Wesley Sneijder
01.Ağustos.2007, 03:17
Gözlerin gözlerime değdikçe, felaketim oldu,
ağladım...
Kendimden kaçtım.
Seni bulmak için, sana varmak için, yüreğine bir
kez olsun dokunabilmek, gözlerinden bir kez
geçebilmek için kaçtım. Bir kez olsun
dokunabilseydim yüreğine, bir kez olsun gözlerinde
kendimi görebilseydim, bir kez olsun ismimi senin
sesinle duyabilseydim, ölmeyecektim.
Bu bir büyüydü benim için, sonsuza kadar ve mutlu
yaşamamı sağlayacak o üç elmanın düşmesiydi.
Yaşamımın bir masala dönüşmesiydi. Sense
bunların benim için ne anlama geldiğini hiç
bilmedin.
Sıradan biri, hayatından öylesine gelip geçmiş
biri, sana bir kez bakmış sonra unutmuş herhangi
biri olmamı istedin.
Bense sana bir kez baktım, ve hiç gitmedi yüzün
gözlerimin önünden
Ben durup durup seni özlerken, senin hiç haberin
olmadı. Sana yazarken, parmak uçlarım kağıda
değil tenine dokundu, hissetmedin, anlamadın.
Nefesini kıskandım, sana nefes kadar yakın olmak
için Tanrıya yalvardım. Sen saçlarına dokunurken
ben dokunuşunu hissettim saçlarımda, sen bana
bakarken, ben eridiğimi hissettim. Senin hiç haberin
olmadı.
Tüm dileklerimi senin için diledim. Tüm isteklerimi
sana göre belirledim. Sen olursan olsun istedim, tüm
istediklerim. Anlamı olmayacaktı. Sensiz
gerçekleşecek hiçbir dileğin, bende bir anlamı
olmayacaktı.
Sonra kaçtım kendimden. Sana varmak için tüm
yolları denedim. Seninle konuşmayı denedim, sana
bakmayı denedim, sana dokunmayı denedim. Denedikçe
yanıldım, yanıldıkça yandım. Yandıkça
parçalandım. Sana varamadan, savruldu parçalarım.
Gözlerin gözlerime değdikçe, felaketim oldu,
ağladım
Yüreğimdeki varlığını bilmenden çok,
yüreğinde var olmak istedim. Hayatımdaki anlamını
bilmenden çok, hayatında bir anlamım olsun istedim.
Bana bakarken beni gör istedim. Beni bil istedim.
Belki bir hayaldi ama, beni sev istedim. Ben savaş
verirken kendimle, en çok da seninle, senin bunlardan
hiç haberin olmadı.
Alıntı
ağladım...
Kendimden kaçtım.
Seni bulmak için, sana varmak için, yüreğine bir
kez olsun dokunabilmek, gözlerinden bir kez
geçebilmek için kaçtım. Bir kez olsun
dokunabilseydim yüreğine, bir kez olsun gözlerinde
kendimi görebilseydim, bir kez olsun ismimi senin
sesinle duyabilseydim, ölmeyecektim.
Bu bir büyüydü benim için, sonsuza kadar ve mutlu
yaşamamı sağlayacak o üç elmanın düşmesiydi.
Yaşamımın bir masala dönüşmesiydi. Sense
bunların benim için ne anlama geldiğini hiç
bilmedin.
Sıradan biri, hayatından öylesine gelip geçmiş
biri, sana bir kez bakmış sonra unutmuş herhangi
biri olmamı istedin.
Bense sana bir kez baktım, ve hiç gitmedi yüzün
gözlerimin önünden
Ben durup durup seni özlerken, senin hiç haberin
olmadı. Sana yazarken, parmak uçlarım kağıda
değil tenine dokundu, hissetmedin, anlamadın.
Nefesini kıskandım, sana nefes kadar yakın olmak
için Tanrıya yalvardım. Sen saçlarına dokunurken
ben dokunuşunu hissettim saçlarımda, sen bana
bakarken, ben eridiğimi hissettim. Senin hiç haberin
olmadı.
Tüm dileklerimi senin için diledim. Tüm isteklerimi
sana göre belirledim. Sen olursan olsun istedim, tüm
istediklerim. Anlamı olmayacaktı. Sensiz
gerçekleşecek hiçbir dileğin, bende bir anlamı
olmayacaktı.
Sonra kaçtım kendimden. Sana varmak için tüm
yolları denedim. Seninle konuşmayı denedim, sana
bakmayı denedim, sana dokunmayı denedim. Denedikçe
yanıldım, yanıldıkça yandım. Yandıkça
parçalandım. Sana varamadan, savruldu parçalarım.
Gözlerin gözlerime değdikçe, felaketim oldu,
ağladım
Yüreğimdeki varlığını bilmenden çok,
yüreğinde var olmak istedim. Hayatımdaki anlamını
bilmenden çok, hayatında bir anlamım olsun istedim.
Bana bakarken beni gör istedim. Beni bil istedim.
Belki bir hayaldi ama, beni sev istedim. Ben savaş
verirken kendimle, en çok da seninle, senin bunlardan
hiç haberin olmadı.
Alıntı