"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
zor bir görevdesin öncelikle bunu kabul ediyoruz. sen bunu daha da fantastikleştirip defansif sistemi oyuna kabul ettirebilme olayın var. o yüzden sonuçları çok önemsemiyorumhatta başarılı oluyorsun.
Hocam gidişat güzel ama ben senden daha iyisini bekliyorum .Fakat yine de kötü bir periyottan çıktığın için oyuncuların moralsiz .Takımı toparlarsak 5.6 oluruz bence hocam
Teşekkürler. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
AFC Wimbledon 2012-2013 İLK DEVRE DEĞERLENDİRMESİ
Ligde 23 maçı tamamlamamız sebebiyle ilk devre bitti. Yani hayali olarak bitti, İngiltere alt liglerinde devre arası diye bir şey oluyor mu bilmiyorum, çünkü çok maç var. Şimdi bu 23 maçlık periyottaki istatistiki bilgileri size aktaracağım.
Ligde 23, Lig Kupası'nda ve Johnstone's Paint Trophy'de 1 ve FA Cup'ta 3 maç oynayarak, takımdaki ilk devremizde 28 resmi maç oynadık. Bu periyotta 10 galibiyet, 7 beraberlik ve 11 mağlubiyet alarak çok ortalama bir performans gösterdik.
Ligin ilk 8 haftasında 1'den fazla gol yemedik, ilk 2 golümüzü 9. haftada, ikincisini ve sonuncusunu da 16. haftada yedik.
9. ve 14. hafta arasındaki 6 maçlık periyotta sadece 2 gol atabildik ve 2 puan aldık.
15. haftadaki galibiyetimizden sonra, yine 5 maçlık bir galibiyet alamama serisine girdik. Bu periyotta sadece 1 gol atabildik, 2 puan topladık.
Son 3 haftada ise 7 puan topladık, kalemizde sadece 1 gol gördük ve rakip filelere 5 gol bıraktık.
Genel olarak ligde 23 maçta 16 gol yedik, 23 gol attık. Maç başına 1 gol ortalamasıyla oynuyoruz.
Duraklama anlarında hiç gol yemedik ve sadece 1 gol attık, o da skoru değiştiren değil pekiştiren bir goldü. Yediğimiz en geç gol 87'de geldi, sonrasında ise 83, 72, 69 diye gidiyor. Bu istatistik takımın rakibi maç içerisinde çok fazla yorduğuna dair bir işaret olabilir.
Kupalarda ise performansımız iyi değildi. Toplamda oynadığımız 5 kupa maçında 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldık; kalemizde 10 gol görürken rakip filelere 5 gol bıraktık. Maç başına 1 gol ortalamamız burada da şaşmamış gözüküyor.
Taktiksel olarak takımı değerlendirecek olursam: ilk 19 haftada SW-DR-2 DC-DL-DMC-MR-MC-ML-ST şeklinde oynarken, son 3 haftadır MC oyuncusunu DMC pozisyonuna çekmiş bir vaziyette oynuyoruz. Geride kalan 28 resmi maç sonucunda kafamdaki ideal 18 şu şekilde:
GK: Neil Etheridge
SW: Danny Jackson
DR: Curtis Osano, DC: Suat Usta&Mat Mitchel-King, DL: Scott Griffiths
DMC: Eric Addo&Sammy Moore
MR: Jason Banton, ML: Michael Dougthy
ST: Jack Midson
S1: Seb Brown
S2: Callum McNaughton
S3: Pim Balkestein
S4: Steven Gregory
S5: Frankie Merrifield
S6: Rashid Yussuff
S7: Nicholas Bignall
3 haftada 7 puanın coşkusuyla, ligde 2. olan Oxford deplasmanına çıkıyorduk. Takım ligin ilk maçında kendi sahamızda bizi yenmişti ve bu sezonki performansı oldukça etkileyiciydi.
Maça adeta 1-0 yenik başlasak da, oyuncularım maçı çevirmekteki kararlılıklarını gösterdiler ve müthiş bir bitiricilik yüzdesiyle bu zor maçı 2-1 kazanarak Oxford'dan sadece 3 puan değil, ikili averajı da aldılar! Hani pek onlarla puan eşitleyeceğimiz yok da, olursa diyorum2 şutumuzun ikisi de kaleyi buldu ve ikisi de gol oldu. Soyunma odasında oyuncularımı ''İşte sezon başından beri sizden beklediğim oyun bu koçlarım'' diyerek motive ettim ve ertesi gün eksik maçımıza hazırlanmaya başladık.
