Sayfa 2 / 4 İlkİlk 1234 SonSon
31 ile 60 arası toplam 107 sonuç

Konu: KEMAL'İN ASKERLERİ - Çalışma Odası

  1. #31
    S-B-Z Misafir

    Default

    böyle bir konu açtığın için teşekkürler.Ö.M yoluyla başvurumu yaptım.

  2. #32

    Default

    Arkadaşlar lütfen Atatürk bölümünde paylaşımlar veya var olan konulara yorumlar yapalım..

  3. #33

    Default

    Neden ben kabul edilmedim?Bu iş rütbeye mi bakıyor yoksa?

  4. #34

    Default

    Quote Originally Posted by Orient Jazz View Post
    Neden ben kabul edilmedim?Bu iş rütbeye mi bakıyor yoksa?
    Mesajımda belirttiğim şekilde ; Atatürk bölümündeki paylaşımlarına göre alınacaksın..

    Birde pek tanımıyorum seni o yüzden..

  5. #35

    Default

    Hayirli olsun,cok iyi oldu bu.Bende varim mustafa

    Benide eklersen sevinirim

    Paylasimlarim gelecek en yakin zamanda

  6. #36
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default İÇİmİzden Bİrİ AtatÜrk!!

    Arkadaşlar zevkle okumanız dileğiyle




    Bu arada bir arşiv belgesi daha aktarmak istiyorum size. 5 Aralık 1927 tarih. 5 Aralık 1927’de bir Türk Lirası verdiğimiz zaman 2 dolar alabiliyormuşuz karşılığında. Eğer bizim nesil vazifemizi yapaydık size karşı, bugün 20 milyon liralık banknotu götürecektiniz, karşılığında 40 milyon dolar alacaktınız bizim nesil vazifesini yapaydı. Ama diyorum ki lütfen gençler lütfen, ilerde maliye bakanı olabilirsiniz, ilerde başbakan olabilirsiniz, ilerde aile kurabilirsiniz oda bir ekonomik sektördür ve ekonomiye yön vereceksiniz. Bizim yaptığımız, size çektirdiğimiz sıkıntıları çekmemeniz için lütfen ekonomik görüşleriyle ATATÜRK’ü mutlaka incelemenizi tavsiye ediyorum.
    Bu arada biliyorsunuz 1929 da çok büyük ama çok büyük bir şey var. Ekonomik kriz var. Bütün dünyayı sarsmış ekonomik kriz. Peki soruyorum size sarsılmayan bir ülke söyleyin. Türkiye tabii ki. Peki 1929’da bütün dünya buhran yaşıyor en gelişmiş ülkeler bile. Hadi etkilenmedin de, rakamlara bakın kişi başına düşen milli gelir %51,2 artıyor. Eksilmeye alışmışız da artma kelimesi garip geliyor bize. Enflasyon ne kadar? Eksi 1.2, bunlar resmi rakamlar.
    Peki ikinci örnek, günümüze örnek;1996 İngiltere’de bir seçim yapılır. Meclisteki kadın millet vekili sayısı seçimden önce 13, seçimden sonra birden 123 olur. Hiii derler kim yaptı bu başarıyı, Lezli Abdela diye bir hanımefendi. Lezli Abdela’yı tüm ülkeler çağırır, “ya bize de öğret metodunu da bizde kadını fazla sokalım meclise” derler. Lezli Abdela’yı Türkiye de çağırır. Şileye gelir, dolar alır anlatmak için. Ve işte sözlerinin özeti “ingiliz kadını bu başarıyı ATATÜRK’e danıştı”. Yani ben Türkiye ye terciye tere satmaya geldim. Peki Lezli Abdela’nın uyguladığı projenin adını biliyor musunuz? “Mutfak Projesi” peki şöyle yazıyor şurada; “1919 dan beri biz Türk kadını ve ATATÜRK’ün peşindeyiz merak ediyorum iki kadın milletvekilinizde benim peşimde niye acaba” diye de ironi yapmış burada. Bu arada eğer biz bu metodu uygulasaymışız Türkiye’de sanıyorum Türk erkekleri şu anda meclise nasıl girebiliriz diye arayış içinde olacaktı, hiç şüphe yok buna.
    Peki bu arada dünyaya o kadar çok ilk hediye etmişiz ki bunlardan bir tanesi de üniformalı ve rütbeli kadın asker ilk defa bizim ordumuzda, bizden dünya orduları örnek alıyor. Kurtuluş Savaşında rütbe alan kadın askerlerimiz; Binbaşı Ayşe ALTUNTAÇ, Üsteğmen Emine VARDARLI, Üsteğmen Fatma ŞİMŞEK. Ama dünya tarihine tek geçen bir üsteğmenimiz var; 700 erkek 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat ATATÜRK tarafından atanmış, Üsteğmen Kara Fatma. Evet dünyadaki ilk müfreze reisesi kadın unvanını taşır Kara Fatma. Ben geçenlerde Erzurum’a davetliyim, Erzurum Üniversitesi rektörümüz davet etti uçakla gittim. İndim uçaktan “off ayağım belim melim” dedim, bir an aklıma geldi, biliyorsunuz Kara Fatma Erzurumlu; Erzurum’u 13 kadınla müdafaa ediyor, atına atlıyor Bursa’ya kadar geliyor, Bursa’nın Kurtuluşuna da tanık oluyor. Ben uçakla zor gittiğim yere, önümde yemeğim, arkamda suyum, sıcacık, ama bu kadının yaptığı! Ha o zaman sanıyorum şu andaki Türk kadını asla ve asla yoruldum demeye hakkı yok, eğer Kara Fatmaları eğer Şerife bacıları tanısaydı.
    Evet anlıyorum bu hanımlarımızı tanımadan önce bir şey yaptım zannediyordum. Şu anda hiçbir şey yapmadığıma kaniyim. Bu arada Kara Fatma’nın savaşta yaptıklarını, dedim ya Bursa’ya kadar gelmiş, üç oğlunu şehit vermiş, kızının parmakları İzmit muharebesinde kesilmiş, sadece savaşı anlatmak için bir konferans gerekir Kara Fatma’nın. Ama Tamim gazetesini okuyorum, Tamim gazetesini okurken Kara Fatma’yla yapılmış bir röportajı okudum, inanılmazdı. Gazeteci soruyor diyor ki; “çok fakirsin çok çok ihtiyacın var paraya neden üsteğmenlik maaşı sana bağlanan maaşı Kızılay’a bağışladın?” diyor. Verdiği cevap tarihi bir cevap aynen şöyle:
    “Ben Kurtuluş Savaşında yaptıklarımı bir menfaat ve çıkar karşılığında yapmadığıma inandığım için en son vatani vazifem olarak maşımı Kızılay’a bağışlıyorum” diyecektir. Bu bana neyi hatırlattı biliyor musunuz? ATATÜRK’e bir gazeteci sorar; “neden mal ve mülkünüzü milletinize bağışladınız” diye. ATATÜRK’ün verdiği cevabı aynen aktarıyorum:
    ”Mal ve mülk bana ağırlık yapıyor, onları asıl sahibi olan milletime bağışlamaktan ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar asıl zenginlik insanın manevi şahsiyetinde olmalıdır.“ diye cevaplayacaktır. Ne güzel değil mi en son kademeden en tabana kadar, kadınından erkeğine kadar hepsi aynı söylemde ama alışmadığımız gibi aynı eylemdeler ne diyelim sağ olsunlar, varolsunlar.
    Dileyelim sizin nesle, genç nesle, hortumcular soyguncular değil, Kara Fatmalar, Mustafa Kemaller örnek olsunlar. Tabi Kara Fatma’nın örnek olabilmesi içinde bir okuma kitabımızda hiç olmazsa bir okuma parçası olarak Kara Fatma’nın olması lazım ki örnek alabilesiniz. Bu arada ATATÜRK’ün şu sözü çok hoşuma gider diyor ki; “Geçmişi ne kadar çok unutursak geleceği korumak o kadar zor olur.” Biz Kara Fatmaları mutlaka hatırlamalıyız sanıyorum.
    Bu arada bir kadınımızı daha vermek istiyorum, Melek Hanım. Haçin katliamını hepiniz hatırlıyorsunuz, 535 Türk hunharca katledilmiştir. Hepsi öldüğüne göre nerden biliyorsun hunharca katledildiğini? Şair Melek hanım diye anılırmış Haçin’de.Şahadetinden sonra kolunun altından bir bohça çıkıyor, bohçayı açıyorlar, 18 kıtalık bir destan yazmış. O anda gördüklerini kaleme almış. Mektupçu Hüseyin nasıl vahşetle öldürüldü, komşu kızı Hatice nasıl vahşetle öldürüldü hepsini kaleme aldığı bir destan. Başına ne demiş biliyor musunuz “inşallah okuna”. Ben 45 yaşımda bunu okuyabildim en sonuna da “bizden sonrakiler neler çektiğimizi bileler diye yazıyorum” demiş son iki kıt’ayı sizlere okuyorum

