Yeniden işe başlamak oldukça güzeldi hele ki yeni işyerimin bir klüp olduğu düşünülürse. İlk günlerde içimde burukluk hissetsem de duruma alışmıştım. Sezonun yarısındaydık ve takımın durumu çok da iyi değildi düşme potasının biraz üzerindeydiler. Bikaç ay sonra işe ve klübe iyice alışmıştım. Daha önceden de futbola olan tutkumdan olsa gerek içimden basit ama kullanışlı bir yazılım geliştirmek geldi. Yapacağım iş basitti. Oyuncu verilerini kaydedecektim. Takıma katkısı ne ? Golller, asistler, mevkii, koştuğu kilometre, oynayabileceği diğer mevkiiler, fiziksel özellikler, gelişim gözterip göstermediği, agresif yapısı takım uyumu hatta sosyal hayatı da dahil olmak üzere ıncık cıncık aklınıza gelebilecek her ayrıntıyı kayıt altına alacaktım. Yani hangi oyuncu ne zaman nerede ne yapmış. Bundan önce neler yaptığını kayıt altına alacak ve bundan sonra neler yapabilir buna bakcaktım. Veri tabanını oluşturduktan sonra yazılımı ilerde daha da geliştirebilirdim belki. Çalışmalara hemen başlamıştım ve oyuncunun yapısını falan daha iyi anlama adına teknik direktörün yanına gitmiş antrenmanlara katılıp katılamayacağımı sormuştum. Gençtim koşabilirdim en nihayetinde geçmişimde topu tekmelemişliğim de vardı. Menajer bunun kararını kendisinin veremeyeceğini başkanla görüşmemi söylemişti. Başkanın odasını çıkıp durumu açıklamıştım. Saolsunlar beni kırmayıp izin vermişlerdi. Artık yeşil sahalara adım atmıştım. Oyuncularla falan kısa sürede kaynaşmış antrenmanlarla işim oldukça neşeli hale gelmişti.
Aradan 2-3 ay geçmiş, sezonun bitmesiyle ben de yazılımı bitirmiştim. Klüp geçtiğimiz sezonu 13. sırada tamamlamıştı. Sezonun bitmesiyle klüpteki çatlaklar boy gösteriyordu. Önce teknik direktör kendisine daha üst liglerden gelen teklifi kabul etmiş ardından çoğu personeli yanında götürmüştü. Sözleşmesi biten oyuncular da takımdan ayrılmışlardı. Klüp finansal anlamda da zengin sayılmazdı kendi yağında kavrulan türdendi. Dolayısıyla kriz kapıdaydı. Ama klüp kurumsallaşmayı başarmaya başlamıştı tesisleşme konusunda oldukça iyi noktada sayılabilirlerdi. Başta antrenman tesisi olmak üzere özellikle gençlik tesisleri oldukça iyiydi yani gençlere epey önem veriyorlardı. Kendi yağlarında kavrulduklarını söylemiştimya hah tam da bu tabire uyuyorlardı. Altyapıdan çıkardıkları oyuncularla lige tutunuyor yine onlardan gelen transfer paralarıyla klübün çarkları dönüyordu. Tabii ki bütün takım kendi yetişdirdikleri oyunculardan kurulu değildi.

