Edu ve Lugano iyi oynuyorlardı, daha önce eleştiri yaptım onlarla ilgili, kopyalayayım.
Edu ve Lugano'nun kötü olduğunu söylemek tekdüze bakmak olur.Aynı şekilde Aurelio da overrated-world class arası bir oyuncu, çok özel bir oyuncu.
Onurap ve YusufT, sizler Fenerbahçe'nin iyi oyuncularına sahip olmasını istemeden de olsa kabullenemiyorsunuz, bunu neden yapıyorsunuz, çünkü takımınıza olması gerektiğinden fazlası ile bağlısınız.Kötü bir şey değil biraz fazla bağlılık.
Bu da bazı gerçekleri görmenizi engelliyor.
Psikolojide sinek deneyi var, sinekleri bir fanusa yerleştiriyorsunuz.Sineklerin çıkış noktasında tavana şeffaf ama belirgin bir madde yerleştiriyorsunuz.Sinekler o bölgeye geldiklerinde kurtulmak için çıkışa hızla geliyorlar ama çarparak yere düşüyorlar.Sürekli aynı şeyi yaşadıktan sonra pes ediyorlar.
Bir süre sonra üzeri tamamen açılıyor, sinekler farkediyor ama çabalamıyorlar, hiç zıplamıyorlar.Özgürlükleri ellerinde olmalarına rağmen kafalarında bir sınır beliriyor, baskılardan dolayı oluşan sınırlarını açmaya çaba göstermiyorlar, yılıyorlar.
Maalesef sizler de sınır belirlemiş durumdasınız, istemsiz o sınırdan dolayı kabul etmek istemiyorsunuz.
Futbol bilgisi ile ilgili birşey söylemek istemiyorum, hem göreceldir hem de tartışma yaratacak, tabi ki herkes hakkında az çok fikrim var ama paylaşmayacağım.
Aurelio eğer yetersiz olsa idi Koeman istemezdi, ayrıca Valencia yöneticileri de daha dedikodular başlamadan bunu engellerdi.
İşin diğer yanı topu 20 cm dürterek 45 metreden kimse kolay kolay şut çekemez, bu bir yetenektir.Deivid'in şutlarından, şut tarzından yeteneğini biraz çözmüştüm, o yüzden 17 verdim.Deivid ofansif özellikleri nedeni ile Matador lakabını almış bir oyuncu, herhangi sıradan bir oyuncu değil.O yüzden vasatlaştırmanın reel futbola bir eksisi yada artısı olmaz.
Oyunda iyi olmuş yada kötü olmuş bu beni üzmez, beni üzen işimi doğru yapamamak olur, altı üstü bir oyun.Bu oyunu seviyorum, sevdiğim için de gerçekleri yansıtmasını istiyorum.Gerçekleri yansıtmayacaksa zaten oynamam, benim için de bir önemi olmaz.Oyunda realite nedir onu yaşıyoruz, yaşayamazsak zaten burada bunları eleştirmek için çabalamazdık.
Şutu iyi olan bir oyuncuya düşük puan verdiğimizde kısa süre sonra oynamayacağız, hevesimizin kaçacağı ve burada da tartışmaya gerek kalmayacağı bir gerçek.Yani kısacası bindiğimiz dalı kesmenin bize bir yararı olmayacak.
Sorun şu ki, bu oyunu ego tatmini için oynuyoruz bazen ve bu sadece kazanmak üzerine olduğu için fevri davranmamızı tetikliyor.Bunun farkına vardığımızda ise realite alıyoruz, bu sefer de keyif alamadığımız için vazgeçme eğilimine doğru gidiyoruz.
Aksine realite uzun vadede daha çok şey katabilir, alacağımız keyfin dozajını da yükseltebilecektir.
Bu oyunu sadece kazanman amaçlı oynamamak gerekli bence, kazanmak ise karşılıklı kazanmak tutkusu üzerine olmalı, satışta buna KAZAN-KAZAN diyoruz.Siz kazanırken biz de kazanırız herşey doğru üzerine olduğunda ve bu kazancın katlanmasını sağlar.
