sahamda 1-0'lık galibiyetle Yarı Final'e gelmiştim. Herşey yolunda gidiyordu. Türkiye Kupası hariç.. Beşiktaş'a elenmiştim.. Türkiye Lig'inde ise açık ara şampiyondum.. Yarı Final'de İspanyolların güçlü temsilcisi Sevilla karşıma çıkmıştı.. Deplasmanda aldığım 2-2 ve kendi evimde aldığım 1-1'lik skorlalar adımı Finale yazdırıyordum.. Karşımda yine İspanyolların güçlü temsilcisi Villarreal çıkmıştı.. Ne beraberlik ne yenilgi düşündüğüm maçta 4-0'lık farkla ayrıldım ve daha ilk senemden UEFA KUPASINI kazanmayı bildim.. Taraftar ilk geldiğim gün ki söyledikleri sözleri unutmuş resmen bana tapıyorlardı.. Bunun yanında birde Türkiye Lig'ini kazandığımda herkes beni tebrik edip yerimin sağlamlaştığını söylediler..
5 sene öncesinin maçları olduğu için tıkladığım halde açılmıyor. Sadece fikstürü yolluyorum arkadaşlar..
İkinci Sezon
İlk senem böylesine başarılar ile geçmişti. İkinci senemde gözümü Uefa'dan çok ŞL'ne dikmiştim. Öncelikle transferlerden başladım..
11'e yakın futbolcumu satmıştım. Bunlardan bir çoğu genç ve gelecek vaad eden futbolculardı. Geçen sene hepsi yedek bekliyordu. Hem bu sene yedek beklememeleri için hemde bunları satıp ŞL için iyi bir kadro yapmam gerektiğini düşünerek sattım..
ŞL hedefledim bir kere.. Öncelikle Nuri Şahin, Caner Erkin ve Uğur Boral gibi genç isimler bedavaya takıma getirdim. Araştırdım ve sonunda sadece Arjantinli futbolcuları takıma katacağımı söyledim kendime.. Aimar Pablo ve Leo Franco gibi 2 Arjantinin güçlü isimlerini kadroma kattım. Bunlarla birlikte ŞL'de çok iş yapacağıma inanıyordum..
Bu sene Türkiye Lig'i ve Türkiye Kupasını kadroma kattım. ŞL'de ise grubumda Lille, Cska Moscow ve Chelsea vardı. Yanlış hatırlamıyorsam Chelsea'nin arkasından 2.olarak çıktım.. Karşıma İngilizlerin güçlü takımı Manchester geldi. Kendi sahamda 2-2 beraberliğin sonunda deplasman 5-1'lik gibi bir fark yiyerek 2.tur'da ŞL'ye veda ediyordum..
Üçüncü Sezon
Geçen sene olmadı bu sene ŞL için bir şeyler yapmalıydım.. Kesinlikle en azından Çeyrek Final veya Yarı Final hedefliyordum.. İşte satılanlar ve gelenler;
Takımın yıldızı Carlos Tevez'i 56 trilyon gibi bir fiyata Real'e satıyordum.. Bunun boşluğunu dolduracak yıldızlar araken boşta olan Saviola ve Halil'i kadroma kattım..
Burak Yılmaz, Saviola, Milito (Arjantin), Halil, Mehmet Çakır, Sivok, Volkan Babacan, Fathi gibi isimleri kadroma katarak hem bu seneyi düşündüm, hem de gelecek seneler için sıkıntı çekmemek için bu transferleri yaptım..
Türkiye Lig'i ve Türkiye Kupasını yine kazanmama rağmen ŞL'de istediğimi elde edemeyince çok sinirlendim. Gruplardan sonuncu olarak elendim. Böylesine mükemmel bir kadroya sahip olmama rağmen elenmem beni sinirlenmişti.. Yılmadım ve 4.sezonda ŞL'yi kazanacağımı üstüne vura vura söyledim..
Dördüncü Sezon
Eski konunun açıldığı sezon bu sezondu. Bu sezon yeni transferlerime güvenerek ve eski yaptığım transferler ve yine gençlerimle oluşturduğum kadroyla ben inanıyor, benimle birlikte bir kaç kişi inanıyor ve geri kalan kimse kazanacağıma inanmıyordu..
