Süreklilik hali medya abartısı , Serkan abinin dediği gibi savunmanın tamamını okunursa daha faydalı olur herkes için.
Printable View
Süreklilik hali medya abartısı , Serkan abinin dediği gibi savunmanın tamamını okunursa daha faydalı olur herkes için.
Tamam müsait bir zamanımda bütün savunmayı okuyacağım ama bu nedir ?
- Galatasaray sözleşmesi devam eden oyuncuları ayartıyor, kimsenin sesi çıkmıyor.
Biz bu suçlamalardan aklanmadık mı ? ve konu ile ne alakası var ?
Fenerbahçe'nin yaptığı iddia edilen transfer şikesi, bunu yapmakla suçlanıp, bu da sebeplerin arasında yer aldığı için 8 aydır tutuklu olarak savunma yapabilmeyi bekleyen bir adamın savunmasıdır. Konuyla epey alakalı değil mi? Sadece kendi takımınızın isminin geçtiği yerlere odaklanmak yerine öncesi ve sonrasında nelerden bahsedildiğine de bakın lütfen.
Sonuç olarak aklandık değil mi ? günlerce bu forumda tartışma çıkmadımı ayartma konusunda ve sonunda aklanmadık mı dediğim gibi boş bir zamanım olunca bütün savunmayı okuyacağım ama bir suçlamalardan aklanmışız olay kapanmış gitmiş ve tekrar konuyu açıyor.En azından bizim aklandığımız meseleden hala suçluymuşuz gibi bahsetmesin.Yanılmıyorsam bunun bizim forumda bile cezası var başka bir konudan da ceza gelsin istemeyiz Aziz Yıldırım'a.
- Herhangi bir kişi, toplum veya kuruluşa hakaret (küfür) edici, alaya alıcı (küçük görmek) veya aslı olmayan (belgelerle kanıtlanamayacak) ithamlarda bulunan mesajlar veya özel mesajlar yazamazsınız.
Yalnız dikkat ettiğim nokta, 8 ay boyunca, üyelerce dillendirilmeyen ama anti-fenerbahçelilerin sürekli ihlal ettiği forum kuralı laps diye önümüze koyuluyor.
Garip mi? Hem de çok...
Öncesi ve sonrasına baktığımızda da Galatasaray isminin en azından bu yorum içerisinde geçmemesi gerekir. Yanlışlarım olabilir ve varsa bu noktada düzeltirsin.
Bahsettiğin gibi basın cümlelerin sağını solunu kesip sadece Galatasaray ile ilgili olduğu yerleri gösteriyor. Bu da toplum içerisinde "en iyi savunma Galatasaray'a saldırıdır" algısının oluşmasına neden oldu. Mesela Strum Graz maçıyla ilgili olarak öncesinde şikeyi oyuncular yapar diye belirtip Galatasaray'ın Avrupa maçını örnek gösteriyor. Başka bir maç yokmuydu denebilir. Bence bulabilirlerdi. Sanırım anlaşılması babında yakından uzağa ilkesini benimsedikleri için yurttan örnek vermek istediler. Burada söylediği cümleyi Galatasaray ile örneklediğinden bahsedebiliriz.
Galatasaray'ın Ali Turan meselesi başkadır, Amrabat meselesi farklı versiyonudur, Necati olayı başkadır, Fenerbahçe'nin Emenike mevzusu ise iddia edildiği gibiyse bambaşka bir olaydır. Fenerbahçe yönetiminin Emenike'yi alma karşılığında kendi maçında oynamamasını sağladığından bahsediliyor. Sezon sonunda da Emenike'yi ciddi bir paraya alıyor. Dediğim gibi iddia şekli bu veya biraz değişiği şeklindedir. Galatasaray'ın transferlerinde böyle bir olay olmadığı için örnekleyemezsin. Galatasaray oyuncuları istemiştir ama bizim maçta oynamayın dememiştir. Takımlarında habersiz oyuncularla görüşmüştür ama seni alacağız bizim maçta oynamayın dememiştir. Oyuncuyu ayartmıştır ama Galatasaray maçı öncesinde hiçbiri için sakatlandı ve oynayamıyor haberi çıkmamıştır. Necati olayı ise transfer döneminde gerçekleşmiştir ve Necati'ye bizim maçta oynama seni alacağız denmemiştir. Transferi bitirildiği için bu maçta oynamamıştır.
Galatasaray kulubü yetkilileri her koşulda ne kadar temiz olduklarını vurguladılar bu süreçte. İsterse Aziz Yıldırım 6 saatlik savunmasında Galatasaray'dan bahseder, kime ne? Buna hakim izin verir ya da vermez. Aziz Yıldırım iddianamaye cevap vermiyorsa, sözde delilleri çürütmüyorsa buna rağmen sürekli saldırı halindeyse bırakın olsun kendini baglar, bir kulup kendinden bu kadar eminse bundan rahatsızlık duymamalı. Bundan zarar görecek olan Galatasaray olmaz Aziz yıldırım olur, tabi aralayacak kapı yoksa.
@Disco, kendi içinde dediklerini full dogru sayarsak Galatasaray kulubu yine suç işlemiştir. Sözleşmesi 6 aydan fazla olan bir oyuncuyla kesinlikle görüşemezsin bu açık ve net UEFA kuralı değil midir? Sen görüşüldü ama usulsüzlük yapılmadı diyorsun nasıl yani?
Kayseri maçı öncesi Amrabat, Manisa maçı öncesi Yiğit, Anlatya maçı öncesi Necati .. Bunlar çok ilginç tesadüfler değil mi Sonuçta kamuoyu ciddi şekilde rahatsız olmadı mı? Necati'nin Antalya-GS maçında oynamadığı açık değil mi? Amrabat'ın 4 ay kadro dışı kaldıgı bir geçrek değil mi?
Emenike ile ilgili zaten cogu sey yalan cıktı bunu görüyoruz. Eger usulsuz bir durum olsa Trabzon maçında aslanlar gibi oynardı. Her şey bir yana önümüzdeki transfer dönemi Emenike 20 milyon euro civarı bir paraya transfer olursa nasıl hissedeceksiniz çok merak ediyorum. 9 milyon euroyu fazla bulanlar ve bunda bir şüphe arayanlar için sölüyorum :)
Galatasaray için söylenen transfer suçlamaları öncelikle doğru mudur? Değil midir?
Suçlamalar doğru ya da yanlış olsun. Kendi değerlendirmemiz noktasında etik midir? Değil midir?
Uefa kurallarına göre usulsüzlük var mıdır? Yok mudur?
