Yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar.
Takıma yeni katılmıştım. Hem İskoçya dilini bilmiyor hemde ülkeyi tanımıyordum. Yaş olarak genç olduğum için oyuncular bana fazla güvenmediğini anlamıştım nedeni ise benden yaş olarak büyük olan oyuncuların takıma ağabeylik yapması ve beni başlarına istememesiydi. Buna saygılıydım fakat buna alışmalarını gerekmekteydi. Bende yanımda tercümanım ile gezip takıma ve tesislerine bakıyordum. Tesisleri gezerken bir konuşmaya şahit olmuştum. Konuya hakim olmak için gizlice yanlarına yaklaştım ve dinlemeye başladım. Aralarında konuştukları konu benim hakkımda ve yaşımın genç olması bu sorumluluğu kaldıramayacağımı ve takımı daha kötü yapacağını konuşuyorlardı. Hiç müdahale etmeden oradan uzaklaştım. Hazırlık maçları için takımı daha yakından tanımak ve taktiğimi oluşturmak için odama çekildim.

Birkaç gün sonra beklediğim gün gelmişti. Takımın başında ilk maçıma çıkacaktım ve heyecanlıydım. Hazırlık maçlarında iyi sonuç alarak iyi bir başlangıç yapabileceğimi ve bu takımı nasıl kalkındıracağımı göstermek istiyordum. Taraftar bizimleydi ve heyecan doruktaydı. Üst üste 4 maç yapacağımız için oyuncuları doğru yerlerde kullanıp dinlendirmeliydim. Bu biraz taktiksel zekaya dayalı olduğu için tek başıma karar almak yerine ekibim ile görüşüp hangi oyuncuyu nasıl oynatırım ve nasıl dinlendiririm diye ufak bir konuşma yaptık. Maç saati gelmişti ve maçtaki yerimi almak için hazırlanıyordum. Maçtan önce takım ile ufak bir görüşme yaparak bu maçı kazanabileceğimi ve asla cimri ve bencil oynamamayı söyledim. Takım arkadaşlarıyla sürekli iletişim halinde olup pas trafiğine dayalı bir futbol istediğimi söyledim ve bunları önümüzdeki diğer maçlardada olacağını vurgulayarak başarılar diledim.

1. Maç



2. Maç



3. Maç



4. Maç




Maçlar genel anlamıyla güzeldi ve takımda hoş bir hava hakimdi. Lig ve kupa öncesi takıma güven gelmiş ve taktiksel olarak istediğim kıvama geldiğini görmüştüm fakat bunlar sadece hazırlık maçı olduğu için ben daha fazlasını istediğimi ve bu sonuçların bizi yanıltmaması gerektiğini vurguladım. Lig ve kupa için daha çok çalışmamız gerektiğini ve bunlar için ekstra zaman vereceğimi söyledim. Gerekirse vaktimizden verip çalışmamız gerektiğini hak ettiğimiz yere geldiğimizde bu harcadığımız vakitlerin karşılığını alacağımı söyledim. Bunları yapmak bizim borcumuz olduğunu bu kadar taraftar bizi yalnız birakmıyorsa hak ettiği yeri ve değeri onlara vermeliyiz diyerek motivasyon edici sözler söylerek yanlarından ayrıldım.



Başkanın ayrılacağını bana söylediklerinde resmen yıkıldım. Bir an kendime gelmek için köşeye çekilip sakin kafayla kararı anlamaya çalıştım. Daha sonra başkanın odasına giderek bu kararı sordum. Sakin bir ses tonuyla bana " Sakin ol Selim, Bu karar külüp adına verebilecek en iyi karar . Seni takımın başına getirerek geleceğe yatırım yaptığımı zamanla anlayacaklar ve senide bizden biri olarak kabul edecekler ama sadece biraz zamanı var. Sende bu zaman süreciyle iyi işler çıkartmalısın. " dedi. Bu sözler karşısında epey bi affalamıştım ve iznini izleyerek odasından ayrıldım. Kendi odama geçerek bu kararı kendi kendime sorgulamaya başlamıştım...