Klübe imzayı attığım gibi eve kapanmıştım. Elimde kalem kafamdaki dizilişleri kağıda döküyor sonra kalkıp oluşturduğum türlü türlü formasyonları taktik tahtama çiziyordum. Maçları kafamda oynuyordum. Takıma ve oyunculara nasıl direktifler vermeliydim. Tabiiki bunda belirleyici olan kadromuzdu. Elimdeki kadroya göre taktik yapmalıyım diyordum ancak sürekli taktiksel arayış içindeydim. Önceleri kadroya göre taktik oluşturacaktım ardından kendi sistemimi yavaş yavaş takıma empoze edip sistemime uygun oyuncular alacaktım. Herşeyden öte acaba hangi oyuncuları mevkisel olarak daha kolay bulabilirimin derdindeyim. Kolay bulunan mevki ve rollerdeki oyuncularla daha az parayla takımı oluşturabilirdim. Malum klüp zengin sayılmazdı. Yaklaşık bir hafta boyunca evimdeydim. Zaman zaman çalışma odamdan kalkıp bu seferde sinema odasına geçiyordum. Dünyanın dört bir yanındaki klüplerin kasetlerini getirtmiş irili ufaklı klüplerin maçlarını izliyordum. Amacım farklı kıtalardan değişik kültürdeki bu takımların futbol yapısını incelemekti beğendiğim yanlar olursa bunları not alıp oluşturacağım taktiği şekillendiriyordum diğer yandan da takımlardaki oyunculara göz atıp listeme ekliyordum.
Bir haftanın sonunda artık antrenör kadrom ve futbolcularla tanışma zamanı gelmişti. Biran öne top başı yapmalıydık. Ligler başlamaya yakındı kısa sürede hazırlıkları tamamlama adına geceleri de yoğun tempoyla çalışmalıydık. Bu düşüncelerle evden çıktım baktım hafiften yağmur yağıyor klasik İngiltere havası işte. Yağmuru bahane ederek tekrar eve döndüm hava kararmış karnım da acıkmıştı. Yemeğimi yerken ufak bir planlama yapmıştım. Yeterince yorulmuştum bugün güzelce dinlenip yarın erken saatlerde tesise gidecektim.