I.Bölüm
Avrupa'da orta düzey takımlarda tatmin edici başarılar aldıktan sonra ülkeme dönmüş ve gerçek başarıyı renklerine aşık olduğum Galatasaray ile yapmıştım.Şu dakikadan Avrupa'dan teklif gelmesi çok büyük bir ihtimaldi.Liverpool, Sevilla mı henüz bir karar verememişken ve tekliflerin ardı henüz kesilmemişken belki yapılacak en cesur teklif ile oldukça şaşırdım.Teklif Italya'nın saygın kulüplerinden Parma'dandı.Ancak teklifi yapan kişi çok daha şaşırtıcıydı.Futbolculuk zamanında biriktirdiğim paralarla ortak olduğum kebap dükkanları zincirinin diğer ortağı "Hakan Can" (isim tamamen uydurmadır) futbola el atmıştı.Bu işteki kafa kurcalayıcı kısım ikimizinde kebapçı dükkanlarında baya bir sermaye eritmiş olmamızdı. Futbolda ki kazancım bana yetiyordu ancak ortağımın paraları tamamen eridiği için (ya da ben öyle zannetiğim için) ona karşı mahçuptum.Ve bu teklifi düşünmeye karar vermiştim.
Hakan'ın Türkiye'de karanlık bir tip olarak bilinmesi acaba İtalya'da da bağlantılarının olduğunu kanıtı mıydı? Ve bir diğer konu da tüm parasını Türkiye'de eriten birisinin Catania'daki kebap zincirleride neyin nesiydi? Ve işin en ilginç tarafı bana sunulan transfer bütçesiydi..
Hakan'ın futbola el atması ilginçti ve kulüpte görünen hiç bir bağlantısı yoktu. Hakan kulüpte yönetebileceği gerçek bir teknik direktör mü arıyordu yoksa piyon mu?