FM DE DÖNDÜĞÜMÜZ YANLIŞLAR
Arkadaşlar yıllarca FM oynadık. Her çıkan seride içimizi heyecan kapladı. Bir tutku haline gelen bu muhteşem oyunda zaman geçtikçe daha da tecrübe kazandık ve bilgilendik. Yıllar geçtikçe BİRÇOK DOĞRU BİLDİĞİMİZİN YANLIŞ, YANLIŞ BİLDİĞİMİZİN İSE DOĞRU OLDUĞUNU öğrendik.
Bu konu başlığı altında ise FM de önceleri yaptığımız ama sonradan düzelttiğimiz yanlışları irdelemek istedim. Amacım hem oyunu daha yeni oynayan arkadaşlara (belki aynı hataları yapanlar varsa) yardımcı olabilmek hem de bizim bilmediğimiz ve belki hala yaptığımız bazı yanlışları diğer arkadaşların görüşünü alarak öğrenmektir.
Ben aşağıda ilk anda aklıma gelen önceleri yaptığım ve sonra düzelttiğim hatalarımı anlatacağım.
1- Önceleri FM de teknik özelliklere çok takılır mental (zihinsel) ve fiziksel özellileri daha ikinci planda tutardım. Benim için finishing (bitiricilik) pace (hızlanma) den heading (kafa vuruşu) jumpingden (sıçarama) marking (markaj) positioning (pozisyon alma) ve stamina (dayanıklılık) dan çok daha önemli idi. Ama araştırdıkça ve oynadıkça gördüm ki Fiziksel özellikler ve mental özellikler teknik özelliklerden hiçte daha az önemli değil, hatta fiziksel özellikler hepsinden çok daha önemli
2- Önceleri FM de zor maçlarda öndeysem son dakikalara girince hemen taktik değiştirir. Takımı tamamen defansa yatırır ondan sonra golü yiyince çıldırırdım. Ama zamanla öğrendim ki son dakikalara girince takımı tümden geriye çekmek ve taktikle çok fazla oynamak hiçte akıllıca değil. Son dakikalar için en iyisi yorulan oyuncunuzu çıkarmak ve taktikte ufak değişiklikler yapmak
3- Önceleri FM de takıma çok yüksek oranlarda antrenman yaptırır ve hemen gelişme bekler sonra sürekli sakatlıklar çıkınca kabahati oyunda bulurdum ama kısa bir zamanda oyuncuların fazla gelişmediğini ve takımı çok yormanın formdan düşürdüğünü ve sakatlıklara sebep olduğunu anladım. Şimdi normal seviyesini genç oyuncular için geçiyorum sadece.
4- Önceleri Ocak ayı gelince kontratı biten oyunculara hemen atlar. Bedava sirke baldan tatlı diye bir sürü oyuncu alır sonra bunları satamayınca bu oyunda transfer çok zor hiç alıcı çıkmıyor diye isyan ederdim. Ama sonraları gördüm ki beleş mezar bulunca içine girme mantığıyla olmuyor. Şimdilerde ise hala transfer konusunda teklif azlığı olduğundan emin olsam da… kontratı bitecek serbest kalacak oyunculardan sadece takıma gerçekten yarayacak oyunculara, üstelikte en azından nisan ayı gibi teklif götürüyorum başka takımlarla anlaşan varsa da ocak ayında umursamıyorum. Çünkü çok büyük bir yıldız değilse maaş bütçenizi alt üst etmenin anlamı yok.
5- Önceleri oyuncularımın kontratının bitmesine daha 2-3 sene varken kontrat yeniler ve yüksek meblağlarla imza attırırdım ama şimdi anladım ki eğer süper star olmadıkça hiçbir oyuncuma erkenden imza attırıp bol para veremem giden varsa da kendi yoluna….
6- Önceleri yeni bir takım aldığımda kadrosunu alt üst eder 10 tane transfer 15 tane satılıkla sezona başlardım. Sonra ilk haftalarda takım saçmalayınca da basardım küfürü. Oysa messiyi silvayı almamışsanız eğer bir takımın kadrosunu alt üst ettikten hemen sonra takımdan çok iyi bir form beklememek lazım. Şimdilerde ise takımı analize edip kadrolarını çok bozmadan nokta transferler yapmayı tercih ediyorum.
7- Önceleri takıma sürekli yıldız olacak diye yetenekli ama tecrübesiz genç oyuncularla doldurur (bir anlamda PA sı iyi ama CA sı düşük) sonra 3-4 sene bunların adam olmasını bekler bazen bekleyemez takımdan soğurdum. Şimdi ise işime yarayan bir oyuncu eğer istediğim paraya da satamayacak durumdaysam 32 hatta savunma ve kaleci için 33-34 yaşına kadar kadromda tutuyorum ve çok iyi ediyorum.
8- Önceleri kaybetmeye hiç tahammülüm olmaz kaybedince de aynı takımla yenene kadar tekrar tekrar oynardım özellikle Türkiye liginde küçük takımlara kaybedince sanki gerçekte hiç olmuyormuş gibi çıldırırdım. Ama zaman geçtikçe gördüm ki kaybetmeye daha fazla tahammül etmek gerek, oyunun tuzu biberi beklenmedik mağlubiyetler…
9- Önceleri takıma koyduğum oyuncudan kısa zamandan yüksek performans bekler başarılı olamayınca ipini çekerdim. Ama sonraları gördüm ki tıpkı gerçek futbolda olduğu gibi FM de de oyunculara karşı sabırlı olmak gerek.
10- Önceleri FM yi sabahlara kadar oynar hatta sosyal hayatımı alt üst eder sınavlarımı derslerimi ve arkadaşlarımı ailemi ihmal ederdim. Ama zamanla anladım ki bu nihayetinde bir bilgisayar oyunu hiçbir şeye hak ettiğinden fazla önem ve değer vermemek lazım. Şimdilerde ise FM yi sadece canım çekince ama asla abartmadan oynuyorum.
Yukarıda yazdıklarım hataların kimini çok eskiden yapardım kimini yakın zamana kadar devam ettirdim ama nihayetinde kendimce bu konularda doğruyu buldum.
Siz sevgili arkadaşlarımdan da kendi düzelttiğiniz hatalarınızı yazmanızı istiyorum. Böylece hem aynı hatayı yapan arkadaşlara bir yol göstermiş oluruz, hem de hatalarımızı birbirimizle paylaşarak en doğruyu bulma yoluna girmiş oluruz.
İnsanın hatasını yazması zor olduğundan cesaret içeren bu konuya cevap verip katkıda bulunacak tüm arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum