PDA

View Full Version : Yusuf Şimşek



tosunpasa
06.Ekim.2007, 17:43
20 Temmuz 1975 Elmalı doğumlu Yusuf Şimşek 1.88 boyunda ve 74 kilo. Antalya Amatör takımlarından Demrespor'da futbola başladı. Daha sonra zamanın 2. lig takımlarından Kemerspor'a geçti ve profesyonel oldu. Daha sonra transfer olduğu Denizlispor'da kendini gösterdi. 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe'ye transfer edildi. Orta saha mevkiinde oynamaktadır. Fenerbahçe'deki ilk resmi maçı, 11 Ağustos 2000'de oynanan Kocaelispor - Fenerbahçe Türkiye 1.Lig maçıdır. 17 Mart 2003 tarihinde yönetim kurulu tarafından süresiz olarak kadro dışı bırakılmıştır. Temmuz 2003'de yönetim kurulu tarafından affedilerek yeniden takım kadrosuna alındı. Fenerbahçe'deki son maçı, 18 Aralık 2003'de oynanan Fenerbahçe - Gaziantep Büyükşehir Belediyespor Türkiye Kupası 2.Tur maçıdır. 23 Aralık 2003 tarihinde takımdan ayrıldığını açıklamıştı. 1 Ocak 2004 tarihinde 5 aylığına Gaziantepspor takımına kiralanmıştır. 20 Nisan 2004 tarihinde Gaziantepspor, Yusuf'u serbest bırakarak takımla ilişiğini kesmiştir. Temmuz 2004'de Akçaabat Sebatspor takımına transfer olmuştur. 1 defa B Milli olmuştur. Ve A Milli Takimina Norvec ve Bosna Euro 08 Maclari icin cagirilmistir.

2006/2007 sezonunda Denizlispor takımında kaptanlık görevini üstlendi. Ayrıca futbola başladığı Demrespor'un fahri yönetim kurulu üyesidir. 2008/2009 yılında Bursaspor takımında forma giymektedir. Yusuf Şimşek yürüyerek çalım atma kabiliyetine sahip ender futbolculardan bir tanesidir.

Kaynak: Wikipedia

Bence Yusuf Türkiye'nin en yetenekli futbolcularından birisi ama zamanında kendi kendisini harcadı.. Fenerbahçe'de kalıp tam performans yakalamış olsaydı ne Alex'sizlikten korkar olurduk ne başka birşeyden.. Dün ki Bursaspor - Galatasaray maçında attığı ara paslar ve bu paslardan önce topu en az 20-30 metre sürmesine gerçekten hayran kaldım. Yusuf oynayınca bir başka güzel oluyor.. Keşke biraz daha genç olsaydı da milli takım düzeyinde ondan daha fazla yararlanabilseydik. Hoş daha milli takımda 2 maç oynamış ama dünki maçtan sonra Milli Takıma davet edilmiş.

scar face
09.Ekim.2007, 08:21
Harbiden yürüyerek çalım atıyor adam...:D
Keske onu Fenerbahce de daha uzun yıllar görseydik.Yusuf,çok sevdiğim oyunculardan biridir.

Onurap
09.Ekim.2007, 21:16
Yusufta bizim maçta parladı milli takıma felan seçildi.. :D
Orta sahada bir tek Ayhan olursa yürümesede geçebilir zaten..
Ama yinede iyi futbolcu olduğunu kabul ediyorum..Şutları pek iyi değil..

GodfatheR
09.Ekim.2007, 23:00
Kendisi hala iyi bir F.Bahçeli bu yüzden kendisini zaten severim bu sevgimi daha da arttırıyor :) Zaten oyununa diyecek hiçbirşey yok tam bir maestro.;)

deniz.91
10.Ekim.2007, 01:53
Yusuf gerçekten çok iyi bir oyuncu genç zamanında aklını kullansa belki şuan avrupada oynuyor olacaktı

matrockmamy
10.Ekim.2007, 02:32
çok klas bir oyuncu

Varonil
11.Ekim.2007, 06:51
Fenerbahçedeyken biraz kendini futbola verseydi şu an onu çok farklı bir konumda seyrediyor olurduk.Şu an bile futbol adına yapacakları henüz bitmedi bence.Futbolunu beğenerek takip ediyorum.

Sekopej
11.Ekim.2007, 16:49
Şimdiki aklım olsaydı keşke Fenerbahçe'de oynarken diye bir açıklaması vardı. O dönemde gerçekten kendisini sadece futbola verebilseydi Türk futboluna damga vuran oyunculardan biri olabilirdi.

Şimdi tecrübesiyle, kalitesiyle oynadığı takımlara en yüksek verimi veriyor. Genç oyuncuların bakıp da dersler çıkarması gereken şeyler var Yusuf'un futbolculuğundan...

Universal
14.Ekim.2007, 04:04
Türkiye'de ayağını en iyi kullanabilen nadir oyunculardan birisi. Çok büyük yetenek ama; o güzelim yılları belkide biraz Daum'da hatası olabilir Fenerbahçe'de kaybetti. Eğer doğru kullansaydı şuan belkide Avrupa'nın en iyi takımlarında oynayabilridi.

Bordo61Mavi
16.Ekim.2007, 08:08
Yusuf gercektende yuruyerek calim atiyor, herkes gencliginde hatalar yapar ama cok surmez cunku buyuklerimiz bizi yonlendirir. Yusufu Fenerbahcede kimse yonlendirmedi, o uzun surede farkina vardi yeteneklerinin.

Saclari biraz daha az olsa Zidanedan farki yok benim icin

Memedov
18.Ekim.2007, 21:26
Yusuf Şimşek

Türk futboluna özel yetenekleriyle keyif katan ustalardan birisi o. Uzun süredir Bursaspor`un transfer gündeminde yer alan Yusuf Şimşek sonunda yeşil beyazlı formayı giyecek. Özel yaşamındaki iniş-çıkışlar nedeniyle Fenerbahçe`de ayağına gelen fırsatı tepse de, Denizlispor`da ikinci baharını yaşayan Yusuf`un amacı futbolu Bursaspor`da bırakmak. Performansındaki yükselişini, evlenip çoluk-çocuk sahibi olmasının yanında sahada serbest bırakılmasına ve yeteneklerini sergileme fırsatı bulmasına bağlıyor.

Futbol hayatın oldukça iniş çıkışlı. Formasını giydiğin takımları kısaca anlatır mısın?

15 yaşında Antalya`nın Demre ilçesinde amatör kümede futbola başladım. 17 yaşında Kemerspor`a geldim. 19 yaşında profesyonel oldum. Bir yıl daha Kemerspor`da oynayıp, Denizlispor`a geçtim. 4 sezon da Denizlispor forması giyip, Fenerbahçe`ye transfer oldum. İyi ya da kötü 3.5 yıl kadar Fenerbahçe`ye hizmet ettim. Fenerbahçe`den de yarım dönem Gaziantepspor`a kiralık gittim. Sezon sonu geri dönüp tekrar Ankaraspor`a kiralık verildim. Ankaraspor`dan da ayrılmak durumunda kalıp Akçaabat Sebatspor`a geçtim. Diğer takımlarda kiralıktım ancak Fenerbahçe, Akçaabat Sebatspor`a bonservisimle vermiş beni. Bunu sezon sonunda öğrendim. Bonservisimi alıp tekrar Denizlispor`a geçtim. Üç sezon daha Denizlispor forması giydim.

Bursaspor`u tercih etmendeki asıl sebep nedir?
Bir çok teklif almama rağmen ben Bursaspor`u tercih ettim. Açıkçası Başkan İbrahim Yazıcı beni devre arasında da istemişti. Denizlispor Başkanı kabul etmemişti. Ondan önce de Bursaspor`dan değişik dönemlerde 3-4 kez teklif almıştım. Aslında Bursaspor ile sürekli görüşüyordum. Son olarak İbrahim Yazıcı ve Osman Çelik ile yaptığım görüşmelerde anlaştık. Bursaspor`da daha önce oynamış ve şimdi ayrılmış durumda olan futbolcuların söyledikleri de Bursaspor`u seçmemde önemli bir etken oldu. Camia ve taraftarın çok iyi şeyler hak ettiğini söylediler. Kendime inanıyor ve güveniyorum. Taraftar da bize güvensin. Başkan İbrahim Yazıcı ve 2. Başkan Osman Çelik`le de çok iyi şeyler konuştuk. Kısmet bugüneymiş. İnşallah hep birlikte elele güzelliklere imza atacağız.

