View Full Version : Euroleague Final Four 2010: Avrupa'nın En Büyüğü Belli Oluyor
yaman76hakanFB
07.Mayıs.2010, 12:22
Euroleague’de 2009/10 sezonunun final four organizasyonu, 7 Mayıs Cuma günü (bugün)Paris’te oynanacak yarı final karşılaşmalarıyla başlayacak.
Avrupa’nın en büyük kupasının sahibini bulacağı organizasyonda Regal Barcelona, CSKA Moskova, Olympiacos ve Partizan mücadele edecek. 7 Mayıs Cuma günkü yarı final karşılaşmalarında alınacak sonuçlara göre üçüncülük ve final mücadelesi 9 Mayıs Pazar günü oynanacak.
Paris’teki yarı finalin ilk maçında TSİ 19:00’da Regal Barcelona ile CSKA Moskova karşı karşıya gelirken, günün ikinci maçında ise TSİ 22:00’da da Partizan ile Olympiacos karşılaşacak.
Bu maçlardan alınacak sonuçlara göre kaybedenler, üçüncülük mücadelesi için 9 Mayıs Pazar günü TSİ 19:00’da ve kazananlar da final mücadelesinde TSİ 22:00’da karşı karşıya gelecek.
Euroleague Final Four organizasyonunun programı şu şekilde:
7 Mayıs Cuma (Yarı Final)
TSİ 19:00 Regal Barcelona – CSKA Moskova
TSİ 21:00 Partizan – Olympiacos
9 Mayıs Pazar (3.lük)
TSİ 19:00 Yarı Final maçlarında kaybedenler
Final
TSİ 22:00 Yarı Final maçlarında kazananlar
Kaynak: tbf.org
Fearless Coward
07.Mayıs.2010, 12:24
CSKA - Olympiacos finali izleriz bence..
yaman76hakanFB
07.Mayıs.2010, 12:26
Geçen sezon final maçı (Panatinakos-CSKA) tam da Fenerbahçe-Beşiktaş futbol maçının ikinci devresi ile aynı saate rastlamış ama yine de EUROLEAGUE FİNALİNİ tercih etmiştim ve doğrusu buna değmişti. Zaten Fenerbahçe'nin şampiyonluk iddiası kalmadığı için bu seçimi kolay yapmıştım... Bu sezon ise böyle bir sıkıntı yok... Ankaragücü maçının bitiminde BÜYÜK FİNAL başlıyor... Bu da benim adıma (2004 yılından beri hiçbir finali kaçırmayan birisi olarak) büyük bir şans...
Geçen yıl gerek ilk gün oynanan Panatinakos-Olimpiyakos maçı ve gerek yine ilk gün oynanan CSKA_Barcelona maçları nefes kesiciydi. gerçek bir basketbol ziyafetiydi. Final maçı bu nefis yarı finallerin gölgesinde kalır diyordum ama hiç öyle olmadı... Son saniyeye kadar CSKA kovaladı Panatinakos'u... Ama nefesi yetmedi...
Bu sene de tıpkı geçen yıl olduğu gibi ilk gün Barcelona-CSKA karşılaşacak... Olimpiyakos'un rakibi ise son şampiyon Panatinakos'un yerine bu sezon final-four'da yer alan Partizan... Yani Partizan'ı saymazsak diğer üç takım da geçen yıl buradaydı...
Barcelona ve Olimpiyakos bir adım önde ama yıllardır final-four'ları kaçırmayan birisi olarak asla kesin konuşmamanızı öneririm... Asla Euroleague final-four'larının kesin favorisi olmaz... Tek maç ve her sürprize açık...
Allah'tan bir mani olmazsa her yıl olduğu gibi 3.lük maçı hariç Euroleague final-four'unun iki yarı final ve bir finalden oluşan üç maçını da ekrana yapışarak izleyeceğim... 07 Mayıs Cuma ve 09 Mayıs Pazar akşamlarının proğramını şimdiden euroleague'e ayırın derim ben... Pişman olmayacaksınız..
Dediğim gibi Barcelona ve Olimpiyakos bir adım önde duruyor... Savunması daha istikrarlı olan Bacelona en favori takım...