Emenike pahalıya mı alınmıştır? Ucuz mu alınmıştır? Değerinde bir transfer midir?
1 sene sonra 20 milyona satılırsa ben mi utanırım? 4 milyona satılırsa sen mi utanırsın?
Fenerbahçe'ye yapılan suçlamalar doğru mudur? Yanlış mıdır?
Emenike ile alakalı suçlamaların çoğu yalan çıkmış mıdır? Çıkmamış mıdır?
Bunları konuşmak istiyorsan ekstra olarak değerlendirebiliriz. Benim yorum yaptığım konu ise bunların doğruluğu, yanlışlığı değildir.
İki olayı birbirine örnek gösterebilmem için benzer özellikler taşıması gerekir. İkisininde transfer konusu olması nedeniyle benzer özellik taşındığını düşünebiliriz ama yanılırız. Detayına baktığımda birisinde yapacağın transferi önündeki maça yansıtma var, diğerinde takımından habersiz oyuncu ile görüşme var. Umarım iki konu arasında farkı anlatabilmişimdir. İkisi de iddiadır. Aziz Yıldırım yapmadık diyor, Galatasaray başkanıda bizzat biz bu oyuncular için görüşmedik demesine rağmen aynı süreçte Amrabat'la, Oğulcan'la görüşüldü, teklif yapıldı haberleri vardı. Yani toplamda Aziz Yıldırım'ın savunmasında bazı cümleler sarfedip Galatasaray maçlarını örnekleyerek bu cümleleri desteklemesi kabul edilebilir. Ancak her örneklemesi de yerindedir diyemeyiz. Bu da bana göre onlardan birisidir.
"Bizim maçta oynamasın" iddiası gerek kulup başkanı tarafından gerek kulup doktorları ve raporları açısından yalanlandı. Doktor raporu var bunun ötesi niyet okuma olur ki dogru sonuclar vermez. Adam sakat sakat oynayacak değil ya. Dediğim gibi aksi bir durum olsa Emenike Trabzonspor maçında oynamak için can atardı. Adam başka maça çıkamadı. Zaten ligin ikinci yarısından itibaren neredeyse full sakat bir adamdan söz ediyoruz. Emenike'nin para sayma görüntüleri FOS çıktığına göre bu konuyu daha fazla gündemde tutmak istemiyorum açıkçası. En fazla 2014 yılında onu Avrupa'nın en üst düzey kuluplerinde göreceğiz. Keder yine biz Fenerbahçe taraftarına düşecek.
Diğer mevzu da aslında pek farklı düşünmüyoruz evet medya yine rayting tiraj peşinde. Aziz Yıldırım'ın kısıtlı zamanını daha iyi kullanması bence de gerekirdi. Ama kendi bileceği iş. Aziz Yıldırım kendinden çok çok daha fazla Fenerbahçe'yi düşünüyor. Eger bu materyalleri kullanıyorsa bir bildigi vardır. Ayrıca Sadri Şener'e topyekun Galatasaray kulubünden çok daha fazla yüklendi, somut şeyler sundu. Tabi medyamız yine üç maymunu oynar.
**O halde savunmada gözden kaçmaması gereken belli noktaları kendimde yeniden vurgulayım:
*Fenerbahçe Spor Kulubu başkanı 10 aydır didik didik dinleniyorken Neden Trabzonspor son 1 ay dinlenmiştir, hatta 3 haftayı bile geçmeyecek takip altına alındı?
*Sadri Şener, ‘Ofspor ile Vanspor maçının dördüncü hakemi Vanlı olduğu için değiştirin’ demiş.
* Sadri Şener’in maçlara 12 hafta kala Fenerbahçe maçlarına hakem ataması yapılmasının istediği belgeyi hakime sundu.
*Trabzonspor’a Türkiye Kupası’nı kaybettik. Şenol Güneş “Başkanım merak etmeyin şampiyon sizsiniz” dedi. Bunları telefonda söylese şu an buradaydı.
Tabi bunlar sadece iddiadır, savunma hakkı Trabzonspor Kulubu yetkililerinde saklıdır :)
Aziz Yıldırımın savunması 460 sayfa civarı, bugun okudugu bölümler sadece 104 sayfa. Tatmin olmadık-Olmamış bu demek için çok erken. Kalan 2 günde kalan tüm tutukluların dinlenmesi gerekiyor. Öyle bir hukuk sistemimiz var ki 8 aydır savunma hazırlayan sanıklar kendilerini neredeyse 1 saate indirgeyip savunma yapmak zorunda. Bu nasıl iştir anlamak güç.
İki tarafın da diğerini anormal addettiği iki hadiseden, hangisi daha normal diye tartışıyoruz. Futbol, tanımı nereden bakıldığına göre değişen acayip bir oyun demek ki.
Ben güzel bir örnek vereyim:
Srdjan Lakic, geçen sezonun ortasında Kaiserslautern forması giyerken, sezon sonu için Wolsfburg'a imza attı. Sezonun bitimine 1 hafta kala, küme düşme potasının bir basamak üstündeki Wolfsburg, ligi kafasında çoktan bitirmiş Kaiserslautern'i ağırladı. Wolfsburg maçın başında öne geçti. Ardından Lakic sahneye çıktı ve 10-15 gün sonra kadrosuna resmen katılacağı takıma karşı, müstakbel taraftarının önünde beraberlik golünü attı. İlerleyen dakikalarda Kaiserslautern bir gol daha buldu ve maçı 2-1 kazandı. Wolsfburg son hafta Hoffenhaim deplasmanına küme düşme potasında gitti; kazanamasa ve öbür tarafta Gladbach kendi sahasında Hamburg'u yense küme düşecekti.
Adam bir sonraki sezon 2. ligde oynama pahasına müstakbel takımına gol atıyor kısacası.
Aziz Yıldırım her zaman doğruları yapıyor değil. Savunmasında da bizlere yanlış gelecek şeyler olması çok doğal. Savunmasında şu ana kadar bazı konulardaki tutarsızlıkları ön plana çıkarmaya çalıştı. Hem de fazlasıyla. Bir maçı örnek gösterip; bizim maçımızda şike yapıldığı söyleniyor, oysa şike yapılan bir maç bu şekilde olur dedi. Doğru mu? Bence değil. Elinde bir kanıt yoksa böyle bir iddiada bulunmaması gerekir. Biz transfer nedeniyle suçlanıyoruz, ama Galatasaray da usulsüz transfer girişiminde bulunmasına rağmen herhangi bir suçlama yok dedi. Aziz Yıldırım'ın vurgulamaya çalıştığı şey -ki 3 Temmuz'dan beri, ben ve gördüğüm kadarıyla buradaki bazı arkadaşların da inancı bu doğrultuda- Fenerbahçe'ye özel bir operasyonun yapıldığı. Bunu savunmasında da dile getirdi. Aziz Yıldırım'ın savunmasında zikredilen diğer takım isimlerini bu durumu göz önünde tutarak değerlendirmek bence doğru olan. Keşke diğer kulüp isimlerini zikretmeden savunma yapabilse. Ama at gözlüğü misali, sadece sana bakarak, sana odaklanarak, seni cezalandırarak Türk futbolunun temizleneceği doğrultusunda oluşturulan düzeni gözler önüne serebilmesi için bu yolu seçtğini düşünüyorum. Galatasaray'ın transfer durumu ile Fenerbahçe'nin durumunu bire bir örtüştürmeye çalışmak yerine, hedef Fenerbahçe değil de Türk futbolunu kirlenmişlikten temizlemek ise; Fenerbahçe ve yöneticileri, transfer ettikleri oyuncunun elinde doktor raporu da olmasına rağmen kendi maçlarında oynamaması nedeniyle suçlanıp, yargılanıyorken; Galatasaray'ın oynayacağı maçtan önce rakip takımın futbolcusuna transfer teklifi yaptığı iddiasının neden es geçildiği ve bu durumun hedefin Fenerbahçe mi, yoksa Türk futbolundaki yozlaşmışlık mı olduğunun sorgulanması açısından önemli bir ayrıntıya dikkat etmek gerekir.
400 sayfadan fazla olan savunmanın 100 sayfa kadarını ancak okuyabilmiştir Aziz Yıldırım. Mahkeme tutukluluk taleplerinin cuma günü görüşeceği için cumaya kadar herkesin savunmasını almak istiyor ama Aziz Yıldırım isterse özet geçmez ve cumaya kadar kendi savunmasına devam eder.
Siz geneli görmeden aradan seçmeler yaparsanız, samimiyetiniz kalmaz.
Savunmanın temeli, Türk futbolu mu temizlenecek, Fenerbahçe mi bitirilecek?
Önceki mesajımda yazdım,
- Aziz Yıldırım için dinleme kararı, hakem atamalarına karıştığı için çıkarılıyor. Bunu da Olgun Peker'i dinlerken Mahmut Özgener'i dinlemeye katarak, Mahmut Özgener'i dinlerken de Aziz Yıldırım ile yaptığı 4 konuşmaya dayandırıyor. Bu 4 konuşmanın sadece birinde Aziz Yıldırım maça FIFA hakemi atansın diyor ve bunu gerekçe göstererek, hakemleri ayartarak maç ayarlıyor suçlamasıyla Aziz Yıldırım teknik takibe alınıyor.
- Aynı şekilde hakem ayarlamasına daha net karıştığı görülen Trabzonspor cephesi içinse herhangi bir girişimde bulunmuyor savcı.
- Savcı bakıyor ki hakemlerle alakalı bir şey elde edemiyor (İddianame ortada, hakemlerle alakalı hiç bir suçlama yok), bir şekilde kendi kafasında kurguladıklarıyla şike/teşvik suçlamasına geçiyor. Sporda şiddeti önleme yasasına göre, şike/teşvik ile ilgili suçlamalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakar ama savcı dosyayı oraya iletmiyor, Aziz Yıldırım'ın, hiyerarşik bir yapıda başkanlık yaptığını unutup, yönetim kurulu üyelerine emirler vermesine, örgüt diyerek, Olgun Peker ile hiç bir fiziki bağlantı olmamasına rağmen Olgun Peker'e olayı bağlayıp, her türlü sınırsız yetki ile dinlemeleri yapıp, soruşturmaları sürdürüyor.
- Her türlü teknik takip imkanına sahip olmasına rağmen savcı, açıklık getiremediği durumlarda yüz yüze konuşulmuş yorumu yapıyor ama nedense ortam dinlemesini çok rahat yapabilecekken bu ortam dinlemeleri yapılmıyor, elde somut bir şey asla olmuyor.
- Her şeyi geçtim, İlhan Ekşioğlu'nun kulüpten aldığı ve kulübe giriş yapan paralar, şike/teşvik için kullanıldı diyordu savcı ve sonra bahsittiği tarihlerde kulüpte para giriş çıkışı olmadığı bile görülüyor. Paraların ne zaman çekildiği, ne kadar çekildiği, ne için kullanıldığı makbuzlarla ve faturalarla mahkemeye sunuluyor.
- 19 maçta şike/teşvik var açıklamasını yapıyor emniyet, hani nerede 19 maç?
- Savcı 5 maçın sonucu biliyordum diyor, bununla alakalı bir girişimde bulunmuyor, sonucunu bildiği Bucaspor maçını iddianameye koymuyor, eğer ki son maçta Fenerbahçe puan kaybetmiş olsa ve şampiyon olaması, soruşturma açmayacaktım diyor.
- Korcan'ın kardeşine verilen araba? Korcan'ın kardeşi yok.
- Daha ifadesi bile alınmamışken emniyette, hastaneye kaldırıldığında adres kısmına Metris Cezaevi yazılması, ezberletilenlerin karıştırılması sanırım yoksa daha savcı karşısına bile çıkmamış, mahkemenin tutuklama kararı verebileceği bir ortamda karakol polisi nasıl Metris yazabiliyor?
- Dosya hakkındaki gizlilik kararı, gizlilik kararlarını ihlal edenlerle alakalı yapılan işlemler? Başka davalarda gizlilik kararına harfiyen uyulurken, ihlal edenlerle alakalı işlem yapılırken, bu davada hiç bir kimse hakkında savcılık soruşturma başlatmış mıdır?
- İtibarsızlaştırılmaya çalışılan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe için açıkça bel altı vurmalar ortadayken bunu görememek ve şimdi de savunmanın 10'da birini oluşturmayacak şeylerle sanki savunmanın aslı oymuş gibi göstermenin arasında bence fark yok.
- O dönemde bunu yapanlar, yine işlerine gelmeyenleri görmeyecektir.
- Türk basınını takip etmiyorum ama acaba hiç manşetten şike paralarının makbuzu/faturası çıktı diye haber yapan oldu mu acaba? Hiç sanmıyorum.
Aslında böyle yazmaktansa savunma okunsun yeterli. Savcının her dediğine inanan, sorgulama yapmadan kabul edenler, şimdi de işlerine geleni görmeye devam edecektir.
