Galatasaray Sohbet Alanı

Herkes Caner örneğinden bahsetmişte Baros'un da hakeme el hareketinden dolayı kırmızı görüp yine 3 maç ceza aldığı unutulmuş. Ayrıca sezon başında belliydi hakemlerin ve M.Ali Aydınlar federasyonunun GS'a karşı tutumu. Arena'da 4-2 kaybedip 9 kişi bitirdiğimiz maçı hatırlayın mesela? Sabrinin 2.sarıdan kırmızı gördüğü pozisyonda adam artık hakem yüzünden sinir krizi geçirmişti. Sezon başından beri rakip taraftarların hakemle, kırmızı kartla götürdünüz işi diye maçları izlemeden fanatik.com u takip edip yorum yapanlar oldu. Bugün Dormund, Bayern, Barca gibi bulunuğu ligin üstünde top oynayan takımların istatistiklerine bakarsanız en çok penaltıyı kazanan ve rakibe en çok kırmızı kart gördüren takımlar olduklarını göreceksiniz. Verilenleri konuşmaya gelince herkes futbol profu ama verilmeyenleri sayan yok. Verilmeyen penaltımızla kupadan elendik, Caner Erkin 2 GS maçında da nasıl atılmadan sahada kaldı fenerliler bile şaşırmışlardı, en son Trabzon maçında Cech'in yaptığı hareket kırmızı değilde nedir? Arşive baksam çok daha fazlasını bulurum da şu an aklıma gelenler bunlar. Fatih Terim konusunda da objektif olmak istiyorum bu ceza çok önce verilmeliydi, sahanın ortasına kadar geldiği zamanlar oldu haklı olup olmaması tartışılır ama yapmaması gereken şeylerdi belki cezası zamanında verilseydi play-off'un son 2 maçına hocasız çıkmayacaktık, ceza verilmesi için bu zamanında beklenilmiş olduğunu da düşünüyorum bi yandan bu TFF ile herşey mümkün sonuçta.

Diğer bir konu ben fenerli arkadaşların kendilerini başarılı görmelerine de anlam veremiyorum. Tarihinin en kötü sezonunu geçirip ilk 11'nden 10 futbolcuyu değiştirdikten sonra ligi açık ara önde bitirmek mi başarıdır yoksa ortlaması 3-4 sezondur aynı takımda oynayan futbolcuların kendilerine haksızlık yapıldığını düşünerek kenetlenlendikten sonra liderden 9 puan fark yemesi mi? Herkes giden futbolculardan bahsediyor da Lugano dediğin adam zaten her sene 2-3 hafta geç geliyodu Avrupa'da kulüp bulmak için, önce rest çekiyodu sonra özür diliyodu taraftar da havaalanında karşılıyodu, Santos desen gittiği takım zaten Arsenal gerçekçi olalım Türkiye'de hangi takımın oyuncusuna Arsenal'dan teklif gelirde gitmez istemez? Giden tek adama Emenikeydi, iyide futbolcuydu ama yerine Sow geldi bi şekilde eksikliğini kapattı. Hatta Sow'u 2.yarı fener değilde GS alsaydı play-offlar formalite icabı oynanıyor olurdu. Fenerin bu sene ki başarılı gözükmesinin sebebi TS ve özellikle Beşiktaş'ın çok kötü ve istikrarsız bir sezon geçirmeleriydi.

Sözüm o ki fenerli arkadaşlarımız kendilerine haksızlık yapıldığını düşünerek, ne dediği açık açık belli olan Emre'ye sahip çıkarak, Aykut Kocaman'ı kazandığında göklere çıkarıp en ufak puan kaybında yerden yere vurarak ve en önemlisi Aziz Yıldırım'a hala bel bağlıyarak takımlarına zarar veriyorlar. Futbolda Türk takımlarının şimdiye kadar kazandığı en büyük başarıların (4 sene üst üste şampiyonlul, UEFA kupası, Super kupa) mimarı olan Faruk Süren bugün şikeden içeri alınacak olsa ve bi şekilde içeride tutulmaya devam edilse emin olun önce yönetimden ebediyen uzaklaştırılır sonrasında da türbünler de cezamızı verin gidelim pankartları görürsünüz.

Sözün özü bu sene feneri başarılı görmek polyanacılıktır, tüm fenerliler eli yüreğinde izledi bütün play-off maçlarını (saraçoğluna 4-2-4 ile çıkan Ş.Güneş hariç) kazandıklarınızı da kendi attığınızla değil rakibin kaçırdıklarıyla kazandınız. Bilmiyorum bu forumda da var mı olsun biz sizi daha çok yendik diyen ama her takım bu sene Galatasaray'ın başarısını kabul etmelidir ve bu senenin yeni bir periyodun başlangıcı olduğunu da bilmelidir.

Saygılarımla.

Quote:

---

Originally Posted by byariff

ellerin dert gormesin hocam gerçekten cok buyuk bir basari ilk 11 de oynuyan 10 tane oyuncumuz yeni sadece 1 tanesi eski oda hakan balta yani kisacasi 10 tane yeni oyuncu ile birbirini tanimayan oyuncu ile su an sampiyonlugun en buyuk favorisiyiz ve gerçektende cok iyi takim oyunu oynuyoruz pas yuzdesi su an en yuksek galatasarayda zaten tam emin degilim ama , birde fatih hocaya gelelim gerçektende fatih terim buyuk hoca turkiyenin en iyi hocalarindan biri floryayi adam etti resmen uzun yillar sonra oyuncular olsun personeller olsun hepsi birbiriyle butunlesti umarim sezon sonunda yuzumuz guler

---

En çokta ne zaman gururlandım biliyor musun? Normal sezondaki Fenerbahçe maçından 2 hafta önce hani sarı kart sınırındaki oyuncular mevzusu vardı. Fenerbahçe'nin sarı kart sınırındaki oyuncuları bilerek kart görüp sıfırlamışlardı. Forumdaki bazı arkadaşlarda bu konu gündeme geldiğinde sanki siz yapmayacaksınız diye atıp tutmuştu. İşte Fatih Terim farkı bir kez daha ortaya çıkmıştı orada. Hiçbir şeyden çekinmeden, ince hesaplar yapmadan çıktık oynadık aslanlar gibi maçlarımızı. Hiçbir oyuncumuz bilerek kart görmeden, derbiye eksik kadroyla çıkma riskini göze alarak.

Quote:

---

Originally Posted by Walter Sakana

En çokta ne zaman gururlandım biliyor musun? Normal sezondaki Fenerbahçe maçından 2 hafta önce hani sarı kart sınırındaki oyuncular mevzusu vardı. Fenerbahçe'nin sarı kart sınırındaki oyuncuları bilerek kart görüp sıfırlamışlardı. Forumdaki bazı arkadaşlarda bu konu gündeme geldiğinde sanki siz yapmayacaksınız diye atıp tutmuştu. İşte Fatih Terim farkı bir kez daha ortaya çıkmıştı orada. Hiçbir şeyden çekinmeden, ince hesaplar yapmadan çıktık oynadık aslanlar gibi maçlarımızı. Hiçbir oyuncumuz bilerek kart görmeden, derbiye eksik kadroyla çıkma riskini göze alarak.

---

ve normal sezon bitene kadar sınırdaki hiçbi oyuncu sarı kart görmemişti

Galatasaray'ın eski başkanlarından Ali Uras hayatını kaybetmiş. Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin.

Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.Galatasaray'ın bu kadar büyük kulüp olmasının temellerini atan başkandı kendisi.

Quote:

---

Originally Posted by Facx

ve normal sezon bitene kadar sınırdaki hiçbi oyuncu sarı kart görmemişti

---

Engin gol atmadığı halde formasını çıkarıp gördü ve cezalı duruma düştü diye hatırlıyordum ben :D O da maçın dakikası ile ilgiliydi.3-2 biten Beşiktaş maçıydı :D :n: Hatırladıkça gülüyorum :n:

Quote:

---

Originally Posted by GeanyGS

Herkes Caner örneğinden bahsetmişte Baros'un da hakeme el hareketinden dolayı kırmızı görüp yine 3 maç ceza aldığı unutulmuş. Ayrıca sezon başında belliydi hakemlerin ve M.Ali Aydınlar federasyonunun GS'a karşı tutumu. Arena'da 4-2 kaybedip 9 kişi bitirdiğimiz maçı hatırlayın mesela? Sabrinin 2.sarıdan kırmızı gördüğü pozisyonda adam artık hakem yüzünden sinir krizi geçirmişti. Sezon başından beri rakip taraftarların hakemle, kırmızı kartla götürdünüz işi diye maçları izlemeden fanatik.com u takip edip yorum yapanlar oldu. Bugün Dormund, Bayern, Barca gibi bulunuğu ligin üstünde top oynayan takımların istatistiklerine bakarsanız en çok penaltıyı kazanan ve rakibe en çok kırmızı kart gördüren takımlar olduklarını göreceksiniz. Verilenleri konuşmaya gelince herkes futbol profu ama verilmeyenleri sayan yok. Verilmeyen penaltımızla kupadan elendik, Caner Erkin 2 GS maçında da nasıl atılmadan sahada kaldı fenerliler bile şaşırmışlardı, en son Trabzon maçında Cech'in yaptığı hareket kırmızı değilde nedir? Arşive baksam çok daha fazlasını bulurum da şu an aklıma gelenler bunlar. Fatih Terim konusunda da objektif olmak istiyorum bu ceza çok önce verilmeliydi, sahanın ortasına kadar geldiği zamanlar oldu haklı olup olmaması tartışılır ama yapmaması gereken şeylerdi belki cezası zamanında verilseydi play-off'un son 2 maçına hocasız çıkmayacaktık, ceza verilmesi için bu zamanında beklenilmiş olduğunu da düşünüyorum bi yandan bu TFF ile herşey mümkün sonuçta.

Diğer bir konu ben fenerli arkadaşların kendilerini başarılı görmelerine de anlam veremiyorum. Tarihinin en kötü sezonunu geçirip ilk 11'nden 10 futbolcuyu değiştirdikten sonra ligi açık ara önde bitirmek mi başarıdır yoksa ortlaması 3-4 sezondur aynı takımda oynayan futbolcuların kendilerine haksızlık yapıldığını düşünerek kenetlenlendikten sonra liderden 9 puan fark yemesi mi? Herkes giden futbolculardan bahsediyor da Lugano dediğin adam zaten her sene 2-3 hafta geç geliyodu Avrupa'da kulüp bulmak için, önce rest çekiyodu sonra özür diliyodu taraftar da havaalanında karşılıyodu, Santos desen gittiği takım zaten Arsenal gerçekçi olalım Türkiye'de hangi takımın oyuncusuna Arsenal'dan teklif gelirde gitmez istemez? Giden tek adama Emenikeydi, iyide futbolcuydu ama yerine Sow geldi bi şekilde eksikliğini kapattı. Hatta Sow'u 2.yarı fener değilde GS alsaydı play-offlar formalite icabı oynanıyor olurdu. Fenerin bu sene ki başarılı gözükmesinin sebebi TS ve özellikle Beşiktaş'ın çok kötü ve istikrarsız bir sezon geçirmeleriydi.

Sözüm o ki fenerli arkadaşlarımız kendilerine haksızlık yapıldığını düşünerek, ne dediği açık açık belli olan Emre'ye sahip çıkarak, Aykut Kocaman'ı kazandığında göklere çıkarıp en ufak puan kaybında yerden yere vurarak ve en önemlisi Aziz Yıldırım'a hala bel bağlıyarak takımlarına zarar veriyorlar. Futbolda Türk takımlarının şimdiye kadar kazandığı en büyük başarıların (4 sene üst üste şampiyonlul, UEFA kupası, Super kupa) mimarı olan Faruk Süren bugün şikeden içeri alınacak olsa ve bi şekilde içeride tutulmaya devam edilse emin olun önce yönetimden ebediyen uzaklaştırılır sonrasında da türbünler de cezamızı verin gidelim pankartları görürsünüz.

Sözün özü bu sene feneri başarılı görmek polyanacılıktır, tüm fenerliler eli yüreğinde izledi bütün play-off maçlarını (saraçoğluna 4-2-4 ile çıkan Ş.Güneş hariç) kazandıklarınızı da kendi attığınızla değil rakibin kaçırdıklarıyla kazandınız. Bilmiyorum bu forumda da var mı olsun biz sizi daha çok yendik diyen ama her takım bu sene Galatasaray'ın başarısını kabul etmelidir ve bu senenin yeni bir periyodun başlangıcı olduğunu da bilmelidir.

Saygılarımla.

---

Baroş her maç hakeme "F..k Off" diyor hareketler çekiyor Caner Erkin'in Has...r'i de onun gibi bişii ama bunu her oyuncu yapıyor ama Baroş direk hakeme söylüyor. Senelerdir bize karşı yapılan hakem hatalarını görememek sizin en kadar kör baktığınızı gösterir bir durum o da ayrı tabi. İyi ki bir maç 9 kişi kalmışsınız her maç rakipleriniz 10 kişi kalıyor ya da penaltı kazanıyorsunuz.

Diğer bir konu biz kendimizi başarılı görmemiz çok normal zor bir süreçten geçiyoruz sizin dışardan gördüğünüz kadar basit değil. Sen ve bazı galatasaraylı arkadaşlar anlamamakta ısrarcı ama bu süreç sadece oyuncuları kaybetmek değil bunu yaşarsanız daha iyi anlarsınız. Başkansız , transfersiz , o kadar eksikle oynayan bir takımın 2. olması mı başarıdır yoksa her şeyi yerinde olan bir takımın 1. olması mı sizin vicdanınıza kalmıştır. Sow transferi 2. yarı gerçekleşti bunuda hafızanıza sokun artık.

Siz başkanınıza istediğiniz gibi davranırsınız o sizin sorununuz. Biz takımımızı , oyuncumuzu , hocamızı sahipleniyoruz sahiplenmeyenler utansın. Siz kovarsınız biz suçsuz olduğunu düşünürüz aradaki fark bu.

Sözün özü bu dönemde Beşiktaş , Bursa ve Trabzonspor kötüyken Fenerbahçe ise saha dışında TFF , UEFA , Etik Kurul , Mahkemelerle uğraşırken kendini çook başarılı görmek iyimserlikten başka bişey değildir. Futbol'da puan iyi oynayana verilmiyor golü atana veriyor. Kaçırmıcaksın o zaman atıcaksın yapcak bişey yok.

Quote:

---

Originally Posted by furkan58

Baroş her maç hakeme "F..k Off" diyor hareketler çekiyor Caner Erkin'in Has...r'i de onun gibi bişii ama bunu her oyuncu yapıyor ama Baroş direk hakeme söylüyor. Senelerdir bize karşı yapılan hakem hatalarını görememek sizin en kadar kör baktığınızı gösterir bir durum o da ayrı tabi. İyi ki bir maç 9 kişi kalmışsınız her maç rakipleriniz 10 kişi kalıyor ya da penaltı kazanıyorsunuz.

Diğer bir konu biz kendimizi başarılı görmemiz çok normal zor bir süreçten geçiyoruz sizin dışardan gördüğünüz kadar basit değil. Sen ve bazı galatasaraylı arkadaşlar anlamamakta ısrarcı ama bu süreç sadece oyuncuları kaybetmek değil bunu yaşarsanız daha iyi anlarsınız. Başkansız , transfersiz , o kadar eksikle oynayan bir takımın 2. olması mı başarıdır yoksa her şeyi yerinde olan bir takımın 1. olması mı sizin vicdanınıza kalmıştır. Sow transferi 2. yarı gerçekleşti bunuda hafızanıza sokun artık.

Siz başkanınıza istediğiniz gibi davranırsınız o sizin sorununuz. Biz takımımızı , oyuncumuzu , hocamızı sahipleniyoruz sahiplenmeyenler utansın. Siz kovarsınız biz suçsuz olduğunu düşünürüz aradaki fark bu.

Sözün özü bu dönemde Beşiktaş , Bursa ve Trabzonspor kötüyken Fenerbahçe ise saha dışında TFF , UEFA , Etik Kurul , Mahkemelerle uğraşırken kendini çook başarılı görmek iyimserlikten başka bişey değildir. Futbol'da puan iyi oynayana verilmiyor golü atana veriyor. Kaçırmıcaksın o zaman atıcaksın yapcak bişey yok.

---

Ya gözünü sevdiğim bizim yaşadıklarımız bizim yaşadıklarımız... O yaşadıklarınızın takıma ekstra hırs ve motisvasyon olarak yansıdığını görmüyor musunuz? Volkan'ın sırf bu süreçten hırslanması sebebiyle kaç maç kurtardığını? Stoch'un kaç maç kazandırdığını? Baroni'nin 40 yıllık Fenerbahçe'li gibi nasıl bir değişim gösterdiğini ve takıma yaptığı katkının kat be kat arttığını? Alex'in ayağım kopsa oynarım dediğini? Bu yaşadığınız süreç olmasaydı belki lig çoktan bitmişti şu anda. Yukarıda G.Saray için yazdığımı Fenerbahçe'ye uyarlayalım sezon başına göre;

Not: di ekleri sezona başlarken anlamında, artık öyle değiller anlamında değil :) (ve en iyi ifadeleri sizin yorumlarınıza göre)

Volkan: Türkiye’nin en iyi kalecisiydi.
Gökhan: Türkiye’nin en iyi sağ bekiydi.
Ziegler: Juventus’un başarılı performansı nedeniyle Sampdoria’dan transfer ettiği bir bek oyuncusuydu.
Yobo: Türkiye’nin en iyi savunma oyuncusuydu.
Serdar: Türkiye’nin en iyi yerli savunma oyuncusuydu. Milli takıma kadar yükselmişti.
Cristian Baroni: Fenerbahçe için yeterliliği zaman zaman tartışılan bir oyuncuydu.
Emre: Türkiye’nin en iyi orta saha oyuncusuydu.
Alex: Türkiye’nin en iyi yabancı oyuncusuydu ve ligin uzun yıllardır skora en çok etki eden oyuncusuydu.
Stoch: Geçen sezon beklenenden az forma şansı bulmuş ancak yeteneği tartışılmayacak çok hırslı bir oyuncuydu.
Mehmet: Geçen sezonlarda ligin en çok koşan ve taraftarların en beğendiği oyunculardan biriydi.
Sow: Fransa ligi gol kralıydı. Kaldı ki Fransa liginde gol kralı olan oyuncuların kariyerleri düşünülürse çok büyük bir transfer.