Çok başarılı 2 sezon geçirdin. Geçmişten ders aldığını söyleyebilir miyiz? Ne oldu da bu 2 sezon eskiye nazaran çok daha başarılı geçti?

Son 2 yılımın başarılı geçmesinin tek ve kesin bir nedeni var. O da evlenip çocuk sahibi olmam. Artık çok daha fazla sorumluluk sahibiyim. Niye futbol oynadığımı daha iyi biliyorum artık. Çocuğum ve eşim için. Onların geleceğini garanti altına almak zorundayım. Bu yüzden futbolum daha başarılı oldu. Oyunumda daha da olgunlaştım. Eşim ve çocuğumun geleceğini düşünüyorum. Tüm çabalarım onlar için.

Denizli`de taraftar ve camia baskısı çok fazla yok. Bursaspor ise bu konuda özel bir yerde. baskı ve ateşli taraftarlar senden çok şey bekliyor farkında mısın?

Beklentileri biliyorum ama hiçbir şeyi tek başıma yapamam. Genç futbolculara ağabeylik yapacağım ve onlara tecrübelerimi aktaracağım. Önemli olan takım ruhu içinde mücadele edebilmek. Ekip olarak çalışıp meyvelerini alacağız. Bursa`da potansiyel büyük. İlk 5-6`da yer almalıyız. Bunda benim katkım da olursa çok mutlu olacağım. Yönetim, Samet Hoca ve arkadaşlar… Hep birlikte bunu başaracağız. Güzel günler yaşayacağımızı düşünüyorum.

2+1 yıllık bir anlaşma yaptın. Kariyerine noktayı Bursa`da mı koyacaksın?


Şu an için öyle görünüyor. 3 yılı tamamlamaya çalışacağım. Hedefimi böyle belirledim. Geçmişte fazla kulüp değiştirdim ama artık değiştirmeyi düşünmüyorum. Artık olduğum yerde başarılı olmayı düşünüyorum.


Tecrübeli bir oyuncu olarak geçmişteki hatalarından çıkardığın dersler neler?

Hatalarımız oldu tabii, olmadı değil. Ama gençliğin verdiği heyecanla bu hataların hata olduğunun farkında olamıyorsun. Benim de gece hayatım vardı. Biraz abarttım, işin ucunu kaçırdım açıkçası. Ama evlenince kendimi topladım. Bir aile kurup, çocuğum da olduktan sonra hayatım daha da düzeldi. Ve devamında futbol hayatımda çok güzel günlerim oldu. 32 yaşından sonra Milli Takım`a çağırıldım.

Bu anlamda genç futbolculara ne söyleyebilirsin?

Futbol ömrü aslında çok uzun değil. Bu kısa sürede kazanabildiğimiz kadar çok kazanıp kesemizi doldurmak gerekiyor. Futbolcu ağabeylerimizin dediği gibi, futbol hayatımız bitince paraya daha çok ihtiyacımız olacak. 32 yaşındayım ve hâlâ kesemi daha çok doldurmak için uğraşıyorum. Bir de her genç futbolcuya bir an önce evlenmelerini tavsiye ederim. İnsan hayatında çocuk da çok önemli. Hayata bakışınız değişiyor.

Denizlispor`a dönüşün nasıl oldu peki?

Denizlispor zaten tanıdığım, oynadığım takımdı. Oradaki insanlarla iyi ilişkiler kurmuştum. Denizlispor`dan teklif gelince hemen kabul ettim. İlk geldiğimde belirli bir süre forma şansı bulamadım. Yedinci haftadan sonra oynamaya başladım. Bu sırada takımda teknik adam değişikliği oldu. Giray Bulak gitti, yerine Nurullah Sağlam geldi. Ben de takım kaptanı oldum. Hep söylerim, Denizlispor`da ortam her zaman çok güzeldir. Takımdaki tüm futbolcular, kişilik olarak da Denizlispor`un yapısına uygun insanlar. Buradan giden oyuncular da hep geri dönmeye çalışıyor zaten.

Sivasspor`un geçen sezonki zirve yarışını nasıl değerlendiriyorsun?

Bir Anadolu takımının şampiyon olmasını canı gönülden isterim. Ancak yakın zamanda Anadolu`dan şampiyon çıkacağına inanmıyorum. Gençlerbirliği çok yaklaşmıştı şampiyonluğa. Gaziantepspor da bir sezon zorladı ama olmadı. Anadolu ile dört kulüp arasında maddi güç ve taraftar sayısı bakımından büyük farklar var. Anadolu`ya baktığında gelirler kısıtlı. Çok büyük paralarla oynayan futbolcular da değiliz. Aradaki uçurum çok büyük.

Roberto Carlos`un, "Yusuf`un futbolunu çok beğeniyorum. Stili Zidane`a benziyor" şeklinde bir açıklaması var. Sen nasıl tanımlıyorsun kendi futbolunu?

Dünyaca ünlü bir futbolcudan böyle övgü almak güzel. Kendisiyle konuşma şansım olmadı ama Semih`le konuştum, teşekkür etmesini istedim, iletmiş kendisine. O da "Ben gerçekleri söyledim" demiş. Sağolsun, bir dünya yıldızından bunları duymak insanı mutlu ediyor. Kendi futboluma baktığımda, kaleye dikine oynamayı, çalım atmayı, gol atmaktan çok attırmayı, presi seven bir futbolcuyum. Bu bakış açısıyla oynamaya çalışıyorum. Belki kendimi bir golcü olarak düşünsem, bugünkü sayının çok daha üzerinde gol atabilirdim. Bir de ben serbest oynadığım zaman başarılı oluyorum. Fenerbahçe`de sağ bek oynadım, ön libero oynadım, sol bek oynadım. Ama hiç serbest şekilde forvet arkasında görev almadım. Denizlispor`da bu rahatlığı bulduğum için performansım da yükseldi.

Hangi oyuncuları beğeniyorsun? Kimleri örnek alıyorsun kendine?

Roberto Carlos`un da dediği gibi Zidane`ı çok beğenirdim. Onun gibi oynamak istiyorum. Türkiye`de Tanju ağabeyi çok beğenirdim. Hayalimde hep onun gibi olmak vardı. Beğendiğim oyuncular arasında Metin, Ali, Feyyaz ve Oğuz Çetin`i de saymalıyım. Hagi`yi de unutmamak lâzım. Türkiye`de çok güzel işler yaptı. Türk futbolcusunun oynama yaşını uzattı diyebiliriz.

Futbol adına eksik bulduğun yönlerin neler?

Tabii ki eksiklerim var. Geçmişte daha iyi çalışmış olsaydım daha iyi yerlere gelirdim. Mesela kafa toplarına çıkmam, çıkmayı da sevmem. Alışkanlık işte. Ama çalım atmayı çok seviyorum. Karşımdakini geçeyim, başka biri gelsin, yine geçeyim. Dakikalarca çalım atmak isterim. Top ayağımdayken herkesi geçebileceğimi düşünüyorum, bu yeteneğime güveniyorum. Eskiden çalışmayı seven bir futbolcu değildim. Ama şimdi yeterince çalıştığımı düşünüyorum. Haftada 5 defa antrenmana çıkıyorum ve son derece sıkı çalışıyorum. Biliyorum ki güçsüz kaldığımda çekilmez oluyorum. Bunun için hep güçlü olmaya çalışıyorum, idmanlarımı yapıyorum. 19 yaşında profesyonel hayata geçtim. Aslında daha erken başlamalıydım. Hiç altyapı eğitimi almadım diyebilirim. Türkiye`de genelde böyle oluyordu. Ama şimdi insanlar çocuklarını spor okullarına götürüyor. Bence bugünkü kuşak şanslı.

Sahada çok koşmadığın yönünde eleştiriler alıyorsun?