Yaptığım Transferler, Sattığım oyuncular;
Hayatımda hiç alamadığım Nihat'ı rekor bir fiyata alıyordum. Bunun yanında DK'de başarıl olan eski Galatasaraylı Tamas ile birlikte Hamit Altıntop ve Arjantinli D'Allessandro'yu kadroma kattım.. Bana göre mükemmel bir kadroydu..
O sene Türkiye Lig'ini kazandım ama Türkiye Kupasını kaybetmiştim..
Avrupa'ya gelince..
Gruplarda, Ajax, Liverpool ve Anderlecht çıktı. İnanılmaz güç bir rekora imza atarak 6 maçta 6 yaparak gruplardan lider olarak çıktım..
Gruplardan çıktıktan sonra karşıma Galatasarayın Ezeli 2.rakibi Real Madrid gelmişti. Benim için en önemli şey ilk maçların her zaman deplasmanda olmasıdır. Deplasmanda alacağın skor ile kendi evinde çok rahat karşı takımı eleyebilirsin..
Hayatımın en değişik maçlarından birini yaşadım. Tarih Tekerrür eder derler ya aynen onu yaşadım.. Barnebau'da ilk yarı bittiğinde Real:3 - Galatasaray:0 gibi bir net skor ortadaydı.. Ne yapacağım derken oyuna Özgürcan'ı aldım.. İlk golü buldum, derken 2.golü buldum ve 90' sahneye Nihat çıkıp durumu 3-3 yaptı. İnanılmaz sevinmiştim. Kendi evimde 3-3'den düşük herhangi bir beraberlik ile Çeyrek Finale çıkacaktım.. Kendi evimde bütün maç kapanarak oynadım ve 1-1 gibi skorla Çeyrek Finale çıktım.. Karşıma yine zor bir ekip Juventus çıkmıştı.. İşte buraya kadar dedim.. Kendi evimde en azından 1 gol atıp oraya gitmeliydim.. Çünkü benim görüşüme ters düşen bir durum vardı. İlk maç kendi evimdeydi.. Yanıldım! Kendin evimde 2-0 yendim.. Real Madrid kendi evimde uyguladığım kapanma taktiği Juventus karşısında çok yaradı.. İlk yarı bittiğinde 2-0 öndeydimYarı Final için acaba hangi rakip gelecek diye düşünüyordum.. Maç bitti 3-2 Juventus galip.. Önemli değildi çünkü ŞL'de Yarı Finaldeydim..
Chelsea, Shakhtar ve İnter Milan vardı. İnter ve Chelsea 2 sezondur finalde oynuyorlardı.. İçlerinden Shakhtar için resmen dua ettim ve Shakhtar ilk maç deplasman oynamak üzere bana rakip oldu.. ee böylesine kolay lokmayı bulmuşum Final'e çıkmamak yakışmazdıı
Deplasmanda 3-1 yendim kendi evimde 2-0 yenilmeme rağmen Finale adımı yazdırmıştım.. Karşıma güçlü ekip çıkacaktı ve en güçlüsü Chelsea çıkmıştı.. İçimden hmm diyerek durumu izah ettim kendi kendime
Finali heyecanlı anlatamayacağım çünkü o anı yaşamadım resmen tırnaklarımı yedim..
İşte toplu sonuçlar (tek tek maçları ss alamıyorum geçmiş zamandan dolayı..)
İnandım ve başardım.. İnanmak başarmanın yarısıydı.. Bu sözlerin hepsi beni özetliyordu.. İnanılmaz bir bütünsellik, kardeşllik vardı takımda.. Herşeyiyle mükemmel bir takımdık.. Diğer sezonlara gelince.. Bundan sonra ki senemde yine ŞL'yi kazandım
Aslında ŞL'yi kazandıktan sonra ki 2 senemide yazmak isterdim ama çok yoruldum..
Bundan sonra yapmak istediklerime gelince.. Başka takıma gitmeyi düşünmüyorum.. Şuana kadar 10-15'e yakın büyük takımlardan teklif aldım ama hepsini reddettim.. Transfer bütçesini daha ayarlayamadım.. Bundan sonra hedeflerim her sene tüm kupaları kazanan bir takım yaratmak, bütçeyi 400-500 trilyona getirmek olacaktır..
Hikayemi dinlediğiniz için herkese teşekkürler..
Biraz uzun oldu ama idare edin artık
Teşekkürler, Eray Dengiz (ermoon)
Alıntılı Yanıtla
Originally Posted by sekopej