En çok forma şansı bulan yedekler;

Bekir: Standart bir yedek olarak kabul edilen bir oyuncuydu.
Selçuk: Kariyerinde kritik gollerle Fenerbahçe’ye önemli yararlar sağlamış ancak oyun tarzı nedeniyle zaman zaman eleştirilen bir oyuncuydu.
Caner: Geçen sezonu G.Saray’da kiralık geçirmiş, istikrarsız bir oyuncuydu.
Dia: Fransa kariyeri gayet başarılı, ligin en süratli 2-3 oyuncusundan biriydi.
Bienvenu: Emenike’nin gitmesinden sonra alelacele transfer edilen tanınmayan bir forvet oyuncusuydu.
Semih: Geçen sezonki şampiyonluğa çok önemli katkılar yapan, taraftarların çok beğendiği bir oyuncuydu.
Özer: Alex’in veliahtı olarak gösterilen çok şeyler beklenen bir oyuncuydu.
Orhan: Gençlerbirliği’nde gösterdiği yüksek performanstan dolayı transfer edilmiş başarılı bir savunma oyuncusuydu.
Özgür: Fenerbahçe’nin altyapısından yetişmiş bir oyuncuydu.
Bilica: Pek sevilmeyen, kalitesi tartışılan bir oyuncuydu.

Diğer:

Mert, Serkan, Sezer, Gökay, Recep

Son şampiyon olarak sezona başlayan Fenerbahçe'nin şu yazdığım ilk 11'inden bir tek Baroni tartışılıyordu. Şimdi gidenleri falan geç, şu kadroyla G.Saray'ın kadrosunu sezon başına göre kıyasladığında hangisi daha ağır basıyor? Yaşadığınız sürecin hırs ve motivasyon olarak yansıması da düşünüldüğünde o 9 puanlık farkı bizim değil sizin yapmanız lazımdı asıl. Siz sürece değil, sezon başında takıma yeterince kondisyon yükleyememiş, Stoch ve Dia gibi ligin en iyi iki kanat oyuncusunu taktiksel saplantıları yüzünden yeterince iyi kullanamamış, takımın geriye çekilmesine engel olamamış Aykut Kocaman'a bağlayın bence başarı veya başarısızlığınızı (nasıl görüyorsanız).

Sow 2. yarıda geldi tekrar ediyim.

Mehmet Topuz geçen seneden çok uzak. Ziegler kesinlikle bir Santos değil. Bekir , Serdar bir Lugano değiller. Bir tek Stoch patlama yapanlardan. Gökhan gene aynı şekilde pek çok maç etkisizdi. Ligin ilk yarısı zaten forvetsiz geçirdik.

Quote:

---

Originally Posted by furkan58

Sow 2. yarıda geldi tekrar ediyim.

Mehmet Topuz geçen seneden çok uzak. Ziegler kesinlikle bir Santos değil. Bekir , Serdar bir Lugano değiller. Bir tek Stoch patlama yapanlardan. Gökhan gene aynı şekilde pek çok maç etkisizdi. Ligin ilk yarısı zaten forvetsiz geçirdik.

---

Bak ama ben orada sezon başına göre diye belirtiyorum. Yola çıkılan kadrolar bu şekildeydi her iki takımın. Sonuçta benim babam senin babanı döver tartışmasına getirmek değil tabi amacım :)

Anlatmak istediğim; yaşananlara en güzel cevabı sahada verme isteğinin getirdiği hırs ve motivasyona sahiptiniz. Ligin en iyi kadrosuna da sahiptiniz. Ha haftaya belki şampiyonluk turu atacaksınız onu bilemeyiz ama olamazsanız da biz yaşadıklarımızdan dolayı olamadık dememelisiniz, naçizane düşüncemdir.

Gökhan Gönül'ü çok severim, ve bu sezonki genel performansı hakikaten beklentilerin çok altında. Ama işte Trabzon maçı öncesi "ölmeye geliyoruz" yazan Gökhan'ın bu beklentinin altındaki performansı yaşadıklarınızdan mı yoksa her oyuncunun yaşadığı formsuzluk durumu mu tartışılır.

Bana kimse bi sezonda en kötüsünün 2-3 milyon euro kazandığı bir takımda psikolojiden bahsetmesin. 2006 yılında GS'lı futbolcular para almadan, başlarında hoca olmadan forvet oynayanın orta saha oynadığı, yeri geldiğinde orta sahanın defansa geçtiği maçları kazanarak şampiyon olduğu dönemi hatırlarsanız bir takımın kenetlenmesi herşeyden önemlidir. Walter'ın dediği gibi kalesinde Volkan defansında G.Gönül, Yobo, Ziegler orta sahanında Alex, Stoch (Türkiye'de ki en iyi yabancı oyuncudur bana göre), Dia, Emre olan bir takımın 9 puan farkla ikinci olması bana göre başarısızlıktır. İlk 11'nden 10nu değişmiş bir takımın sene başında ilk 3e bile girmesini başarı olarak görecek GS'lıların şampiyonluğa bu kadar yakın olmaları da Türk futbol tarihinde bir ilktir.

Galatasaray Efsanelerini Anıyor

6 Mayıs Pazar günü Beşiktaş ile yapacağımız karşılaşma öncesinde antrenörlerimiz Ümit Davala, Hasan Şaş ve Claudio Taffarel taraftarı selamlayacak.

Oynanacak çoğu maç öncesi yapılan bir açıklama oluyordu, bu biz taraftarların bile moralini bozarken, oyuncuları düşünemiyorum bile.

Sezon öncesi zaten tam bir karmaşa, kaos. Oyuncuların sezona hazırlanması bile mucizeydi. Hatırlayın o dönemi her gün Fenerbahçe'yi düşüren gazeteciler vardı, ŞL'de oynama hayali kurarken oradan men edilen futbolcuların halini düşünün.

Hırs hırs hırs, elbette hırslanacaklar ama motivasyonlarını, morallerini kaybettiklerinde bunu hırsla kapatamazlar.

Burası Galatasaray sohbet alanı evet biliyorum ama Fenerbahçe bugün eğer hala son 3 maça 2 kupa iddiasını sürdürerek girdiyse, bu sürece rağmen, linç edilme, yok edilme kampanyasına rağmen bunu başardıysa, bu sadece takdir edilir.

Siz 34 maça göre şampiyonuz dersiniz ben de o 9 puanlık farkın play off sebebiyle geldiğini söylerim. Bizzat Fenerbahçeli oyuncuların söylemleri var, daha 10 maç kala biz play offları düşünmeye başladık, kaybetsek de orada puanlar yarıya inecek diye o maçları bekliyorduk şeklinde.

Kimse bilemez, play off olmasaydı Fenerbahçe'nin basit puanları kaybetmeyeceğini ya da Galatasaray'ı evinde yenmek için elinden gelenin daha fazlasını yapacağını, o nedenle değerlendirmeyi 34 değil 40 haftaya göre yapmakta fayda var.

Deplasmana maça gidiyorsun, seni TFF başkanı çağırıyor ve takımının başında deplasmana gidemiyorsun, sana yöneticilerin şike yapmış, küme düşersiniz diyor ve seninle pazarlık yapmak istiyor. Oradan çıkıp, deplasmana maça gidiyorsun, o hoca tamamen aklını sahaya sizce nasıl verebilir?

O kadar basit değil, Fenerbahçe'ye hırs kattı denecek kadar da hiç basit değil. Hedef maçları olduğunda bu elbette ekstra motivasyon sağlayabilir ama sezon geneline baktığınızda, avrupada adından söz ettirecek bir takım kurma hedefiyle sezona başlama planı yaparken, tepetaklak oluyorsun.

Niang gibi bir forvet elinden gidiyor ki Semih-Bienvenu-Sow, bu 3 oyuncuyu bir arada kullansanız ben Niang'ı yine daha değerli görürüm ve 25 maç neredeyse forvetsiz oynuyorsunuz. Sadece Niang kalmış olsaydı bile çok farklı olurdu.

Kadro kalitesi ve kadro zenginliği zaten tartışılmaz ama tüm sezon böyle değildi işler, daha 2 temmuz gecesindeki kadronun seviyesinde değil bu kadro, bu da bir gerçek.

Quote:

---

Originally Posted by GeanyGS

Bana kimse bi sezonda en kötüsünün 2-3 milyon euro kazandığı bir takımda psikolojiden bahsetmesin. 2006 yılında GS'lı futbolcular para almadan, başlarında hoca olmadan forvet oynayanın orta saha oynadığı, yeri geldiğinde orta sahanın defansa geçtiği maçları kazanarak şampiyon olduğu dönemi hatırlarsanız bir takımın kenetlenmesi herşeyden önemlidir. Walter'ın dediği gibi kalesinde Volkan defansında G.Gönül, Yobo, Ziegler orta sahanında Alex, Stoch (Türkiye'de ki en iyi yabancı oyuncudur bana göre), Dia, Emre olan bir takımın 9 puan farkla ikinci olması bana göre başarısızlıktır. İlk 11'nden 10nu değişmiş bir takımın sene başında ilk 3e bile girmesini başarı olarak görecek GS'lıların şampiyonluğa bu kadar yakın olmaları da Türk futbol tarihinde bir ilktir.

---

Sana göre 10 oyuncusu değişmiş takımın şampiyon olma ihtimali başarıdır. Bana göre haksızlıklarla boğuşan bir takımın şampiyon olma ihtimali başarıdır. Daha fazla tartışmak istemiyorum her mesajda belirttiğim gibi bu süreci anlamanızı beklemiyorum.

Quote:

---

Originally Posted by europeanconquer

Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.Galatasaray'ın bu kadar büyük kulüp olmasının temellerini atan başkandı kendisi.



Engin gol atmadığı halde formasını çıkarıp gördü ve cezalı duruma düştü diye hatırlıyordum ben :D O da maçın dakikası ile ilgiliydi.3-2 biten Beşiktaş maçıydı :D :n: Hatırladıkça gülüyorum :n:

---

benim bahsettiğim fener maçına çıkarken 3-4 oyuncumuz sınırdaydı ondan önceki maçta aynı 3-4 oyuncu sınırdaydı sezon bitene kadar kart görmedi o oyuncular

bu arada sow 2. yarıda geldi diyosunuzda yanlış hatırlamıyosam biz arayı 2. yarıda daha çok açtık ( normal sezonda )

Peki bu oyuncular profesyonel değil mi? Şu yazacağımı Süperligdeki tüm kulüplerde oynayan futbolcular için söylüyorum; yoksa sadece sözleşmeler imzalanırken mi profesyoneller? Ona moralim bozuldu, buna canım sıkıldı diye performansı düşecekse ne anladık profesyonellikten? E onlar da insan değil mi elbette moralleri bozulacak diyeceksiniz bende takılmış plak gibi bu yazdıklarımı tekrarlayacağım. Ama ülkemizde maalesef profesyonellik kavramı yok gerçekten. Duygusalız, gelen yabancıları da duygusal olmadıkları için eleştiriyoruz. Bu duygusallık kimi zaman bizi Dünya 3.lüğüne, Uefa ve Süper kupaya taşıyor kimi zaman da Dünya kupası, Avrupa şampiyonası gibi organizasyonlara katılmaktan mahrum bırakıyor ya o yüzden haklısın aslında…

Şampiyonlar ligi konusunda haklısınız haksızsınız bunlara girmeyeceğim. Ama onu da bir avantaj sayabiliriz lig açısından. Beşiktaş ve Trabzonspor’un yoğun maç trafiğinden çektikleri ortada. Siz hele hele bu kondisyonla…

Fenerbahçe’yi düşüren gazeteler aynısı G.Saray veya bir başka kulübe olsaydı pekte farklı davranmazdı emin olun. Ama konumuz bu değil ve burada sizin pencerinizden bakmaya çalıştığımda gene ilk paragrafta yazdığıma dönmem gerekiyor.

Linç edilme, yok edilme kampanyası dediğiniz zaman bu bir iddiadır, siz Fenerbahçelilerin bir iddiası. Doğrudur yanlıştır ayrı. Aynı diğerlerinin şike iddiası gibi o da bir iddiadır henüz. Ama sizin pencerenizden düşünmek lazım, yani oyuncular buna inanıyorlar ve size göre bu moralleri düşürüyor bana göre ise hırs ve motivasyonu arttırıyor. İnsan en çok kendisine yapılan yanlışlara karşı savaş vermez mi, en güçlü o zaman olmaz mı? Bu yazdığım ilk paragrafta yazdığımla çelişti değil mi? Bence çelişmedi. Profesyonellik kendini her şartta hazır tutma ve iyi motive olma üzerinedir.

Play off maçlarını hesaba katıp fark açılsın biz nasılsa kapatırız diye düşündülerse bir şey diyemem. Fenerbahçe’nin kendi stratejisidir saygı duyarım. Ama play off’un oynanacağı sezon başından belliydi, G.Saray ona göre kendini hazırlamalıydı diyenlere de katılırım. O bizim hatamız gerçekten, şuan play off bahaneleri üretmek benim pek katıldığım bir şey değil. Sadece puanların yarıya düşmesi konusunda eleştirim olabilir. Her şeye karşın G.Saray da play off ları düşünerek planlarını buna göre yapmalıydı, hazır olmalıydı o konuda haklısınız.

TFF başkanının çağırıp pazarlık yapması konusunu gerçekten takip etmedim, yorum yapamıyorum. Senin dediğin şekilde mi başka şekilde mi onu araştırıp okumam lazım yorum yapabilmem için.

Niang kesinlikle dediğin gibi üçünden de daha kaliteliydi. Her ne kadar bu sene yaşı 33 olsa da. Ben bu süreci yaşamasaydınız kadronuzun daha kaliteli daha güçlü olacağını kabul ediyorum zaten. Anlatmaya çalıştığım şeyi son paragrafta yazmışsın gerçi, iki kulübün sezon başı kadrolarını kıyasladığımızda Fenerbahçe ağır basıyordu her şekilde.

Diğer yandan Emenike’nin bu sezon kalsaydı Fenerbahçe’de başarılı olacağının da bir garantisi yoktu mesela. Spartak Moskova da ne kadar iyi oynarsa oynasın, Karabük kariyeri ne kadar başarılı olursa olsun sonuçta İspanya ligi gol kralı olarak gelen Guiza gibi örnekler de var geçmişte.

Kadromuz şöyle olsaydı böyle olsaydı diye bir şey yok futbolda. G.Saray da Rijkaard’ı getirdiği sezon ve sonraki sezonda müthiş bir kadro kurmuştu ona bakarsan. Peki başarı? Ligde ve Avrupada nerelere kadar gidebildi o takım?

O yüzden varsayımlar üzerine konuşmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

Oyuncuların duygusallığı konusu aslında daha derine inip irdelenebilecek bir konu. Ve bu güne kadar yaşanan hiç bir olayla bu yaşanan süreç karşılaştırılmamalı, bu apayrı bir durumdur ve oyuncular üzerine etkisi de apayrıdır.

Ne zorluklarla şampiyonluğa ulaştığını bu takımın geçen sene maçları izleyenler görmüştür. Üst düzey mücadele, sürekli isteyen, sürekli basan bir takım vardı sahada. Buna rağmen zorlanarak kazandığı maçlar oldu.

Ve sonra birden bu dava gündeme geldi, o oyuncular bizzat süreci yaşayan oyuncular, o mücadeleyi gösteren oyuncular, her gün gazetelerde şimdi düşecek, yarın düşecek, Emenike para sayıyormuş, 19 maçta şike varmış şeklinde haberler çıkıyor, bu süreçte sezona hazırlanmak çok kolay diye mi düşünüyorsunuz? Hedef maçlarda bunu hırsa çevirebiliyorlar demiştim zaten ama bunu tüm sezona yayacak bir canlı maalesef yok.

Hayalleriniz var, ŞL'de oynamak düşüncesi, belki orada kendimi gösterip avrupaya giderim düşüncesi ve bu elinizden alınıyor. Haklı haksız olayına ben de girmiyorum, siz bu haberden sonra oyuncu olsanız antremana daha hırslı mı gelirsiniz yoksa canınız sıkkın, karamsar, isteksiz mi gelirsiniz?

Oyuncuların motive olması neden zordu, çünkü sürekli şimdi düşecek/şimdi düşecek haberleri dolaşıyordu basında. O psikolojiyle maça çıktığınızı düşünün, ya küme düşürürlerse, biz niye bu maçları oynuyoruz ki zaten küme düşeceksek psikolojisinde maçlara hazırlandığınızı düşünün. Kendinizden eminsiniz evet, sahada oynadık kazandık diyorsunuz ama Türkiye çalkalanıyor, hala ortaya çıkmasını beklediğimiz pek çok görüntü/resim vardı sözde, acaba mı diye geçiyor aklınızdan.

Yöneticiler şaşkın, ortada sadece Aykut Kocaman var, yöneticiler bile ne olup bittiğini anlamadan yorum yapma konusunda çekimser ama Aykut Kocaman çıkıyor, bu mücadeleyi biz yaptık, ben kendimize inanıyorum yok öyle bir şey diyor, sonra bu konuda sürekli Aykut Kocaman muhattap alınıyor, yönetim Aykut Kocaman'ı rahatlatma konusunda geç kalıyor.

ŞL'ye gidememe olayını da anlattım, bunların hepsi sezon başında gerçekleşti, sezona da iyi başlamıştı Fenerbahçe aslında, o hırsla ama dediğim gibi önün karanlık, yarın küme düşürürlerse bizi düşüncesiyle maça hazırlanmak hiç ama hiç kolay değil.

Oyuncuları ve hocayı ben bu sezon teknik/taktik yönden eleştirmeyeceğimi, buna vicdanımın el vermediğini ilk haftadan beri söylüyorum ama taraftar kadar da bazı maçlarda direnmedikleri için de eleştirdiğim oldu. Ama burada da dediğim gibi, biz play offu 10 hafta önceden düşünmeye başladık fikri var, ona da bir şey diyemezsin hatta Aykut Kocaman'ın Sow Afrika Kupası'nda dendiğinde onu asıl play offlar için alıyoruz açıklaması da var, şu anda oynayamasa da play offa yönelik planların olduğunu söylemek adına bu örneği verdim.

Basında yer aldı, Orduspor deplasmanına Aykut Kocaman olmadan gitti takım, daha sonra kendisi de açıkladı zaten, Aydınlar da yalanlamadı görüşmeyi.