Ama bu maçlar bir playoff serisi halinde değil, tek maç üzerinden oynanıyor ve herkes, her sürprize açık olmalı... Size sadece şunu hatırlatayım... Sanırım 2005 YILIYDI... FINAL-FOUR'un EV SAHİBİ MOSKOVA'ydı... CSKA BU SEBEPLE İNANILMAZ BİR TAKIM KURMUŞ, HEM İLK TURU, HEM TOP-16'yı, HEM DE ÇEYREK FİNALİ NAMAĞLUP KAPATMIŞ, KENDİ EVİNDEKİ FINAL FOUR'A NAMAĞLUP ÇIKMIŞTI... AMA FINAL FOUR'un İLK GÜNÜNDE HİÇ BEKLENMEDİK BİRŞEY OLDU ve TAU CERAMİKA NAMAĞLUP CSKA'yı MOSKOVA'da YENDİ ve FİNALE YÜRÜDÜ...
BU TAKIMLARDAN HANGİSİ İLK GÜN ELENİRSE FAZLA ŞAŞIRMAM... FINAL-FOUR'ların EN ZOR GÜNÜ İLK GÜNDÜR... FİNAL NİSBETEN RAHAT OLUR...
A.FaruK
07.Mayıs.2010, 13:26
Partizanın final oynamasını istiyorum ben.Ordaki takımlara göre bütçesi çok çok kısıtlı olmasına rağmen bu sezon güzel bi süprize imza attılar.Çok ateşli taraftarları var 40 dk boyunca bağıran takımına destek veren.Ben şahsen final oynamalarını istiyorum
yaman76hakanFB
07.Mayıs.2010, 14:06
İşin gerçeği bu tür başarı hikayeleri benim de çok hoşuma gider... Hani hiç beklenmedik ve hiç mühimseyen bir takım favorileri yene yene zirveye yürür ya... Sonra Holwood filmini çeker... Bu sezon NCAA'de finale kadar adım adım yürüyen ve hatta finalde son saniyeye kadar şampiyonluğa ortak olan BUTLER koleji misali... basketbol dünyası BUTLER'ın yürüyüşünü "Külkedisi" masalına benzetmişti...
Partizan bence Macabi'yi geçerek zaten büyük bir sürprize imza attı... Çok genç, başarıya aç bir takım... herşeye rağmen büyük bir gelenekten geliyor... Yıllarca Avrupanın en elit kulüplerinden birisi oldu... Yani başarı geleneğinde var... Onun için ben pek şaşırmam Partizan'ın yapacağı sürprize... zaten Olimpiyakos -yıllardır- uluslararası platformda yaşattığı hayal kırıklıklarıyla meşhurdur... Ama bu onların favori olduğu gerçeğini değiştirmez...
Since-1907
07.Mayıs.2010, 14:12
Olympiakos Partizan önünde favori ancak Partizanın bir sürprize imza atacağını düşünüyorum.CSKA - Barcelona eşleşmesinde ise Barcelona savunması ile 1 adım önde.Barcelona-Partizan finali bekliyorum ancak.CSKA-Olympiakosda olsa farklı bir bir eşleşmede olsa şaşırmam. 4 ü de çok iyi takımlar bana göre..
KaPaLı
07.Mayıs.2010, 14:36
Partizan'nın bu kadar başarılı olmasının tek sebebi var. kadronun %80'i Sırp ve hepsininde yaşları birbirine eşit. Çok iyi takım oyunu oynuyolar. Buraya kadarmış diyecekler. Genç kadronun baskıyı kaldıracağını düşünmüyorum.
Olympiacos için bu kupanın favorisi demek çokta yanlış olmaz. Kadrosu avrupanın çok üstünde. Spider Papaloukas - Josh Childress - Sconnie Penn- Nicola juvcic - Bourousis - Theodosic gibi adamları var. Her an skoru değiştirebilecek bench yapısı zaten takımın en büyük artısı. Childress tek zayıf halka bana göre. Bir türlü sevemedim şu adamı. Savunmacısını çok kaçırıyo defansta. Partizan engelini rahat geçeceklerdir. Finalde gelecek rakibe göre değişir sonuç.
CSKA için diyecek birşey yok. Rusların klasik takımı. Her turnuvada üst sıralardalar. Çok para döküyolar spor takımlarına. Kadrolarında avrupanın en iyi takımlarında oynamış oyuncular var. Siskauskas takımın temel taşı. Final Four sonuçlarında onun etkili olacağını düşünüyorum ben. Çok fazla gözükmeyen ama cezayı bir anda kesen oyun yapısı var. Her an tehlike yaratacak oyuncu. Kryhapa-Planinic ve Rusların devşirme Guard'ı JR. Holden takımın diğer etkili oyuncuları. Barcelona'yı sallarlar ama devirirlermi o günkü performanslarına bağlı.
Regal Barcelona. Benim Final Four içinde en çok izlemek istediğim takım. Kadrosu müthiş. 2 sene önce dünyayı sallayan İspanya takımın temel taşları bu takımda. İspanyolların altın çocuğu Rubio ve Juan Carlos Navarro. İtalyan Basile'yi unutmayalım tabi. CSKA'nın tam gücünde rakip gelmiş karşısına. Pota altı belirler maçın sonucunu.
yaman76hakanFB
07.Mayıs.2010, 21:13
Ve ilk finalist Barcelona... Biraz önce sona eren maçta CSKA Moskova'yı 64-54 yendiler...
Tam dört sezon aradan sonra ilk defa CSKA Moskova'sız bir final... En son 2005'te Macabi-Tau Ceramika finali olmuştu; üstelik Moskova'da... Ondan sonraki bütün finallerde CSKA vardı...
CSKA ilk beş dakikaya 9-2 ile başladı... Barcelona'nın basketi yok henüz... İki sayı da serbest atıştan... Barcelona'yı kesinlikle çember altına sokmadılar... Barca mola aldı... Moladan sonra toparlandı biraz...Barcelona hücumda bu kadar kötü başladığı maçın ilk periyodunu 12-11 önde kapattı... Bu sayılardan 8 tanesi serbest atışlardan... CSKA sezonun en sert maçını oynuyor... Ricy Rubio'nun Vasquez'e yaptığı asistin nefis olduğunu belirtmeliyim... Çember altının o kalabalığında...
Maçın ilk yarısı 29-21 barcelona üstünlüğü ile sona erdi... Başkasını bilmem ama savunma basketbolundan keyif alan benim gibiler için harika bir ilk yarıydı... Keşke bizim Türk takımları da bu kadar sertleşebilse... Top eline geliyor ve çembere atmak için yarım saniye süren var; hemen rakip dibinde bitiyor... Topu yere boyalı bölgede vurmak mümkün değil...
CSKA müdafaada istediğini gerçekleştirdi... Barcelona'yı dış ve orta mesafe şutlara mahkum etti... Barca gibi bir takımı 29 sayıda tuttu... Ama bir terslik var ki, Barcelona'da en az onlar kadar sert savunma yapmaya başladı... Şu an CSKA sadece Trajen Langdon'ın sprinden çıkarak atacağı şutlara kalmış gibiydi...
Üçüncü periyot sonucu 47-41 yine Barca lehine... Her iki takımda sertleştikçe sertleşti... Alaskalı suikastçi olarak şöhret bulan Trajen Langdon şut ritmini buldu ve ona J.R.Holden'ın üçlükleri de eşlik edince CSKA oyunda tutundu... Maçın son birkaç dakikasına adeta başabaş girildi... Fark 4-5 sayı arasındaydı... Holden ve Khyrapa'nın kaçan üçlüklerine mukabil geçen yıl CSKA forması giyip bu sene barcelona'ya transfer olan Lorbek'in giren üçlüğü eklenince maç fiilen sona erdi... zaten son bir dakikaya girilmişti...
Basketbol adına harika bir mücadeleydi... Khyrapa'nın erken faul problemine girmesi, Smodis'in bir yıla yaklaşan sakatlığından sonra ilk defa süre alması ve beklendiği gibi verimli olamaması CSKA'nın en büyük handikaplarıydı... Yine Planicic onlar adına hayal kırıklığı idi... Zamanında NBA'de Jason Kidd'e yedek olmuş bir basketbolcu hiç mi kendisini geliştrmez... halbuki muazzam bir fiziği var... Avrupa'da Papalukas efsanesinin yerini alabilecek kadar... Ama fizikle olmuyor demek ki...
