1 ile 2 arası toplam 2 sonuç

Konu: Tek Sancak Altında 1.Bölüm

  1. Default Tek Sancak Altında

    Arkdaşlar siteden 1.5 ay banladım. Kendimi yeni şeylere verdim. Sürükleyici hikayeler yazıyorum artık. Bunları sizinle paylaşacağım. İşte ""Tek Sancak Altında""


    TEK SANCAK ALTINDA
    1.BÖLÜM
    AV PARTİSİ

    "Allahu ekber Allahu ekber ..." diye inledi köy. Sağ elini kalbinin üstüne koydu ve " Aziz Allah" dedi. Buz gibi su ile abdestini aldı. Namazını kıldı. Sabahları namaz onu rahatlatırdı. Daha 15 yaşında bir delikanlıydı. Alparsla'nın sadık komutanı Çambaşlı Hasan'ın tek oğluydu.
    Namazını kıldıktan sonra, annesine seslendi: "Ana, ben sarayda Arslan ile buluşacağım. Sonrada biraz savaşçılık oynayacağız. Ondan sonrada Canik dağlarına varacağız. Av vuracağız."dedi. Fatma Hatun sitem dolu bir sesle söylendi, "Oğul! Bir günde gitme şu ava, başına bir şey geleceğinden korkuyorum" dedi. Şimşek gibi çaktı gözleri Sercan'ın, yapıştı küçük şimşirinin kabzasına inledi " Belimizde kılıcımızı süs diye mi taşırız bre! " dedi. Çekti kapıyı çıktı dışarı.
    Saraya vardığında Sultan Alparslan'ın oğlu Arslan Bey'in atış talimi yaptığını gördü. Arslan Bey Selçukların en nişancı boyuydu. Aldı sadaktan bir ok, gerdi yayını.Kapadı tek gözünü, baktı kartalca.Bıraktı okun sapını gitti hedefi anlından vurdu ok.
    -Heyt bre! Arslan Bey yine vurdun hedefi anlından.
    -Bre! Mağrifet ister, göz ister, el ister, yiğit ister.
    -Ver bakalım okunu yayını görelim kim daha yiğit.
    -Al bre Sercan'ım! Okumuz yayımız sana uşak olsun.

    Sercan aldı oku ve yayı. Kurdu, aldı nilanını buraktı...
    -Bre! Görürüz kim yiğit Arslan'ım.
    -Dur bakalım Sercan sıra bende.
    Arslan Bey kurdu yayı, bıraktı oku...
    -Yiğit Sercan'ım okun iki parça oldu haa! Kim daha yiğitmiş.
    -Arslan Bey, sen bey oğlusun bölersin tabii okumu ikiye. dedi.
    Gülüştüler, iki saat kadar konuştular dertleştiler en sonunda ava çıkmaya kara verdiler. Yanlarına 50 yiğit atlı alarak ava çıktılar. O zamanlarda Selçuk yurtlarına bela olan Uzlar peydahlanmıştı ki ne peydah. Basarlardı Selçuk yurtlarını, taş üstünde taş omuz üstünde baş komazlardı. Onun için tedbiri elden bırakmamak gerekirdi. Uzlar, Peçenek köylerinden gönüllü toplar, 50-100 kişilik yağmacı gruplarla köy köy dolaşırlardı. Selçuklara kan kustururlardı. Uzlarda Türk'tü ancak putperestti.Selçuk'luları atalarının dinlerini terkedip Arapların dinlerine geçtikleri için hainlikle suçlamış ve düşman bellemişlerdi.
    Last edited by sanalkaos : 23.Ekim.2008 at 20:26

  2. Default

    2.BÖLÜM
    Baskın!

    Son hazırlıklar tamamlandıktan sonra, dağlara doğru yola koyuldular. Av bir bahane idi. Amaçları gezmek olan bu iki genç biraz zaman geçirmek istiyorlardı.Sercan konuştu,

    "Eee, ne düşünüyorsun?"diye sordu kibar bir sesle.
    "Bizans'ı tabiki de.Romen'in ordusunu.Sence bu savaştan kim galip ayrılır?" diye sordu.
    "Tabii ki, biz!" diye gürledi kızgın bir sesle."Bundan şüphen mi vardır!" dedi Sercan.
    "Heyt Bre! Ne şüphesi can dostum. Olur mu öyle şey!" diye inledi.
    "Haklısın can dostum, biraz fazla kızgınlık ettim." dedi sakin bir sesle.
    "Neyse Sercan'ım, geyikleri kaçırmayalım."

    Gülüştüler, konultular, eğlendiler. Derken çalıların ardından çığlıklar koptu. Her ağacın arkasından bir kişi gözüktü. Bunlar kimdi? Yoksa, yoksa Uzlar mıydı? Evet, evet! Onlardı.
    Daha Arslan Bey hücüm emri veremden oklar yağmur oldu yağdı üzerlerine.Bir çok yiğidin dermanı kesildi. Sercan'ın koluna saplanan bir ok, onu attan fırlattı attı.İnledi Arslan:

    "Koman bre, vurun bre!" diye bir çığlık koptu ki ne çığlık. Tüm askerler ormanın içine doğru saldırıya geçti.Ama ne fazyada düşmanın ikiyüzü aşkın cağulcusuna karşın otuz yiğit ne eyler?Çağırdı bahadırlardan birini Sercan ve emretti:

    "Tez var Saraya haber eyle, bu kadar askerle baş edimeyiz." dedi. Ama o da pek ümitli değildi, saray'ın en az bir saatlik yolu vardı. Dayanamazlardı bu kadar.Ne yapmalıydı, düşündü içinden:

    "Ben, bir komutan oğluyum.Arslan ise bir şehzade.Ona zarar gelmemeli. O kaçmalı dedi."Sonra döndü Arslan Beye:

    "Sen sarayın yolunu tut can dostum. Bende arkandan geliyorum." dedi. Ama ne fayda inledi Arslan:

    "Atıl bre yiğidim! kaçmak yaraşırmı Selçuğa!"

    Atıldılar, yaktılar kavurdular; estiler savurdular. Sonuçta dermanları kalmadı. Esir düştürler Uz köpeklerine.Arkalarında kırkı aşkın yoldaş bıraktılar ki, ne yoldaş... Eee, kolay mıydı? İkiyüzü aşkın kişinin baskınına nasıl karşı koyabilirlerdi? Zaten ilk atışta Uzlar yirmisini şehit etmişti oracıkta. Sercan ın yolladığı habercide Uz okçusu tarafından vurulmuştu.Esir alınmıştı, diğer on yiğitle beraber...

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •