Güzel senaryo olmuş :D Bitirmişsin resmen adamı.
Abi buraya kadar harikaydı.Buradan sonra nerelere bağlayacaksın merakla bekliyorum
Printable View
Hapis olayını rüya gibi işlemen güzel olmuş :) O top gol olur ve bir efsane doğar diyorum. Türk milli takımını seçmeni bekliyorum bu arada ne zamandır iyi bir forvetmiz yok !
O top sol ayağına soldan geldiğine göre ya direğe çarpar yada direk dibinden dışarı çıkar :)
O top kesin dışarda :D
kesi gol olur abi :D daha yeni gördüm ama süper bir kariyer tebrik ederim :D
Yorumlar harika ve yaratıcı : )
Tebrikler ve Teşekkürler. Part IV'te artık FM'nin içine biraz daha girecez. Sonuçta A takıma yükseldik. Geçmişimizin üzerimizde yarattığı aksiyon bir süre bizden uzak olacak ama ?
...
...
Bakalım her şey olabilir. Deplasmana giderken uçağın düşmesi sonucu bir adaya bile düşebiliriz, bu roman her şeye müstehak (:
Uçak düşer bir adaya düşersiniz hepiniz ölürsünüz hikaye biter :D
Sakatlanmasak bari :zuhaha
Benim merak ettiğim oyuncunun kariyeri bitince menajer kariyeri hangi seneden başlayacak ya da menajer kariyeri olacak mı acaba :)
Güzel ve farklı bir kariyer
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=7A3opXUpXY4"]Güneşin Doğuşu[/YOUTUBE]
frgman sankilim biraz kısa ama açıklayıcı bence kesin gollll :D
Fragmanlar az şey gösterir fikir verir ama kesin sonuca götürmez (:
Bence bu gol kaleye değil de hayata karşı atılmış bir gol olacak :D
Artık bu fragmandan sonra ''Gol olur'' diyorum:)
Fragman bizi ters köşe yapmaz umarım:D
Gol olur :D
ibrahim hocam "GOL OLUR"
Gol olmayacak bence :D Bir menajerin dogusu.... olabilir :)
bence o gol şimdiye kadar yaşanmış zorluklara karşı olacak
Yorumlar için teşekkürler, bir aksilik olmaması durumunda Part IV'ün anlatımı yarın yayınlanacak.
Hadi bakalım dört gözle bekliyoruz devamını.
Öncelikle bu kariyer için seni tebrik ediyorum sıradışı bir iş olmuş ve oldukça başarılı.
Bence gol olmaz. Yani öyle umuyorum. Romanla ilgili tahminlerin şunlar sırasıyla:
1- Gol olmaz, Baldemir B Takıma oradan da kiralık olarak alt ligten bir takıma gönderilir.
2- Futbolculuk kariyeri genellikle championship takımlarında geçer.
3- Vahim bir sakatlık sonucu futbolculuk kariyeri henüz 30 yaşında iken sona erer.
4- Bunun üzerine saha dışında görev almaya başlar. Antrenörlük, asistan menajerlik derken günün birinde menajer olur.
5- Yıl: 2020 lerde Yer: Emirates Stadyumu Baldemir'in takımı vs Arsenal FA Kupası mücadelesi.
6- Baldemir'in keşfettiği genç yetenek tıpkı kendisinin yıllar önce golü kaçırdığı yerde topla buluşur.
7- Statta bulunan herkes o anda nefeslerin tutar. Bu kez gol olmuştur. Baldemir'in gözlerinden yaşlar akar. :)
@perasis
Tebrik ederim güzel bir alternatifli senaryo oldu (: Part IV'ü yazmaya devam ediyorum bu arada biter bitmez butona tıklarım.
uçak giderken bir adaya düşersiniz tek yaşayan sen olursun 5 yıl orda kalıp esenyurt city e geri dönüp maske takıp eline ok alıp hırsızlık yaparken yakalanırsın hapse düşersin :D
http://i.hizliresim.com/w1gLaj.jpg
@ily4s
Fazla yaratıcı (: Ayrıca aramıza hoş geldin.
http://i.hizliresim.com/wjWXNW.gif
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=LrY1UzGBHCg"]GoooooooLLLLL[/YOUTUBE]
Ve gol ve işte o an. Onbinlerce taraftarın adımı haykırdığı, kendiden geçtiği ve çılgınlar gibi sevindiği o an. Belki de her şeye bedel.
Arsenal forması altında ilk golümü atıyor, çıktığım ilk profesyonel karşılaşmada gol atarak oyunculuk kariyerime iyi bir başlangıç yapıyordum.
Kalan dakikalarda 2 gol daha bularak karşılaşmayı 4-0 gibi net bir skorla kazanıyorduk. O maçın gecesi bir dakika bile gözümü kırpmadım. Sabah en yakın yerden bir spor gazetesi aldım. İngiltere'nin en yüksek tirajlı gazetelerinden birinde adımın yazıyor oluşu, gündemde olan bir futbolcu olmam ve dahası. Her şey mükemmel her şey fevkalade.
Başarımı ve sevincimi hayattaki tek varlığım olan Sinyor Selim'le paylaştım. O da çok mutluydu. Mutlu olduğu kadar dolu. Beni izlediğini ve gol attığım anda göz yaşlarını tutamadığını söyledi. Duygulandım. Telefon görüşmemiz bittikten sonra kapı çaldı. Sanırım benimle sevincimi paylaşmak isteyen biri daha vardı. Kapıyı açınca gelenin Katy olduğunu görünce biraz afallasamda nezaketten yoksun oluşumdan faydalansa gerek ben davet etmeden paldır küldür içeri girdi. Arkamı döndüğümde boynuma sarıldı ve gözlerimin içine bakarak "Başardın" dedi.
Evet başarmıştım.
...
...
1 hafta sonra kendi sahamızda ile karşılaştık. Bu maçta biraz tutuk oynadığımı belirtmem gerek. İlk maçtaki performansımın rehavetinden olsa gerek. Bu maçın skoru 1-1 bitti. Kendi sahamızda 2 puan daha kaybetmiştik ama Wenger'in kafasında sahada kazanmaktan çok bizim gibi genç ve gelecek vaadeden oyuncuları kazanmaktan geçiyordu.
35. Haftada Kırmızı Şeytanlara konuk oluyorduk. Böyle büyük bir derbi maçında 11'de başlamanın heyecanı tarif edilemez. Maçın henüz 6. dakikasında sahne alıyordum.
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=u_QYOpuxFQs"]2. Gol[/YOUTUBE]
Ancak maçta toparlanan Manchester United Van Persie ve Nani'nin ayağından bulduğu gollerle karşılaşmayı 2-1 kazanmayı başarıyordu.
Her geçen gün artan formum yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlıyor. Basında daha çok yer alıyor, Sosyal paylaşım sitelerinde daha çok adımdan söz ettirmeye başlıyordum. Ancak bu daha yolun başıydı. Önümde kat etmem gereken bir çok yol vardı.
36. haftada Londra derbisinde Tottenham'a konuk oluyorduk. Walcott'un golüyle öne geçtiğimiz karşılaşmada son dakikalara doğru yediğimiz gol bizde soğuk duş etkisi yaratsa da Mesut 90. dakikada attığı golle takımımızı tekrar öne geçiriyordu. Artık maçın bitimine çok az bir süre kala Tottenham korner kullanacaktı. Bir an savunmaya gelip o topu oradan çıkarmaya yardım etmeyi düşünsem de ileride kalmamın iyi bir fikir olacağını düşündüm. Ceza alanına gelen top savunma oyuncularımız tarafından çıkarılmıştı. İleride tek başımaydım ve bir anda topun bana doğru atıldığını gördüm. Topu aldım ve koşuyordum, ben top ve kaleci artık son saniyelerdi.
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=CgzFDZPi29U"]3. Gol[/YOUTUBE]
http://i.hizliresim.com/KnWRna.jpg
Oynadığım 4. maç ve attığım 3. gol bundan harika ne olabilirdi ki? Ay sonunda Premier Ligde Ayın en iyi 2. genç oyuncusu ödülünü aldım. Ertesi gün Luciano beni aradı ve şuan arabada olduğunu acilen aşağıya inmemi ve gitmemiz gerektiğini söyledi. Aşağı indim ve Luciano'nun arabasına bindim.