Barcelona'yı tebrik ediyorum...
Since-1907
08.Mayıs.2010, 00:49
Son finalist müthiş maçın ardından Olympiakos.Oldu maçın normal süresi berabere sonuçlandı.Uzatmalarda Olympiakos finale çıkan taraf oldu yalnız Partizan müthiş gayretle maç boyu hiç pes etmedi müthiş direndiler.İki takımada böyle zevkli bir mücadele izlettikleri için teşekkür ediyorum.Partizan'ın çıkmasını isterdim ama olmadı.
yaman76hakanFB
08.Mayıs.2010, 00:59
Olimpiyakos-Partizan... Son yılların en unutulmaz maçlarından birisi oynandı... Bu sezon NBA dahil bütün liglerde izlediğim en heyecanlı, en muhteşem maçlardan birisiydi... BUTLER_DUKE arasında oynanan NCAA finalini bu sezon unutamam... BUTLER bir külkedisi masalı yazdı... Ama bu maç en az o kadar güzel ve ondan çok daha sertti... Az kalsın Partizan'da bir kül kedisi masalına imza atacaktı...
Muhteşem... muhteşem bir maç oldu... Savunmalar dünya üzerinde olabilecek en yardımlaşmalı, en alan daraltan savunmalardı... Ama hücumlar bu savunmaya teslim olmadı... Maçın bitimine altı saniye kala öne geçen Partizan sadece dört saniye sonra J.Childers'ın inanılmaz takip smacıyla maçın uzamasına seyirci kaldı ve uzatmada nefesi yetmedi...
Bu mücadelenin hakkı bu olmamalıydı... Ama Olimpiyakos'ta her olumsuzluğa rağmen favori olmanın karşılığını ödedi ve kazanmayı bildi...
Evet; uzatmaya giden maçı Olimpiyakos kazandı... Finalin adı Barcelona-Olimpiyakos...
Partizan ise kendisinden en az 7-8 kat fazla bütçeli takımlara kök söktürerek "gönüllerin şampiyonu" oldu...
Revolution
08.Mayıs.2010, 01:17
Partizan inanılmaz bir mücadele gösterdi gerçekten yüreklerini koydular sahaya.. Eğer son dakikalarda Burusis'in ribaundlarını engelleyebilselerdi belki de finale çıkan taraf onlar olacaktı. Barcelona-Olympiakos finale izleyeceğiz çok zevkli bir maç olması dileğiyle diyelim tekrar :)
KaPaLı
08.Mayıs.2010, 02:08
Partizan maçı ne olmuş öyle. Ben fark yemelerini bekliyodum açıkçası. Ama benim beğenmediğim Childress'in oyunu Partizan'ın bütün hayallerini yıktı. Sabahta demiştim takım oyunu diye. İstatistiklere baktım az önce tek oyuncu üstüne yıkılmamış sayılar. 4 oyuncu çift haneli sayılar atmış. Bench katkısının pek olmadığı takımda beklenen olmuş.
Olypiacos'ta en büyük hayal kırıklığım Spider Papaloukas'ın sadece 10 sayıda kalması.Çok sayı atmamış ama asist olarakta sınıfta kaldı bana kalırsa. 5 asist 3 top çalması var. Maçın adamı Josh Childress. Son saniyelerde takipçiliğini iyi yapıp maçı uzatmaya götürmesi bunun için yeterli zaten ama maç içerisindede iyi hareketler yapmış Josh.
Regal Barcelona - Olympiacos maçından ben Barcelona'nın galip geleceğini düşünüyorum. Bourousis'i alacak adamı var Barcelona'nın ama Olympiacos'un Ricky Rubio'yu savunacak hızlı ayakları olan bir Guard'ı yok. Finalde favori Regal Barcelona.
yaman76hakanFB
08.Mayıs.2010, 05:25
Partizan maçı ne olmuş öyle. Ben fark yemelerini bekliyodum açıkçası. Ama benim beğenmediğim Childress'in oyunu Partizan'ın bütün hayallerini yıktı. Sabahta demiştim takım oyunu diye. İstatistiklere baktım az önce tek oyuncu üstüne yıkılmamış sayılar. 4 oyuncu çift haneli sayılar atmış. Bench katkısının pek olmadığı takımda beklenen olmuş.
