Maksic
29.Ağustos.2006, 14:07
erman: sence gol mü?
sansal: eeiiih...
erman: köküne kadar gol!..
sansal: ugurcugum kizmiyorsun degil mi?
ugur (kulakliktan): estagfurullah!..
erman: o eli alacaksin ordan.....
sansal: aman hocam, rtük'lük bir sey söyleme!..
erman: bravo mustafa çulcu aferin!..
sansal: hocam bunu iyi anlamda söylüyorsun di mi?
erman: simdi sansal hocam bu neye benziyor biliyor musun?
sansal: neye hocam?
erman: simdi benim bir birader var, kadin dogumcu...
sansal: aman hocam, aman diyiim!..
erman: bu aynen dis gebelik gibi bir sey hocam!..
erman: okocha da senin gibi nijeryali ve boynuna haç takiyor. sen de böyle
bir sey yok. müslüman misin?
amokachi: evet müslümanim...
erman: peki sünnet oldun mu?
amokachi: ?!.. o benim için eski bir hikaye...
şansal : hocam ne diyosun bakalım hakem için, allah var taşş gibi maç yönetti
erman : haklısın şansal, taş gibiydi bir ara yönünü şaşırıp kale diregine kafa attı direk yamuldu
şansal : amann hocam espri yaptın yine
erman : yok valla, tebrik ediyorum buradan futbol federasyonunu, adam gibi hakem işte
şansal : yapma hocam diger hakemlere ayıp oluyo, aynı vatanın evlatları bunlar
erman : sevgili sansal, yok oyle vereceksin hakkını, bazıları ayaküstü sex yaptıgını zannediyo
şansal : aman hocam rtuk, gozunu severim yapma.
erman: hocam bana bir laf söyleteceksin şimdi. her gün her gün şey...
şansal: aman hocam söyleme dur..
erman: kaşarları veriyordun da ne oluyordu? hem de eski kaşarları veriyordun maçlara. yeni kaşarları ver daha iyi.
şansal: ama hocammm mezecide eski kaşar getirirler.
erman: bize yeni kaşarlar lazım şansal.
erman: biz senle ne çorbası içiyoruz bugün?
şansal: ezogelin.
erman: ya şansal 4 gün ezogelin içelim, 5. gün tavuk suyu çorba içersek midemiz ne olur??
erman: sakıp hoca takımın iyi de gömleğin kötü.
şansal: hocam takımını eleştirirdin şimdi gömleğine de karışıyorsun adamın. yarın 3 gömlek gönder konya’ya.
erman: haginin oturduğu yer neresi?
şansal: hocam onu bilemiyorum.
erman: haginin oturduğu yer yedek kulübesi!!!
şansal: hocam onu biliyorum herhalde
erman: hocam, halamın bıyıkları olsa ...
şansal: yaaa hocam bırak bu saatte halanın bıyıklarını allah aşkına..
erman: hocam burda kırmızı oyuncu..
şansal: hocam bi saniye; yaa uğur hocanın şeyini çeksene ordan.
erman: uğur benim şeyi sağdan al sola koy..
şansal: iyi bi fener bu grupta iş yapar.
erman: hangi fener, nerde bu iyi fener. sen gördün mü şansal iyi feneri?
şansal: ben görmedim hocam; sen gördün mü?
erman: bende görmedim.
erman: federasyon bu sene herkese cezaları geçirecek.
şansal: hocammm yani ceza dosyalarını geçirecek dimi?
erman: evet..
(ekranda ibrahim üzülmez'in bir futbolcuya kayarak topu alma girişimi dondurulmuştur)
- şimdi şansal bak, ben sana kaysam..
- aman hocam naaptın..
erman: - bak ben sana birşey söyleyeyim şansal. fenerbahçe maçı devre arasında bütün
yedek oyuncular ısınıyor,steviç ısınmıyor. bu steviç padişahın sol...
şansal: - ammaaan hocam!
eman: - ...kanat oyuncusu mu ya!
(erman toroglu hakemin durdugu yerden futbolculari goremeyecegini anlatmaya calismaktadir, hakemin gorus alani disindaki oyunculari sayar...)
e.toroglu: bir ,iki ,uc, dort..... tam sekiz oyuncu var hocam hepsi binmis otobuse bayir assagi yuvarlaniyolar... (???!!!)
s. buyuka: aman hocam, allah muhafaza...
et: şimdi hocam yan hakem ne yapıyo, tommiks falan mı okuyor?