Bradford'la oynayacağımız eksik maçımızdan önce, son haftalarda kaledeki performansını beğenmediğim Neil Etheridge yerine yedek kalecimiz Seb Brown'a 11'de şans verdim. Yorgunluk nedeniyle birkaç değişiklik daha yapmak zorunda kaldım.
Malesef Bradford'a mağlup olduk ve onlar tarafından geçildik; puan tablosunda 9. sırada kaldık. Kaleci Seb Brown ilk golde çok etkisiz kaldı, Etheridge yine iyiymiş diyorum ve kendisini onbire geri döndürüyorumBitiricilik konusunda yüksek yüzdemizi korumaya devam ediyoruz ayrıca. 2 şutumuzun ikisi de kaleyi buldu ve biri gol oldu. Gol şanslarını boşa harcamayarak önemli bir iş yapıyoruz gibi geliyor bana.
Haftaya da Play-Off potasında bulunan Wycombe deplasmanındayız. Bu kadar iyi 3 takıma karşı üst üste 3 deplasman olacak şey mi?
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
Oxford maçında çok önemli 3 puan geldi ama keşke en azından sonraki maçta 1 puan alabilseydik. bayağı güzel olacaktı. acısını çıkaracaksın inşallah sonraki maçlarda.
Oxford maçındaki Oxford'un istatistiklerini yıllardır biz yakalayıp yeniliyoruz, acısını iyi çıkartmışsın![]()
Aynen, güzel olurdu.
Eheh evet öyle oldu
Önceden de bahsettiğim gibi 26. haftada Wycombe deplasmanındaydık.
Maçla ilgili söyleyecek fazla bir şey yok. 17. dakikada 10 kişi kalan bir takımdan 3 gol yemek, ve maçı çevirememek açıkça söylenmesi gerekirse acınacak bir durum; ve biz de acınacak bir hâldeydik.
Maçın akşamında başkanın odasına gittim. Kendisine kulüpten 2 hafta gibi bir süreyle ayrılmamın ve tatil yapmamın gerektiğini, aksi hâlde bu 2 haftada yapılabilecek herhangi bir puan kaybında kendime kalıcı zihinsel zarar verecebileğimi söyledim. Başkanın gözlerinde korku vardı. Ancak konuştuklarım da gayet netti. Başkan 2 haftalık izni verdi. Cep telefonumu ve bütün iletişim araçlarımı İngiltere'de bırakarak 2 haftalık bir tatil için ülkeme döndüm.
Tatilden döndüğümde, 2 haftadır oynanan maçların sonucundan haberim yoktu. Başkan 2 maçın da raporunu bana sundu. Skorlar ve istatistikler şu şekildeydi:
28. hafta itibariyle takımın geldiği nokta da budur:
Başkana raporlar için teşekkür ettim, ve odasından ayrıldım. Akşam saatlerinde yeniden buluşacağımıza dair hiçbir tahminim yoktu...
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
30 Aralık 2012, saat 21.00. Arabamla kulüp binasına doğru ilerlerken hep kulüp için yaptıklarımı düşünüyorum. Yarım yıldır çalıştık, gece gündüz, uyumadık. Masaların başında sabahladık, çıkış yolu için kafa patlattık. Olmadı be. İlk günden itibaren, oturmadı. Masadan düştü düşecek bir örtü gibiydik hep. Düşmeye gidiyoruz işte.
Odasına girdiğimde, başkan şaşırdı. Çıkmaya hazırlanıyordu çünkü. ''İki dakika konuşabilir miyiz başkanım?'' dedim. ''Tabii, otur.'' dedi. Konuştuk. Pek uzun sürmedi zaten. Neden belliydi, amaç belliydi, sözlerim netti. Sırtımı sıvazladı. ''Hayatında başarılar genç adam.'' dedi. Sarıldık. Odasından ayrıldım. 6 ay önce bir hiç olarak girdiğim bu odadan, şimdi yine bir hiç olarak çıkıyordum. Belki özgeçmişime bir şeyler eklenmişti, ama ne farkı vardı ki? Başarısızlığım resmi olarak özgeçmişime de yansımıştı adeta.
30 Aralık 2012, saat 21.15. Elimde viski, hava yağmurlu, müzikçalarda Dilemma. Gözyaşlarım viskiyle birleşirken, o çarpıcı sözler geliyor: ''Farkı yok aslında sonların / Bana, bana, hep bana / Ayrılıklar hep bana.''
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
neyse üzülme en azından kıyamet kopmamış![]()
Kariyer anlatımın süper bence kovulduğuna üzülme bu senin için tecrübe olmuştur![]()
Bence FM yi bırak, yazarlığa başlaGerçekten mükemmel anlatımın var. Fm yi bırak kısmı şakaydı
Başarılar..
BEŞİKTAŞ'ın taraftarıyız. Futbolcuların değil !
Devam devam, Türkiye ligine gel ya 2. lige falan, bilindik bir ligde bu anlatımla daha eğlenceli bir kariyer olur garanti.
Kovulmadım zaten, istifa ettimDüşüncelerin için teşekkürler.
Çok teşekkür ederim. Henüz profesyonel olarak temaslarım olmadı ancak bir yazar olabilmek en büyük hayallerimden biri. Konu sadece futbol olduğu için küçük bir yelpazeyle sınırlı kalıyorum burada, normalde değişik konulara değinmeyi severim.
Malesef oyunun başında Türkiye'yi açmamıştım. Keşke açsaymışım.
Antrenörü kovulan her kulübe başvurdum şu ana kadar. Neler oluyorsa, önce kulübün başkanları ''Hhahahahahah o fakir mi bizim kulübü yönetecekmiş'' diye açıklama yapıyor, bir hafta sonra da sözleşme teklifiyle kapıma geliyorlar. Bu tarz bütün yüzsüzleri reddettim.
Diğer teklif aldığım 2 kulübü de kadroları ve hedefleri küçük olduğu için reddettim, ancak diğerlerinin aksine bir menajer olarak bana saygı duydukları için ikisini de takdir ettim; dost defterine yazdım.
İlk tercihim ikinci lig kulüpleri olacak. Ancak yeni sezon açılana kadar herhangi bir ikinci lig kulübünden teklif alamazsak, Andria veya Feralpi Salo tarzı daha alt lig kulüplerden gelecek bir teklifi kabul edeceğim. Bu tarz durumlarda ekonomi kriterini önde tutacağım çünkü AFC'deki başarısızlığımın bana göre temel sebebi olan, taktiksel anlayışımın vazgeçilmez noktası olan bölgelere -en azından o lig için- kusursuz takviyeler yapamama engelini aşmak istiyorum.
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
sonradan lig ekleyebiliyorsun diye biliyorum ama yanlış da biliyor olabilirim.
Harika bir sunum olmuş, başlığın çok ilgi çekici olmadığından bu zamana kadar girmemiştim kariyerine, ama artık takipçinim![]()
Eyvallah abiBir yandan da seviniyorum, oyunun gerçekçiliği arttı.
Türkiye Ligi'ni eklemeyi düşünüyorum içten içe. Yurt dışında başarısız olan her sporla ilgilenen kişi gibi yurda mı dönsek![]()
Teşekkürler![]()
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
Hayırlısı olsun be dostum... yalnız senden wimbledon'dan ayrılmadan önce bi tenis maçına gitmeni beklerdim yapmadınbi ona üzüldüm sadece
..neyse Bakalım kime gideceksin...beklemedeyiz.
Hayırlısı... Defansif sistemine devam edecek misin ?
Gittim ama anlatmadım... Federer'in şampiyonluğunda tribündeydim ama Djokovic'i tuttuğum için moralim bozuldu, buraya aktarmadım
Sistem olarak evet, ama diziliş olarak biraz değiştireceğim.
Çeşitli flörtlerden, yani kulüp başkanlarından köpek gibi iş istememden sonra; Hollanda 2. Lig(Jupiler League) kulübü AGOVV'dan bir teklif alabildim. Çok düşündüm gidip gitmemek konusunda, ancak sonrasında teklifi kabul ettim ve AGOVV ile haftada bin pound'dan 2 yıllık sözleşme imzaladık! Bütün ayrıntıları Fenerbahçe'nin kupa maçından sonra aktaracağım. AFC'de de yeterince ilgi göstermiştim herhalde, ama bu kariyerde ilgiyi biraz abartacak, gerçek futbol kulübü yönetiyormuş kadar zaman harcayacağım takıma. Bekleyiniz... Tıpkı Nessus gibi, Hollanda'ya defansif futbolu getiriyorum hüleeeyyn!!
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
hayırlı olsun .![]()
Yeni takımın hayırlı olsun usta