Olypiacos'ta en büyük hayal kırıklığım Spider Papaloukas'ın sadece 10 sayıda kalması.Çok sayı atmamış ama asist olarakta sınıfta kaldı bana kalırsa. 5 asist 3 top çalması var. Maçın adamı Josh Childress. Son saniyelerde takipçiliğini iyi yapıp maçı uzatmaya götürmesi bunun için yeterli zaten ama maç içerisindede iyi hareketler yapmış Josh.
Regal Barcelona - Olympiacos maçından ben Barcelona'nın galip geleceğini düşünüyorum. Bourousis'i alacak adamı var Barcelona'nın ama Olympiacos'un Ricky Rubio'yu savunacak hızlı ayakları olan bir Guard'ı yok. Finalde favori Regal Barcelona.
Vallahi kardeşim öyle bir maçtı ki... İstatistik cetveliyle içinden çıkmak mümkün değil... Papalukas bence -biliyorsun, bu sezon kariyerinin en verimsiz sezonlaından birini geçirmişti- Olimpiyakos adına kenardan gelip dengeleri değiştirdi; sezonun en iyi maçlarından birisini çıkardı... O girmeden önce tamamen Partizanın istediği tempoda basketbol oynanıyordu...
Partizan öyle çalışılmış ve kendi oyuncuları tarafından alışılmış bir alan savunması yapıyor ki... Bu savunmaya karşı güle oynaya asist yapmak mümkün değil... Olimpiyakos çok top kaybı yaptı... Top her defasında santimlerle hesaplanabilecek boşlukların arasından geçmek zorunda...sadece Papalukas değil, takım halinde asist yapamadı... Yapılan asistlerin maçtan aklımda kaldığı kadarıyla muhtemelen yarısı Papalukas'ındır zaten... Papalukas oyuna girdi de en azından temponun kontrolünü biraz olsun ele geçirdi Olimpiyakos...
Papalukas için yıllardan beridir söylerim: "Euroleague standartlarının Jason Kidd'i..." Eğer geçen sezon CSKA daha genç ve gelecek vadettiğini düşündüğü Planiçiç'i transfer edip onu bırakmasaydı bugün belki ilk finalistin adı değişik olabilirdi...
Papalukas oyunun momentumunu Partizan'ın elinden aldı ve takımı daha sakin ve kendine güvenerek oynatmayı başardı...
Hücumda boş şutları kaçıran genç ve tecrübesiz Partizan'ın savunması da düştü ve çok etkili başladığı maç ilk yarı beş sayı farkla Olimpiyakos lehine bitti... zaten savunma ve hücum bıçak sırtı gibi
İlk üç periyot alan savunmalarına toslayıp duran ve dışarıdan kötü şutlarla çember döven Childers nihayet Papalukas sayedinde aldığı paranın hakkını verdi ve maçın son periyodunda önemli işler yaptı... Maçı uzatmaya götüren basketi de yıllarca jeneriklerden inmez.
yani diyeceğim... Son sözü Childers söyledi ama onu oyuna sokan, takımına kendi oyununu bulduran Papalukas'tı... O kenardan gelip dümene geçti ve gemiyi fırtınadan kurtardı...
KaPaLı
10.Mayıs.2010, 01:00
http://yukleresim.com/images/t73wvlllk99cvjhapy9d.jpg
http://yukleresim.com/images/l1z95j3one98ec6f6d5i.jpg
http://yukleresim.com/images/72zu16ocbrsvaxu59t.jpg
ve işte bu iş bu kadar. Favori Regal Barcelona maçı kazandı. Juan Carlos Navarro dedim o kadar finalde kendini gösterdi. Takımına kupayı getirdi. En çok şaşırdığımda Bourousis oldu. 9 sayıda kalmış sadece. Ben biraz daha sert oynar yunan takımı pota altını karartır diyodum ama beklediğim gibi olmadı.
Hakedene gittiğini düşünüyorum kupanın. Önce CSKA ardından Olympiacos. Kaybetselerdi haksız olurdu..
yaman76hakanFB
10.Mayıs.2010, 03:20
Normalde bugün Fenerbahçe-Ankaragücü futbol maçını dışarıda, bir taraftar grubuyla izleyecektik ama sadece ve sadece EUROLEAGUE FİNALİ için evde kalmayı ve evde izlemeyi tercih ettim...
Barcelona'lı futbolcular da maçı izlemeye geldi salona.. Sırf bu maç için Paris'e gelmişler... Formalarıyla trübünde yerlerini aldılar...
Beklendiği gibi Barcelona şampiyon oldu... 2005 yılında Macabi Tel-Aviv takımı Moskova'da oynanan finalde daha ilk yarıda Tau Ceramika'nın işini bitirmişti... O finalden sonra en erken kopan maç...
Maçın ilk yarısını Barcelona 47-36 önde kapattı... Olimpiyakos sezon başından beri her fırsatta belirttiğim gibi önce atarak kazanan ve savunmayı 40 dakika boyunca aynı konsantrasyonla yapmayan tarzının sancısını çekti...
Oyun sonlarında epey gerginlik oldu... Teknik fauller filan... İsrailli hakemle Olimpiyakos arasında resmen soğuk savaş yaşandı... Bu hakem yorumcu Çetin hocayı bile çıldırttı... Olimpiyakos'lu oyuncular hakemle uğraşmaktan maça odaklanamadı...
Tahmin ettiğim gibi üçüncü periyoda çok iyi savunma yaparak başladılar ama bunun mükafatını alamadılar... Zaten bu düzeyde maç kazanacaksan aynı savunmayı 40 dakika yapacaksın...
Maç erken kopmasına erken koptu ama basketbol adına yine de iyi bir maç olduğunu düşünüyorum... Özellikle 3.periyodun ortalarına kadar... Ama 3.periyodun ortalarından itibaren kontrol tamamen Barcelona'ya geçti... tek taraflı bir show oldu.
Olimpiyakos şampiyon olsa daha çok mutlu olurdum... Ama Barcelona sonuna kadar hakettiği bir şampiyonluk kazandı...
Yeniden toparlayacak olursam:Barcelona hücumda çok iyi başladı... Daha doğrusu Olimpiyakos savunması çok yetersizdi... Boyalı bölgeye her inen Barca topu sayıyla neticelendi... Sadece atarak kazanılmayacağı bu maçta belli oldu yani... Çünkü Olimpiyakos final-four'a kalan dört takım içinde defansif yönden en çok zaafı olan takımdı... Çok fazla Amerikalı oyuncu bulundurmanın sıkıntısı... Tabii özellikle İsrailli hakemin ilk dakikadan itibaren Barcelona'nın sertliğine izin verip Olimpiyakos'a kolay fauller çalması da savunmanın düşmesinde etkiliydi..
Navarro harikaydı... Vasquez blok show yaptı... Karşı tarafta Papalukas direndi... Childers elinden geleni yaptı... Kleiza beklentilerin altındaydı...
Barcelona muhteşem geçirdiği sezonu şampiyonlukla bitirdi... Futbol takımının Şampiyonlar Liginde yaşattığı düş kırıklığını basketbolda telafi ettiler... Zaten çoğu Barcelona futbolcu da maçı izlemek için Paris'e geldiler ve formalarıyla salonda yerini aldılar... Şampiyonluk sevincini basketbolcularla birlikte yaşadılar...
Bu maçın bitiminde bizde hemen kupa törenini beklemeden Boston-Clevand maçına geçiş yaptık... O maçın ilk yarısı bitmiş ve ikinci devre başlamak üzereydi... Senede bir defa olan euroleague finalini bu maçın ilk yarısına tercih ettiğimiz içinde hiç pişman olmadık...
Carlos Navarro finalin MVP'si seçildi...O Avrupa basketbol tarihinin en iyi şutörlerinden... Muhtemelen şu anda dünya üzerindeki en iyi birkaç şutörden birisi... Bu maçta da en olmaz denilen sayıları buldu... Penetreleri çok etkiliydi... Farkı belirleyen, maçın erken kopmasına neden olan isimlerin başındaydı...
MVP olmak Barcelona'da en çok ona yakışırdı... Kimse tartışmayacaktır..
Powered by vBulletin® Version 4.2.2 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.