Bu oyundan ne kazanırsanız kârınızdır, oyunu sadece oynamak için değil, futbol bilginizi sınamak, dengeleri görmek için de oynayabilirsiniz.
Ben de artık serbets başlamazsam zevk alamıyorum, o basamakları gerçekteki gibi sıfırdan tek tek çıkarak yakalamalıyım, realite budur çünkü.
--
başka bir yerde yazmıştım, yazımın alıntısını yapayım (:
Edu ve Lugano´nun Artıları‚ Eksileri!
Lugano:
+Hırsı ile oynuyor
+Önde basıyor
+Rakibi yoruyor
+Çok sert markaj yapıyor
+Hemen topla buluşan adamı yakalıyor
+Hava topu üstünlüğü
+Çalışkan
+Azimli‚ istediğini yapabilmek için sürekli çabalıyor‚ aşırı derece zorluyor
+Her topa kafasını sokacak kadar cesaretli
-Aşırı önde kalma sevdası
-Başka rakip var mı diye bakmadan adama basıyor
-Bekler ileride iken Edu´ya yaklaşmıyor‚ orta sahaya kadar çıkıyor
-İlk adımda anlamsız top çalma sevdasından çalım yiyebiliyor
-Geri geri gelerek alan daraltmayı beceremiyor
-Geriden pas yaparken inanılmaz acemi
-Topla oynarken çok zorlanıyor‚ ofansif temel tekniği çok zayıf.
-Sezgileri sıkıntılı‚ rakibe hamle yapacak zaman bırakmadan yıpratarak top çalmaya çalışıyor.
-Hırsını dizginleyemiyor‚ acemice hareketler
-Aşırı heyecanlı
-İlk adım ağır
Edu:
+Geriden kısa alanda bır defans oyuncusu için çok iyi top süpürüyor
+Çoğu zaman rakibin hareketine göre hamle yapıyor‚ hareketi çözmeyi becerebiliyor
+Geride ortada kalarak rakibin ileride açık alan bulmasını engelliyor
+Hava topu üstünlüğü
+Ortalara iyi kafa vuruyor
+Sezgileri ortalamanın üzerinde
+Oyun bilgisi
+Soğukkanlı olmaya çalışıyor
-İlk adımı çok ağır
-Çok da ağır ve çevik değil
-Konsantrasyonu zayıf
-Adımları çabuk olmadığından seçim yaparken zorlanıyor
-Topu uzaklaştıramıyor
-Geriden top yapsa da hala acemi sayılabilir
Lugano da Edu da uzun boylu pivot santraforları etkisi hale getirebiliyorlar‚ onlara iyi markaj uygulayabiliyorlar.
Sonuç olarak sahada canlı olarak da izlediğim Edu‚ Lugano´dan daha komple bir oyuncu; Lugano her topta vücudunu kullandığı için halk kahramanı oldu.
Tvden asla anlaşılmıyor‚ ancak sahada çözebildim.
Edu çok yalnız kalıyor ve zaten çok ağır biri olduğu için hamle zamanlaması konusunda 2 kere düşünmek zorunda!
Edu karar veremiyor‚ çünkü Lugano öne çıkarak yalnız bırakıyor takım arkadaşını.
Lugano´nun agresif‚ aşırı heyecanlı oyunu hamle zamanlamasında alelacele seçimler yaptırıyor Lugano´ya.Geldiğinden beri düzelme görüyorum ama yeterli değil‚ zira Türkiye´de Brezilya´daki gibi oyuncular iki ceza sahası çevresinde top yaparak oynamıyor.
Lugano daha iyi diyordum ama görüşüm tamamen değişti hele de canlı izleyince.Edu´nun topa hakimiyeti ve sezgileri ofansif olarak biraz bilgisi olmasından ötürü daha iyi.