Niang parayı seven bir oyuncu, ŞL'ye devam edilse burada kalacaktı ama ŞL olmayınca parayı tercih etti ve Lugano'dan da Santos'tan da büyük bir eksiklik bence çünkü neredeyse 25 maç forvetsiz oynadı Fenerbahçe, Semih'in hali içler acısı, sezon başında da öyleydi, sürekli oynadığı maçlarda.

1 maç 2 maç olsa tesadüf derim ama oldukça fazla sayıda maçtan önce kritik kararlar açıklandı. Ben o anda moral bozukluğu yaşadıysam, ne kadar para alıyor olursa olsun, o ortamda bizzat yer alan oyuncu daha büyük moral bozukluğu yaşar, belki uykusuz kalır, belki canı sıkılır, belki gereksiz hırsla enerjisini tüketir. Ama dediğim gibi 40 maçın 40'ında da hırs yapmasını beklemek mümkün değil, genelde sürekli karamsar, olumsuz hava eşliğinde sürdürdü sezonu Fenerbahçe.

Teraziye koyduğumuzda, bu süreç Fenerbahçeli oyuncuları pozitif yönde etkilemiştir demek, negatif yönde etkilemiştir demekten daha ağır değil bence kesinlikle.

Son dönem hariç ki artık taraftarın da yeter ki mücadelenizi gösterin, kupa şampiyonluk önemli değil görüşü hakimden ve gelecek 2 kupanın tüm sezon yaşananlara en iyi cevabın verileceğinin farkına varılmışken.

Ama şu da var, taraftar 2 kupayı da alamasa bu dakikadan sonra yine de bu adamları bağrına basacak, bu sezon için başarı kupalar değil, hala 2 kupada da yarışı sürdürmek ve bu yarış devam ederken yaşananları izlemek, taraftara yetiyor, 2 kupayı sabahlara kadar şike diye bağırmak için çok ama çok istiyor taraftar, orası ayrı.

arkadaş ne uzun yazıyosunuz direk okumaktan vazgeçiyorum kısa ve öz yazsanıza :D

https://p.twimg.com/AsH8AkiCMAAux4L.jpg:large

Ali Uras ve Faruk Ilgaz... İkisi de onca yaşına rağmen ezeli rakiplerinin formasını giyerek dostluk mesajı verirken... http://pic.twitter.com/9kZ75uYT

biraz ibret alsa forum olmamı

Pazar günleri NtvSpor'da yayınlanan Yenilsen de Yensen de programı da çok güzel mesajlar içeriyor aslında izleyen var mı bilmiyorum. Şimdi play off'larla ilgili olduğundan sadece 4 büyüklerin taraftarları var. Dışarıda da birbirlerine aynı şekilde saygılı davranırlar mı bilmiyorum ama programı izlerken içi gidiyor insanın. Herkes birbirini sözünü kesmeden dinliyor, hep birlikte gülüyorlar, eğleniyorlar, düşüncelerini anlatıyorlar mükemmel bir ortam oluyor.

Fenerbahçe'nin ilk başkanı ve futbolcusu olan Galip Kulaksızoğlu'nun GS lisesinden mezun olması, rakip futbolcuların imkansızlıklardan aynı evde kalmaları böyle bir dostluk getiriyordu beraberinde. Bence saygılı olmak demek yan yana maç izlemek değil ki böyle birşey istemezdim de. Saygılı olmak yenildiğinde rakip futbolcuları alkışlayabilmek ve stadında derbi maçlarında sorun çıkmamasıdır.

Quote:

---

Originally Posted by Walter Sakana

Pazar günleri NtvSpor'da yayınlanan Yenilsen de Yensen de programı da çok güzel mesajlar içeriyor aslında izleyen var mı bilmiyorum. Şimdi play off'larla ilgili olduğundan sadece 4 büyüklerin taraftarları var. Dışarıda da birbirlerine aynı şekilde saygılı davranırlar mı bilmiyorum ama programı izlerken içi gidiyor insanın. Herkes birbirini sözünü kesmeden dinliyor, hep birlikte gülüyorlar, eğleniyorlar, düşüncelerini anlatıyorlar mükemmel bir ortam oluyor.

---

Art niyetli olmadığında kişi, her konu her şekilde tartışılabilir aslında. Şöyle yorumluyorum ben, ortada eleştirilecek bir durum varsa, bunu o takımın taraftarı kendi içinde eleştirirken pek sorun olmuyor ama art niyetle yaklaştığı belli olan birisi de benzer kelimelerle eleştiri getirdiğinde ona karşı tepki oluşturuluyor.

O ince çizgi önemli, ortamı germe amacında olanların çok basit yazdığı şeyler bile, kişilerin görüşünü ve duruşunu değiştirebiliyor. O art niyet olmasa işte o art niyet, çok güzel tartışmalar, atışmalar yapılır.

Quote:

---

Originally Posted by Alicanfmfan

Bu hareketi ciddi ciddi birileri öğretiyor. Klasik Türk şakası. Muslera da yapmıştı. :D

---

sarbi :D
bide artık galatasaray ve fenerbahçe sohbet alanlarını birleştirelim bu ne yav :D şikeden tut mahkeme,pfdk karaları hepsi burda tartışılıyo :D

Quote:

---

Originally Posted by Sekopej

Art niyetli olmadığında kişi, her konu her şekilde tartışılabilir aslında. Şöyle yorumluyorum ben, ortada eleştirilecek bir durum varsa, bunu o takımın taraftarı kendi içinde eleştirirken pek sorun olmuyor ama art niyetle yaklaştığı belli olan birisi de benzer kelimelerle eleştiri getirdiğinde ona karşı tepki oluşturuluyor.

O ince çizgi önemli, ortamı germe amacında olanların çok basit yazdığı şeyler bile, kişilerin görüşünü ve duruşunu değiştirebiliyor. O art niyet olmasa işte o art niyet, çok güzel tartışmalar, atışmalar yapılır.

---

Çok doğru. Belirli kişiler var herkesin kafasında, mesela benim kafamda birçok kişinin profili oluşmuş durumda. Kim neye ne yazacak aşağı yukarı tahmin edebiliyorum artık.