  7. #37
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default İÇİmİzden Bİrİ AtatÜrk

    Meydan kazanı kurdular
    Tüm bebeklerimizi kaynattılar
    Gün görmedik anaları
    Süngü ile oynattılar

    Kundakları verdiler
    Kanlı kundak yu dediler
    Bebelerimizi kaynattılar kaynattılar
    Kuzu eti diye hepimize zorla yedirdiler
    Evet biz burada kolay bulunmuyoruz, bu koltuklarda kolay oturmuyoruz. Evet bakıyorum çok buruldunuz, çok üzüldünüz ama liderlik dedik biraz da gülümseyelim mi?
    Lider dedik, ATATÜRK’ün resimlerine bakıyorum hepsi asık suratlı hepsi ciddi. Lider olmak için böyle mi olmak gerekiyor, acaba ATATÜRK hiç mi gülmemiş, hiç mi espri yapmamış? Hadi gelin Antalya’ya gidelim. Antalya yolunda mola verir kulağına bir türkü gelir “Ya bu türküyü çok sevdim bulun getirin bu türküyü söyleyeni” der. küçücük bir çoban gelir. Derki “Sesin çok güzel bana da bir türkü okur musun”. Başlar çoban “demirciler demir döver tunç olur” diye, bitince ATATÜRK dalmıştır “bis bis” der. Çoban böyle bakar. “Oğlum der bis” der “Çok beğendik tekrarla anlamına gelir”. Hiç nazlanmaz gene aynı türküyü okumaya başlar. ATATÜRK türkü bitince cebinden bir harçlık çıkarır uzatır. Çoban hemen alır harçlığı, kuşağına kor, elini uzatır ATATÜRK’e “bis bis” der. Bu espri ATATÜRK’ün çok hoşuna gittiği için çok ünlü bir sanatçımızın yetişmesi sağlanacaktır.
    ATATÜRK’ün hayatta en hoşlanmadığı şey dalkavukluk, ama yemek masasında hiç hoşlanmıyor. Karşısındaki adam da ATATÜRK’e “sen Türklerin şahısın şususun bususun ...”, feci dalkavuk. Yoğurt kasesi adamın önündeymiş diyor ki Atatürk;“Şu yoğurt kasesini bana uzatır mısınız”. Adam yoğurt kasesi uzatacak, el insaf ayağa kalkıyor, önünü ilikliyor, tam yoğurt kasesini alacak parmakları içine giriyor. Ah diyorlar adama taktı ATATÜRK, birde zaten sinirlenmiş durumda, birde çok titiz bu konuda, şimdi bir fırtına kopacak. adam perişan, ah paşam vah paşam derken “Ya niye bu kadar üzüldünüz demin yoğurt yiyecektim şimdi cacık yemiş olurum”. Evet, bu espriyle 25 yılın sonunda ATATÜRK’ün müthiş espiritüel olduğunu keşfettim ve yeni hazırladığım konferansımın konusu ne biliyor musunuz? “ESPİRİLERİYLE ATATÜRK”. Bugün onu hazırlıyorum, 6-7 ay sonra bitecek inşallah sizlerle buluşacağız. O konferansta çok güleceğiz ama inanın çok da düşüneceğiz.
    Bir gazetecide Atatürk’e sorar “size der diktatör diyorlar ne dersiniz”. Atatürk şöyle bir bakar, “Eğer ben diktatör olsaydım hanımefendi bu soruyu sorduktan sonra siz asla canlı kalamazdınız “ diyecektir. Peki diktatör mü Mustafa Kemal bakalım.
    İzmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara’ya hareket edecekler. Trene binerler kompartımana çekilirler. Ertesi gün kompartımanı çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk. Yaveri “ya paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhalde niye böylesiniz” der. “Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı setremi yastık yaptım üşüdüm bende uyumadım kalktım” der. Yaveri; “aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik” der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan söylüyor bunları tarihi bir cevap derki “Geç fark ettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması”. Var mı böyle bir şey! Bu insana diktatör demeye kimin dili varabilir. Ayaklarının altına Yunan bayrağı serildiğinde bayrak bir ulusun onurudur diye basmayıp kaldırtan bir insanın kendi milletinin inancını çiğneyebileceğini düşünmek ancak onuru ve şerefi olmayan kişilerin işi olabilir diye düşünmeden de edemiyorum.
    Bu arada içimizde çok değerli öğretim görevlilerimiz ve öğretmen arkadaşlarımız var. Onların için de çok özel bir anısını anlatacağım. İstanbul Üniversitesinin açılış töreni. Çok mütevazı bir salon, tahta iskemleler, ortaya ATATÜRK’ün oturması için kırmızı renkte süslü muhteşem bir koltuk konmuş. Profesörlerle birlikte geliyor, buyurun diyorlar. Bir koltuğa bakıyor dönüyor profesörlere, aynen şunları söylüyor; “Sizlerden öğrenecek o kadar çok şeyim olduğuna göre bu koltuk sadece sizlere layıktır” diyor. En kıdemli profesörü o koltuğa oturtuyor ve kendisi tahta iskemlede programı sonuna kadar izliyor. Evet yani kendince hak etmediği hiçbir koltuğa oturmayan bir Mustafa Kemal’i görüyoruz orada. Dünya lideri olmak sanıyorum bu evet .
