ve nihayet Britanya topraklarına ayak basıyordum. Dil öğrenmek için Ada'nın tam göbeği Başkent Londrayı seçmiştim. Hem bir hayli fazla klübü vardı tam anlamıyla futbol şehriydi burası. Gelmeden önce kalacağım oteli ayarlamış hatta dil kursunu bile telefon üzerinden halletmiştim. Yapmam gereken tek şey bir taksiye atlayıp eşyalarımı otele yerleştirmek ardından da Londra sokaklarına inmekti..
Birkaç gün tek başıma Londra sokaklarında dolaştıktan sonra dil kursu başlamıştı ama kurstan sonra yine sokaklarda gezmeye devam ediyordum. Yalnız başıma olmayı problem etmiyordum da bilmediğim bu topraklarda rastgele gezerek vaktimi verimli harcamadığımı düşünüyordum. Havasını soluduğum başkenti daha kısa sürede öğrenme adına hemen tur arayışlarına girmiştim. Hem bu sayede şehrin güzel mekanlarını ve tarihi yerlerini öğrenme fırsatı da bulacaktım...