Önemli olan o art niyetli belirli kişilere sinirlendiğimizde o kişiyle aynı takımı tutan iyi niyetli ve rakip takımlara saygılı diğer kişileri de gözardı etmemek lazım yorum yazarken. O yüzden mümkün olduğunca kulüp veya taraftarların hepsi diye genellemelerden kaçınmak lazım. O iyi niyetli kişilerin de en az bizim kadar kulüplerini sevebileceğini, kulüplerine ve taraftarlıklarına laf edildiğinde en az bizim kadar rahatsız olabileceğini unutmadan yazmak lazım yorumları.

Bunu kim ayarladi bilmiyorum ama ligtv yada tff herneyse bence yarin 2 maçida berabere bitirme veyada galatasaray yenilip fenerbahce kazanip son haftaya tasimak istiyorlar gibime geliyor hep para para para...

Quote:

---

Originally Posted by byariff

Bunu kim ayarladi bilmiyorum ama ligtv yada tff herneyse bence yarin 2 maçida berabere bitirme veyada galatasaray yenilip fenerbahce kazanip son haftaya tasimak istiyorlar gibime geliyor hep para para para...

---

banada öyle geliyor iki maçta berabere biticek sankı

Yıllardır olan birşey zaten bu. Para gelirlerini arttırmak için kasıtlı hakem hataları yapılıyor. Ama önemli olan hakemi de yenebilmektir. İnşallah başaracağız.

Quote:

---

Originally Posted by Sekopej

Oynanacak çoğu maç öncesi yapılan bir açıklama oluyordu, bu biz taraftarların bile moralini bozarken, oyuncuları düşünemiyorum bile.

Sezon öncesi zaten tam bir karmaşa, kaos. Oyuncuların sezona hazırlanması bile mucizeydi. Hatırlayın o dönemi her gün Fenerbahçe'yi düşüren gazeteciler vardı, ŞL'de oynama hayali kurarken oradan men edilen futbolcuların halini düşünün.

Hırs hırs hırs, elbette hırslanacaklar ama motivasyonlarını, morallerini kaybettiklerinde bunu hırsla kapatamazlar.

Burası Galatasaray sohbet alanı evet biliyorum ama Fenerbahçe bugün eğer hala son 3 maça 2 kupa iddiasını sürdürerek girdiyse, bu sürece rağmen, linç edilme, yok edilme kampanyasına rağmen bunu başardıysa, bu sadece takdir edilir.

Siz 34 maça göre şampiyonuz dersiniz ben de o 9 puanlık farkın play off sebebiyle geldiğini söylerim. Bizzat Fenerbahçeli oyuncuların söylemleri var, daha 10 maç kala biz play offları düşünmeye başladık, kaybetsek de orada puanlar yarıya inecek diye o maçları bekliyorduk şeklinde.

Kimse bilemez, play off olmasaydı Fenerbahçe'nin basit puanları kaybetmeyeceğini ya da Galatasaray'ı evinde yenmek için elinden gelenin daha fazlasını yapacağını, o nedenle değerlendirmeyi 34 değil 40 haftaya göre yapmakta fayda var.

Deplasmana maça gidiyorsun, seni TFF başkanı çağırıyor ve takımının başında deplasmana gidemiyorsun, sana yöneticilerin şike yapmış, küme düşersiniz diyor ve seninle pazarlık yapmak istiyor. Oradan çıkıp, deplasmana maça gidiyorsun, o hoca tamamen aklını sahaya sizce nasıl verebilir?

O kadar basit değil, Fenerbahçe'ye hırs kattı denecek kadar da hiç basit değil. Hedef maçları olduğunda bu elbette ekstra motivasyon sağlayabilir ama sezon geneline baktığınızda, avrupada adından söz ettirecek bir takım kurma hedefiyle sezona başlama planı yaparken, tepetaklak oluyorsun.

Niang gibi bir forvet elinden gidiyor ki Semih-Bienvenu-Sow, bu 3 oyuncuyu bir arada kullansanız ben Niang'ı yine daha değerli görürüm ve 25 maç neredeyse forvetsiz oynuyorsunuz. Sadece Niang kalmış olsaydı bile çok farklı olurdu.

Kadro kalitesi ve kadro zenginliği zaten tartışılmaz ama tüm sezon böyle değildi işler, daha 2 temmuz gecesindeki kadronun seviyesinde değil bu kadro, bu da bir gerçek.

---

bir görüş tabi bu ama benim gördüğüm de şudur ki, fenerbahçe yokları oynayan bir takım bu sene. futbol olarak elde var sıfır desek çok büyük bir abartı olmaz. ben daha çok büyüklerle oynadığı önem seviyesi yüksek maçlarda izleme fırsatı buldum ve takım savunması berbat düzeyde, pas yapmayı seven ama çok güçsüz kalan orta saha-ofans hattı nedeniyle topu da ayağında tutamayıp baskı yiyen bir futbol oynayan bir takım. özellikle bizim maçlarda gözlemledim ki, neredeyse hiçbir anadolu takımına bile kuramadığımız orta saha üstünlüğünü pozisyon zenginliğini bulabildiğimiz bir fenerbahçe takımı vardı. beşiktaş trabzon maçlarında bile sürekli adam üstünlüğüyle atak yapma şansı bulan, defansı çok fazla zaman dengesiz yakalayan bir rakip takım oldu sahada. biraz becerikli olsa rakip mesela beşiktaş gibi hem organizasyon hem de son vuruş özürlü olan veya mesela galatasaray gibi müthiş organizasyon gücünün yanısıra berbat bir son vuruş beceriksizliğine sahip olan takımların yerine daha şanslı ve becerikli takımlarla oynasalardı eminim ki şu yersiz ve kifayetsiz başarı betimlemeleri yerine şampiyonluğu kaybettiren yenilgilerden sonra ah vah söylemlerini duyuyor olurduk. cidden çok kötü fenerbahçe, kusura bakmayın da yani ortada çok somut bir üstünlüğe sahip net oyunlar oynayan bir takım asla yoktu ne normal ligde ne de -hatta "hele"- şu süper final denen süreçte.

Merak etmeyin yarın Ali Uras için, taraftar için, Fatih Terim için alacağız o maçı, Digitürk'e de TFF'ye de inat!

Bugün Günlerden Şampiyonluk :)

yarin saatleri 20.45"e ayarliyoruz insallah sen sampiyon olcaksin galatasaray bunun 3"u 5"i otesi yok.

http://i.imgur.com/qI8Ix.jpg