    Bu arada İstanbul ve Ankara illerinden birisine ATATÜRK adının verilmesi için bir kanun önergesi veriliyor meclise. ya İstanbul’a ATATÜRK diyorduk ya Ankara’ya. Bu önergeyi vereni hemen çağırıyor ve aynen şunları söylüyor ;“Bir ismin dillerde kalması için şehrin temellerine sığınmasına gerek yoktur. Bakın bu şehrin ismi İstanbul ama Fatih Sultan Mehmet’i hemen hatırlıyoruz. Eğer ben bir şey yapabildiysem bunu binaların tepelerine, şehrin temellerine ismimi yazarak değil milletimin kalbine yazarak anılmak isterim” diyecek, hiçbir yere adının verilmesini kabul etmeyecektir. Şimdi bakıyorum da hortumcunun soyguncunun hepsinin adı bitaraflarda şey gibi yazıyor merak ediyorum nasıl oluyor bu diye. Evet, galiba beni bıraktınız, ben 25 yıl kolay değil, beni bırakırsanız sabaha kadar buradayız. En iyisi son iki anı ama onu en iyi anlatan anılarla programıma son vermek istiyorum;
    İşte ilki öğrenciler evet sizin için. Bir öğrenci anlatıyor, Mahmut SADİ. Şöyle anlatır Mahmut SADİ. “Yıl 1923. İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar. Okul duvarında bir ilan görüyorum. Avrupa’ya talebe yollanacaktır. Allah Allah diyorum, ülke yıkık dökük yıl 1923 Avrupa’ya talebe! Lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına ATATÜRK “Berlin Üniversitesine gitsin” diye yazmış. Zaman geldi. Sirkeci garındayım, ama kafam öyle karışık ki gitsem mi kalsam mı, orda beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım? Bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. O sırada bir müvezzi ismimi çağırdı “Mahmut SADİ, Mahmut SADİ, bir telgrafın var” telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu ”sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum alevler olarak geri dönmelisiniz”. Var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider dünya lideri olmasın da ne olsun. Yıl 1923, biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz bir huyunu. Tüm ülkenin huyu değişiyor. Bunla uğraşan bir insan yolladığı 11 öğrenci nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor. Mahmut Sadi devam ediyor “gel de şimdi gitme, gitte orda çalışma, dön de bu ülke için canını verme”.diyor.
    Evet bu gün en büyük şikayeti ne Türkiye’nin? Beyin göçü. En iyi beyinlerimizi kapıp götürüyorlar ama o çocuklarımız arkalarına baka baka gidiyorlar. Peki diyeceksiniz ki engellemek o kadar mı zormuş? Ha o gün 11 öğrenciymiş, telgrafmış. Bu gün milyon öğrenci olsun, e-mail bilgisayar var. Yeter ki şu iki cümleyi ifade edebilecek, onların sorumluluğunu alan bir liderleri olsun.
    İşte son anım, Nehire NEHİR hanımefendiden; şöyle anlatır “O zamanlar kadınların sanatçı kimliğini yeni yeni kazandığı dönemler. Benim tiyatroda çömezlik dönemim. Muhsin ERTUĞRUL Darül Bedai’ye baş yönetmen olarak atanmış. Çok titiz bir insan. Provadan oyuna her şey saat titizliği ile işliyor, perde bir saniye bile geç açılmıyordu. Provaya geç kalan oyuncu derhal oyundan uzaklaştırılıyordu. Eee tahmin edersiniz ki bu durumda Muhsin Ertuğrul’un da düşmanı çoktu. Bir gece Dolmabahçe’den ATATÜRK’ün Şehir Tiyatrolarına geleciği haber verildi. Ben de karşılamak için hazırdım. Fakat paşa gecikti. Muhsin Ertuğrul kendisini beklemeden perdeyi saniyesi saniyesine açıp oyunu başlattı. ATATÜRK 4 dakika geç kalmıştı. Etraftaki dalkavuklar ATATÜRK geldiğinde Muhsin ERTUĞRUL’un onu beklemeden perdeyi açtığını ellerini ovuştura ovuştura anlattılar ATATÜRK “Yaaa öylemi Muhsin Ertuğrul’la Görüşürüz” dedi. Herkes Muhsin ERTUĞRUL’un işinin bittiğine inanıyor, ben müdür olacağım sen müdür olacaksın kavgaları bile başlamıştı. ATATÜRK piyesin bitiminde Muhsin ERTUĞRUL’u ayakta karşıladı. Deminkileri de yanına çağırarak aynen şunları söyledi. “Sizi tebrik ederim işinizle ilgili ciddiyetiniz ülkenin gelişimini ciddiye aldığınızı gösterir biz geç kaldık siz vazifenizi yaptınız eğer bir tek benim için perdeyi açmayıp oyunu başlatmasaydınız bu dalkavukluktan ileri gitmez ve beni çok üzerdi ben herkesin her sahada işini bu kadar ciddiye almasını istiyorum ülke ancak böyle ilerler efendiler” demez mi. Etraftakilerin suratları görülmeye değerdi o sırada”. Ama işte liderlik diyorum. Şimdi bir an günümüze geliyorum, hadi bakalım baba iseniz başlatın programı gelmeden. Mümkün mü! Ondan sonra artık beğenin haritadan bir yer, evet ki bu insan bir ülkenin en büyük lideri değil asrın lideri olan bir insan bunu yapıyor.
