1 ile 13 arası toplam 13 sonuç

Konu: Steve Nash

  1. #1

    Post Steve Nash



    Babası John profesyonel futbolcuydu. Aldıkları bir davet ile Kanada'ya yerleştiler ve Nash burada Canada vatandaşlığına geçti. Steve Nash ve kardeşi Martin babalarının izinden gidiyorlardı. Bu yüzden Nash'in futbol konusunda bu kadar yetenkli olması yadırganamazdı. Öyle ki babası ilk doğum günü hediyesi olarak ona futbol topu almıştı. Futbol oynaması sayesinde yeteri kadar çeviklik ve hız kazanmıştı.
    Nash daha sonra basketbol sporuna olan yeteneğini keşfetti. İlk kez 8 yaşındayken düzenlenen bir organizasyonda forma şansı buldu. Bu noktada annesi onun bir gün bir NBA yıldızı olacağına inandığını belirtmişti. Bu yıllarda St. Michaels Üniversitesi'nin kolejine devam eden Steve Nash, burada çocuklar dalında en değerli futbol oyuncusu seçildi. Fakat onun ilgisi basketbolaydı. Bu nedenle çocukluk rüyalarını elinin tersiyle itti ve basketbol oynamaya karar verdi. Onun St. Michaels'taki koçu Ian Hyde-Lay onun kadar sessiz bir point guardı daha önce tanımadığını anlatıyordu.
    Zaman ilerledikçe Nash de gelişiyor, her gün oyununa yeni birşeyler ekliyordu. Sadece kendisini geliştirmekle kalmayıp arkadaşlarının da ilerlemesini sağlıyordu. Daha o zamanlar 21.3 sayı 9.1 rebound ve 11.2 asistle kategorisinde lider durumdaydı.
    Artık Nash'in kolejlerde oynamaya başlaması gerekiyordu. Buna kendisi gibi koçu Hyde-Lay de inanıyordu. 1991 ve 1992 yıllarında Amerika'nın en iyi kolejlerinde(Arizona, Duke, Indiana, Maryland) oynamayı reddetmişti. Daha sonra bunlara göre çok daha ufak bir kolej olan Santa Clara, Steve Nash'i kolejine çekmeyi başarmıştı.
    Fakat burada işler yolunda gitmiyordu. İlk yılında MVP ödülünü kazanmasına rağmen takımının kötü gidişine dur diyemedi. Takımında sayı, asist ve top çalma alanlarında liderdi. 1994-95 sezonunda artık takımında da işler yolundaydı. Burada yine Nash istatistikleriyle takımını sırtlıyordu. Öyle ki maç başına 20.9 sayı 6.4 asist ve %45.4 üçlük isabetiyle bu alanlarda ligde zirvedeydi.
    Artık draft zamanı gelmişti. Nash 1996 yılında Phoenix Suns tarafından 15. sıradan seçildi. Seçildiği sene pek çok süperstar daha NBA'e katılmıştı.ÖRNAllen Iverson, Marcus Camby, Ray Allen, Peja Stojakovic, Stephan Marbury, Kobe Bryant..)
    İlk 2 senesinde Suns'ta Kevin Johnson ve Jason Kidd tarafından yetiştirildi. Bunların tecrübelerinden faydalandı. 2 sene Suns macerası sürdü. Daha sonra 1998 yılında Dallas Mavericks tarafından transfer edildi. Don Nelson Dallas'ta yeni bir oluşum içine girmişti. Burada Dirk Nowitzki ve Micheal Finley ile Dallas'ın 13 yıl sonra play-offlara girmesini sağladı. Fakat takımın sahibi Marc Cuban radikal kararlar almıştı. Takımını play-offlara taşıyan coach Don Nelson'ın yerine Avery Johnson'ı getirdi. (Sonraki yılda da Avery Johnson kurulu düzeni iyi işlettiği için yılın koçu ödülünü almıştı.) Takım yeni bir kimliğe bürünüyordu. Bu noktada Cuban ligin en önemli guardlarından biri olan Nash'i takımdan yollayarak büyük bir sürprize imza attı. Gerekçe olarak da Nash'in sadece ofansif oynamasını gösterdi.Fakat Nash bu duruma üzüldü çünkü çok ama çok iyi oynuyordu ve Dirk Nowitzki ile çok iyi bir dostluğu vardı.
    Artık Nash için yuvaya dönüş gerçekleşiyordu. 8 yıl önce onu seçen Phoenix SunsMike D'antoni takıma yeni bir kimlik kazandırıyordu. Takım felsefesi sadece hücuma yönelikti. Yani yavaş yavaş ligin en ateşli takımı yaratılıyordu. Bu takımın da lideri ve her şeyi Nash'ti. Çok koşan, hücum reboundu kovalayan ve minumum savunma yapan bu takım içinde Nash yeteneklerini daha rahat sergiledi. 2 sene üst üste MVP ödülünü kazandı. Bunların yanı sıra takımını 29 galibiyetten alıp 62 galibiyete taşıdı. Takım arkadaşlarına da ödüller kazandırdı. Boris Diaw'ın "En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu" ve Leandro Barbosa'nın "En İyi Altıncı Adam" ödüllerini almasında onun payı çok büyüktür. (1.93 değil 1.85 boyunda olan basketbol oyuncusu) kadrosundaydı. Takımın başına getirilen

  2. #2
    Nesil
    2006
    Yer
    Türkiye
    Yaş
    32
    Mesajlar
    3,150

    Default

    NBA tarihinin en iyi point guard larından biri bence. Sanırım yüzüğü yok, umarım olur en kısa zamanda.

  3. #3
    Nesil
    2008
    Yer
    Denizli - İzmir
    Mesajlar
    5,434

    Default

    En sevdiğim point guarddır şu anda , oyun zekasını skor üretme kabiliyeti ile birleştiren ender oyunculardandır .
    Daniel Bryan'ın sakalının kılıyız !

  4. #4
    Nesil
    2009
    Yer
    ANTALYA
    Mesajlar
    2,731

    Default

    Bir zamanlar Jason Kidd mi daha iyi, Steve Nash mi tartışmaları NBA fan'ları arasında alıp başını gitmişti. Futboldaki Messi mi, Christiano Ronaldo mu tartışmasının bir benzeri halinde... (Çocukluğumda da pozisyonları farklı olmasına rağmen Lary Bird mü, Magic Johnson mı tartışmalarını duyar ve okurdum.)

    Nash'le ilgili bu paylaşımdan çok mutlu oldum. Bu vesileyle Kidd mi, Nash mi konulu eski bir yazımdan önemli gördüğüm bazı bölümleri paylaşmak istiyorum. Hem Kidd'e, hem Nash'e bir saygı duruşu kabul edin... İyi ki varlar... İşte yazım:


    Kidd mi, Nash mi? Bence her ikisi de... Niçin mi ikisi de çok büyük? Önce Kidd'den başlayalım:

    İçinde zeka payı olmayan çıplak yetenek beni çekmez.. Hiçbir insan maymun kadar sıçrayamaz; hiçbir insan bir manda gücünde olamaz.. İnsana Allahın verdiği o "akıl" adlı nimettir ki, bize bütün canlılara hükmetme, onlara hakim olma gücünü verdi ve bu sebeple maymunlardan smaç yapmasını, mandalardan pivot olmasını beklemiyoruz.. Kidd niçin büyüktür? Çünkü o basketbol yeteneklerini Allahın en büyük nimeti olan akıl ve zekanın tezgahında yeniden dokumuş büyük bir sanatçıdır... Lary Bird, Jason Kidd, John Stockton.. Allah vergisi yeteneği zeka tezgahında örgüleştirme sanatı denince tüm zamanların en iyileri bu isimlerdir.. Onlar başkaları kadar zıplayamaz, hoplayamaz ama onlar en iyiler arasındadır.. Çünkü nerede, ne yapmaları gerektiğini en iyi bilenlerdir onlar...

    2000'lerin başında Kidd mi, Payton mı daha iyi diye tartışırdık. Payton yaşlandı; Kidd bu süreçte Nets'e iki final oynattı. Nash'in Suns'la anlaşmasından ve iki defa MVP olmasından itibaren Nash mi, Kidd mi tartışmaları oldu. Kidd daha iyi savunmacı, hatta çok iyi bir savunmacı; fiziki olarak çok güçlü... Fakat son yıllarda geliştirmekle birlikte kariyeri boyunca şutları sorunluydu. Nash skor opsiyonu olarak yeri gelince tek başına maçı taşıyabiliyor, (bir playoff maçında sanırım 49 sayı atmıştı) ayrıca ligin en elit şutörlerinden... Oyun IQ'su Kidd'le yarışır ama yarı saha hücumundan ziyade hızlı hücuma dayalı organizasyonlarda öne çıkıyor. Yine Nash'in top hakimiyeti müthiş, beş kişinin içine giriyor, çıkıyor, top eline yapışık gibi... İkisinin farklı özellikleri var ama açık ara aktif oyuncular içinde en zeki iki isim... Fakat Nash'in yetenekleri biraz daha önde, inanılmaz zekasına rağmen... Kidd'in ise zekası biraz daha önde, inanılmaz yeteneklerine rağmen... Bu açıdan Nash'i Magic Johnson-Isiah Thomas gibi yine muhteşem bir oyun zekasına sahip olan ama yetenekleri, doğuştan gelen özellikleri o muhteşem zekaların bile bir adım önünde olan zincirin bir halkası yapmakta fayda var. Kidd'i ise yine Lary Bird ve John Stockton gibi muhteşem yetenekleri olan ama oyun görüşleri o inanılmaz yeteneklerin bile bir adım önünde olan zincire bağladım. Nash'in tek kusuru savunmada neredeyse hiçbir şey yapmamasıdır. Ama dünya üzerinde Kidd dahil onun kadar topa hakim başka bir gard yoktur.

    Hakan YAMAN

  5. #5
    Nesil
    2008
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    29
    Mesajlar
    8,557

    Default

    Nash takımdaysa savunmaya gerek yoktur zaten, elbet bir yolu bulunur o maç kazanılır
    Screw you guys, I'm goin' home

  6. #6
    Nesil
    2009
    Yer
    Manisa
    Mesajlar
    3,686

    Default

    Bildiğim kadarıyla Manisaspor'lu Joshua Simpson'un çocukluk arkadaşı ve babası futbol antrenörüdü.

  7. #7
    Nesil
    2009
    Yer
    ANTALYA
    Mesajlar
    2,731

    Default

    Evet, babası futbolcuymuş. Nash fanatik bir Tottenham taraftarıdır. Haziran ayında Güney Afrika'ya da gitti. YouTube'da gördüğüm kadarıyla futbol topuyla arası çok iyi... Hatta -sanırım 2005 veya 2006 All-Star'ında- smaç yarışmasına katılan Amare Stodomair'e basketbol topuyla kafa pası verdi, Amare smacı vurdu. Unutulmaz bir jeneriktir. Bir ara futbolcu olmak istiyormuş. Ama iyi ki basketbolcu olmuş. Ne kadar yetenekli olursa olsun, orta düzey bir futbolcudan öte gidemezdi. Fakat basketbolda bize Magic Johnson'ı hatırlatan sihirli dünyalar sundu, dünyanın en iyilerinden birisi oldu. O basketbolcu olduğu için futbol dünyasının büyük bir kaybının olduğunu sanmıyorum; ama futbolcu olsaydı, dünya basketbolunun atardamarlarından birisi kesilmiş olurdu.

  8. #8
    Nesil
    2009
    Yer
    Manisa
    Mesajlar
    3,686

    Default

    @yaman76hakanfb

    Hatta Babası antrenörken Simpson ile aynı takımda oynuyorlarmış diyede biliyorum. Ama Nash basketbol oynamayı seçmiş. Mevkiiside orta sahamış.

  9. #9
    sakary Ali Misafir

    Default

    Quote Originally Posted by yaman76hakanFB View Post
    Evet, babası futbolcuymuş. Nash fanatik bir Tottenham taraftarıdır. Haziran ayında Güney Afrika'ya da gitti. YouTube'da gördüğüm kadarıyla futbol topuyla arası çok iyi... Hatta -sanırım 2005 veya 2006 All-Star'ında- smaç yarışmasına katılan Amare Stodomair'e basketbol topuyla kafa pası verdi, Amare smacı vurdu. Unutulmaz bir jeneriktir. Bir ara futbolcu olmak istiyormuş. Ama iyi ki basketbolcu olmuş. Ne kadar yetenekli olursa olsun, orta düzey bir futbolcudan öte gidemezdi. Fakat basketbolda bize Magic Johnson'ı hatırlatan sihirli dünyalar sundu, dünyanın en iyilerinden birisi oldu. O basketbolcu olduğu için futbol dünyasının büyük bir kaybının olduğunu sanmıyorum; ama futbolcu olsaydı, dünya basketbolunun atardamarlarından birisi kesilmiş olurdu.
    http://www.youtube.com/watch?v=UZTKeKFba8o&NR=1

    topuğuyla da kaldırmıştı.

  10. #10
    Nesil
    2006
    Yer
    22 | 34
    Mesajlar
    13,628

  11. #11
    Nesil
    2007
    Yer
    Diyarbakır
    Mesajlar
    5,664

    Default

    Quote Originally Posted by yaman76hakanFB View Post
    O basketbolcu olduğu için futbol dünyasının büyük bir kaybının olduğunu sanmıyorum; ama futbolcu olsaydı, dünya basketbolunun atardamarlarından birisi kesilmiş olurdu.
    Kesinlikle...

  12. #12

    Default

    en sevdiğim basketbolcu nba live oynarken onun için sürekli phoenix'i alıyordumm

  13. #13
    Nesil
    2008
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1,861

    Default

    Nash basketbol ile çok ilgilenmememe rağmen çok sevdiğim bir oyuncudur. Hatta e-mail adresimi bile onun ismiyle almıştım(ozan_nash)

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •