1 ile 16 arası toplam 16 sonuç

Konu: "Adam geldim, adam gideceğim"

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2006
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,844

    Default "Adam geldim, adam gideceğim"



    Olaylı geçen Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinin ardından suskunluğunu bozan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy suskunluğunu bozdu ve Beşiktaş kulübünün eleştiri oklarının hedefi olan Affan Keçeci ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Affan Keçeci ve hakem camiasının arkasında olduğunu vurgulayan Ulusoy, Beşiktaş Kulubü'nün büyüklüğünü tartışmak bizlere düşmez, Beşiktaş Kulübümüz ile gurur duyduk. Beşiktaş'ın PAF Takımı ile sahaya çıkacağını düşünmüyorum" diye konuştu.

    "HAKEMLERİN VE MHK'NIN ARKASINDAYIZ"

    Basın toplantısına kurumları eleştirirken dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak başlayan Ulusoy, "Bu kurumları zan altında bırakmak kimsenin haddi değildir. 21. yüzyılda hakem hatalarını tartışarak Türk futbolunu daha da ileriye götüremeyiz. Türk futbolunun ileriye taşınmasında TFF Başkanı ve yöneticilerinin yanı sıra kulüplerin başkan ve yöneticilerinin de sorumluluk sahibi olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir" dedi. Bazı kulüp yöneticilerinin sorumluluklarını bilmeden öfke ile konuşma yaptıklarını dile getiren Ulusoy, "Bu konuşmaların kime ne faydası vardır. Bu nedenle sıkıntı ve şikayetlerimizi kulüpler, federasyon ve MHK'nin kurumsal kimliklerini zedelemeden, hakemlerin güvenlerini azaltmalarını sebep olmadan çözmek zorundayız. Unutmayalımki bu kulüpler bu hakemler ile başarılar kazanacaktır" dedi.

    Hakem hatalarının dünyanın her yerinde yaşandığını söyleyen Ulusoy, "Herkesin hata yapacağının kabul edildiği ortamda, futbol oyununun bir parçası olan hakemin hata yapacağını kabul etmemek mümkün değildir. Önemli olan bu hataların art niyetli olup olmadığıdır. Biz Federasyon olarak hataların arkasında değiliz ama hakemlerin ve MHK'nın arkasındayız." ifadelerini kullandı.

    ACİL BİR TOPLANTI YAPMAYA HAZIRIZ

    Türkiye'nin en deneyimli hakemi, MHK'nın başında bütün MHK üyeleri de şerefli namuslu insanlar. Hiçbir hakemin şerefinden ve namusundan da zerre kadar kuşku duymuyoruz. Bir hakemin bir maça nasıl atanacağının da prosedürü de bellidir, burası bakkal hesabıyla çalışmıyor. 100 yıllık bir kurumu kim nasıl etkileyebilir. Diyelimki kulüplerin isteğine göre hakemleri 3'e 5'er attık bu ligi nasıl bitireceğiz.

    Her kimki bu hataların maksatlı olduğunu söylüyorsa belge ve bilgisini kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Eğer söylemiyorsa en az bu hataları yapanlar kadar suçludur.

    Buradan Federasyon Başkanı olarak ilan ediyorumki eğer böyle belge ve bilginin Federasyona iletilmesi halinde, gerekenleri yapmazsam bende her türlü yasal sorumluluğu kabul ediyorum. Eğer böyle bir belge ve bilgiye dayanmadan MHK'yı, Federasyonu eleştirenler sorumludur. Bugün Kulüplerimize ve kulüpler birliğimize çağrıda bulunuyorum; eğer amaç üzüm yemekse, bağcıyı dövmek değilse kulüplerimiz, hakemlerimiz ve kurumlarımızla acil bir toplantı yapmaya hazırız.

    Bu sıkıntı ve şikayetleri her zaman var olan futbol yöntemi içinde dinlemeye her zaman hazırız. Eğer Kulüpler Birliği istiyorlarsa medyadan arkadaşlar da bu toplantıya katılsınlar, herşey açık ve şeffaf. Kamuoyumuzu ve medyamızı bu çağrıda ısrarlı olmalarını istiyorum. Hakemlerimize güvenimiz sonsuzdur, hataların arkasında değiliz. Kurumların arkasındayız. Federasyon ve kurumları bizden önce vardı, bizden sonra da var olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kurumları korumak herkesin görevidir, Bu kurumların geleceğini tehlikeye atan, futbolun geleceğini tehlikeye atar. Futbolun geleceğini korumaya kararlı olduğumuzu daha önce kanıtladık, bundan sonrada kanıtlayacağımız konusunda kimsenin şüphesi olmasın.

    "HAKEMLERİMİZİN ARKASINDAYIZ"

    Ulusoy daha sonra Beşiktaş'ın İsmet Arzuman'ın hakemliği bırakması yönündeki talebine değindi. Hakemlerinin kesinlikle arkasında olduğunu vurgulayan Ulusoy, "Yıllarca Türk futboluna tüm şerefiyle büyük emekler vermiş İsmet Arzuman'ın bir derbi maçtan hakemliği bırakmasını asla ve asla tasvip etmiyorum, böyle bir beklentim yok. Kendisi istediği sürece görevine devam edecektir" dedi. "Arzuman, Kupa maçında gördüğünü çalmıştır, Beşiktaş Kupa'yı almıştır. Son derbi maçında da gördüğünü çalmıştır. Kötü bir maç yönettiğine inanmıyorum, bir iki hata dışında. Ben de maçı seyrettim, bana göre iyi bir maç yönetti" diyen Ulusoy sözlerini şöyle sürdürdü, " Her maçta hakem hataları oluyor, olmaması için mücadele ediyoruz. Şunun bilinmesi gerekliki, bir maçta bir hakem hata yapıyorsa bizler kulüplerden, futbolculardan daha fazla üzülüyoruz. Çoğu gece bu nedenle uykusuz geceler geçiriyoruz. Herkesin daha sağduyulu davranması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

    Ulusoy Affan Keçeci'ye de tam destek verdi. "Sayın Affan Keçeci çok iyi bir Beşiktaşlı, geçmişte Beşiktaş Kulubü'ne çok büyük hizmetler vermiştir. Sayın Affan Keçeci, Beşiktaş'a vermiş olduğu hizmetlerin yanı sıra Türk Futbolu'na büyük şeyler vermiş kardeşimiz" diyen Ulusoy, "Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören tarafından Federasyon'a girmesi istenen Keçeci'nin yine Yıldırım Demirören tarafından istifasının istenmesi çok büyük bir çelişkidir. Çünkü Affan Keçeci'yi genel kurulumuz seçmiştir, Beşiktaş Kulübü seçmemiştir. Affan Keçeci hek kulübe aynı yakınlık ve uzanlıkta durarak Türk Futbolu'na büyük hizmetler yapmıştır." ifadelerini kullandı.

    Federasyona ilk girdiklerinde Şenes Erzek'in kendilerine üzerinizdeki formaları çıkartacaklarını dediğini söyleyen Ulusoy, "Ben de ilk toplantımda arkadaşlarıma bunu söyledim. Affan Keçeci kardeşimin Beşiktaşlılığı'nı tartışacak Türkiye'de hiçkimse yoktur ama Beşiktaşlı duruşunu Federasyon'da bulunduğu sürece bir kenarda bırakmıştır. Ben Affan Abi ile beraber olmanın mutluluğu ve gururunu yaşadım ve istiyorum ki bundan sonraki yıllarda da Türk Futbolu'na hizmetini sunsun. Affan Bey'in Beşiktaş'ın haklarını korumak için Federasyon'da olmadığını herkesin bilmesi gerekir."

    "BİR TEK ALLAH'TAN KORKARIM"

    Genel Kurul'da kendisine oy verenlerin yanında olacağı şeklinde bir düşüncesinin asla bulunmadığına da değinen Ulusoy, böylesi düşünceye sahip olanlarının yanlış yaptığını, kendisinin asla böyle bir şey yapmayacağını söyledi. "Ben herkese aynı yakınlıkta ve uzaklıkta durabilecek karakterde bir insanım, bana rey verenlere uzakta durmadım, herkese eşit mesafede durdum. Seçim seçimde kalmıştır, biz bu koltuğu oturuyorsak her kulüp ve başkanıyla birlik ve beraberlik içinde olmalıyız, bugüne kadar ayrımcılık yapmadım" diyen Ulusoy, "Rey verdik ayrım bekleyenler çok yanlış yapmışlar, rey vermeyenleri ne yapalım o zaman. Ben adam geldim adam gideceğim, ben koltuk sevdalısı değilim, ülkemin futbolunu seviyorum ve ileriye gitmesi için çalışıyorum. Ben bir tek Allah'tan korkarım" dedi.

    Tek aşık olduğu şeyin ülke futbolu olduğunu dile getiren Ulusoy, "1923'te kurulmuş Futbol Federasyonu kurulmuş, onlarca başkan gelmiş geçmiş. Onlara şükranlarımı iletiyorum, ama biraz da benim hakkım yeniliyor. Ben futbola hizmet ettim, ülkemin bayrağını en yükseklere çıkardım, ülke futbolunu başarıdan başarıya koşturdum. Türk Futbolu hiç kimsenin hayal edemeyeceği başarıları benim zamanımda yaşadı. Genç neslimiz kendi ülke takımını Dünya Kupası'nda izledi. İnşallah benden sonra gelecekler de bu ülkeyi Dünya Şampiyonluğu'na taşır. Ben hiç kimsenin adamı olmadım, hiç bir kurumun adamı olmadım, olmam da. Benim karakterim buna müsait değil, beni böyle görenlere teessüflerimi belirtiyorum" ifadelerini kullandı.

    YABANCI HAKEME HAYIR!

    Yabancı hakem tartışmalarına da değinen Ulusoy, bu konuda net bir tavır takındı. "Hiçbir zaman böyle bir düşüncem olmadı, Türk hakemlerine güvenim sonsuz" ifadelerini kullanan Ulusoy, "Hakemlerimizi biraz daha rahat bırakılsa, kulüplerimiz onlara biraz daha yardımcı olursa, ben inanıyorum ki hakemlerimiz bugün yaptığı hatalardan arınacaklar. Son sözüm; Benim olduğum yerde yabancı hakem olmayacak" diye konuştu.

    "BEŞİKTAŞ'IN PAF KARARI KABUL EDİLEMEZ"

    Beşiktaşsız bir Türkiye Ligi olamayacağını vurgulayan Ulusoy, Siyah-Beyazlı kulübün Sivasspor maçına PAF takım ile çıkma kararının kabul edilemeyeceğini söyledi. "Beşiktaş Kulubü'nün büyüklüğünü tartışmak bizlere düşmez, Beşiktaş Kulübümüz ile gurur duyduk. Beşiktaş'ın PAF Takımı ile sahaya çıkacağını düşünmüyorum," diyen Ulusoy, sözlerini daha sonra şöyle sürdürdü:

    "PAF Takımı ile sahaya çıkmak Beşiktaş'a yakışmaz. Bir derbi maçından sonra biz sahaya PAF Takımı ile çıkacağız sözü bana çok anlamsız geliyor. O an heyecanla söylenmiş sözler olarak kabul ediyorum. Beşiktaş'ı izlerken biz zevk duyuyoruz, inşallah bundan sonra da devam edeceğiz."

    Futboldaki dertleri, sıkıntıları dinlemek ve çözmek için bir toplantı düzenleyeceklerini belirten Ulusoy, istifa etmeyi düşünmediğini, yoluma devam edeceğini vurguladı. "Görev sürem sürecinde görevimin başında kalacağım ve Türk Futbolu'na hizmet edeceğim. Önümüzde iki tane çok önemli Milli maçımız var," diyen Ulusoy, "Türk Milli Takımı hayati bir maça çıkacak Norveç'te birlik ve beraberlik içinde olalım demiştim daha önce ama şu ana kadar böyle bir birliktelik göremedim, inşallah bundan sonra bu birliktelik olacaktır" ifadelerini kullandı.

    AFFAN KEÇECİ'DEN BEŞİKTAŞ YÖNETİMİNE SORU!

    Basın toplantısında daha sonra sözü Affan Keçeci aldı. Konuşmasına mensubu olduğu bir camianın başkanı tarafından istifaya davet edildiği için son derece üzgün olduğumu belirterek başlayan Keçeci, "Bana bu göreve gelmem için ricada bulunan kişi Sayın Başkan Yıldırım Demirören'in kendisidir. Ben kesinlikle kendisine bu konuda bir başvuruda bulunmadım. En önemlisi de kiminle çalışacağım sorusu oldu, Sayın Haluk Ulusoy'un ismini verince tereddütsüz evet dedim. Ben merak ediyorum, Sayın Başkan Yıldırım Demirören'den, beni ne gerekçeyle istifaya davet ediyor, ben ne yapmam gerekiyordu da yapmadım" dedi.

    Ülkemizde şu anda 151 tane profesyonel takım olduğunu dile getiren Keçeci sözlerini şöyle sürdürdü. "Biz seçildikten sonra Sayın Başkanım Haluk Ulusoy bizle yaptığı ilk toplantıda dedi ki: 'Mevcut yönetimimizde her yönetici arkadaşımın gönlünde bir kulüp yatmakta, herkes bu formasını kapının dışında bırakacak. Tüm kulüplere eşit mesafede olacağız.' Ben o gün verdiğim söze o gün de sadıktım, bugün de sadıktım, yarın da sadık olacağım."

    MAÇ ERTELEMEK YOK!

    Daha sonra tekrar söz alan Ulusoy, "Affan Bey'e bu tepki yanlış. Ne Beşiktaş'ın ne de Fenerbahçe'nin başkanları ya da yöneticileri, yazılıyı bırakın sözlü dahi erteleme isteğinde bulunmadı. Erteleme isteğini Ömer Güvenç'in Affan Bey ile bir röportajında duydum. Burası bakkal düzeninde işlemiyor, başvuru olmadan olayları masaya yatıramayız. Artık ülkemizde Avrupa'da yarışan kulüplerimiz haftada iki-üç maç oynamaya alışmalıdırlar. Dünya arenasında yarışacaksak bu tempoya ulaşmalıyız. Liverpool, Beşiktaş'ın rakibi 18 günde 6 maç oynuyor. Onların da futbolcusu etten, tırnaktan yapılmış, benim futbolcumun neyi eksik. Çok önemli bir sebep olmadıktan sonra asla maçları ertelemeyeceğiz" dedi.

    Hiçbir hakemin atamasından önceden haberim olmadığını savunan Ulusoy, "Bugüne kadar Hilmi Ok'a hangi hakemi, neden atadınız diye sormadım. Hilmi Ok'a inandığım için göreve getirdim, geçmişe ve mazisine bakıldığında Türkiye'de herkesin üzerinde önemli durabileceği, bu işin üstesinden gelebilecek bir isim. O'nunla yoluma devam edeceğim" diye konuştu.

    Sorunların çözümü için Kulüpler Birliği'ni, kulüpleri, MHK ve TFF Yönetim Kurulu'nu bir araya getirmeyi öneren Ulusoy, " Ben şeffafım, ne gerekiyorsa Türk Futbolu için, herkesin kafasının rahat olabilmesi için nelerin yapılması gerektiğini gelin beraber tartışalım ve yürürlüğe koyalım, yapılması gerekenleri" ifadelerini kullandı.

    "ADANA'DA ÇALINAN DÜDÜKLE, İSTANBULDA ÇALINAN DÜDÜK AYNI OLACAK"

    Ulusoy, "Güven ortamını nasıl sağlayacaksınız" şeklindeki bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: "Adana'da çalınan düdükle, İstanbul'da çalınan düdük aynı olsun istiyoruz. Bu işin bir eğitimi var, bunu ben yapamam. Daha çok çalışacaklar, daha çok eğitim alacaklar ve maçları en az hatayla yönetilmesini sağlayacaklar. Bu sağlandığı takdirde bu sorunların büyük çoğunluğu ortadan kalkacak, bunun temelinde de eğitim yatıyor, başka yolu yok. Hakemleri baskı altına alanlar hukuk kurulumuz tarafından, disiplin kuruluna yollanıyor. Bu konuda cezalarımız hep artırdık ama maalesef verilen cezalara karşın istenilen olmuyor. Disiplin cezaları veriliyor ancak cezası olmayanlar bu kez konuşmaya başlıyor.

    Geçtiğimiz hafta Avrupa'da bir maç izledim, orada da hakem çok önemli hatalar yaptı, kendi kendime bu hakem bizde olsa barınamaz dedim. Ama orada ne 'federasyon istifa' diyorlar ne de hakem hakkında konuşuyorlar. İnsanlar mükemmel bir şekilde oturup maçını izliyorlar ve maçın neticesine de itiraz içinde olmuyorlar. Ülkemizde malesef yedi gün yedi gece hakemlerimiz hakkında, federasyonumuz hakkında yayınlar yapılıyor. İş yürekte ve beyinde bitiyor."

    "İSMET ARZUMAN GÜZEL BİR MAÇ YÖNETTİ"

    Son derbide İsmet Arzuman'ın 95 dakika boyunca bir iki hatası dışında güzel bir maç yönettiğini söyleyen Ulusoy, maçtaki en önemli hatanın Deivid'in ikinci sarı karttan atılmaması olduğunu savundu. Trabzonspor - Sivasspor maçını yöneten Bülent Demirlek'i Tahkim Kurulu suçlu bulmadığına da değinen Ulusoy, "MHK, Demirlek'in hazır olduğunu düşündüğü zaman maç verecektir. Tahkim Kurulu'nun kararlarına her zaman saygı duyduk ve duyacağız. Bülent Demirlek'in de en kısa sürede görev alacağını düşünüyorum" diye konuştu.

    Ulusoy maçlara neden gelmediği şeklindeki bir soruya ise şu yanıtı verdi: "Ben sezon başında maçlara gittim, gitmeye de devam edeceğim. Gitmek istediğim maçlara da gitmeye devam edeceğim, her gittiğim yerde güzel karşılanıyorum. Her kulübün yöneticilerine ve taraftarlarına teşekkür ediyorum. 3-5 kendini bilmez küfür ediyor ve böyle şeler maalesef oluyor."

    Ulusoy basın toplantısında son olarak şu sözleri söyledi: "Bu kadar büyük başarılara imza atan adam artık burdan gitsin diyorlar. Bu kıskançlıktan başka birşey değildir. Bir tek hakem çıksın desinki, Haluk Ulusoy bizi bir defa arayıp şu telkinde bulundu desinler. Hep karalama yapıyorlar, ben görevimin başındayım. Genel Kurul ve Türk Halkı istediği müddetçe görevimin başındayım. Televizyon ve gazeteleri okuyorum şaşırıyorum. Dün bir gazeteyi okudum ve şok oldum, hem de tam sayfa olarak: 'Haluk Ulusoy özür diledi' başlığı atmışlar. Ben asla ve asla Yıldırım Demirören ile konuşmadım. Ne kadar yakışıksız bir haberdir bu, buna benzer neler neler..."

    06.11.2007

    Kaynak : Sporx.com

  2. #2
    Nesil
    2006
    Yer
    Çorlu
    Yaş
    36
    Mesajlar
    1,212

    Default

    Biz niye farkedemedik adam olduğunu .

  3. #3
    Nesil
    2005
    Yer
    Çanakkale
    Yaş
    35
    Mesajlar
    540

    Default

    Öncelikle Affan Keçeci istifa!
    O adamı sevmiyorum,Ulusoy'a karşı nötr pozisyondaydım ama sağlam bir antipatimi kazandı,bundan sonra havada takla atsa onu savunmam.Arzuman hakkında kötü konuşmak istemiyorum,art niyetinin olduğunu sanmıyorum çünkü..
    Öyle gezerken bu yazıyla karşılaştım.Yiğiter Uluğ 18/10/2003

    çarşamba sabahı lig tv'deki günaydın futbol programında melih
    şendil'in konukları engin ipekoğlu ve mehmet özdilek'ti. yıllarca hem
    aynı takımlarda oynamış, hem de birbirine rakip olmuş bu iki
    futbolcunun sohbetinde laf döndü dolaştı, çizgiyi geçip geçmediği çok
    tartışılan o meşhur topa geldi. öyle olunca da pozisyonun üçüncü
    kahramanı semih yuvakuran bağlandı stüdyoya telefonla... belleği güçlü
    futbolseverler hatırlayacaktır, 1991 yılınında o zamanki adıyla
    fenerbahçe stadı'nda oynanan fenerbahçe-beşiktaş maçında,
    sarı-lacivertli takım 2-1 öndeyken, son dakikalarda şifo mehmet'in
    çaprazdan vurduğu şut, kaleci engin'e çarparak kaleye yönelmiş,
    çizginin üzerindeyken sol bek semih yetişip topu çıkarmıştı. hakem
    ahmet çakar, bu pozisyonda topun çizgiyi geçtiğine hükmederek gol
    kararı verdi ve karşılaşma 2-2 sonuçlandı. iki takımın taraftarları
    arasındaki "goldü-değildi" tartışması aylar, hatta yıllar sürdü...
    pozisyonu yaşayan futbolcular, defalarca televizyon ekranlarına
    çıktılar ve takılmış plak gibi hep aynı şeyleri söylediler... mehmet
    "top çizgiyi geçti" diyordu, engin ve semih ise meşin yuvarlağın
    çizgiyi geçmediğinde hemfikirdi. olaydan yıllar sonra tartışmalar
    küllenince, semih yakın çevresine pozisyonun gol olduğunu itiraf etti.
    çarşamba günü de ekranda müthiş bir çıkış yaptı: "evet, goldü. top
    çizgiyi 10-15 santim kadar geçmişti. ama ben o zaman bunu
    söyleyemedim. üzerimde müthiş bir baskı vardı. keşke adam gibi çıkıp,
    doğruyu söyleseymişim. çünkü yıllar sonra maçlar, skorlar unutuluyor.
    asıl önemli olan kalıcı dostluklar..." içim burkuldu. semih'in sesine
    yansıyan pişmanlıktan ve "adam gibi" derken yaptığı vurgudan çok
    etkilendim. gencecik bir insanı doğruyu söylemekten alıkoyan
    tarafgirliğe, fanatizme bir kez daha lanet okudum. ve ister istemez
    geçen cumartesiye, şükrü saraçoğlu stadı'na döndüm...

    o maçın 37. dakikası
    hiç şüphe yok ki, alpay özalan da yıllar sonra türkiye-ingiltere
    maçının 37. dakikasını büyük bir pişmanlıkla hatırlayacak. o anın
    sonrasında olup biten her şeyi (devre arasında çıkan kavga, maç
    sonrası söylenenler, ingiliz tabloid basınının benzerlerini daha önce
    de gördüğümüz bir kurban bulma telaşı içinde alpay'ı çarmıha germesi,
    onun cevap olarak verdiği ipe sapa gelmez demeçler vs.) bir kenara
    bırakalım... bir futbolcu, penaltı kaçırmış bir meslektaşının üzerine
    hiç gerek yokken neden hışımla koşup, ağzına geleni söyler?
    tribünlerden aferin almak için mi? o an kendini onun yerine koyabilse,
    yerdeki rakibine elini uzatsa, başını okşasa ya da "teşekkürler"
    diyerek, ortamı yumuşatacak bir espri yapsa ne olurdu sanki? "adam
    gibi" futbol oynamak, her şeyden önce kendini zaman zaman rakibinin
    yerine koymak değil midir? (yeri gelmişken; geçen pazar simon kuper'in
    yazısında maç sonrası rüştü ile james'in kucaklaştığı sahneyi anlatan
    paragraf unutulmaz bir cümleyle bitiyordu, hatırladınız mı? "kaleciler
    zaten hep aynı takımın oyuncularıdır.") lütfen artık sus alpay...
    alpay'a sahip çıkma adına ingiliz tabloidlerininki kadar kaba bir
    milliyetçiliğe kendini kaptıran sevgili futbol adamları... siz de
    biraz olsun susmayı deneyin... yıllar sonra "ah, o gün adam gibi
    davranabilsek..." diye başlayacak pişmanlık dolu cümleler kurmamak
    için bugün susmanız ve bence, aşağıdaki dizeleri okumanız gerekiyor:

    zaman...
    bekleyenler için çok yavaş korkanlar için çok hızlı yas tutanlar için
    çok uzun sevinenler için çok kısadır ama sevenler için sonsuzluktur.
    saatler uçar, çiçekler solar yeni günler, yeni yollar geçer gider
    sevgi kalır.

    Yine de bu sezon başından beri hakkımızın yendiği gerçeğini değiştirmiyor,işini yapamayacak olanlar lütfen bıraksın,kaderimizle oynanmasın lütfen..Mazlum edebiyatı yapmak istemiyorum ama herşey ortada,kusura bakmayın benim fikrim bu..

  4. #4
    Nesil
    2006
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,844

    Default

    Quote Originally Posted by FeYYaz1989 View Post
    çarşamba sabahı lig tv'deki günaydın futbol programında melih şendil'in konukları engin ipekoğlu ve mehmet özdilek'ti. yıllarca hem aynı takımlarda oynamış, hem de birbirine rakip olmuş bu iki
    futbolcunun sohbetinde laf döndü dolaştı, çizgiyi geçip geçmediği çok
    tartışılan o meşhur topa geldi. öyle olunca da pozisyonun üçüncü
    kahramanı semih yuvakuran bağlandı stüdyoya telefonla... belleği güçlü
    futbolseverler hatırlayacaktır, 1991 yılınında o zamanki adıyla
    fenerbahçe stadı'nda oynanan fenerbahçe-beşiktaş maçında,
    sarı-lacivertli takım 2-1 öndeyken, son dakikalarda şifo mehmet'in
    çaprazdan vurduğu şut, kaleci engin'e çarparak kaleye yönelmiş,
    çizginin üzerindeyken sol bek semih yetişip topu çıkarmıştı. hakem
    ahmet çakar, bu pozisyonda topun çizgiyi geçtiğine hükmederek gol
    kararı verdi ve karşılaşma 2-2 sonuçlandı. iki takımın taraftarları
    arasındaki "goldü-değildi" tartışması aylar, hatta yıllar sürdü...
    pozisyonu yaşayan futbolcular, defalarca televizyon ekranlarına
    çıktılar ve takılmış plak gibi hep aynı şeyleri söylediler... mehmet
    "top çizgiyi geçti" diyordu, engin ve semih ise meşin yuvarlağın
    çizgiyi geçmediğinde hemfikirdi. olaydan yıllar sonra tartışmalar
    küllenince, semih yakın çevresine pozisyonun gol olduğunu itiraf etti.
    çarşamba günü de ekranda müthiş bir çıkış yaptı: "evet, goldü. top
    çizgiyi 10-15 santim kadar geçmişti. ama ben o zaman bunu
    söyleyemedim. üzerimde müthiş bir baskı vardı. keşke adam gibi çıkıp,
    doğruyu söyleseymişim. çünkü yıllar sonra maçlar, skorlar unutuluyor.
    asıl önemli olan kalıcı dostluklar..." içim burkuldu. semih'in sesine
    yansıyan pişmanlıktan ve "adam gibi" derken yaptığı vurgudan çok
    etkilendim. gencecik bir insanı doğruyu söylemekten alıkoyan
    tarafgirliğe, fanatizme bir kez daha lanet okudum. ve ister istemez
    geçen cumartesiye, şükrü saraçoğlu stadı'na döndüm...
    Öncelikle Ulusoy istifa etsin sen Keçeci'den bende Ulusoy'dan.

    Gerçekten anlattığı olay için söylenecek çok söz var. Semin o zaman ki hırsı ve fanatizm tarzındaki duygulardan onu söyledi o zaman ona kızamassın hangi takım oyuncusu olursa olsun kızamasın çünkü herkes kendi takım hakkını korumaya ve yalanları doğru olarak benimsetmek için çalışıyor. Belki on yıl sonrada gerçekler ortaya çıkacak ama futbolumuz on yıl böyle bir açıklamayı bekler mi? Orası=?

    Böyle bir açıklama yaptığına göre olgun olduğunu gösterir. O zamanki gençlik tutkusu bunu söylettirdi yerinde olsam bende söylerdim belki sende söylerdin. Herneyse ama şu bir gerçek kimse on yıl bekleyemez!

    ULUSOY İSTİFA!

  5. #5
    Nesil
    2007
    Yer
    Yeni Açık!
    Mesajlar
    4,320

    Default

    Hala konuşuyor ya
    Ulusuy İstifa!

  6. #6
    Nesil
    2006
    Yer
    İzmir
    Yaş
    36
    Mesajlar
    3,078

    Default

    hakemlerinin arkasında oldugu söylemesine gerek yok zaten normal bir durum zaten böyle olması

  7. #7
    Nesil
    2006
    Yer
    #20-#34
    Yaş
    32
    Mesajlar
    3,543

    Default

    UluSoy İstİfa

  8. #8
    Nesil
    2006
    Yer
    Fikstüre Bak..
    Mesajlar
    3,064

    Default

    gitsinde nasıl giderse gitsin..adam gibi mi yoksa başka türlü mü artık umrumda değil..tek umrumda olan şey GİTMESİ!!

  9. #9
    Nesil
    2007
    Yer
    GEBZE!
    Mesajlar
    1,917

    Default

    Sen git hele bide ondan sonra adamlığını bırak biz yorumluyalım

  10. #10
    Nesil
    2006
    Yer
    Bandırma-10.5
    Yaş
    38
    Mesajlar
    1,691

    Default

    Nedense hep hakemlerin arkasında! olurlar ya bunu hiç anlamam gideceksen git, sonra biz kara veririz nasıl gittiğine...adam gibi mi, yoksa başka türlü mü...
    Kula bela gelmez Hak yazmadıkça,
    Hak bela yazmaz kul azmadıkça.

  11. #11
    Nesil
    2007
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    8,046

    Default

    Adam gelmedin ki adam gidesin ...

  12. #12
    Nesil
    2006
    Yer
    # 5-5
    Yaş
    41
    Mesajlar
    1,103

    Default


    biraz ağır olmuş sanki..

    ha bu arada platini istifa !

  13. #13
    Nesil
    2007
    Yer
    Ev
    Yaş
    33
    Mesajlar
    491

    Default

    Quote Originally Posted by nart_susruko View Post

    biraz ağır olmuş sanki..

    ha bu arada platini istifa !
    Doğru söze ne hacet !

  14. #14
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    6,810

    Default

    Ulusoy'un arkasında olan ben bir kişi görmedim şu ana kadar.Nasıl oluyor da hala orada duruyor
    FM Gazetesi

  15. #15
    Nesil
    2006
    Yer
    istanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    3,719

  16. #16
    Nesil
    2007
    Yer
    istanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    166

    Default

    türkiye futbol ligi hakemler açısından tarihinin en kötü sezonunu geçiriyor. Bunun sorumlusu da ulusoy dur. ulusoy istifaaa!

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •