Hep küçük bütçelerle mütevazý kadrolar kurdu yýlmaz vural. Fenerbahçe deki imkanlarla nasýl bir takým oluþtururdu, merak etmiyor deðilim. :) formasyonu 442, o belli zaten.
Printable View
Hep küçük bütçelerle mütevazý kadrolar kurdu yýlmaz vural. Fenerbahçe deki imkanlarla nasýl bir takým oluþtururdu, merak etmiyor deðilim. :) formasyonu 442, o belli zaten.
Fatih Terim varken istemem ancak Fatih Terim'i bir yana koyarsak neden olmasın ? Yılmaz Vural oynattığı atak futbolu ile dikkat çeken bir teknik adam,bu atak futbolunu oynatabilecek kaliteli topçlulara sahip olursa başarılı olabilir.
Asıl vizyonsuzluk, Beşiktaş'a 3.lüğü yakıştırıp bunu başarı olarak kabul etmektir bana göre.
G.Saray'ın Avrupa'da, F.Bahçe'nin hem Avrupa'da hem de Türkiye Kupası'nda ilerlediği bir sezonda, tek hedefi lig olan bir takım, iyi bir hoca ile şampiyonluğu kaptırmazdı.
Haftada çift maç yapan takımı tek maç yapan takımdan daha önde görürüm. Tek kulvarda oynayan takımın avantajından çok dezavantajı var bence. Rakibin haftada iki maç oynarken daha diri kalıyor, senin takımın haftada tek maç ile yetiniyor. Tek maç üzerinden oyuncu performanslarını değerlendirip, eksikleri görebiliyorsun. Yani önünde tek seçenek var. Transferde etkisini yazmıyorum bile. Farklı kulvarlarda oynayan takımlar kadroda rotasyona giderek her bir oyuncusunu hazır tutabiliyor. Maç ile antrenman havası farklıdır sonuçta. Hem bu kadar sık sakatlığın olduğu bir sezonda hala tek hedef diyorsunuz Avrupa'da oynasaydık oluşacak görüntü hiçte iyi olmazdı. He bir kulvar daha fazla oynasaydık belki bu kadar sık sakatlık olmazdı diyeceğim ama kadroda elle tutulur 13 oyuncu ile nereye kadar dayanabilirdik acaba.
gecen sezon cimbom tek kulvarda gitti, gayet de basariliydi. o konuda pek hemfikir degiliz abdullah. mac trafigi, fenerbahcede oldugu gibi son duzlukte problem yaratir. ilk maglubiyette yorgunlugu hissedicegimiz asikardi. dusus de basladi o anda zaten bizim icin. cimbom icin de kirilma anlari oldu ama cevirmeyi basardilar. ordu ve mersin maclari. o gun daha kaliteli ekiplerle oynamis olsalardi onlar da kirilmayi yasarlardi. bana gore de bjk sezonbasi yaptigi harcamaya gore gayet basariliydi. konulan hedef ilk 3 degil miydi zaten. devre arasindaki sampiyonluk umuduna kadar kim bahsediyordu ki sampiyonluktan. klubu borc batagina surukleyen ve bu hale sokanlardan hesap sormak yerine mevcut takimi elestirmek haksizlik olur. zaten besiktas taraftari bunun farkindadir.
Abi ama geçen sezon Play-Off sisteminden dolayı ligde hafta içi maçları oluyordu. Galatasaray'ın haftada iki maç oynadığı zamanlar oldu. Hafta içi lig maçı olmadığı zamanlar Türkiye kupası maçları oluyordu. Geçen sezon Galatasaray ligde 40 + kupada yanılmıyorsam 7 maç oynadı. Normalde 34 haftalık lig sisteminde 47 maç hiçte az değil. Biz ise bu sezon 41 resmi maça çıktık ama Türkiye kupasında zayıf rakiplere karşı oynadığın maçları çıkart daha az bu sayı. Galatasaray sezon başında daha ciddi rakiplerle hazırlık maçları oynamıştı. Biz ise nerede amatör takım var onla maç yaptık. Bu bakımdan planlama kötüydü. Tam SA işi oldu. Bundan ayrı yorumuna katılıyorum.
Arkadaşım bu ligde sadece Beşiktaş mücadele etmiyor, 17 takım daha var. Herkesin kendine göre hedefi var, mühim olan yarış bittiğinde bu hedefe ulaşıp ulaşamadığın. Değerlendirme şeklimiz, bakış açımız farklı. Ligi 3. bitirmek başarısızlık değildir. Ama şu da var; 18 takımlı, 34 hafta süren bir mücadelede 58 puan toplamak da başarı sayılamaz (maç başına 2'nin üzerinde puan ortalaması tutturmak gerek, puan barajı ne kadar düşük olursa olsun, eğer hedef şampiyonluksa). Hele 49 gol yemek hiç sayılamaz (küme düşen İBB 50, Orduspor 51 gol görmüş kalesinde).
Samet Aybaba'nın Kendi Takıntıları..
-YERLİ KONDİSYONER ISRARI "ALMEDİA,İSMAİL KÖYBAŞI,UĞUR BORAL,DENTİNHO,FERNANDES" Sakatlıkları
-Q7 takıntısı..
-Sol bek takıntısı "İZLEMEDİĞİM OYUNCUYU ALMAM"..(ALİ ECE DEMİŞTİ BEŞİKTAŞ SCOUTLARI COK SOL BEK GETİRDİ HOCA ALMAK İSTEMEDİ DİYE)
-Yaptığı anlamsız oyuncu değişiklikleri.
-Devre Arası transferlerin fiyasko olması.özellikle GÖKHAN SÜZEN..
-Yaptığı acıklamalar..
"ŞAMPİYON TEKNİK DİREKTÖR UNVANI KAZANICAKSIN KENDİ KAPRİSLERİ YÜZÜNDEN SEZON SONU GÖNDERİLDİ"
-Bir dahada böyle bir kadro bulamaz.
Elbette her takımın kendine göre hedefi var; fakat Beşiktaş, G.Saray ve F.Bahçe'nin hedefi her sezon aynıdır: ŞAMPİYONLUK. Bu 3 takım arasında 3. olursan, sonuncu olmuş sayarım ben o takımı. Düşüncelerimiz bu noktada uyuşmuyor sizinle o yüzden. Ayrıca kendiniz de söylemişsiniz. Bir büyük takım 49 gol yiyor ve olumsuz anlamda rekor kırıyorsa ve bununla birlikte, lig bitiminde 60 puana bile ulaşamıyorsa, bu takımı başarılı saymam ben.
Son 5 yılın transfer kar/zarar durumu. En çok zarar eden takım Fenerbahçe, ciddi olarak kar yapan takım Kayserispor.
http://www.transfermarkt.com/en/suep...ewerb_TR1.html
kaynak :EurosportQuote:
"Biz kazanacağız"
Türkiye'nin önde gelen gazetecileri, sporda şiddete ve tribün terörüne karşı bir yazı kaleme aldı: Biz kazanacağız!
"Futbol eşittir şiddet ve o da eşittir holiganizm denklemine;
Bu denklemin olağan kabul edilmesine;
Çocukların, kadınların, yaşlıların, didişmek için değil, keyif için gelenlerin futboldan
uzaklaşmaya başlamasına;
Sadece kendilerinin haklı olduğunu düşünenlere, empati yoksunlarına;
Gördüğüm doğruları söylerken bile bir tarafın düşmanı ilan edilmeye;
Her söylenen söze, her eleştiriye geçmişten bir karşılık bulunmasına, her şeyin bir
‘hesaptan düşme’ gibi gösterilmesine;
Yasalara aykırı eylemleri kendi kulübü yapınca susanlara, hatta destek verenlere;
Önceliği gazetecilik mesleği değil tuttuğu takım olan meslektaşlarıma;
'Bunu neden şu zaman yapmadınız da şimdi yapıyorsunuz' diye satır aralarında art
niyet arayanlara, satır aralarına art niyet saklayanlara;
Sahaya yabancı madde atanların değil buna hedef olanların tahrikinden
bahsedilmesine;
Aleyhlerine yapıldığını düşündükleri her hakem hatasını görünmez düşmanlara
bağlayanlara,
Bir aile ortamından uzak, herkesin birbirini arkadan hançerlemeye çalıştığı
halihazırdaki durumda hâlâ bir ‘futbol ailesinden’ bahsedenlere;
Aynı gemide olduğumuzu iddia ederek yaptıklarına bizi de ortak etmeye çalışanlara;
Birbirlerinin adını bile anamaz hale gelmiş yöneticilere;
Futbolu bahane ederek kurulan ve hiçbir zaman içeriğini bilemeyeceğimiz ve bilmek
de istemediğimiz karanlık ilişkilere;
Türkiye’de verilen her cezaya deklarasyonla yanıt verip yurt dışından benzer
yaptırımlar geldiğinde kuzu kuzu kabullenenlere;
Uluslararası alanda yapılan rezilliklere karşı duranları vatan haini ilan edenlere;
Hakemlere, gözlemcilere saldırmayı, küfür etmeyi demokratik hak sayanlara;
Türk futbolunun olumlu ve olumsuz ön yargıların cenneti olmasına;
Kendi kulüplerine ceza verilmesini hep yanlı tutum olarak görenlere;Hukukun değil renklerin ağır basmasına;
Maç devam ederken kural değiştirilmesine;
Masa başında maç bağlamaya çalışanlara;
Sadece kendi emeğine saygı gösterilmesini isteyenlere;
Başkasına sıkılan biber gazını haklı kendisine sıkılanları haksız görenlere;
Her bahaneyle herkese biber gazı sıkanlara;
Irkçılığı, ayrımcılığı, nefret suçlarını futbol sahalarına sokanlara, onu mazur
gösterenlere;
Düzelsin diye yasa çıkarıp onu uygulamayana, uyguladığında da keyfine ve kendi
siyasetine göre uygulayana;
Futbolun bir hukuksuzluk cenneti olmasına ve giderek mutsuzluk yaratan bir oyun
haline gelmesine;
Yeter diyorum!
Siz söylemeden ben söyleyeyim:
Bu taraflı bir yazıdır!
Ben utanma duygusunun, medeniyetin, adaletin, vicdanın tarafında olduğumu
buradan haykırıyorum...
Benimle aynı tarafta olanları ayağa kalkmaya ve haykırmaya davet ediyorum.
Benimle aynı tarafta olanlarla birlikte eyleme geçiyoruz. Bu şiddet bitene kadar
eylemlerimiz artarak devam edecektir.
Futbol yeniden hayatımızdaki bir keyif olana kadar, durmadan, susmadan, sert
adımlarla yürüyeceğiz.
Siz de tarafınızı seçin.
Medeniyetin, adaletin ve vicdanın tarafında olun.
Biz daha kalabalığız.
Ve bu tek ihtimalli bir maç.
Hiç kuşkunuz olmasın...
Biz kazanacağız!"
Bu seneki Yayın Havuzundan gelen para acıklandı mı ?
Takımlar Toplam Prim
Galatasaray 22 milyon 500 bin
Fenerbahçe 19 milyon 350 bin
Beşiktaş 18 milyon 900 bin
Bursaspor 18 milyon 450 bin
Kayserispor 16 milyon 650 bin
Kasımpaşa 16 milyon 200 bin
Antalyaspor 14 milyon 850 bin
Eskişehirspor 15 milyon 750 bin
Trabzonspor 14 milyon 850 bin
Gaziantepspor 15 milyon 300 bin
Gençlerbirliği 15 milyon 750 bin
Sivasspor 14 milyon 400 bin
Elazığspor 14 milyon 850 bin
Akhisar Bld. 13 milyon 950 bin
Karabükspor 13 milyon 50 bin
Büyükşehir 12 milyon 150 bin
Orduspor 10 milyon 350 bin
Mersin İ.Y. 8 milyon 100 bin
Daha naklen yayın gelirleri acıklanmadı.Bu sadece TFF'nin kuluplere ödediği para 275.400.000 Milyon TL.
TMSF,Digitürk'e el koymuş diyorlar.
Hayırlı işler . Umarım ihale düşmez
Ne olur ne biter bilmiyorum ancak ne olursa olsun o maçları TRT'den şifresiz yayınlamazlar.Türk milletine normal fiyatlarda maç izlemek haram,yasak,günah.59 liradan aşağı para verenleri dövüyorlar,yayınlarını kesiyorlar,uydularının önüne kuş koyuyorlar falan.
Umut ediyorum ancak bu devirde kim bedavaya lig maçı izlemişte biz izleyebileceğiz.
Düşüncelerimizin bir önemi yok zaten bizim,''me''leyen koyundan farkımız yok.
Umarım lig tv ihalesi düşer yani evimdeki digiturk'ü bedel ödemeden iptal etmemi sağlayacak bir şey olur
Bir şey soracağım şimdi iptal edildi diyelim ihale ve yeni ihale yapılacak;
Önce ki ihalede 400m euroya aldı dersek Digitürk ve 60 lira gibi bir ücret koyduysa üyelik için,
Bu ihalede 200m euroya aldı diyelim herhangi bir yayıncı kuruluş,üyelik ücreti 60 liradan düşük olur değil mi ?
Mustafa Denizli Rize'den istifa etmiş diyorlar. TD forumunda Rize'li taraftarların yorumlarına bakılırsa 100 Milyon Dolar bütçe istemiş.
Kulübü iflas ettirecek herhalde. 100 Milyon Dolar bütçe aşırı abartı olurdu zaten.
Ayrılmak için yüksek bütçe talep etmiştir. Hoş gerçi Süper lige çıkardı ama takıma öyle ahım şahım bir futbol oynatmadı. Maçları hep ikinci yarı transfer edilen oyuncular sayesinde kazandılar. Tamamen bireysel performansa dayalı takım oyunu vardı.
Rizespor,Rıza Çalımbay ile görüşmelerin olumlu geçmesinin ardından Rize'ye çağırmışlar Rıza Çalımbay'ı.Büyük ihtimalle anlaşırlar daha önce de çalışmıştı zaten.
35 İSTEDİ 15 MİLYON EURO VERİLDİ
Süper Lig'de ilk 4 ve Avrupa kupalarını hedefleyen bir takım kurmak için yönetimden 35 milyon euro transfer bütçesi istediğini açıklayan Mustafa Denizli, karşılığında 15 milyon euro önerisi getirilince hedeflediği takımı kuramayacağı için karşılıklı anlaşarak ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
"İKİNCİ HEDEF İYİ TAKIM KURMAKTI"
Mustafa Denizli, Çaykur Rizespor'da ilk hedef olan Süper Lig'e yükseldiklerini, ikinci hedeflerinin Süper Lig'de ciddi işler yapabilecek bir takım kurmak olduğunu kaydetti. Bu amaçla yönetimle bir araya geldiklerini ifade eden Mustafa Denizli, şöyle konuştu:
"KARŞILIKLI DEĞERLENDİRMELERİMİZ OLDU"
"Bu düşündüğümüz hedefleri ortaya çıkaracak planlama ve bütçe nasıl temin edilir, hangi şartlarda bu düşündüğümüz takım yaratılabilir bunlar üzerinde çalıştık. Koşullarını düşündüğümüz takımı oluşturmak için nasıl bir bütçe ortaya çıkarmamız gerekir diye karşılıklı değerlendirmelerimiz oldu. Maalesef bugünkü şartlarda böyle bir takımı yaratmak için benim düşündüğüm koşullar kulübümüz için pek mümkün gözükmedi. Bu çok doğaldır. Burada yönetimin veya benim bu hedeflerden şaşma gibi bir niyetimiz yok."
"BAŞINDA BULUNDUĞUM TAKIMLA YUKARIYI ZORLAMALIYIM"
Hayatında 1.5 yılla en uzun kontratı Çaykur Rizesspor'la yaptığını hatırlatan Mustafa Denizli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim bütün hayatım hep başa oynayan ekiplerle yarışmakla, bulunduğum şehire ve kulübe bu tür heyecanları yaşatabilme düşüncesi ile geçmiştir. Çaykur Rizespor mali açıdan buna çok imkan tanıyacak bir konuma sahip değil. Bugünden itibaren Çaykur Rizespor'un kontratsız bir çalıştırıcısıyım. Bunca yıllık tecrübeme dayanarak ortaya çıkardığım bir tablo vardı. Bu tablo, bugün için kulübümüz tarafından karşılanması çok zor olan koşulları olarak değerlendirildi. (Niye benim koşullarımı hayata geçirmiyorsunuz) demek durumunda değilim. Kulübümüz benim önerimle kendi bütçesini aşacaktı. Bu konuda yönetime haksızlık etmek istemem. Ama ben bir yarışma ve iddia insanıyım. Çaykur Rizespor'un Süper Lig'de 6'ıncı, 10'uncu ya da 12'inci olması açıkçası benim tatmin edecek çalışmalar değil. Ben başında bulunduğum takımla yukarıyı, Avrupa kapılarını zorlamalıyım. Şehrin hak ettiği bu duyguları yaşatma ortamını sağlamalıyım. Yönetimde benim gibi düşünüyor ancak bir yerde koşullar sizi kısıtlayabiliyor. Bu konuda yönetimle bizim aramızda bir görüş ayrılığı yok."
"YÖNETİM 15 MİLYON ÖNERDİ"
Yönetimin kendisinin çıkardığı tabloyu kabul etmesi halinde gelecek yılda görevde olma düşüncesi içerisinde olduğunu, ancak bunun sağlanamadığını ifade eden Mustafa Denizli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Benim çıkardığım tablo ulaşılmaz bir tablo değildi. Bizim düşündüğümüz bütçeyi aşardı ama olağanüstü farklılık yoktu. 30-35 milyon evroya ilk 4 ve Avrupa kapılarını zorlayacak bir ekip oluşturabiliriz, dedik. Yönetimimiz bunun 15 milyon euro olabileceğini belirtti. Samimi olarak ifade edeyim 15 milyon euro ile bu hedefimizi yakalamak zor. 15 milyon euro ile hedef, sadece ligde kalmak olurdu. Koşullar bizim önümüzdeki yıl birlikte yürümemizi sağlayamadı. Bundan dolayı yönetim, Rizeliler ve ben de üzüldüm."
BAŞKAN KALKAVAN: "FENERBAHÇE VE GALATASARAY DEĞİLİZ"
Çaykur Rizespor Kulüp Başkanı Metin Kalkavan ise birinci önceliklerinin mali disiplin olduğunu belirterek Mustafa Denizli'nin ayrılması ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Hocamızın hedeflediği yarışmacı takımı kurabilmek için önerdiği bütçeyi bizim sağlamamız şu anda söz konusu değil. Bizim düşündüğümüz bütçenin 2-3 katı bütçe istedi. Onu da yapma şansımız yoktu. Böyle olduğu için anlaşarak gayet makul bir şekilde yollarımızı ayırdık. Hiç ödün vermediğimiz mali disiplinden dolayı aldığımız bu kararı taraftarlarımızın anlayışla karşılayacağını umut ediyoruz. Mustafa Denizli ile çalışmak çok iyi. Ama kendisinin hedeflediği iş çok farklıydı. Onun istediği bütçeyi sağlamak şu anda söz konusu değil. Çaykur Rizespor ayarındaki bir kulüpte o beklentileri karşılamak söz konusu olamaz. Bu nedenle kendisine başarılar diledik. 115 milyon TL çok büyük bir rakam. Bizim Süper Lig'de 35 milyon gelirimiz olacak. Aradaki farkı kaldıramazdık. Rizespor bir Fenerbahçe, Galatasaray değil. Hesap çok açık. Biz hedefsiz değiliz. Şampiyonluğa oynayacak bir ekipte kuracak değiliz. Birinci hedef mali kriterleri sağlamaktır."
Mehmet Özdilek istifa etmiş.
Daha genel burası olur;
Malum konu hakkında yerli oyuncuların tepkisi bize asıl yüzlerini gösterdi.Hiç birine saygım yok artık,uğrunda sabahlara kadar tartıştığımız kişiler,sus pus oldular.Hepsine yazıklar olsun.Tabi azınlıklar da var tepki veren,onlardan da Allah razı olsun.
Kulupler birliginin yabanci kontenjani onerisi muhtesem YD'den veto yemis :)
Ben buralarda bir yerlerde demiştim Antalyaspor iyi giderken, sezon sonu Özdilek gönderilir diye.
Sonra yemediğim tepki kalmamıştı, mesajı bulamıyorum bir bulsam koyacam önünüze de.
TR'de işler böyledir. Kümeden kurtarırsın ama fazla yukarılara cıkarsan seni aşağı çekerler. Yukarı çıktın mı orada kalman lazım kalamadın mı üst üste maç kaybettin mi kendini kapının dışında buluverirsin. Sizden oo helal olsun adam bilmiş falan demenizi istediğim için söylemiyorum bunları, genel görüşün aksine bir yorum yaptığımız zaman adamı dogduguna pişman etmeyin yeter.
Beyler şu gündüz maçları olayı nedir,ayrıntılı bir bilgisi olan birisi var mı ?
Bakanın talebi, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın statlardaki şiddet olaylarının önüne geçmek için Süper Lig karşılaşmalarının gündüz oynanması fikri. Şuan Kulüpler Birliğinde konuşuluyor ancak Türkiye'deki iklim şartları gerçekten bunun için elverişli değil. Yani bizden Kuzeyde olan ülkeleri örnek alıp bunu yapmak İklime aykırı (: Adamlarda yeri geliyor bahar ayında öğle vaktinde sıcaklık 20 dereceyi bulmuyor, Sende ise hissedilen sıcaklıklar 35-40 arası : )
Aslında gündüz maçları uygun olabilir.Havalar sıcak olduğu zaman 11:00'de oynanır maçlar.Havalar soğuk olduğu zaman 14:00'te oynanır.Saat pek önemli değil bence abartmadan havanın durumunu göze alarak böyle bir uygulama yapılabilir.
UEFA, Türkiye futbol sezonunu değerlendirdi
UEFA'nın internet sitesinde, 2012-2013 sezonuna ilişkin analiz haber yer aldı.
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Galatasaray'ın Spor Toto Süper Lig, Fenerbahçe'nin Ziraat Türkiye Kupası'nı kaldırdığı 2012-2013 Türkiye futbol sezonunu değerlendirdi.
UEFA'nın internet sitesinde yer alan analiz haberde, Galatasaray'ın Fenerbahçe ile arasındaki Spor Toto Süper Lig şampiyonluğu yarışını kazanıp kulüp tarihinin 19'uncu lig şampiyonluğuna ulaştığı hatırlatıldı.
Sezon ortasında yaptığı Didier Drogba ve Wesley Sneijder transferleriyle gündeme gelen Galatasaray'ın, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde de çeyrek finale çıktığı anımsatılan haberde, Avrupa'nın kulüp bazındaki ikinci büyük kupası UEFA Avrupa Ligi'nde tarihinde ilk kez yarı finale yükselen Fenerbahçe'nin de finalde Trabzonspor'u 1-0 yenip, geçen yılın ardından bu yıl da Ziraat Türkiye Kupası'nı kazandığı belirtildi.
Haberde, ligi ilk sırada bitiren Galatasaray'ın, UEFA Şampiyonlar Ligi'ne gruplardan; ikinci olan Fenerbahçe'nin ise üçüncü eleme turundan katılacağı kaydedilen haberde, Türkiye'yi UEFA Avrupa Ligi'nde temsil edecek takımlardan lig üçüncüsü Beşiktaş'ın ise kupa serüvenine play-off turundan başlayacağı kaydedildi. Ligin dördüncüsü Bursaspor'un üçüncü eleme turu, beşinci Trabzonspor'un da ikinci eleme turunda yarışacağı haberde yer aldı.
Yılın futbolcusu: Burak Yılmaz
Değerlendirmede, Galatasaray'ın forveti Burak Yılmaz'a da yer verildi. 2011-2012 sezonunda Trabzonspor formasıyla 33 gol atarak, ligin gol kralı olan Yılmaz'ın, bu yıl da kaydettiği 24 golle unvanını koruduğu hatırlatıldı. Yılmaz'ın sahadaki hareketliliği, bitiriciliği ve hücumdaki partneri Drogba ile uyumuna değinilerek, Şampiyonlar Ligi'nde çıktığı 9 maçta 8 kez ağları sarstığı vurgulandı.
Fenerbahçe'nin, PTT 1. Lig takımlarından Bucaspor'dan transfer ettiği Salih Uçan için ise "izlenmesi gereken oyuncu" ifadesi kullanıldı. Orduspor maçında attığı 2 gol, UEFA Avrupa Ligi'nde Lazio ve Viktoria Plzen'e karşı oynadığı futbolla dikkati çeken 19 yaşındaki Uçan'ın, saha görüşü ve pasörlük yetenekleri sayesinde, gelecek 10 yıl içinde dünyada ses getirebileceği değerlendirmesi yapıldı.
Yılın lafı Samet Aybaba'dan
Eski Beşiktaş Teknik Direktörü Aybaba'nın, orta sahada görev yapan öğrencisi Olcay Şahan'ı övmek için sarf ettiği, "Messi şu anda Beşiktaş'ta oynasaydı, Olcay'la çekişirdi. Kimin formayı kapacağını hep beraber görürdük" sözü ise yılın lafı seçildi.
Hamza Hamzaoğlu yönetimindeki Akhisar Belediyespor da es geçilmedi. Sezonun büyük kısmını düşme hattında geçiren Akhisar Belediyespor'un, 15 maçta 12 kez fileleri havalandıran Yunan santrafor Fanis Gekas'ın da etkisiyle ligde kalmayı başarması için "yılın sürprizi" değerlendirmesi yapıldı.
Haberde analizde ayrıca "33" sayısına vurgu yapıldı. Lig boyunca kaydedilen 33 golün, 89. dakikada geldiği kaydedildi.