Lugano´nun oyun disiplinine ihtiyacı var‚ Edu´nun da konsantrasyon ve hıza.
---
Uğur'a geleyim, bence aynı şey Gökhan için de geçerli.
Zico futbolu iyi biliyor, bunu da oyuncularını iyi anlatıyor.Futbolun içinden gelmiş biri sonuçta ve ince detayların hayat kurtaracağının farkında.Ayrıca teknik bir oyuncuydu, futbolun teknik yanının nasıl olması gerektiğini bildiği için oyuncularınının artılarını max. seviyede nasıl kullabileceğini bilgi ile anlatıyor.
Uğur daha önceleri dribbling için çabalardı ve kaptırırdı ama sonra Zico ona farkettirdi ki dribbling aslında uzun çalışmalar sonucundaki özel bir yetenek.Avrupa'da bir çok oyuncu 'adam geçerken' (başka terim bulamadım, kusura bakmayın) dribbling yerine daha az hata yapabileceği ve yanıltabileceği hızını kullanıyor ya da bire-ikiler ile oynuyolar.
Geçen gün demecini okudum, savruğum evet, 'Savrukluğumun bana ofansif katkısı büyük.Zico'ya sordum savruk olmam kötü mü, eleştirliyorum, doğru mu yaptığım?' demiş.Zico da doğru, böyle oynamaya devam et, etkilisin, sadece beni dinle demiş.
Ayrıca çabukluğunu parmak uçları ile savruk, dağınık topla oynama şeklinde kullanınca haldur huldur gelen bir ofansif oyuncu ile karşılaşıyor defanslar, seçim hatasında titiz olamazsa bu sefer Uğur etkili olmaya başlıyor, aynı zamanda rakip savunmacıyı da bir hayli yoruyor, oldukça hızlı sayılır çünkü.
Gökhan da bu şekilde, Gökhan bir daha teknik.
Ömer abi ile burada ayrılıyoruz, Ömer abi hala ofansını tamamen hızı ile yaptığını düşünüyor, ben ise hızını kullandığını ama tekniğini de işin içine kattığını düşünüyorum.
Ortak kanı savunmayı hızı ile kapattığı ama dğer düşük kalmış, sezgileri olağanüstü vasat da değil.Gökhan Gönül 2009'da değişecektir, yeniden düzenlemeyi planlıyorum, tabi ki uçuk bir Gökhan profili olmayacak yine.
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
Ekleyeyim, unutmuşum edit olmayınca düzenleyemiyoruz da.
Uğur ve Gökhan iyi markaj yemedikleri sürece süreklilik halinde kötü oynamazlar artık, nedeni ise nasıl oynamaları gerektiğini öğrenmeleri.
Bu demek değil ki uçuralım özelliklerini, bu sadece reel futbola yansır, futbol bir çok özellik, değer demek.Uğur'un bonservisi yükselecekse çok çalışması ve gelişim göstermesi ile olur ancak.
Colin-Kazım Tello gibi, dribbling zayıf ama temel tekniği iyi olduğu için topla oldukça rahat, Kazım'ın en dikkat çekici özelliği iyi orta yapması.
Sert, kavisli ve oyuncuyu görerek orta yapıyor, tabi Türkiye şartları için çok iyi, Beckham ile karşılaştıramam 
Crossing çizgiye kadar inerek orta yapma girişi ile beraber tamamen kanadı iyi kullanması demek, ah ah neden ayırmadılar ki, keşke ayrılsa idi.
Kazım Deivid kadar olmasa da topla ileri çıkıyor aama sınırını bildiği için yerinde kesiyor, herşeyden biraz var, umarım gelişir, çünkü gerçekten ümit vadediyor şu oyunu.
Last edited by Cengo : 05.Nisan.2008 at 02:19
Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)
TURKSPORTAL Interactive - FM Türkiye
Cengiz Haskan
Fenerbahçe Araştırmacısı