BÖLÜM I: DEVAM EDİYORUZ

...Herneyse, Lagertha sen elinin hamuruyla erkek işine karışma dedim ve direk Tobias'ı aradım. Bayaadır görüşmemiştik kendisiyle halen Hammarby'nin alt yapı koçu olarak çalışıyor, biraz hoş beş ettik falan bizim kız benim durumdan bahsetmiş olacak ki: '' My brother, futbola olan aşkını tutkunu biliyoruz zaten daha öncede bu görevde milli takımda çalıştın, eğer istersen senin için yönetimle görüşebilirim benimde zaten Championshipten bir takımla görüşmelerim sürüyor benim yerime seni alabilirler ? '' diye mevzuya girdi. Benim için zor bir yol ayrımıydı bir yanda çocukluk aşkım Djurgarden diğer yanda ise geleceğim..



Gel zaman git zaman Tobi'nin ingilterede ki işi oldu ve benim adıma Hammarby yönetimiyle görüşmelere başladı.
Alt yapılardan sorumlu yönetici John Arne ile görüşmek için bir randevu aldık ve Tele Arena'daki ofisinde buluşmak için yola çıktık.
John'la yaptığımız görüşme son derece olumlu geçti yıllık 25 bin euro'dan anlaşmaya vardık ve Tobias'ın ingiltereye gitmesinden hemen sonra göreve başlayacaktım. Hammarby Akademi'de U12 takımını çalıştıracak ve A takıma elimizden geldiğince alt yapıdan oyuncu çıkarmak olacaktı amacımız...




-----------------------------------------------------------
---------------------------------------
-----------------------------------------------------------


Aylar yılları kovaladı...
Göreve başladığımdan bu yana 6 yıl geçmişti ve biz müthiş işler yapmıştık alt yapıda..
10 12 yaşlarında çocuklarla avrupayı dolaşmış pırlantı gibi gençler yollamıştık A takıma..
Bazılar takımda tutundu hocalarının gözlerine girdi bazılarıda yok oldu gitti bu tutkulu ve bir o kadar acımasız futbol dünyasında..
Ha ben mi? ben hala aynıyım canım tek tabanca depresif takılıyorum hala varım yoğum futbol olmuş zaten dönüp hangi kadın bakar ki bana.. Lagertha vardı tabi hatırlarsınız oda İngiltereye gitti abisinin arkasından doktorasını yapmaya geçenlerde denk geldi face'te konuştuk tezini verdikten sonra orda kalmış Sheffield Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak.. En azından o kurtardı kendisi boşver...



Antrenmandan çıktım gene her zamanki gibi durakta otobüsü beklerken birden telefonum çaldı. Arayan John'du..
As takım menajeri Stevan Bjornbak'la yollarını ayırdıklarını ve başkanın benimle görüşmek istediğini söyledi.. Şaşırmıştım açıkçası daha detaylı görüşmek için kulüp binasına doğru yola çıktım..
Başkanla yaptığımız görüşmede 6 yıldır altyapıda çok başarılı işlere imza attığımı ve gerek turnuva performansımızla gereksede yetiştirdiğimiz oyuncularla kulübe muazzam bir hizmet verdiğimizi ve bundan sonra A takımda görev almamı istediğini söyledi...
Tekliflerini nazikçe reddettim, alt yapıda mutlu olduğumu bu tarz bir sorumluluğu alamayacağımı söyleyerek odadan ayrıldım.. Aslında kendimi avutuyordum; Djurgarden'a rakip olmak gençliğimi verdiğim o takıma rakip olmak.. bunu kendime yediremezdim.
Başkan onu reddettiğime çok bozulmuş olacak ki arkamdan John hemen fırladı ve yanıma geldi: '' Ragnar, iyimisin ? Bilmem farkındamısın ama hayatının fırsatını reddettin nerdeyse başkan bir hayli kızgın senin görevi kabul edeceğine emindi, zira bugüne kadar çok az insan onu reddetti. '' o şişman pornocu kılıklı herife zaten evvelden beri ayar olurdum, böyle sinirden kudurduğunu duyunca içimin yağları eridi... Gelecek ay Almanya'da pro lisans seminerleri olduğunu oraya katılmak istediğimi ve bu kritik anda takımın başına geçersem yararımdan çok zararım olacağını söylediğimde John bile birden bire değişti.. yıllardır tanıdığım o adam kendini beğenmiş bir ifadeyle : '' Senin gibi bir alkoliği o pub'tan alıp iş verdik, yıllar boyunca bu kulüpten para kazandın eminmisin bu teklifi reddetmeye hala ? '' diyerek alaycı bir soru sormuştu.. Ulan hiyarağası dedim, içimden demedim ha direk suratına söyledim.. '' paranızın karşılığını yıllarca aldınız, yetiştirdiğim oyuncuları avrupanın dört bir yanına milyon eurolara sattınız, menajerlerden komisyonları cebe indirdiniz, şimdi kalkıp bana ahlak dersimi vermeye kalkıyorsunuz ...'' Neyse konuşmanın gideceği yer belliydi zaten John'un yanından ayrılıp ofisime gittim ve istifa dilekçemi genel sekreterliğe gönderdim...
ve 6 yıllık Hammarby macerası burada son bulmuş oldu...