şb: aman hocam, ben de okuyorum.
erman toroğlu: kayserililer, pastırma gibi takımlarınız var. pastırmayı satıp alıyorsunuz paraları, takımınızı da destekleyin ya.
şansal büyüka: yiyor musun hocam pastırmayı?
e.t: yemez miyim, bayılırım ya.
ş.b: sabah kahvaltısında da yersin.
e.t: pastırmayı yaparken içine biraz su koyacaksın.
ş.b: onu da mı biliyorsun hocam ya?
e.t: yalnız, pastırma yiyince bir kötülüğü var hocam.
ş.b: orayı söyleme.
e.t: tuvaletler pastırma kokuyor, iki gün perişan oluyorsun.
ş.b: bu kokuya bir çare yok mu ya?
e.t: hocam, 44 milyon kilosu. ben o pastırmayı yiyeyim, tuvalete girince de havamı atayım, "vay adam pastırma yemiş” desinler, anlıyor musun? etraf şöyle bir koksun hocam. 44 milyon kilo, sen neden bahsediyorsun? adam havasını atsın iki-üç gün ya, şöyle bol bol gitsin etrafa; kalabalık yerlere gitsin tuvalete falan.
ş.b: hocam, tuvalete gitmene gerek yok, ağzından burnundan zaten fışkırıyor; terlersen fışkırıyor.
e.t: ama tuvalette tam teşekküllü veriyor kokuyu.
ş.b: (gülüyor)
e.t: konuşturuyorsunuz akşam akşam, geçelim hocam.
şansal büyüka : erman hocam , görüyor musun adam koskoca bıçağı nasıl atıyor sahaya?
erman toroğlu : hocam bu işler tehlikeli işler o bıçak adama girse neler olur neler..
şansal büyüka : adamın kasığına gelse futbolculuk hayatı biter hocam , yazık günah bu sporculara
erman toroğlu : hocam kasığı bırak azıcık yan tarafa gelse şeyinden olur insan. bir maç için şeyi kaybedersin maazallah.
şansal büyüka : aman hocam dikkat edelim.
alıntıdır
sansal: eeiiih...
erman: köküne kadar gol!..
sansal: ugurcugum kizmiyorsun degil mi?
ugur (kulakliktan): estagfurullah!..
erman: o eli alacaksin ordan.....
sansal: aman hocam, rtük'lük bir sey söyleme!..
erman: bravo mustafa çulcu aferin!..
sansal: hocam bunu iyi anlamda söylüyorsun di mi?
erman: simdi sansal hocam bu neye benziyor biliyor musun?
sansal: neye hocam?
erman: simdi benim bir birader var, kadin dogumcu...
sansal: aman hocam, aman diyiim!..
erman: bu aynen dis gebelik gibi bir sey hocam!..
erman: okocha da senin gibi nijeryali ve boynuna haç takiyor. sen de böyle
bir sey yok. müslüman misin?
amokachi: evet müslümanim...
erman: peki sünnet oldun mu?
amokachi: ?!.. o benim için eski bir hikaye...
şansal : hocam ne diyosun bakalım hakem için, allah var taşş gibi maç yönetti
erman : haklısın şansal, taş gibiydi bir ara yönünü şaşırıp kale diregine kafa attı direk yamuldu
şansal : amann hocam espri yaptın yine
erman : yok valla, tebrik ediyorum buradan futbol federasyonunu, adam gibi hakem işte
şansal : yapma hocam diger hakemlere ayıp oluyo, aynı vatanın evlatları bunlar
erman : sevgili sansal, yok oyle vereceksin hakkını, bazıları ayaküstü sex yaptıgını zannediyo
şansal : aman hocam rtuk, gozunu severim yapma.
erman: hocam bana bir laf söyleteceksin şimdi. her gün her gün şey...
şansal: aman hocam söyleme dur..
erman: kaşarları veriyordun da ne oluyordu? hem de eski kaşarları veriyordun maçlara. yeni kaşarları ver daha iyi.
şansal: ama hocammm mezecide eski kaşar getirirler.
erman: bize yeni kaşarlar lazım şansal.
erman: biz senle ne çorbası içiyoruz bugün?
şansal: ezogelin.
erman: ya şansal 4 gün ezogelin içelim, 5. gün tavuk suyu çorba içersek midemiz ne olur??
erman: sakıp hoca takımın iyi de gömleğin kötü.
şansal: hocam takımını eleştirirdin şimdi gömleğine de karışıyorsun adamın. yarın 3 gömlek gönder konya’ya.
erman: haginin oturduğu yer neresi?
şansal: hocam onu bilemiyorum.
erman: haginin oturduğu yer yedek kulübesi!!!
şansal: hocam onu biliyorum herhalde
erman: hocam, halamın bıyıkları olsa ...
şansal: yaaa hocam bırak bu saatte halanın bıyıklarını allah aşkına..
erman: hocam burda kırmızı oyuncu..
şansal: hocam bi saniye; yaa uğur hocanın şeyini çeksene ordan.
erman: uğur benim şeyi sağdan al sola koy..
şansal: iyi bi fener bu grupta iş yapar.
erman: hangi fener, nerde bu iyi fener. sen gördün mü şansal iyi feneri?
şansal: ben görmedim hocam; sen gördün mü?
erman: bende görmedim.
erman: federasyon bu sene herkese cezaları geçirecek.
şansal: hocammm yani ceza dosyalarını geçirecek dimi?
erman: evet..
(ekranda ibrahim üzülmez'in bir futbolcuya kayarak topu alma girişimi dondurulmuştur)
- şimdi şansal bak, ben sana kaysam..
- aman hocam naaptın..
erman: - bak ben sana birşey söyleyeyim şansal. fenerbahçe maçı devre arasında bütün
yedek oyuncular ısınıyor,steviç ısınmıyor. bu steviç padişahın sol...
şansal: - ammaaan hocam!
eman: - ...kanat oyuncusu mu ya!
(erman toroglu hakemin durdugu yerden futbolculari goremeyecegini anlatmaya calismaktadir, hakemin gorus alani disindaki oyunculari sayar...)
e.toroglu: bir ,iki ,uc, dort..... tam sekiz oyuncu var hocam hepsi binmis otobuse bayir assagi yuvarlaniyolar... (???!!!)
s. buyuka: aman hocam, allah muhafaza...
et: şimdi hocam yan hakem ne yapıyo, tommiks falan mı okuyor?
şb: aman hocam, ben de okuyorum.
erman toroğlu: kayserililer, pastırma gibi takımlarınız var. pastırmayı satıp alıyorsunuz paraları, takımınızı da destekleyin ya.
şansal büyüka: yiyor musun hocam pastırmayı?
e.t: yemez miyim, bayılırım ya.
ş.b: sabah kahvaltısında da yersin.
e.t: pastırmayı yaparken içine biraz su koyacaksın.
ş.b: onu da mı biliyorsun hocam ya?
e.t: yalnız, pastırma yiyince bir kötülüğü var hocam.
ş.b: orayı söyleme.
e.t: tuvaletler pastırma kokuyor, iki gün perişan oluyorsun.
ş.b: bu kokuya bir çare yok mu ya?
e.t: hocam, 44 milyon kilosu. ben o pastırmayı yiyeyim, tuvalete girince de havamı atayım, "vay adam pastırma yemiş” desinler, anlıyor musun? etraf şöyle bir koksun hocam. 44 milyon kilo, sen neden bahsediyorsun? adam havasını atsın iki-üç gün ya, şöyle bol bol gitsin etrafa; kalabalık yerlere gitsin tuvalete falan.
ş.b: hocam, tuvalete gitmene gerek yok, ağzından burnundan zaten fışkırıyor; terlersen fışkırıyor.
e.t: ama tuvalette tam teşekküllü veriyor kokuyu.
ş.b: (gülüyor)
e.t: konuşturuyorsunuz akşam akşam, geçelim hocam.
şansal büyüka : erman hocam , görüyor musun adam koskoca bıçağı nasıl atıyor sahaya?
erman toroğlu : hocam bu işler tehlikeli işler o bıçak adama girse neler olur neler..
şansal büyüka : adamın kasığına gelse futbolculuk hayatı biter hocam , yazık günah bu sporculara
erman toroğlu : hocam kasığı bırak azıcık yan tarafa gelse şeyinden olur insan. bir maç için şeyi kaybedersin maazallah.
şansal büyüka : aman hocam dikkat edelim.
alıntıdır