Burda suçlu Fenerbahçe değil şahıslar,şahıslara bu kadar güven insanı yanıltabilir unutmayalım.
Printable View
Burda suçlu Fenerbahçe değil şahıslar,şahıslara bu kadar güven insanı yanıltabilir unutmayalım.
Burada söylenenlere baktığımızda saygı duymakla beraber en son şaşılacak şey savunma konusuyla ilgili fikirlerdir. Ondan öncesinde şaşıra şaşıra artık şaşırma konusunda duyarsızlaşmaya başladık. Duygum köreldi.
Ben kabul ediyorum. Bu iş Aziz Yıldırım'ı ve onunla bağlantılı olmak üzere Fenerbahçe'yi bitirme soruşturmasıdır. Hükümet, savcısıyla polisiyle bu işin içindedir ve basına her türlü bilgiyi belgeyi sızdırarak bu kişilerin güvenirliliğini sarsmaktadır. Federasyon ve Uefa ortaklı bir şekilde Fenerbahçe'nin Avrupa'da ve ligde bitmesi için çalışmaktadır. Diğer takım yöneticileri, teknik direktörleri, futbolcuları ve menajerleri de bu işin içine dahil edilerek iz kaybettirilmek istenmiştir. Devamına eklenebilecek her şeye varım. Ortaya konan anormal gelişmelerle bunların olduğuna dair insanlar inandırılabilir. Mesela daha sorgulanmadan adresinin metris cezaevi olması ya da sıfır töleransla Fenerbahçe'nin gönderilmemesi ancak aynı sıfırın Beşiktaş ve Trabzonspor'da uygulanmaması gibi.
Ben tek şeyin cevabını merak ediyorum.
Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediye maçı öncesi -ki 31. haftaya denk geliyor- Aziz Yıldırım içlerinde Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak'ın da bulunduğu kişilerle toplantı yapıyor. Bu toplantı biter bitmez Ahmet Çelebi, Yusuf Turanlı'yı arıyor ve acele buluşmamız lazım diyor. Yine aynı gün Abdullah Başak, Yusuf Turan'lı ile Suadiye kafede buluşuyor. Bu buluşma sonunda Yusuf Turan'lı İskender Alın'ı arayıp Fenerbahçe maçına çıkacak kadro ile ilgili bilgi alıyor. Aynı günün gecesi Yusuf Turan'lı bu kez İbrahim Akın ile bir araya geliyor. Buluşma biter bitmez buluşmanın taraflarından Yusuf Turan'lı Ahmet Çelebi'yi arayıp bilgi veriyor, İbrahim Akın'da hocayı arayıp bu hafta Fenerbahçe ile maçımız bana gol atma para vereceğiz diyorlar helal midir gibisinden soruyor. Hocadan birşey olmaz yanıtını alan İbrahim Akın tekrar Yusuf Turanlı'yı arayıp teklifi kabul ediyor. Bunun üzerine Yusuf Turanlı'da Ahmet Çelebi'yi arayıp işin tamam olduğunu bildiriyor. Sonra İbrahim Akın 10000 dolar değil de euro olsun diyerek tekrar Yusuf Turanlı'yı arıyor. Yusuf Turan'lı Ahmet Çelebi'yi, Ahmet Çelebi'de Bülent İbrahim İşçen'i arıyor ve ertesi gün konuyu görüşmek üzere buluşma kararı alıyorlar. Bu buluşmanın gerçekleşeceği gün Aziz Yıldırım bu ikiliyi yanına çağırıyor ve mali işlere bakan kişide toplantıda yer alıyor. Sonrası malum İbrahim Akın ile buluşuyorlar ve poşet var. İbrahim Akın ifadesinde poşette paranın olduğu bir bölümünü hayır işleri için hocaya diğerini ise harcamadan fakirlere dağıttığını anlatıyor.
Bunlar iddia denebilir, tesadüf denebilir de adamların elinde tapu gibi bu kişilerin ağzından yapılmış konuşmalar var. Aziz Yıldırım'ın bu kadar vukuati yapması normalde soruşturmanın olması anormal, soruşturmanın siyasi olması mı anormal?
Ortada hiç bir kanıt olmaz ve insanlar içeri alınır, sorgulanır sonrasında bitirme operasyonu dersiniz. Sen bitmek için bu kadar uğraşmışsan ister siyasi ister keyfi ister adı ne olursa olsun ortaya çıkarıldığı zaman şikayetçi olamazsın. Olursan kendi ayıbını başka ayıplarla örtmeye çalışırsın.
Ben Aziz Yıldırım'ın yaptığına inanmak istemiyorum ama elde cidden güçlü kanıtlar var, nasıl çürütecekler merak ediyorum diyeni görmedim. Aziz Yıldırım ismi yerine Adnan Polat, Faruk Süren, Hülya Avşar, Acun Ilıcalı ya da tanımadığımız kilimcinin kör oğlunu koyalım. Olayın gelişimi buysa mantık tek doğru olduğunu gösterir. Deliller güçlü ve işleri zor. Sadece kopyalarımız üretilmiş ve sesimiz taklit edilmiş diyebilirler.
Çok ufak bir ihtimal olan savcının 5 ay boyunca yazdığı Şike Soruşturması kitabı olabilir. Her şey uydurmadır. %0,1 ihtimalde olsa ihtimaldir. Yadsıma savunmasını kullanarak buna inanmak isteyenleri de ayıplayacak değilim.
İbrahim Akın ne topçuymuş be. Sanırsın Messi. Tek maç gol atmaması için 100 bin Euro para veriliyor.
Daha neler görcez bakalım..
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Etik Kurulu Başkanı ve Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Atalay, futbolda şike iddialarına ilişkin Etik Kurulu'nun hazırladığı raporun ''nihai rapor'' olmadığını, yeni delillere ve alacakları savunmalara göre kesin raporu hazırlayacaklarını, kanaatin değişebileceğini, sürecin henüz bitmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Oğuz Atalay, yaptığı yazılı açıklamada, 20 Temmuz itibariyle ellerindeki delillere göre incelemede bulunduklarını ve 340 sayfalık geçici bir rapor hazırladıklarını anlattı.
O günkü delillerin ışığında TFF yönetimine kanaat bildirdiklerini, ''basına sızan raporun nihai olmadığını'' ifade eden Atalay açıklamasında şu bilgileri verdi:
''Kesinlikle ceza ve yaptırım önerisinde bulunmadık. Sadece o günkü delillerin ışığında Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine kanaatimizi bildirdik. İnceleme devam ediyor. Kesin rapor henüz hazırlanmadı. 20 Temmuz'dan sonra yeni delillere ulaşıldı, soruşturmada gizlilik de kalktı.
Biz o raporu hazırlarken, savunma hakkını bile yerine getiremedik, çünkü gizlilik vardı, kimseyle görüşme şansımız yoktu. Şimdi savunmaları da alacağız ve yeni rapor yazacağız. Bu raporda kanaatimiz değişebilir. Yönetim de yeni raporu dikkate alıp, delillere ve vicdani kanaatine göre karar verecek.''
TELEVİZYONLARDA BİLİNÇSİZCE YORUMLAR YAPILIYOR
Atalay, bu konuya ilişkin olarak TV programlarında bilinçsizce yorumlar yapıldığını kaydederek, ''Hukuki bilgisi olmayan kişiler, izleyicilerin karşısına çıkıp gereksiz, zamansız ve yersiz konuşuyor. Rapor sanki kesinmiş gibi bilinçsizce yargıda bulunuluyor. Soruşturmanın devam ettiğinden nedense bahsedilmiyor. Herkes şunu iyi bilmeli, bu rapor nihai değildir. Ceza ve yaptırım önerisi de yoktur. Yorum yapılırken bu hususa dikkat edilsin'' ifadelerini kulandı.
RAPOR TFF'DEN SIZDIRILMADI
Prof. Dr. Oğuz Atalay, ''raporu basına kimin sızdırdığını bildiklerini'' ama şu an bu konuda açıklamaya yapmayacağını ifade etti.
Atalay, ''Rapor kesinlikle federasyondan sızdırılmadı. Bu konuda eminiz. 340 sayfalık rapor, kozmik odamızdaki kasada tutuluyor. Ne dışarı çıkarıldı ne de kopyalandı. Zaten raporun tamamı ele geçirilmedi, 38 sayfalık özet bölümü gazetelerde yer aldı. Nasıl ve kim tarafından sızdırıldığına ilişkin ciddi tespitlerimiz var'' şeklinde bilgi verdi.
Savunmalari ne zaman alacaklarmis :)
Şekip mosturoğlu'nun Aykut Kocaman'a Buca'nın kadrosunu vermesi ;
https://twitter.com/#!/Naim_D/status.../photo/1/large
Tek taraflı koymazsak iyi olur haberleri.:)
Bazı basın-yayın organlarında, Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu Raporu'ndan alıntılar olduğu iddia olunan bir takım ifadeler yer almış; Kulübümüz, bu ifadelerle 'yegâne suçlu' ilan edilmeye çalışılmıştır.
Bu haberlerin, Fenerbahçe'mize karşı maksatlı ve kötü niyetli karalama aracı olarak kullanan odakların, kulübümüzü suçlu ilan etmeye yönelik süregelen çabaları çerçevesinde yeni bir spekülasyonundan başka bir şey olmadığı ve hiçbir hukuki değeri bulunmadığı bilinmelidir; Çünkü:
1) Her şeyden önce, soruşturmanın geldiği nokta itibarıyla, ortada geçerli bir Etik Kurulu Raporu'nun bulunmadığı bilinmelidir.
İddianamenin yetkili mahkeme tarafından kabulü ile birlikte dosya üzerindeki gizliliğin kalktığı, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından iddianamenin tüm ekleri ile birlikte istenildiği, Etik Kurulu'nun bu yeni ve güncel veriler üzerinden değerlendirme yapıp nihai raporunu hazırlayacak olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Etik Kurulu Raporu diye kamuoyuna lanse ettirilmeye çalışılan metnin içeriği ne olursa olsun, şu an itibarıyla hiçbir hukuki değeri olmayan bir vesika olduğu bilinmelidir.
2) Gözden kaçırılmaması gereken bir başka gerçek ise, TFF'nin resmi açıklamalarında bildirdiği ve olayların gelişiminden anlaşılan bir takım hususlardır. Bunları sıralamak gerekirse:
i. Habere konu edilen, sözde Etik Kurulu Raporu'na dayanak oluşturan bilgi ve belgelerin, Kurul'a 22 Temmuz 2011 itibarıyla iletilen verilerle sınırlı olduğu,
ii. Soruşturma dosyasından hangi takımlarla ilgili hangi evrakların verileceği konusunda tek seçicinin savcılık olduğu ve Etik Kurulu'na dosyanın tümünü görüp istediği belgeleri temin etmesi konusunda bir imkan sağlanmadığı,
iii. Belgelerin, Kurul'a iletilme tarihi olan 22 Temmuz 2011'den sonra soruşturma kapsamında pek çok gelişmenin olduğu ancak bunların temini için Etik Kurulu'nun savcılığa başvurup 22 Temmuz 2011'den sonra dosya kapsamında oluşan gelişmelere dair talepte bulunmasına rağmen savcılık tarafından bu ek ifadelerin Kurul'a verilmediği,
hususları tüm gerçekliğiyle görülmekteyken; kulübümüzü, yargısız infazla suçlu ilan etmeye kalkmak insafsızlıktır.
3) Kaldı ki, TFF Etik Kurulu Başkanı, henüz birkaç gün önce katıldığı bir panelde, ilgili raporu 26 klasör üzerinden hazırladıklarını belirtmiş; iddianamenin düzenlenmesine temel teşkil eden delillerin kurula daha önce sevk edilen evrakın 3 katı kadar olduğuna dikkat çekmiştir. Yine aynı toplantıda Etik Kurulu Başkanı kişilerin ifadesinin alınmasının gerekliliği ve bu yapılmadan oluşturulacak kanaatin eksik olabileceğine de, haklı olarak vurgu yapmıştır.
Buradan da anlaşıldığı üzere, TFF Başkanlığı'na sunulan ilgili rapor ciddi manada ek******. Rapor, mutlaka, iddianamenin tümünün ve eklerinin temini ile geçerli bir rapor haline getirildikten ve tüm savunmalar alındıktan sonra yorum ve değerlendirmeler yapılmalıdır.
4) Basına yansıyan Etik Kurulu Raporu'nun, iddianamenin tüm verileri üzerinden değerlendirme içermediği için hiçbir hukuki geçerliliği olmasa da, basında yer alan haberler incelendiğinde bir takım sorular akla getirmektedir:
i. Etik Kurulu'nun yazılı talebine karşılık, savcılık tarafından 22 Temmuz 2011'den sonra soruşturma ile ilgili ortaya çıkan güncel gelişmeler (bilhassa ek ifadeler) neden Kurul ile paylaşılmamıştır?
ii. Soruşturmanın tüm ekleri üzerinden değerlendirme yapan Savcılık, bulguları neticesinde 8 takıma iddianamesinde yer verirken, ilgili Etik Kurulu Raporu nasıl olur da sadece Fenerbahçe'yi suçlu gösterir nitelikte kurgulanmış olabilir?
iii. Etik Kurulu üyeleri, gerçekleştirdikleri faaliyet bir disiplin yargılaması olmasa dahi, nasıl oluyor da savunma almadan kanaat oluşturabilir?
Unutulmamalıdır ki; iddianamede sadece kulübümüzün adı geçmemekte; 8 ayrı kulüp daha iddianamede yer almaktadır.
Yargılamanın ana ilkelerinden olan masumiyet karinesini, biz sağduyulu ve aklıselim bir camia olarak başta cezaevinde bulunan yöneticilerimiz ve kulübümüz ama aynı zamanda soruşturma kapsamındaki her kişi ve kulüp için talep ediyoruz.
Buna karşın, hukuka saygılı tavrımızı bir zaaf olarak değerlendirmeye çalışan ve spekülasyon peşinde koşan sözde habercilerle, bu halden istifade etmeye çalışan entelektüel gelişimini tamamlayamamış mihrakları hukuka ve yasal süreçlere saygıya davet ediyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Savunmalarla ilgili olarak şimdi bile isterler alabileceklerini okudum. Neyi bekliyorlar bilmiyoruz. Gerçi süreç içerisinde ilk mahkemeyi beklemek en mantıklı iş. Zaten balık batmış 14 şubata kadar yan gidebilir.
Siz de çok düzden bakıyorsunuz, bazen alakasız olduğu apaçık ortada olan şeylerde bile Fenerbahçe'ye çamur atmak için fırsatı kaçırmıyorsunuz. Fenerbahçe soyunma odasında yaşananlar nasıl ki basına yansıyorsa, bir başka takımın soyunma odasında olanlar da o şekilde sızıyordur. Bir takımın sahaya hangi 11 ile çıkacağını bilmek Buca gibi elinde oynatacak kaliteli oyuncu sayısı kısıtlı takımlarda çok zor olmasa gerek.
Değerini biliyoruz merak etme ve uzun yıllar takımın başında kalması da en büyük isteğimiz, değerini fazlasıyla biliyoruz.
Peki madem kadro biliniyor bunu Aykut Kocaman bilmiyor mu ? Özellikle Şekip Mosturoğlunun arayıp eline kağıt kalem al not et demesinin sebebi nedir ?
İşte abi bunların sorgulanması lazım yoksa ben Aykut şunu bunu yapmıştır demiyorum.Soruşturma konusuna iddanamede gördükçe bişeyler paylaşıyorum.Sonuçta bunun kararını vericek olan Mahkemelerdir.Ama bunlarında hepsi kayıtlı telefon konuşmaları yani.Herhangi birinin iddaa ettiği şeyler değil.
Artık telefon konuşmalarını koymıcam abi.Çünkü bunları bile inkar ediyosunuz.Başka yerlere bağlıyosunuz olayı.Allah akıl fikir versin cümlemize.İyi Günler.
:) Resim ya da videolar ortaya çıkınca onlara da montaj denecek. Daha bunlar sadece başlangıç...
Aklım da fikrim de var, Allah'tan daha fazlası gelecekse de haşa ne itirazım olacak.
Bir yana çektiğim ya da inkar ettiğim yok. Rakibin kadrosunu bir yönetici öğrendiğinde bunu hocasıyla paylaşması garip mi? Bunu sordum sadece? Nasıl öğrenmiştir sorusuna da ya onun da çıkar bir şeyi ya da mahkemede sorarlar, söyler dedim. İnkar yok ki burada.
Evet sonuçta kararı verecek mahkemelerdir ama bunu derken diğer taraftan Fenerbahçe'yi idam etmek? İşte sıkıntı burada. Mahkeme başlasın, savunmalarını görelim, o zaman zaten bir şeyler varsa bunun neyini inkar edeceksin?
Trabzonspor'un teşvik girişimiyle alakalı belge vardı, içinde AKP'li birisinin adı geçiyordu ama iddianamede nedense o kısımda adı geçmiyor. Görmek isteyene bu detaylar, haliyle böyle olunca da mide bulandırıyor.
Yoksa dün ya da önceki gün yazmıştım, Fenerbahçe bunları yaparken, diğerleri boş mu duruyordu? Fenerbahçe ile alakalı diye telefon dinlemesine takılanlar, Fenerbahçe ile alakası olmayan kişilerle de bu tür şeyleri yapmış olamazlar mı? Neden sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe üzerinden bu soruşturma yürütülmüş? Çıkıp deselerdi ki biz işte son 1 yıldır 18 takımın da başkanını, yöneticilerini dinledik, sadece Fenerbahçe ile alakalı kişilerde çıktı, o zaman ben de ha bak herkesi dinlemişler ama sadece Fenerbahçe'de varmış, Fenerbahçe'ye özelmiş demezdim. Tabi bunlar suçsuz olduklarını düşünmemi değiştirmiyor, fikir yürütüyorum sadece, Fenerbahçe odaklı değil diyenlere karşı, Fenerbahçe odaklı değil diyenler, tamam Fenerbahçe bunların hepsini yapmış olsun, yine de genel çerçeveye bakmış olduğunuzda bunu görmüyor musunuz? Olay biz yaptık siz de yapmışsınızdır değil, yanlış anlaşılmasın ama sanmıyorum yine de derdimi anlatabildiğimi.
Fm'e Sekip Mostoroglunun bu ozeligi eklenebilir :D rakibin kadrosunu aninda ogrenir :D
Yarin etik kurul tekrar goreve basliyormus
Beklendigi gibi Sadri Sener yine pdfk'da (3.kez) Hasan Yener ilk defa sevkedildi.
Barış Özbek mevzusunu düşündüğüm zaman Buca olayı bana o kadar masum gelmiyor. Tekil yorumlama yapmak yerine artık süreci görmeye davet ediyorum. Bu olayları tek tek değerlendirirsen 50 tane mantıklı sebep bulursun. Sürece yayarsan farklılaşır.
A takım oyuncusuna şike teklif eden bir ses kaydı varsa ve o sesi başka bir oyuncuya para verirken görüyorsam bayramlık veriyordu diye pollyannacılık oynamam.
İşin siyasi tarafı siyasi de bu tarafın adını koyalım artık. Ev sahibi siyaseten Aziz Yıldırım'ı bitiriyorda hırsızın hiç mi günahı yok.
onlar içerde zaten serkan. sen diyorsunya "bu resimde ne var sanki" diye.... Yani bir yöneticinin rakip kadroyu ele geçirip menajere kağıt kalem al da yaz demesini normal karşılayan 2 gün sonra paranın elden ele geçtiğini görünce ona da "ne var sanki,ne malum şike için verildiği" yorumunu yapar diye düşündüğümden yazdım onu...
çok komik :) isteyen istediğini dikkate alıyor zaten.
Şöyle de yorumlanabilir. Bu kadro verme olayı ilk değil. Çünkü Aykut Kocaman'ın tavırlarından daha önce de yapılmış olduğu anlaşılıyor. En azından ben öyle anladım. Gayet normal bir olaymış gibi karşılıyor çünkü.
Bir sonraki rakibi analiz etmek önünüzdeki maç için çok abes bir şey değil. Ama o zamanda şu soru akla geliyor. Neden Aykut Hoca'nın Bucaspor'u izleyen bir yardımcısı falan değil de Şekip Mosturoğlu yazdırıyor kadroyu?
Neresinden baksan elde kalan bir durum.
Onu da mahkeme başladığında göreceğiz. İşte insanlar bunu bekleyemiyor ya da insanların bunu beklemesi istenmiyor bu sebeple siyasi olduğuna kanaat getirdiğimiz, bu kişilere yakın isimler sürekli ekranlarda insanları yönlendirmek için çabalıyor. Yok bıraksalar akışına, zaten suç varsa ortada mahkemede çıkacak ama bırakırlar mı hiç? Her gün farklı çok gizli belge, dosya bu adamların eline ulaşıyor, sadece savcının ve belki de toplasan 10 kişinin haberdar olduğu şeyden bunlar haberdar, sonra da Buca maçının kadrosundan haberdar diye adamı şikeci yapıyoruz. Savcı hiç girişimde bulunmuş mu bu sızmalarla ilgili?
Gizlilik kararı vermek için neden çok uzun süre beklemiş? Gizlilik kararı verdikten sonra buna uymayanlara işlem yapmış mı? Bir de önceki mesajımda yazmıştım AKP'linin isminin geçtiği bir resim vardı o belge mi sahte mi iddianamede yer almadığına göre? Değilse neden iddianamede yer almıyor?
Savcı ile görüşme, konuşma şansım olsa bunları sorardım acaba mahkemenin hakimi bunları savcıya soracak mı?
Dava başlasa, suçlananlar daha herhangi bir açıklama yapmadı iddianamede iddia edilenlerle alakalı. Bekleyelim, söz savunmaya da geçsin. Görüntü ya da ses kaydında cinayet olayı bile olsa hakem der söz savunmanın diyeceğin bir şey var mı diye, bu olayda bile savunmayı dinlemeden cezayı vermez ama bu davada nedense daha savunma dinlenmedi ve infazlar sürekli devam ediyor.