    Evet ATATÜRK ve onunla el ele verenler sayesinde üç tarafı deniz yerin üstünü anlatayım mı? Lütfen pazara gidelim Yabancı ülkelere gittim. portakalı taneyle jelatinlere sarıyorlar, kıymetli madde, karpuzu dilimle yiyorlar, biz kelek çıktımı atıyoruz, bir tane daha açıyoruz var mı böyle bir nimet. Lütfen pazara gidelim, yeşilin her tonu; geçen bir yabancı konuğum var; pazardan geçmek zorunda kaldık dedi ki bana “Türklerin özel bir günü herhalde bu gün”. “Neden” dedim? Eee baktı kadın naylon torba naylon torba yok öyle bir dava, böyle bir nimet nerde, hangi ülkede. Bir tane salatalık, bir tane domates, biz kilolarla. Ve bana ne dedi biliyor musunuz? “Yahu ülkeme dönünce ne isteyeceğim biliyor musun”. “Ne” dedim. “Türkiye’yi isterim de isterim diye tutturacağım” dedi. Bir espriydi ama bir gerçek payı da olduğu su götürmez.
    Peki yerin altına geçelim. Krom, brom, toryum, bor. Tamam güzel ama petrolün zekasına hayranım. Neden mi? Burada çıkıyor, burada çıkıyor, burada çıkıyor ama Türkiye’nin sınırını ezberletmişler petrole, bir kilometre girmiyor içeri. Var mı böyle bir petrol, yani altımız petrol dolu aslında. Hadi petrolü de geçelim, uzaydan çekilen fotoğraflara göre bugün petrolden bir derece zengin maden var, uranyum. Bu gün dünyadaki, Türkiye’de değil dünyadaki eni iyi uranyum rezervi bizim Karadeniz dağlarında arzı endam ediyormuş. Hoş o bize bakıyor biz ona bakıyoruz ama Türkiye’nin dış borcunun 19 katı değeri olduğu tespit edilmiş uzaydan çekilen fotoğraflara göre.
    Yabancı ülkelere gittiğimde ufacık bir tarihi vesika buluyorlar, üç kere etrafını çeviriyorlar, birde bol para ödüyorsunuz, böööyle bakıyorsunuz. 15 ayrı medeniyeti barındıran 10000 yıllık bir tarih var altımızda.
    Romanya devlet bütçesinin üçte birini nasıl kalkındırıyor? Suni termal tesis yapmış adamlar düşünebiliyor musunuz suni. Erzurum’a gittim kaynıyor, Kozaklıya gittim kaynıyor, Bursa’ya gittim kaynıyor, İzmir kaynıyor. Sadece bizim sıcak su kaplıcamız. Hakikisi var çünkü elimizde
    Geçen gün Isparta Süleyman Demirel üniversitesi beni davet etti rektörlük, oraya gittim. Beni Darvas diye bir kayak merkezine götürdüler. Kayak merkezinde kayakla kayıyordu herkes Davras’ta. Bir buçuk saat sonra, Antalya Akdeniz üniversitesinde vereceğim konferans için Antalya’ya indim. Millet denizde yüzüyordu. Var mı böyle bir ülke söyleyin bana. Bir buçuk saatlik mesafede. Bursa, Uludağ’a gidiyorsunuz kayak kayıyorlar, 20 dakikada Mudanya’ya gidiyorsunuz denize giriyorlar. Hakikaten yok böyle bir ülke. Dünya yuvarlağını çevirin hepsinin bir araya geldiği bir ülke söyleyin bana, ben bulamadım. Ya güneşi var ya kar-ı var ya denizi var ya dağı var birinden biri mutlaka.
    Peki bu kadar özel ve güzel bir ülke bizim elimizdeyken başımız dertten kurtulur mu? Asla. Düşmanımız dünden daha az değil, dünden daha çok. Bütün ülkelerin gözü bizim ülkemizde. Nasıl olmasın ki! Galiba bir tek bizim gözümüz yok şu ülkede.
    Bu gün bunun için parçalama ve bölme girişimlerini yüz yıllardır uyguluyorlar. Bir ara siyasi girdiler, sağ-sol diye böldüler, kapışın dediler, yutmadık. Daha sonra etnik böldüler, kürt-Türk dediler, kapışın dediler, yutmadık. Dinimizi kullandılar, kapanan-kapanmayan, laik olan–olmayan, ATATÜRK’çü olan–olmayan diye dörde beşe, tarikatlara bölünün dediler ki kolay alalım, yutmadık. Ekonomiyi kullandılar, zengin-fakir alan-alamayan dediler, gene olmadı. Yani tazı eski tazıydı, habire çulunu değiştirdiler. Oyunun kuralı buydu ama biz bu oyuna hiç gelmedik gelmeye de asla niyetimiz yok.
    Yeni ATATÜRK’ler yetişiyor ve gelmekte. İşte bugün bizi kuvvetlendikçe budanan, diğer türlü olduğu sürece de sulanan bir ağaç misali görmek gafletinde olan yada başka bir deyişle ayağa kalkmayacak kadar destekle ama yere düşmeyecek kadar köstekle politikası uygulamaya çalışan tüm ülkelere, iç ve dış düşmanlarımıza karşı en güzel cevabı ne zaman vereceğiz biliyor musunuz? Onu anmayı bırakıp anlamaya başladığımız zaman. Onu yakamızda taşıdığımız kadar fikir ve eylemlerimizde de taşıyabildiğimiz zaman. Onu özlediğimiz kadar özümsediğimiz zaman. Onunla yarışan ama onu aşmış yeni Mustafa Kemalleri yetiştirebildiğimiz zaman vereceğimiz inancıyla. sizlerden Nakiye Hanım, Kara Fatma, Mustafa Kemal gösterdiğin hedefe henüz ulaşamamış olmaktan dolayı özür diliyor ve bu hedefe ulaşana dek sakın bizi affetmeyin diyor ve bir şiirle programıma son veriyorum.

