22 Haziran 2010
Oldukça hareketli bir akşam geçiriyordum, arkadaşlarla antrenörlük lisansını almamı kutluyorduk. Yarın hepimizin işe gitmesi gerekiyordu ama kimsenin umrunda değildi bu, oldukça zor geçen bir kaç aydan sonra eğlenmek için mazeret arıyorduk. İçki bana dokunduğu için çok fazla elimi sürmedim ama yine de olanları net bir şekilde hatırlayamıyordum. Kesin olan bir şey var ki o da daha önce hiç görmediğim bir numaranın akşamın ilerki saatlerinde beni aramasıydı. Telefonu açtım, değişik aksanlı bir adam benle İngilizce konuşmaya başladı:
Gizemli Numara: İyi akşamlar, sayın Ozan Denizgünü ile mi görüşüyorduk?
Ben: Evet, aradığınız muhteşem kişilik benim.
GN: Antrenörlük kursunda aldığınız derece bize ulaştı ve sizde ciddi bir potansiyel görüyoruz. Valencia kulübü olarak sizle anlaşma yapmak istiyoruz, lütfen kararınızı verdiğinde bizle temasa geçin.
Ben: Bir dakika, kararımı verdim, kulübünüzde -dur bırak pantolonumu- için çalışmaktan onur duyarım.
GN: Cidden mi, o zaman biz sizin uçak biletinizi hazırlayalım.
Ben: Yalnız ben gelmeden fikriniz değişebilir, şimdi internetten anlaşmayı onaylama şansım var mı?
GN: Evet efendim, bizde e-mailiniz bulunmakta, size sözleşmeyi gönderiyoruz.
Telefonu kapattım ve bilgisayara doğru yürümeye başladım. Bilgisayarın önü doluydu.
Ben: Olum ne biçim videolar izliyorsunuz, bi bırakın maillerime bakacam, Valencia beni istiyormuş olum, sözleşmeyi gönderecek.
Özer: Olum biri kafa buluyor olmasın?
Jan: Bırak he de geç, zaten sarhoş.
Ben: Şarhoş değilim olum, çekilin cidden bakacam.
E-maillerimi açtığımda en üstte gördüm sözleşme metnini. Açtığımda bana verecekleri yıllık ücretin 4.9 milyon € olduğunu gördüm. Hem kulübün interneti bu kadar etkin kullanmasını takdir ettim hem de prensipte anlaştığımızı e-maille belirttim.
23 Haziran 2010
Sabah kalktığımda kendimi kötü hissediyordum. Dün gecenin etkileri geçmemişti ve ben işe gitmek zorundaydım. Ofiste ilk işim e-maillerimi kontrol etmek oldu. Bazı uygunsuz spam maillerinin yanında Palencia'dan gelen bir mail vardı, mailde 25 Haziran'da resmi sözleşmeyi imzalayacağım ve uçak işlemlerinin hazırlandığı söyleniyordu. Hemen diğer maillerime baktım(uygunsuz olanlara değil, Palencia ile ilgili olanlara). Dün gece sözleşmeyi kabul ettiğimi gördüm.
Hemen partideki arkadaşları aradım, onlar da benim söylediklerimi ciddiye almadıklarını söylediler. Valencia'dan teklif geldiğini söylüyormuşum. O anda kafama dank etti. Valencia'yla anlaştım diye Palencia'yla anlaşmıştım. Yıllık 49 bin €'ye hem de.
Gerçi şu anki işimden çok daha fazla kazanacaktım ve Dünya'nın en güzel sporu futbolla iç içe olacaktım. İspanya'da yaşamak da cabası. Bütün bunları düşününce teklifi kabul etmek daha mantıklı geldi, uçak biletleri bile hazırdı ve yarın akşam İspanya'ya gidiyordum.
24 Haziran 2010
Patronumla konuşum işimden istifa ettim. Evimdeki taşınabilecek bütün eşyaları topladım. Uçakta dizüstünde FM oynayarak zaman geçirdim, bir de Palencia hakkında biraz bilgi edindim. Yeni işime hazırdım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adım Ozan Denizgünü. 34 yaşındayım ve düne kadar Dortmund'da yaşıyordum. Üniversite'den sonra Almanya'da yaşamaya başlamış ve çifte vatandaşlık sistemi ile hem Alman hem de Türk vatandaşı olmuştum. Bir bilgisayar mühendisiydim ve futbolla amatör olarak ilgileniyordum, fakat antrenörlük lisansı almayı kafaya koymuştum. FM'nin etkisi bu kararda çok büyüktü ve bu karar hayatımı etkiledi. Artık yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı Palencia kentindeydim. CF Palencia'nın başına geçmiştim ve İspanya'nın 3. liginde işim çok zordu.
Okudum ve kabul ediyorum
http://forum.turksportal.net/vb/showthread.php?t=98776
Sırada: Palencia kenti, CF Palencia'nın geçmişi ve CF Palencia'nın şu anki durumu