Ronaldinho_99
07.Ocak.2007, 04:14
Tarihler 2 Temmuz 2006'yı gösterirken Tottenham başkanı Daniel Levy tecrübesiz menajer Şükrü Çalım ile anlaştıklarını açıklayınca tüm spor camiası büyük şaşkınlık içine girmişti. Tottenham taraftarı yeni Türk menajerlerinin yeteneği hakkında şüphe içindeydiler. Onlar teknik direktör değişikliğine gidilecekse bile daha tecrübeli bir menajerin takımın başında olmasını istiyorlardı.
Şükrü Çalım göreve gelir gelmez genç Brezilyalı Marcelo ile anlaştı. İlk sezon takım herhangi bir alanda kupa kaldıramadı ama ligi uzun süre lider götürmeleri UEFA Kupasında yarı finale kadar yükselmeleri büyük beğeni topladı. Ligde son hafta düşmesi çok önceden kesinleşmiş Sheffield United'a kaybedip şampiyonluğu Arsenal'e teslim etmeleri Çalım'ın tecrübesiz oluşuna bağlandı.
Aynı şekilde UEFA Kupası yarı finalinde de Leverkusen'e şanssız bir şekilde elendiler.
İkinci sezona girilirken Şükrü Çalım taraftarın güvenini kazandı. Kendisi gibi Türk olan Emre Belözoğlu ile anlaştı. Birçok yaşlı futbolcu ile yollar ayrıldı. Emre takımın en önemli isimlerinden olurken Tottenham hemen liderliğe oturmuştu. Ama Dimitar Berbatov'un ayağı kırılıp 6 ay boyunca sahalardan uzak kalınca herşey altüst oldu. Yine de hem Lig kupasında hem de FA Cup da finale kadar geldiler. Rakip iki maçta da Aston Villa'ydı. Lig kupasını Villa'ya kaptıran Tottenham FA Cup'ta rövanşı 5-0 ile aldılar. Ancak ligde 4. olabildiler.
Şampiyonlar Liginde Berbatov'un sakat olduğu dönemde çok zorlandılar. Grupta Lyon, Benfica ve Fenerbahçe ile eşleştiler. Lyon'un 16 puan topladığı gruptan ikinci olarak çıktılar.
http://img99.imageshack.us/img99/3912/hgrubulv7.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=hgrubulv7.png)
İkinci turda rakip Real Madrid oldu. Herkes Madrid'in rahatlıkla turu geçeceğini düşünürken Tottenham 3-0 ve 2-0 ile büyük sürprize imza atıyorlardı.
Çeyrek finalde rakip grupta iki kez kaybettikleri Lyon oldu. İlk maçı deplasmanda 2-1'lik skorla yine kaybettiler. Ama rövanş maçı çok farklı oldu.
Maç yine kötü giderken Juhinho atıldı ve o dakikadan sonra Tottenham coştu.
http://img99.imageshack.us/img99/3606/tottenham30lyoncj1.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=tottenham30lyoncj1.png)
Yarı finale gelindiğinde rakip Porto idi. İlk maç deplasmanda 3-1 ile kaybedildi. İkinci maça gelindiğinde Lyon'a yaptığının aynısını yapan Tottenham finale yükseliyordu. Taraftarlar coşku içindeydi.
http://img99.imageshack.us/img99/7927/tottenham30portomr1.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=tottenham30portomr1.png)
Finali Old Trafford'da Barcelona ile yapacaklardı. Ronaldinho sakattı. Tottenham da ise Marcelo oynayamayacaktı. Burdan sonrası Şükrü Çalım'ın ağzından dinliyoruz:
"Maçtan önce pek umutlu değildim. Sonuçta Barcelona ile oynuyorduk. Ama buraya kadar geldiysek sonunu da getirmeliydik. Takıma şans diledim ve onları sahaya yolladım. Maç çok süratli başladı. henüz 3. dakikada Xavi ağları havaldırdı. Kısa bir süre sonra önce Dawson'la eşitliği sağladık ve 4 dakika sonra Defoe ile öne geçtik. Arkamda Tottenham'lı taraftarların zafer şarkıları söylemeye başladığını duyuyordum. Ama çok erkendi. Defansımız gününde değildi. Marcelo'nun yokluğu çok belliydi.Bu kötü oyun Barcelona'ya penaltı kazandırdı. Messi eşitliği sağladı. İlk yarı bittiğinde tedirgindim. Onları motive etmeye çalıştım ama olmadı. İkinci yarıya daha da kötü başladık. Messi arka direkte kendini unutturup kafayla golü atınca benim umudun tükenmişti artık. Ama o pozisyonun ofsayt olduğunu düşünüyordu Lennon. Yerimden fırladım. Onlara sadece hücumu düşünmeleri gerektiğini söyledim. Messininkine çok benzeyen bir pozisyonda (yine ofsayt itirazları vardı) skoru 3-3'e getirdik. Uzatmalarda da Defoe sahneye çıktı ve kupayı kazandık. Maçtan sonra Londra sokaklarında bu büyük zafer kutlanıyordu..."
http://img404.imageshack.us/img404/351/barcelona34tottenhamug7.th.png (http://img404.imageshack.us/my.php?image=barcelona34tottenhamug7.png)
Evet arkadaşlar hikayem bu. Pek başarılı olduğum söylenemez belki ama Şampiyonlar Ligi şampiyonu olurken 4-2'lik Fenerbahçe maçından tutun (grupta son maçımdı) finale kadar her maçın çok heyecanlı olduğu bu maceramı paylaşmak istedim. Yorumlarınızı bekliyorum.
Şükrü Çalım göreve gelir gelmez genç Brezilyalı Marcelo ile anlaştı. İlk sezon takım herhangi bir alanda kupa kaldıramadı ama ligi uzun süre lider götürmeleri UEFA Kupasında yarı finale kadar yükselmeleri büyük beğeni topladı. Ligde son hafta düşmesi çok önceden kesinleşmiş Sheffield United'a kaybedip şampiyonluğu Arsenal'e teslim etmeleri Çalım'ın tecrübesiz oluşuna bağlandı.
Aynı şekilde UEFA Kupası yarı finalinde de Leverkusen'e şanssız bir şekilde elendiler.
İkinci sezona girilirken Şükrü Çalım taraftarın güvenini kazandı. Kendisi gibi Türk olan Emre Belözoğlu ile anlaştı. Birçok yaşlı futbolcu ile yollar ayrıldı. Emre takımın en önemli isimlerinden olurken Tottenham hemen liderliğe oturmuştu. Ama Dimitar Berbatov'un ayağı kırılıp 6 ay boyunca sahalardan uzak kalınca herşey altüst oldu. Yine de hem Lig kupasında hem de FA Cup da finale kadar geldiler. Rakip iki maçta da Aston Villa'ydı. Lig kupasını Villa'ya kaptıran Tottenham FA Cup'ta rövanşı 5-0 ile aldılar. Ancak ligde 4. olabildiler.
Şampiyonlar Liginde Berbatov'un sakat olduğu dönemde çok zorlandılar. Grupta Lyon, Benfica ve Fenerbahçe ile eşleştiler. Lyon'un 16 puan topladığı gruptan ikinci olarak çıktılar.
http://img99.imageshack.us/img99/3912/hgrubulv7.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=hgrubulv7.png)
İkinci turda rakip Real Madrid oldu. Herkes Madrid'in rahatlıkla turu geçeceğini düşünürken Tottenham 3-0 ve 2-0 ile büyük sürprize imza atıyorlardı.
Çeyrek finalde rakip grupta iki kez kaybettikleri Lyon oldu. İlk maçı deplasmanda 2-1'lik skorla yine kaybettiler. Ama rövanş maçı çok farklı oldu.
Maç yine kötü giderken Juhinho atıldı ve o dakikadan sonra Tottenham coştu.
http://img99.imageshack.us/img99/3606/tottenham30lyoncj1.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=tottenham30lyoncj1.png)
Yarı finale gelindiğinde rakip Porto idi. İlk maç deplasmanda 3-1 ile kaybedildi. İkinci maça gelindiğinde Lyon'a yaptığının aynısını yapan Tottenham finale yükseliyordu. Taraftarlar coşku içindeydi.
http://img99.imageshack.us/img99/7927/tottenham30portomr1.th.png (http://img99.imageshack.us/my.php?image=tottenham30portomr1.png)
Finali Old Trafford'da Barcelona ile yapacaklardı. Ronaldinho sakattı. Tottenham da ise Marcelo oynayamayacaktı. Burdan sonrası Şükrü Çalım'ın ağzından dinliyoruz:
"Maçtan önce pek umutlu değildim. Sonuçta Barcelona ile oynuyorduk. Ama buraya kadar geldiysek sonunu da getirmeliydik. Takıma şans diledim ve onları sahaya yolladım. Maç çok süratli başladı. henüz 3. dakikada Xavi ağları havaldırdı. Kısa bir süre sonra önce Dawson'la eşitliği sağladık ve 4 dakika sonra Defoe ile öne geçtik. Arkamda Tottenham'lı taraftarların zafer şarkıları söylemeye başladığını duyuyordum. Ama çok erkendi. Defansımız gününde değildi. Marcelo'nun yokluğu çok belliydi.Bu kötü oyun Barcelona'ya penaltı kazandırdı. Messi eşitliği sağladı. İlk yarı bittiğinde tedirgindim. Onları motive etmeye çalıştım ama olmadı. İkinci yarıya daha da kötü başladık. Messi arka direkte kendini unutturup kafayla golü atınca benim umudun tükenmişti artık. Ama o pozisyonun ofsayt olduğunu düşünüyordu Lennon. Yerimden fırladım. Onlara sadece hücumu düşünmeleri gerektiğini söyledim. Messininkine çok benzeyen bir pozisyonda (yine ofsayt itirazları vardı) skoru 3-3'e getirdik. Uzatmalarda da Defoe sahneye çıktı ve kupayı kazandık. Maçtan sonra Londra sokaklarında bu büyük zafer kutlanıyordu..."
http://img404.imageshack.us/img404/351/barcelona34tottenhamug7.th.png (http://img404.imageshack.us/my.php?image=barcelona34tottenhamug7.png)
Evet arkadaşlar hikayem bu. Pek başarılı olduğum söylenemez belki ama Şampiyonlar Ligi şampiyonu olurken 4-2'lik Fenerbahçe maçından tutun (grupta son maçımdı) finale kadar her maçın çok heyecanlı olduğu bu maceramı paylaşmak istedim. Yorumlarınızı bekliyorum.