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=QzGy7v7aaEE"]Sözleşme[/YOUTUBE]
37. Haftada evimizde Liverpool'u konuk ediyorduk. Maçtan 1 gün önce ise geceyi Katy ile geçirmiştim. Sanırım alkolün etkisiyle kendim hakkında neredeyse her şeyi ona anlatmıştım. Sabah uyandığımda bunun tedirginliğinin yanı sıra maçın stresi de eklenince ayaklarımda bağ varmış gibi hissediyor, bırakın koşmayı yürüyecek halim yok gibi hissediyordum. Bu bağım çözülmesi maçın 35. dakikasına kadar sürüyordu ki ;
[YOUTUBE="http://www.youtube.com/watch?v=yt2rhIstFEI"]4. Gol[/YOUTUBE]
Bir anlık hamle ile fırsatçılığımı konuşturarak topu ağlara gönderiyordum. Hayat buydu. Çılgınlar gibi sevinen ve adınızı haykıran binlerce taraftar. İçimdeki karamsar düşünceler yerini mutluluğa bırakıyordu.
Liverpool karşısında da rahat bir galibiyet elde ediyorduk. Maçtan 1 gün sonra Türkiye Futbol Federasyonundan U19 Milli Takımına katılım için adıma davetiye gönderilmişti. Alttan da olsa artık Ulusal takıma katılmaya da başlıyordum.
Milli Takım kampında olduğumdan dolayı ligin son maçında oynama fırsatı bulamadım. Takımımız Premier Lig'i 10. sırada bitiriyordu. Bu kulüp için büyük hayal kırıklığı olsa da ben ile beraber bir kaç genç oyuncuyu As takıma kazandırmış olmaları onlar için yitik bir sezonun tek olumlu tarafıydı.
Ulusal takım kampındayken Luciano Ferro beni aradı ve "Hey adamım artık İspanya yolcusuyuz. Yolculuğa hazır mısın?" diye giriş konuşmasını yapınca ister istemez ne saçmaladığını kendisine sordum. Sanırım kontratımda ufak bir detaydan daha doğrusu bir açıktan yararlanarak kontratımı fesh etmemin bir yolunu bulmuş ve İspanyol kulübü Atletico Madrid ile gizlice yürüttüğü görüşmeyi olumlu sonuçlandırmış. Bu transferden kendine de yüklü bir miktarda komisyon bağlamış. Uzun süren görüşmemiz sonucunda kararımı daha sonra kendisine bildireceğimi belirttim.
Katy ile her gün konuşuyor, muhabbet ediyor ve ona olan özlemimi her konuşmamda dile getiriyordum. Son transfer mevzusunu ona açınca biraz huzursuz oldu. Kendisinin de olası bir şekilde bu teklifi kabul etmem durumunda İspanya'ya, benimle beraber gelmesini teklif ettiğimde ise bunu aptalca bir düşünce olduğunu söyleyerek reddetti. Benim kesinlikle İngiltere'de kalmamı istiyordu.
...
...
Zaman daralıyor, bu kararsızlık iyice sinirlerimi bozuyordu. Önce Luciano'yu aradım ve teklifi reddettiğimi bildirdim. Ardından bu durumu Katy'e haber vermek için aradığımda telefonu suratıma kapatması yüzünden bir anlık sinirle ona İspanya'ya gideceğimi ve artık hayatımda olmadığını söyledim. 4-5 gün telefonumu kapatmıştım.
Kamp sona ermiş ve evime geri dönmüştüm. Evden dışarıya adım attığım anda telefonumu açtım. Bir çok cevapsız arama ve mesaj doluydu. Hiçbiri dikkatimi çekmiyordu ki şu iki mesajı okuyana dek.
Katy: Eğer İspanya'ya gidersen gerçek kimliğini herkese açıklarım.
Luciano: Eğer İspanya'ya gelmeyi kabul etmezsen, gerçek kimliğini herkese açıklarım.
Part IV Sona Erdi; Devam Edecek.