    ATATÜRK de, et artı kemik artı kandı,
    İnsanüstü değildi yani ATATÜRK,
    ATATÜRK de herkes gibi kusurları olan,
    Küçük büyük ve çirkinde olabilirdi,
    Ama güzeldi.

    ATATÜRK yorgunluk kahvesini bir su başında yudumlamayı,
    Serhat türkülerini, alaturkayı, mesela Safiye Ayla’yı,
    Yemeklerden fasulye pilakisini seven,
    Miri kelam bir İstanbul efendisi.

    Aşık ve şair, mahcup ve ürkek,
    Ama Karadenizli değil Karadeniz kadar canlı,
    Adanalı değil ama Adanalı kadar sıcak kanlı,
    Ve bir Aydınlı kadar oturaklı ve zeybek.

    Velhasıl bizim mayamızdan bizim kumaşımızdandı Mustafa Kemal.
    İnsan üstü değildi ATATÜRK,
    Tam insandı.

  8. #38

    Default

    Atatürk'ün hiç görmediğiniz videoları

    "Atatürk çalışıyor, dert dinliyor, kahve içiyor.."

    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9246&k_A=kaan
    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9247&k_A=kaan
    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9248&k_A=kaan

    arkadaşlar kesinlikle izleyin.. her bakımdan mükemmel bir insadı Atamız. ahh Atam ah.. Keşke hayatta olsan..