İçeridekilerin avukatları dışarıda, bizim de söyleyeceklerimiz var deniyor ama çıkıp da kimse şu olayda geçen şu konuşma ya da şu görüntü sahtedir, montajdır demedi bu güne kadar. Benim tepkim senin bu tarz yazmanaydı, olmamış bir şeyi varmış ve devamı gelecekmiş gibi göstermeneydi.
Takımların kadroları esame listeleri verildikten sonra resmiyet kazanır yani maçtan 1 saat falan önce.
Bunun dışında kadrolara ulaştığı iddia ediliyorsa bunun şikeyle bağlantısı nedir? En fazla etik mi şimdi Şekip Mosturoğlu'nun yaptığı denilebilir. Kadroyu sızdırma konusunda suçlu içerdeki adam yada adamlardır Şekip'ten çok.
Bu güzel bir nokta. Geçen bende düşündüm. Kabaca oranlama yapsak 4 şike iddiası ortaya atıldıysa 3 tanesinde İBB takımının adı var. Kimse bu takımı konuşmuyor. Ahlak yönünden bakarsak hep işin içindeler. Fenerbahçe varken bu o kadar konuşulmaz. Bu Fenerbahçe takımının Türkiye'deki yerinden kaynaklanıyor. Galatasaray, Beşiktaş olsa durum yine aynı olurdu. Buna paralel olarak Sivasspor varken de kimse Giresunspor'u konuşmaz.
Bu durumdan yararlanmak isteyen dış güçler, iç güçler, husumeti olanlar mutlaka vardır. Yer yer hepsi emellerine ulaşıyor. Olmayanı olmuş gösteriyor, olanı abartarak gösteriyor. Tersini yapanlarda var. Olanı hafifleştirmeye, olanı inkar etme işini üstlenen tarafta var.
Bundan bir kaç sene önce kaleci Gökhan Tokgöz(memleketlim olur) Galatasaraylı Necati penaltı atarken,eliyle köşeyi işaret etti.Necati kalecinin işaret ettiği yere topu atarken kendisi diğer köşeye atladı...Şimdi yani bu olaya rakibi manipüle etmek istemiştir,kafasını karıştırmaya çalışmıştır kaleci diyenler, Şekip Mosturoğlu'nun kadroyu öğrenmiş olma ihtimaline şike diyorlar ki biraz önce de yazdım esame listesi maça 1 saat kala verildiği için cidden kadroyu içerden öğrenmiş olsa bile hukuki bir dayanağa bağlanamaz konu, sadece etik dışı denilebilir.
Kalkmazdı ki en büyük örneği
Hasan çetinkaya ve samet güzel bu iki arkadaş vedersonla şike konuşuyorlar sözde vedersonun tedbir kalkıyor bu iki arkadaşınki kalkmıyor bu nasıl iştir bilen varsa bizimle paylaşsın
Bir Demet Akalın muhabbeti var. Yarıldım. :n:
Tabi bu konuşmaların iddianamede ne işi var. O da ayrı konu.
O konusmalar Twitter'da :) Demet Akalin ve Bulent Uygunun esinin yazilari var :)
Bulent Uygundan iyice nefret ettim konusmalarini okuduktan sonra. Liseliler felan vs konusmalar geciyor
Halil Ünal'ın Demet Akalın konusunda ki tespitlerine katılıyorum :D
Bu arada aratırsanız bir de Mustafa Sarp'ın para almama diyaloğu var ona da çok güldüm :D
Vay arkadaş neler dönüyormuş ha. :)
Biz de hala ah ulan o kaçar mı o atılmaz mı falan deyip kendi kendimize eğleniyormuşuz. :)
Sonu hayır olsun.
Şaka bile olsa Tayfur hocanın bu muhabbetlere girmesi gerçekten hiç hoş değil.Hiç kimse Tayfur hocadan böyle sözler sarf etmesini beklemezdi.Bir çok Beşiktaş'lının Tayfur hocaya bakış açısı değişti bu telefon konuşmalarının ortaya çıkmasından sonra.Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin gibi bir laf varken yakından tanımadığımız insanlar için burada sayfalarca tartışma yapılıyor,gerçekten ilginç.
http://img43.imageshack.us/img43/1275/tayfur.png
http://img403.imageshack.us/img403/53/90074926.jpg