Taraftar Uyumadı Kaptanına Sahip Çıktı
Fenerbahçemiz dün Dinamo Kiev`le berabere kalarak elendi. Şampiyonlar Ligi`ne kalma şansını kaybetti. Hepimiz çok üzüldük. Bunun bir çok nedenleri olabilir. Ama hayat ve hedeflerimiz devam ediyor. Bundan sonra camia olarak UEFA Kupası`na kilitlendik. Yapacağımız takviyelerle kadromuzu kuvetlendirip bu kupada iddialı bir duruma geçebiliriz. Ama iş kadro kuvetlendirmekle bitmiyor. En başta camia olarak kenetlenmeli, tek yumruk olmalıyız.
Örneğin dün akşamın elenmemizden daha acı bir yönü vardı. Bir kısım seyirci bu takımın kaptanını yuhaladı. Bu stat rakiplere korku yaratmak için var, bu taraftar da öyle... Eğer bu silahı kendimize çevireceksek vay halimize. Allahtan sağduyulu taraftar bu duruma hemen el koydu ve "Büyük Kaptan" tezahüratıyla kaptanımıza moral vermeye çalıştı.
Sizelre şimdi www.maraton.com.tr`de yayınlanan Melih Şendil`in yazısından, bir alıntıyı aktarmak istiyoruz. Kaptanımızı yuhalayanların nasıl yüksek karakterli bir insana hakaret etmeye çalıştıklarını bilmelerinin, yapılan hatayı tekrar etmemelerine neden olabileceğini düşünüyoruz. Şöyle diyor Melih Şendil yazısında; "Kaptan’ı aradım telefonla… Kahvaltısını böldüm… Tahminimin ötesinde morali yerindeydi… ”Takma Ümit” dedim, aldığım cevapla irkildim… Ters geldi… Normal bir cevap değildi.. Sıradışıydı: `Boşver Melih Abi, gençlere, Can’a, Kerim’e tepki koymasınlar da, bana, kaptana tepki versinler, önemli değil, ben kaptanım, göğüslerim, onlar fidan, yeşermeden solmasınlar..`
Bir süre kaldım, konuşamadım.. Normal bir oyuncu, böyle bir telefona ne cevap verir? `Abi, kasığım çekti, birilerinin hatalarını geçiştirmek için riske girdim, bir gece önce çocuk sabaha kadar uyutmadı, bağırsak enfeksiyonum vardı vs.vs…`
Bu yıl Türkiye`nin en büyük kulübü Fenerbahçe`nin 100. yılı. Bu tür davranışlardan şiddetle kaçınmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu olayları yaratan küçük bir kitle ancak moral ve motivasyon bozmaya bu bile yetiyor. Bunların bir daha tekrar etmemesini diliyor ve kaptanımız Ümit Özat`a geçmiş olsun diyoruz.