Aziz Yıldırım'ın savunmasına savcının elbette itirazları olacaktır, suçlamalarına devam edecektir, belki yeni delillerle iddialarını kuvvetlendirmek isteyecektir. Yani tek bu savunma ile mahkeme karar alamaz ama davaya verilecek arayı da düşünürsek, tutuksuz yargılananların durumuna bakarsak, savunmaya bakarsak Aziz Yıldırım'ın da tutuksuz yargılanmaması için bir sebep yok.
Savunmanın genelini ben bu nedenle beğendim, iddialara tek tek yanıt veriliyor ve yaşanan çifte standart ortaya koyulmak isteniyor.
Bazı yerleri gereksiz kaçmamış mı? Evet, olabilir ama aylardır gereksiz kaçanlar ne olacak? Her ağzı olanın konuştuğu ortamda sıra Aziz Yıldırım'a geldiğinde o da konuşacak.
Kimse gocunmasın, kimse isyan etmesin. Orası mahkeme, eğer hakim dediklerini ciddiye alırsa, bahsedilenleri mahkemeye çağırır dinler ve bunlar yalan çıkarsa, olan yine Aziz Yıldırım'ın mahkeme heyeti üzerinde olan inandırıcılığına olur.
Orada burada konuşmuyor ki Aziz Yıldırım, mahkemede. Orada konuşmayacaksa, orada dedikleriyle inandıramayacaksa hiç konuşmasın.
Kusura bakmayın ama sormak istedim. Ciddi ciddi okuyor musunuz o iddianameleri, savunmaları? İş, güç, yok mu daha önemli bi'şeyler hayatınızda? :)
Reyting peşinde koşan, amacı ilk günden beri Fenerbahçe'yi yerle bir etmek olan basının manşetlerinden yalan yanlış şeylere inanacağıma, açar okurum en doğru bilgiyi alırım. İddianameyi okumadım çünkü saçmalıkları ortadaydı.
Şimdi savunmaya savcının yapacağı itirazları da okurum, çünkü artık mahkemede daha somut şeyler göreceğiz.
Eh, ne diyeyim Allah zihin açıklığı versin o zaman.
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Aziz Yıldırım'a cevap verdi!
Aysal, kulübün resmi sitesinde yer alan açıklamasında "Leke bulaştırma yönteminin size hiçbir faydası olmayacağı gibi son derece tehlikeli neticeler doğuracağını özellikle hatırlatmak isterim" denildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Sayın Aziz Yıldırım,
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı
Bugüne kadar gerek soruşturma aşamasında, gerekse adli makamlara intikalinden sonra bu davanın hukuki sonuçlarını etkileyebilecek en küçük bir imâda dahi bulunmaktan kaçındım, kaçındık. Olayın Galatasaray’ı ilgilendiren yegane boyutu ve tüm çabalarımız, bu konuda karar alması gereken özerk kurumların gecikmeleri durumunda Galatasaray ve Türk takımlarının bir zarar görmesi tehlikesine karşı ilgili mercileri uyarmaktan ibaret oldu.
Hatırlamanız gerekir, 3 Temmuz’dan 24 saat sonra yaptığımız açıklamada tüm Galatasaray camiasından rekabet duyguları içinde hareket etmemelerini ve soğukkanlılıklarını muhafaza etmelerini özellikle rica etmiştim. Bunu spor anlayışımın gereği olduğu kadar toplumsal aşırılıkları önceden engellemek ve meseleyi tırmandırıp nefret duygularının tırmanmamasını sağlamak için yaptım.
Sayın Yıldırım, sizin Başkan olarak temsil ettiğiniz kurum bir spor kulübü, herhangi bir şirket değil. Dolayısıyla sadece yargı kurumlarına ve ceza yasalarına tâbi değilsiniz. Ülke içinde TFF ve uluslararası alanda UEFA ve FIFA kurallarına tâbisiniz. Eğer bir spor kulübü değil de, bir özel şirket söz konusu olsaydı sportif kararlar için davanın sonunu beklemek en doğal hakkınız olurdu. Ama ne yazık ki taşıdığınız sıfat, temsil ettiğiniz kurumun başka sorumlulukları ve futbol dünyasının başka kuralları var.
Belirtmeliyim ki, savunmanızın size yapılan itham ve suçlamalar üzerine kurulmuş olmasını beklerdim ve emin olunuz bu iddiaların haksız olduğunu teker teker kanıtlamanız bir spor adamı olarak beni sadece sevindirirdi. Ne yazık ki, daha ilk günden itibaren yanlış bir yol izlemektesiniz. Galatasaray başta olmak üzere başka kulüpleri de suçluymuş gibi gösterme çabalarınız, hukuk bilgime dayanarak söylüyorum, sizi de, kurumunuzu da temize çıkarmaz. Üstelik spor dünyamız açısından tam da engellemek istediğim o nefret duygularını pekiştirir. Başarıya ne denli tutkulu bir insan olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Ama kurumlarımızın başarısının ötesinde topluma karşı önemli sorumluluklarımız var ve bu yönde çağdaş değerleri benimsemiş olmamız gerekir. Bu açıdan kendinizi kurtarmak için bile olsa 107 senelik şerefli tarihimize dil uzatarak ve mesnetsiz iftiralarla “leke bulaştırma” yönteminin size hiçbir faydası olmayacağı gibi son derece tehlikeli neticeler doğuracağını özellikle hatırlatmak isterim.
Sayın Yıldırım, sizi destekleyen saf ve temiz taraftarlarınız, etkinizdeki bazı medya mensupları ne denli alet olurlarsa olsunlar, bizlerin görevi onları kullanıp başkalarına çamur atarak futbolumuzu daha da kirletmek değil, temize çıkması için gayret sarfetmektir.
Suçsuzluğunuzu kanıtlayıp bir an önce özgürlüğünüze kavuşmanızı dilerim.
Ünal Aysal
Başkan
Galatasaray Spor Kulübü
Ünal Aysal Temmuz ayından beri yaptığı açıklamalarla gereken cevabı veriyor.
"Galatasaray başta olmak üzere başka kulüpleri de suçluymuş gibi gösterme çabalarınız, hukuk bilgime dayanarak söylüyorum, sizi de, kurumunuzu da temize çıkarmaz."
Kayserispor-Trabzonspor macinin oykusunu izledinizmi ?
Sota, Burak ve Olcana " fazla kosmayin persembe mac var " diyor, buda sikeye girermi acaba?
Böyle bir misyonum yok diyorsan ayrı konu tabi ama kendi lehine olmaması gereken her şeye itiraz ederken yine kendi lehine kullanılan olmazlara neden itiraz etme erdemini göstermiyorsun. İlla birisi bir erdem gösterecekse sen gösterirsen belki diğer insanlarda seni rol model alır.
Burası bir forum ortamı ve burada karar alınma durumu yoktur. Fikir belirtme durumu vardır. Sürekli olarak sen bunu yazdın ama bu konu için yazmamıştın gibi bir yaklaşım olamaz. Adamın canı ister fikir belirtir ister belirtmez. Vergi mi kesiyorsun.
8 aydır burada erdemin tillahını gösteren biziz. Rol model almak isteyen alabilirdi. Etik değerler, olaylar Fenerbahçe'nin aleyhine olunca bir anda unutuldu burada, yalan mı?
Fenerbahçe asıldı, kesildi burada üyelerce. Hangi Fenerbahçe karşıtı olan babayiğit, durun dedi? Fenerbahçe o zaman da bu ülkenin değeri değil miydi, tıpkı Galatasaray gibi?
Benim takıldığım konu şu yazdıklarımla bağlantılı. Anlamak isteseniz anlarsınız.
Tamamen ayrı noktalarda saz çalıyoruz.
Sen ısrarla goosfraba forumun etikçisidir. Tüm takımlar için etik olanları savunur, olmayanlar için tepki koyar. Eğer birine tepki koyar diğerine koymazsa anında "sen zamanında bunu demiştin bugün bunun için niye demiyorsun" diye hesap sorulur diyorsun. DisCo bu forumda basının hatalarını bulan kişidir. Yarın kendi takımın için hataları bulurda başka takım için bulmazsa anında "sen zamanında kendi takımın için basına giydirmiştin bugün niye susuyorsun" diye hesap sorulur diyorsun.
Bu forumda kimse onurun, gurun, şerefin, doğrunun, etiğin vs. vs. bekçiliğini, savunuculuğunu yapmak zorunda değildir. Biz kim onurlu, kim etikçi, kim erdemli diye insanları sınıflayalım diye burada tartışmıyoruz.
Şike yasasını kamuoyunu rahatsız etmesi nedeniyle veto eden Cumhurbaşkanı vardı. Ben veto etmesini doğru bulduğum için buradan belirttim. Aradan aylar geçti ve bu dönemde Mit yasasından da kamuoyu rahatsız oldu ama Cumhurbaşkanı aldırmadan anında onayladı. Bunu da veto etmesi gerekiyordu. Ancak illa zamanında veto etmesini desteklemiştim diye burada bu yasayı niye veto etmedi diye eleştirmek zorunda değilim. Ha canım ister eleştiririm. Sen ya da bir başkası bunun için ne bana ne başkasına hesap soramaz, düşüncelerimi bu doğrultuda değerlendiremez. Aynen sana ya da bir başkasına yapılamayacağı gibi.
Abi dediğim gibi kuralı ben size karşı demedim.Aziz Yıldırım'ın yapmış olduğu şeyi herkesin en kolay anlayabileceği yönden gösterdim.Yoksa burada konuşan insanların yapmış olduğu hareketlerle Aziz Yıldırım'ın yapmış olduğu hareketler bir mi ? Aziz Yıldırım bu forumdaki her insandan daha çok saygın bir kişi olarak duyulmuş bir isim elbet onun laflarına daha çok dikkat edeceğiz.Lafım kimseyi küçük düşürmek veya göstermek değil ama doğruları söylediğimi düşünüyorum.
İbrahim akın ile Serhat Ulueren'in konuşması;
"...Serhat Ulueren: İbrahim sen sonuçta Fenerbahçe - İBB maçıyla ilgili kimseden bir para aldın mı?
İbrahim Akın: Kimseden ne telefon geldi, ne para geldi abi. Hiçbir konuşmam yok. Kimseyle de ne muhatabım ne şeyim var. Maçı da istedikleri kadar incelesinler abi. İstedikleri kadar inceleyebilirler. Bütün pozisyonlar benle başlıyor benle bitiyor. Bütün pasları ben vermişim, şutu ben çekmişim..."
[youtube="gImNiCpigto"]İbrahim Akın ve Serhat Ulueren arasındaki konuşma[/youtube]
http://papazincayiri.blogspot.com/2012/02/ibrahim-akn-bask-altnda-olmayan-seyi.html
Bu İbrahim Akın'ın, Erzurumlu hoca kaydı ile ilgili bir yalanlama, yahut bir çürütme geldi mi bir yerlerden? Bilen var mı?
Benim anlamadığım bir nokta var.
Açıkçası bugüne kadar sorgulanmadım. Filmlerde gördüğüm kadarıyla sorgu anında sen bize yardımcı ol bizde sana olalım, aileni görmek istemezmisin, suçunu itiraf et cezanın azalması için yardım edelim gibi şeyleri duymuşumdur. Sorgu anında bunlar olmasaydı filmlere konu olamazdı.
Ancak suç sayılan ve karşılığında ceza gerektiren hiçbir olayda suçunu kabul et, seni salacağız dediklerini görmedim. Hukukun mantığına terstir. Denmişse ve İbrahim Akın'da buna kanmışsa gerçekten çok iyi niyetliymiş. Bunun tek bir manası olabilir. Sen Fenerbahçe'yi yak biz bir şekilde seni kurtarırız gibisinden komplo olayı olabilir.Quote:
Tabi ki yalan söyledim abi. Beni salmayacaktı yoksa. İnsan tutuklanmak ister mi abi?
Hoca konusu doğrudur. Sadece şakalaştıklarını ancak bunun yazılı olarak gösterilmesi nedeniyle farklı algılandığını belirtiyor. Tabi bu noktada haklı. Şakalaşırken ses tonu, gülüşmeler vardır. Bunları koymadan direk söylediği cümleleri yazarsan ciddi gibi görünür. İddianameye de gülücük koyamazsın. Bence en doğrusu ses kayıtlarının halka açılmasıydı.
Quote:
Serhat Ulueren: Erzurumlu Hoca olayları bütün gazetelerde yayınlandı. Bunlar da mı yalandı?
İbrahim Akın: Ben hocayı aradım. Bunun günah değil mi abi? Kim bilmez bunun günah olduğunu? Biz gırgır muhabbeti yaparken başımıza bunlar geldi yani. Şikenin fetvası mı olur abi. Bunu anlayamaz mı? Gırgır şamata ama anlaşılmıyor işte yazıldığı zaman öyle anlaşılmıyor her şey.
Bir adamı 8 ay hapiste tutacaksın ve o adamın 8 aydır beklediği kendini savunma gününe gelince savunmanı kısalt diyeceksin. Aziz Yıldırım Salı günü 3 maçı anlatmıştı, bugün de Sivas maçını anlattı ve geriye 9 maç kaldı. Ancak; hakim 15 dakika süren var demiş. Aziz başkan daha söyleyeceklerim var deyince hakim kısalt yoksa 3 ay sonraya gün veririm diyor.(Bunun meali tahliye taleplerinizi reddederim, 3 ay daha yatarsın) Aziz başkan da "madem savunmama izin vermiyorsunuz, diğer maçlarda şike olmadığını kabul ediyorsunuz o zaman" demiş. İsviçre bakanına atfedilen "sizde de Adalet bakanı var" geyiği pek de haksız sayılmaz.
Edit: Aziz Yıldırım: "İbrahim Akın kendi kumar sorununu örtmek için yalan ifade verdiğini Metriste bana söyledi."
İddianama ulu orta sergileniyordu, onu özet geçebilirlerdi, mart ayında 2 duruşma olacak sadece ve sen insanlara en önemli hakları olan savunma hakkını vermiyorsun.
Tek tek suçlamaları çürütüyor diye mi acaba bu endişe? Yarın tahliye taleplerini alacak muhtemelen ama yetersiz savunma diyerek reddedebilir.
Sivas maçında, Sivas'a giden çantada bilet olduğunu vali bile biliyordu diyor, aynı çantaya o kadar paranın sığmayacağını zaten göstermiş.
Korcan'ın maçta çıkardığı şutları ve Korcan gibi, üst düzey kalecilerin yediği golleri göstermiş.
İbrahim Akın'a oyunda olsun kötü oynasın derken Emenike'ye oynamasın diye şike teklifi yapıyor Fenerbahçe, enteresan. Üstelik İbrahim Akın kupa maçı sebebiyle oynama kimse de bir şey diyemezdi, sakatlığını tam olarak atlatamadığı ortada olan Emenike oynayıp kötü oynasa bu sakatlığına bağlanır yine kimse bir şey diyemezdi. Ama birinde oynadı diye birinde oynamadı diye şike yapıldı deniyor.
Manisa başkanına verdiği parayı, eğer usulsüz iş yapsam neden bankadan havale edeyim, çok net ortaya çıkacak bir şey dedi. İşi sebebiyle bankalara kredi için başvurduklarını, alamadıkları için kendisinin borç verdiğini söyledi. Bu girişimleri de mahkeme heyetine sunmuşlardır.
Bursa maçında teşvik verilmesi konusunda zaten Sercan ve Vederson oynamaya devam ediyor ki Bursa'ya teşvik primi verecek olsam 2 hafta önce Bursa ile oynadığımız maçta şike yapar, 2 puan kaybetmezdim diyor. Madem ki bu kadar ayarlayabiliyor, Bursa'yı ayarlardı puan kaybetmezdi.
İlhan Ekşioğlu'nun şike/teşvik parası dedikleri, makbuzlarla, faturalarla nereye harcandığı ortaya çıkarıldı.
Maçlardaki suçlamaları anlatıyor, kalan maçları da anlatacaktır izin verilirse ki anlatamasa da sonuçta yazılı savunması mahkemeye iletilecek ama yazılı savunmayı basınımız okuyup da haber yapmaz, görüyoruz manşetleri Aziz Yıldırım'ın savunması değil Galatasaray ile ilgili söyledikleri süslüyor.
Ayrıca bu yasanın oluşmasında bu kadar etkin olan, 2006 senesinde kaybedilen şampiyonluğun olduğu sezon, Diyarbakır'ın 2. defa hükmen mağlup olup küme düşmesini engellemek için girişimlerde bulunan birisi ki eğer Diyarbakırspor hükmen mağlup sayılsaydı ligden düşecekti ve tüm maçlarını hükmen kaybetmiş sayılacağı için o maçta 2 puan kaybeden Fenerbahçe şampiyonluk yarışında 2 puan öne geçecekti. Böyle bir çıkarı olabilecekken karşı yönde tavır alan birisi, net bir konuşmasıi görüntüsü olmadan şike yapmakla suçlanacak, 8 aydır içeride yatacak, her türlü kişilik hakkına hakaret edilecek, itibarı yerle bir edilecek, sonra da kısa kesin 3 ay sonraya atarım duruşmayı diye savunma yapmasına izin verilmeyecek.
Ve Aziz Yıldırım'ın savunması sona erdi.
400 sayfa hazırladığı savunmasından ancak 150 sayfa okuyabildi. Savcının iddialarına geçildiğinde de umarım böyle olmaz, en azından orada savcıyla karşılıklı istediği süreler verilir.
Ayrıca tutuksuz yargılanmasına yarın karar verilirse federasyon seçimi ardından disiplin kurulu da sözlü savunmaları alabilir. Saha içine bakar ve yargıyı ilgilendiren konular hariç, maçlarda şike olup olmadığını değerlendirir ve karar daha çabuk alınır.
Şu anda olduğu gibi, alın iddianame, yazılı savunmanızı yapın gibi saçma bir işleyiş olmaz. İddianame savcının iddiasıdır, disiplin kurulu da kendi suçlamalarını hazırlamalı ve bunları sormalıdır ki savunma yapılsın.
"Her ne kadar yapılan iletişim tespitlerinde ve telefon döküm analizi çalışmalarında İbrahim Akın, İskender Alın, Zeki Korkmaz, Metin Depe (kırmızı kart cezalısı olduğu için oynamamıştır. Cezalıyken nasıl teşvik alıp oynamıştır? O da başka muammadır.) ve Can Arat isimli İ.B.B. Sporlu futbolcular ve İ.B.B.Spor’un eski futbolcusu Necati Ateş’le (Necati Ateş’in İ.B.B.Spor da daha önce oynaması suç mu, bu şekilde düşünülürse Necati Ateş Galatasaray Kulübünde de futbol oynamıştır. Bu nasıl bir suçlamadır. Mantık almıyor) teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulup görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de, bu futbolcularla anlaşıldığına, FUTBOLCULARIN ANILAN MAÇTAN DOLAYI TEŞVİK PRİMİ ALARAK MENFAAT TEMİN ETTİKLERİNE DAİR SOMUT DELİL ELDE EDİLEMEDİĞİNDEN HAKLARINDA SEVK MADDESİ TANZİM EDİLMEMİŞTİR" denilmektedir.
Necati Ateş adı üzerinde illaki bir suçlama yapılacaksa, Galatasaray SK tarafından kendisinin transferi araştırılsın.
Bu sözlerin sonucu şudur ki: Hiçbir şekilde teşvik primi verilmemiştir. Oyuncuların teşvik primi alarak menfaat temin ettiklerine dair somut bir delil elde edilemediğine göre buna Türkçe’de "teşvik verilmemiştir" denir.
Tüm bunlara rağmen, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün teşvik primi vererek Bursaspor – İ.B.B.Spor müsabakasında hedefledikleri sonuca ulaştıklarını söylemek vicdan, hukuk ve adalete sığmamaktadır.
Ortada teşvik verilmiş oyuncu yok ama, Sen teşvik verdin diyorsun; böyle bir hayali teşvik soruşturması olmaz ve olamaz.
Bir maç daha çürütülmüş oluyor, teşvik alan oyuncu yok ve savcı bunu iddianamede belirtiyor ama teşvik alan yokken bu maçla ilgili Fenerbahçe teşvik verdi diyerek suçlanıyor. Alan oyuncu yok, ispatı yok, tek taraflı teşvik olayını da görmüş olduk böylece.:)
İddianamede yer alan tarafımıza yönelik bir diğer suçlama Karabükspor – Fenerbahçe maçında şike eylemlerinde bulunduğumuz yönündedir. İddianameyi tanzim edenler, Fenerbahçe başkanı ve yöneticilerinin; Karabükspor üzerinde etkili ve yetkili olan Seyit İbrahim Kalender eliyle şike eylemlerini yürüttüğünü ve Emenike’nin transferi ile de "transfer şikesi" yaptığımızı iddia buyurmaktadırlar. Kanaatimce bu iddialar spor hukukunu bilmemekten öte özensiz, eksik araştırma sonucu suç yaratmak çabasından öte iddialar değildir. Zira öncelikle Seyit İbrahim Kalender, Karabükspor genel menajeri Seyit İçgül ile karıştırılıp, Karabükspor üzerinde etkili ve yetkili olduğu öne sürülmüştür ki bu husus maddi hatanın ötesinde, iddianameyi tanzim edenlerin niyetini ve saikini açıkça ortaya koymaktadır. Zira Seyit İbrahim Kalender TFF’de Ersun Yenal’ın yardımcısı olarak görev yapmaktadır ve hayatında Karabük’te bulunmamıştır. Bu nedenle bu yöndeki tüm ithamlar yanlış kurguya dayalı, yanlış yorum ve hukuki birer zırvadan ibarettir. Hatta tüm Karabük halkına Seyit İbrahim Kalender’i tanıyıp tanımadıklarını sorabilirsiniz.
Yukarıda yer alan tüm tapeler Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç’in Seyit Kalender’e ve bir avukata hukuki mütalaa karşılığı olarak verilmek üzere kulüpten almaya çalıştıkları 3.000TL para ile benden TFF ye gönderilmek üzere istedikleri UEFA Kupası finali vip biletleri ile ilgilidir. Seyit Kalender ise, yukarıda da izah ettiğim üzere, bildiğim kadarıyla Ersun Yenal’ın yardımcısıdır. Zira bu kişi 24.04.2011 tarihinde TFF seminerlerine gidiyordu ve bu biletler hatırladığım kadarıyla TFF Başkan Danışmanı Mümtaz Karakaya isimli şahsa iletilecekti. Diğer husus ise kulüpte kaydı da olan 3.000YTL tutarındaki bir paradır. İddianame bu olayda büyük bir hata içine girip Seyit Kalender ile Karabük Genel Menajeri Seyit Üçgül’ü karıştırmıştır. Ve akabinde Karabük maçı için bu şahısla şike faaliyetlerinde bulunduğumuz şeklinde iddiaları hiç araştırmadan iddianameye koymuştur. Oysaki Seyit Kalender’in Karabükle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ve daha da ilginci duyduğum kadarıyla Seyit Kalender hayatında Karabük’e gitmemiştir. Ve bu husus iddianamenin ciddiyetini de açıkça ortaya koymaktadır.
Fiziki takipte Sami Seyit Kalender’e Alex imzalı bir adet forma vermiştir. Seyit Kalender bürodan çıkarken formayı küçük bir kozmetik poşetine koymuştur. Seyit Kalender poşeti arabada bırakarak TFF nin Beylerbeyindeki Gençlik Geliştirme Merkezindeki iş yerine girmiştir. Polis burayı tespit tutanağında Gençlik Geliştirme Derneği olarak yanlış tespit etmiştir.
İsim karışıklığı ilk değil, Hasan Çetinkaya konusunda da yanlış adamı dinlemişlerdi.
Savcı tarafından transfer şikesi ile suçlanan Fenerbahçe, transferin karşı tarafında olan hiç suçlanmayan, yargılanmayan Karabükspor. Yine tek taraflı şike suçu var.
Fenerbahçe Emenike'yi almak için daha doğrusu sadece 1 maçta Fenerbahçe oynayıp da Fenerbahçe'yi şampiyonluktan etmesi için taa şubat ayında görüşmelere başlıyor, kulübüyle oyuncuyla bu konuda anlaşıyor ama karşı tarafın yine suç unsuruna rastlanacak bir durumu olmuyor.
Tamamen FIFA'nın ve TFF'nın belirttiği şekilde ilerleyen transfer çalışmaları, şike ile bağdaştırılıyor, tek taraflı şike ile.
Bu bir cinayet davası değildir. Bizler burada sporla uğraşıyoruz. Dünyanın her yerinde karşı takımda kim oynar kim oynamaz diye merak edilir ve öğrenilmeye çalışılır, teknik direktörlere de bu bilgi aktarılır. Oda bu bilgilerden faydalanarak gerekli taktikler geliştirir. Milli takım, kulüp takımları için de bu geçerlidir. Bu tapede görüldüğü gibi bizim insiyatifimiz dışında gelişmeler olmaktadır. Biz ancak dışarıdan takip etmekteyiz. GÖRÜLECEĞİ ÜZERE ŞİKE YAPTIĞI İDDİA EDİLEN AZİZ YILDIRIM VE ŞEKİP MOSTUROĞLU ŞİKE YAPTIKLARI OYUNCUNUN OYNAYIP OYNAMAYACAĞINI BİLE BİLEMEMEKTEDİRLER VE %51 OYNAMAMA İHTİMALİNE DUA ETMEKTEDİRLER. BU NASIL ŞİKEDİR? BIRAKIN ŞİKEYİ TRANSFER ETME AŞAMASINDA OLDUĞUMUZ BİR OYUNCUNUN SAKATLIĞI VE OYNAYIP OYNAMAMASI KONUSUNDA BU İLGİSİZLİĞİMİZ VE HATTA HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI BİR ŞEKİLDE MEVCUT BİLGİSİZLİĞİMİZDEN DOLAYI BİZLERE TEŞEKKÜR EDİLİP, BU FAİR DAVRANIŞ ALKIŞLANACAĞINA ŞİKE İLE SUÇLANMAKTAYIZ.
08.05.2011 günü saat 17.10’da Aziz Yıldırım’ın Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu aradığı görüşme ; ( Tape 2397)
08.05.2011 günü Fenerbahçe Spor Kulübü’nün mali kongresini yaptıktan sonra helikopterle Sn. Ali Koç, Sn. Nihat Özdemir, Sn. Nihat Özbağı ile beraber Karabüke gittik. Maçtan üç saat önce oynanacak olan maçın kadrolarını hem televizyondan hem de staddan gelen bilgi ile öğrendik. Şekip Mosturoğlu ile yaptığımız görüşme de bunu açıkça göstermektedir. Bizler Emenike’nin oynayamayacağını maçtan 3 saat önce öğrendik. Zaten sakat olduğunu raporlar da tesvik etmektedir. Bizimle oynamamasının hiçbir ilgisi yoktur. Emenike’nin oynayamaması ile transfer görüşmeleri arasında hiçbir ilişki yoktur. Emenike söz konusu müsabakada sakatlanmış olduğu için forma giyememiştir. Öte yandan bu maçı takip eden 33 ve 34 ncü haftalarda Karabükspor’un oynadığı maçlarda da Emenike forma giyememiştir. 34 ncü haftanın Trabzonspor-Karabükspor arasında oynanmış düşünecek olursak, transfer şikesi söylemlerinin ne kadar gerçeğe aykırı olduğunu da görmüş oluruz.
Soruşturma aşamasında öğrendiğimiz üzere, maçımızın olduğu zaman Karabükspor Başkanı Sayın Feridun Tankut, Emenike’nin oynayıp oynayamayacağını kulüp doktorundan sordurmuş, doktor da sakat olduğunu ancak müdahaleyle oynama imkanı olabileceğini söyleyince durumu Emenike’ye söylemişler. Emenike geçici tedavinin ileride büyük sorunlar yaratabileceğini raporunda sakatlığının sabit olduğunu söyleyerek oynamamıştır. Emenikenin oynayıp oynamaması ile ilgili bir alakamız olmadığı açıkça görülmektedir. OYUNCUNUN OYNAMAYACAĞI KONUSU O KADAR AÇIKTIR Kİ, 08.05.2011 TARİHLİ 1227 SAYILI TAPEDE SÖZ KONUSU İDDİANAMEDE ŞİKENİN BAŞ AKTÖRÜ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN SAMİ DİNÇ SÖZDE ŞİKE YAPTIĞI EMENİKE’NİN OYNAMADIĞINI MAÇ OYNANIRKEN ÖĞRENMEKTEDİR. BU NASIL ŞİKEDİR VE BU İDDİAYI ORTAYA ATANLAR NEDEN BU TAPELERİ YORUMLAMAKTAN KAÇINMAKTADIRLAR? Şekip Mosturoğlu ile yapılan görüşme tapesinde görüldüğü gibi ;
23.04.2011 Tarihli, saat 20.30’da yapılan Aziz Yıldırım ile Şekip Mosturoğlu arasındaki görüşme; (Tape 2140) İDDİA : Seyit İbrahim Kalender’in Antalya’daki bazı seminerlerde eğitmen olarak bulunduğu tespitinden yola çıkılarak, A.Yıldırım’ın "Güneyli Arkadaş" olarak bu şahsı ve Karabük maçındaki şikeyi sorduğu iddia edilmiştir.
AÇIKLAMA : Bu konuşmada geçen güneydeki arkadaş Gökhan İnler’in tanıdığı olan Kazım Avcı’dır. Gökhan İnler, İtalya da UDINESSE Takımında oynamaktaydı. Kazım Avcı’ya kendisi ve menajerleriyle Fenerbahçe’ye transfer olabilmesi amacıyla görüşmeler yapması yönünde yetki verilmişti. Kazım Avcı kendisiyle görüşmüştür. Gökhan ailece Fenerbahçeli olduğunu ve Türkiye’de Fenerbahçe’ye çok sıcak baktığını söylemiştir. Juventus ve Napoli takımları da Gökhan İnler ile ilgilenmekteydiler. Udinesse o tarihlerde Napoli ile transfer görüşmesini durdurmuştu. İnternette de bu haber yayınlanmıştır (EK-1). Twitterdan Gökhan İnler Fenerbahçeli taraftara mesaj göndermiştir. Tape incelendiğinde Şekip Mosturoğlu eşiyle yemekteyken ben kendisini şike soruları sormaktayım ki bunun ne kadar akla ve hayata uygun olduğunu heyetinizin takdirine bırakıyorum. Bu tapenin Seyit Kalender’le hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki, bulunsa bile bu şahsın Karabük’le hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki "geldi mi" diye kastettiğim şahıs hiçbir zaman Seyit Kalender olamaz. Keza tapelerden anlaşıldığı üzere bu şahıs 24.04.2011de yani daha konuşmanın ertesi günü TFF seminerine İzmir’e gidecekmiş. Zaten Şekip Mosturoğlu’nun sorduğumda ilk olarak yanlış algıladığı kişi Kazım Avcı’dır.
Tape 1678 – 1871
Bu tapelerdeki görüşmeler S.Dinç – Ş.Mosturoğlu ve S.Dinç – İ.Kalender arasında gelişen ve Fenerbahçe Kulübüyle ilgisi olmayan görüşmelerdir. Öğrendiğim kadarıyla S.Dinç, Seyit Kalender’in avukatlığını yapıyormuş ya da beraber spor hukuku davalarını takip ediyorlarmış. Sanırım bunlara ilişkindir. Ancak yalan yanlış araştırmalardan her konuşmayı Karabükspor – Fenerbahçe şike eylemine bağlamaya kurgulanmış önyargılı bu bakış açısı tarafından yine yanlış yorumlanarak iddianamenin ciddiyetine gölge düşürülmüştür.
25.05.2011 Tarihli, saat 17.38’de yapılan Aziz Yıldırım ile Şekip Mosturoğlu arasındaki görüşme; (Tape 1218)