  9. #39
    Nesil
    2006
    Yer
    Yozgat
    Yaş
    30
    Mesajlar
    1,806

    Default

    Quote Originally Posted by azizuzu View Post
    öncelikle böyle bir şey için seni tebrik etmek istiyorum. Ellerine yüreğine sağlık çok güzel gercekten. Ben varım.
    haklısın abi böyle yazıların yazılması türkiyemizin atatürkçülükten kopmamış olmasının bir göstergesidir.

  10. #40
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default

    Quote Originally Posted by Eray Dengiz View Post
    Atatürk'ün hiç görmediğiniz videoları

    "Atatürk çalışıyor, dert dinliyor, kahve içiyor.."

    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9246&k_A=kaan
    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9247&k_A=kaan
    http://video.haberturk.com/Video.asp...=9248&k_A=kaan

    arkadaşlar kesinlikle izleyin.. her bakımdan mükemmel bir insadı Atamız. ahh Atam ah.. Keşke hayatta olsan..
    Eray abi teşekkürler,gerçekten çok güzel ve ilginç daha önce hiç görmedim o kadar arşivim olmasına rağmen hemen ekledim.Her Türk'ün izlemesi lazım

  11. #41
    Nesil
    2003
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    217

    Default

    Merhaba arkadaşlar;

    Hemen hemen kaliteli her forumda mutlaka böyle başlıklar görebilirsiniz. O yüzden bunu bizim forumlarımızı da taşıdığınız için sizleri tebrik ediyorum. Teşekkürler...

    Ayrıca gruba herkesi almamanız da gerçekten çok iyi olmuş. Böylece hem seviyeli hem de sağlam bir grup kurmuş olursunuz.

    Grubunuza ben de başvurmak istiyorum. Yetkili arkadaşlar beni de bir kontrol etsinler. Ondan sonra kabul görürse o yazıyı ekleyeyim imzama...

  12. #42
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    926

    Default

    Eray Abi ve JunkChorn, paylaşımlarınız için sağolun. Videoları izledim ve yazıyı okudum. Gerçekten harika.

    Birde, eğer bulabilirseniz Kurtuluş filmlerini izleyin arkadaşlar. Orada Atatürk'ü Rutkay Aziz canlandırıyor. Turgut Özakman senaryosunu yazmış. Yıllar önce film TRT'de 9-10 bölüm yayınlanmıştı. Gerçekten mükemmel.
    ...Eğer mücadele ettiğin noktaya varmayı ummuyorsan, mücadele edemezsin...

  13. #43
    Nesil
    2006
    Yer
    Yozgat
    Yaş
    30
    Mesajlar
    1,806

    Default

    Atamizin İzİnde Olmamiz Ve BÖyle Yazilar Yazmamiz Benİ Çok Mutlu Ettİ

  14. #44
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default

    Quote Originally Posted by LaKe View Post
    Eray Abi ve JunkChorn, paylaşımlarınız için sağolun. Videoları izledim ve yazıyı okudum. Gerçekten harika.

    Birde, eğer bulabilirseniz Kurtuluş filmlerini izleyin arkadaşlar. Orada Atatürk'ü Rutkay Aziz canlandırıyor. Turgut Özakman senaryosunu yazmış. Yıllar önce film TRT'de 9-10 bölüm yayınlanmıştı. Gerçekten mükemmel.
    Ben teşekkür ederim Mert.Dediğin film bende var.Zamanında bi gazete vermişti.5cd çok çok güzel.

  15. #45
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default AtatÜrk'e Dİl Uzatanlar Okusun LÜtfen

    Bu ülkede yasayan her insanin bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK... Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş... Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş... Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu... Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş... Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş... Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar... Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş! Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti .. Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı. Atatürk'e acıyorum... Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir. Aaaah ah... Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken... Bunları yapmadı Atatürk... Keyif çatmadı... Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı... ISTE ONUN IÇIN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK HER FIRSAT ELINDE VARDI. O ISE SADECE BU MILLETIN BAGIMSIZLIGINI ISTEDI. BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI IÇMEKTI O KADAR

  16. #46
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    926

    Default

    Bu da güzel bir yazıydı. Gerçekten çok büyük bir lidermiş Atatürk. Bağımsızlık uğruna tüm zevklerinden vazgeçmiş, kendini Türk Milletine adamış. Onun izinden giden liderler oldu, ama onun gibisi bir daha gelmedi...
    ...Eğer mücadele ettiğin noktaya varmayı ummuyorsan, mücadele edemezsin...