Çoğu insan fazla koşmadığımı, yeterince mücadele etmediğimi düşünür. İnsana bir lâf yakıştırıyorlar, o üzerinde asılı kalıyor. Ama gerçekten bakarlarsa çoğu maçta benim ne kadar koştuğumu, gerektiği yerde ne kadar mücadeleci olduğumu görebilirler. Benim kadar oyunun içinde olan futbolcu yoktur. Hep topla bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Topla oynamak daha yorucu bir durum. Aslında çok da koşuyorum. Hocam "Sen koşuyorsun, koşmadığını kim söylüyorsa yalan söylüyor" diyor. Maçlardan sonra CD`den izliyorum, 90. dakikada geriye doğru 60- 70 metre depar atıyorum. Koşmayan adamın 90. dakikada depar atma şansı yok. Ben koştuğuma inanıyorum.

Artık senin stilinde çok fazla oyuncu yetişmiyor. Bunu neye bağlıyorsun?

Türk futbolundan gözlemlediğim kadarıyla yıldız futbolcu sayısı azalıyor. Artık futbolda güce dayalı bir oyun sistemi hâkim. Teknik adamlar, koşan, mücadele eden orta saha oyuncularıyla oluşturuyor takımını. Yetenekleri ön plana çıkaran oyun sistemi yok artık. Tamamen sert, güce dayalı, koşmaya dayalı. Görsel güzellikler arka planda kaldı. Ama yine de aradan sıyrılan yetenekli futbolcular var.

Kimler var senin beğendiğin bu yıldız futbolcu tanımına uygun?

Fenerbahçe`de Alex var, bu gerçeği herkes görüyor, kabul ediyor. Galatasaray`da Lincoln, Beşiktaş`ta Delgado var. Bizim Semih (Şentürk) gerçekten büyük bir yetenek. Yıllarca arka planda kaldı, fırsat verilince neler yapabileceğini gösterdi. Mehmet Topuz gerçekten kaliteli bir oyuncu.

Geçen sezon oldukça fazla sarı kart gördün? Bunun nedeni nedir?

Geçtiğimiz sezona kadar aslında çok fazla kart gören bir oyuncu değildim. Bu sezon bir agresiflik başladı. Hakemlere çok fazla itiraz ediyorum. Maçtan sonra kendi kendime "Neden bu kadar itiraz ediyorum?" diye kızıyorum. Bu yaptığımı çok yanlış buluyorum. Biz nasıl oyun içinde hata yapıyorsak, hakemler de yapabilir. Onlara yardımcı olmamız gerekirken, maçın stresi içinde agresif davranıyoruz. Özellikle mağlup duruma düştüğümüzde, aklımızca ceza mı kesiyoruz ne? Buradan sizin aracılığınızla tüm hakem camiasından özür diliyorum. Son haftalarda kendimi tuttum. Bundan sonra hakemlerimize itiraz etmeyeceğim ve saygısız hareketlerden kaçınacağım. Bunun da bu sayede duyurulmasını isterim.

Milli Takım`a oldukça geç bir yaşta çağırıldın…

Benim de kendime göre hatalı yanlarım var. Milli Takım hocalarının da başka düşündükleri ve alternatifleri vardır. Ben geç gelen bir mutluluk yaşadım. Bu sezona iyi başladım ve Fatih Hoca da uygun gördü. Seve seve koştum Milli Takım`a. Yine seve seve koşmaya hazırım.

Norveç maçı bizim açımızdan çok önemliydi ve sen de kritik bir anda sahaya sürüldün. Neler yaşadın o maçta?

Hem büyük mutluluk yaşadım hem de büyük bir sorumluluk yüklenmişti omuzlarıma. İnanılmaz bir heyecan vardı oyuna girdiğimde. 67. dakikada öndeydik ve Fatih Hocam yanına çağırıp, "Topu tut, oyunu soğut, elinden gelenin en iyisini yap" dedi. Maçta ufak bir hata yaptım, az daha gol oluyordu. Yüreğim ağzıma geldi. İnanılmaz bir şok yaşadım. Şimdi bile düşününce tüylerim diken diken oluyor.

Kariyerin çok parlak. ancak hak ettiğin yerde olduğuna inanıyor musun? Euro 2008`de forma giyemedin. Takımda yer alman gerekmez miydi?

Tabii ki geriye dönüp baktığımda Milli Takım`da olmam gerektiğini düşünüyorum. Ancak şartlar bir türlü oluşmadı. Milli Takım kadrosu açıklandığında çok üzülmüştüm ama şu anda Bursaspor`da yeni bir sayfa açtım ve hedefim çok başarılı olmak. Bu konuda hayatımdan çok memnunum.

Futbolu bıraktığında teknik adam olmak istiyorsun. Bu konuda özel bir çalışman var mı?

Futbolcuyken, hocaların ne konuştuklarına ve neyi konuşmamaları gerektiğine dikkat ediyor, notlar alıyorum. Futbolcuların nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarını gözlemliyorum. Yakın çalışma arkadaşlarım var. Ekip olarak çalışıyoruz. Futbolculuktan sonra güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum.

Unutamadığın maçlar hangileri?

Fenerbahçe`ye gittiğim ve şampiyon olduğumuz yıl, Samsunspor`la 1-1 berabere iken attığım golle maçı kazanmıştık. Unutamadığım anlarımdan biri o. Denizlispor`da Fenerbahçe`yi şampiyonluktan ettiğimiz maç da hiç unutulmaz. Özel yeri var bende. O maçta çıkıp iyi oynamamış olsaydım, kötü bir damga yiyecektim. Çıktım, namusumla işimi yaptım. Bu zamana kadar haram para yemedim. Şimdi göğsümü gere gere anlatabiliyorum o maçı.

Bursasporlu taraftarlara mesajın ne?
Bursa taraftarını anlatmaya gerek yok. Bursa`ya oynamaya geldiğimizde onları hayranlıkla izlerdik. Burada kim futbol oynamaz? Bu ortamdaki bir takımın çok daha başarılı olması gerektiğini konuşurduk arkadaşlarla. Tabiri caizse Bursa`da ölüyü dirilten bir seyirci var. Onların istediği başarıyı hep birlikte yakalayacağımızı düşünüyorum.

Yusuf Şimşek kimdir?

20 Temmuz 1975 Antalya-Elmalı doğumlu Yusuf Şimşek profesyonel futbol hayatına 1995-96 sezonunda Kemerspor`da başladı. Bir yıl sonra Denizlispor`a transfer olan başarılı futbolcu burada 3 sezon forma giydi. Ardından Fenerbahçe ile anlaşan Yuşuf Şimşek burada 2 sezon top koşturdu. Ardından kısa dönemler olmak üzere G.Antepspor, Ankaraspor ve Akçaabat Sebat maceraları yaşayan Yusuf son olarak tekrar Denizlispor`a döndü. 3 sezon Ege temsilcisini adeta tek başına sırtlayan Yusuf A Milli Takım`ın EURO 2008 elemelerinde oynadığı kritik Norveç ve Bosna Hersek maçlarının kadrosunda yer aldı.

Kaynak : bursaspor.org

KanaKe
02.Aralık.2007, 20:48
Sergen ile birlikte Türkiye'nin yetistirdigi en teknik futbolcu.

DenizlispoR
11.Şubat.2010, 14:23
Yusuf'un biyografisi varmış 3 yıllık konuyu canlandırıyorum :zuhaha.#5 İmparator !Yürüyerek çalım atar,her halukarda taraftarı çoşturur :D.Seni unuymayacağız İmparator .

di canio
11.Şubat.2010, 15:57
Yusuf Şimşek


Futbol hayatın oldukça iniş çıkışlı. Formasını giydiğin takımları kısaca anlatır mısın?

15 yaşında Antalya`nın Demre ilçesinde amatör kümede futbola başladım. 17 yaşında Kemerspor`a geldim.


Futbola Antalya'nın Demre ilçesinin takımı Demrespor'da başladı. Futbola yeni ilgi duymaya başladığımız zamanlardı. Hemen hemen içerdeki her maçına giderdim. O zamanlardan aklımda kalan 2 numara giyer ve savunmanın sağında oynardı. Uzun boylu ve ilginç koşu stili nedeniyle koşarken bacaklarından çıkan seslerden dolayı Demre halkı ona "Şıp Şıp" lakabını takmıştı. Birkaç sezon önce 3.Lig'e terfi maçları için Denizli'ye gitmişti Demrespor, Yusuf ilgilenmiş. Masraflarının bir kısmını karşılamış. Demrespor'un fahri yöneticisidir.