  17. #47

    Default

    Hıncal Uluçun yazılarında bir bölüm vardır sevdiğim yazılar diye orada çıkıyor çoğunlukla liderlerin Atatürk hakkındaki düşüncüleri herzaman gururlanıyorum

  18. #48
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul- Samsun- Isparta
    Yaş
    35
    Mesajlar
    0

    Default

    Atatürk'le ilgili gerçek yazılan yazıların hepsi gurur verici...

  19. #49
    Nesil
    2006
    Yer
    Aşk-ı Şehir
    Yaş
    33
    Mesajlar
    3,285

    Default

    öncelikle hayırlı olsun abi bi ricam war ben nerden başvuru yapılcanı bilmiom benide eklermisin
    I'm back...

  20. #50
    Nesil
    2005
    Yer
    Sakarya
    Mesajlar
    405

    Default

    Bu oluşumun üyelerinden bir ek çalışma grubu oluşturulsun, bu ekip bölüme veya bu başlık altına eklenen çalışma/metin/paylaşımların doğruluğunu yahut uygunluğunu belirlesin.
    Sonuçta bu bir oluşum olduğu ve çalışmalar/paylaşımlar da bu oluşuma ait olduğu için böyle bir kısıtlamanın bir zararı yok gibi görünüyor.
    "Beşerin taptığı bir kendisinin heykelidir"

  21. Default

    Lütfen Benide Eklermisiniz..

  22. #52
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    30
    Mesajlar
    4,252

    Default

    Ben niye eklenmedim anlamıyorum.

  23. #53

    Default

    Mustafa böyle bir konuyu başlattığın için Öncelikle Teşekkür Ediyorum ve Benide eklenmemi istiyorum.

  24. #54
    S-B-Z Misafir

    Default

    Gerçekten çok güzel Yazı ve Paylaşımlar bunlar.Emeği geçen Arkadaşlarıma Teşekkür ediyorum.Bu aralar bir yoğunluğum var en kısa zamanda bende bişeyler ekleyeceğim.

  25. #55
    Nesil
    2006
    Yer
    Aşk-ı Şehir
    Yaş
    33
    Mesajlar
    3,285

    Default

    teşekkür ederim speedy
    I'm back...

  26. #56
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default

    Quote Originally Posted by LaKe View Post
    Bu da güzel bir yazıydı. Gerçekten çok büyük bir lidermiş Atatürk. Bağımsızlık uğruna tüm zevklerinden vazgeçmiş, kendini Türk Milletine adamış. Onun izinden giden liderler oldu, ama onun gibisi bir daha gelmedi...

    Daha neler war Mert.Vakit olsada buraya koysam

  27. #57

    Default

    Quote Originally Posted by Mc.Speedy ® View Post
    Mustafa böyle bir konuyu başlattığın için Öncelikle Teşekkür Ediyorum ve Benide eklenmemi istiyorum.
    Quote Originally Posted by mustafa_ekici90 View Post
    teşekkür ederim speedy
    Önemli bir değil fakat konu hassas olduğu için belirtmek istedim , teşekkkürüm kurucu üyelerden Mustafa Güngör'e idi.

  28. #58
    Nesil
    2006
    Yer
    Aşk-ı Şehir
    Yaş
    33
    Mesajlar
    3,285

    Default

    olsun abicim canın saolsun
    I'm back...

  29. #59
    Nesil
    2005
    Yer
    istanbul-izmir
    Mesajlar
    0

    Default

    arkadaşlar lütfen niye eklenmiyoruz gibi mesajlar atmayalım artık.burada yapılan paylaşımlara bakarak ekliyoruz.eğer üyelere bir göz atarsanız hepsinin aktif üyeler bir çoğunun da site yöneticisi olduğunu göreceksiniz.herkesi almamız beklenmesin lütfen.ama bu kimse alınmayacak demek de değildir...yapılan paylaşımlar,diğer başlıklarda atılan mesajlar,konuşma üslubunuz hepsi takip edilecek o şekilde alınacaksınız...

    gereksiz mesajlar silinmiştir...

    Edit: mustafa_ekici90 özel mesajla gereken bilgiler verilmiştir...öm ile her zaman ulaşabilirsin bana

  30. #60
    Nesil
    2006
    Yer
    Izmir
    Yaş
    38
    Mesajlar
    0

    Default

    Beni de eklermisiniz?

    Bu aralar fazla takılamadığım için paylaşım yapamıyorum ama en kısa zamanda paylaşımlarım gelecektir.

Sayfa 2 / 4 İlkİlk 1234 SonSon

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •