yolcu sana bir soru sorsam cevaplar mısın? millet sana soruları cevaplamıyor diyor ama bunu test etmek istiyorum. mümkün mü?
yolcu sana bir soru sorsam cevaplar mısın? millet sana soruları cevaplamıyor diyor ama bunu test etmek istiyorum. mümkün mü?
aynı şeyi ben sana desem mesela yolda taşa takılsan tayyipten bileceksiniz burdaki yorumlar böyle
peki beni itham ettiğin şeyi sen yaptığına göre farkımız ne
ben doğruyum sen yanlışsın diyeceksin
peki ya ben doğru sen yanlışsan ne olacak
ötekileştirmeye gerek yok inanmazsan inanmazsın bitmiştir![]()
Güzel bir yazı yazmıs Bahadır Baruter. Bilmeyenler icin söyleyelim karikatüristtir. Bizzat tanısmıslıgım da vardır kendisiyle.insanın ağırına gidiyor lan! gencecik, tertemiz, taptaze çocukların üzerine gazı acımadan boca ediyorlar. iblisler!!!. zerre vicdanı olmayan bir faşist sürüsü, genç olana, güzel olana, aydınlık olana karşı biriktirdiği bütün ezikliğini vandalca, pervasızca, gaddarca kusuyor kusuyor kusuyor.... pırıl pırıl çocukların birbirine bir tutunuşu, bir dayanışması, gazın ızdırabına zerafetle bir katlanışı var içiniz parçalanır arkadaşlar. gaz gerçek bir kabus. onu tadan oraya değil evladını düşmanını salmaz. önce solunumunuz kavruluyor sonra böcekler gibi aşağılanmış hissediyorsunuz kendinizi. sinirinden ağlayanları görmelisiniz. boyunlar bükük gururlar kırık hüzünlü bir öfkeyle burkulmuş büyük acıyı görmelisiniz. sonra derinlerden bir çığlık: "oomuuzoomuuza".... böyle başlıyor direnişin şakıması... kıpırdanmaya başlıyor umut. geçti geçti diyorsunuz birkaç dakika birkaç sloganla... " faşiiizme kaarşı..." sonra annesini arayanlar... sevgilsine sarılanlar... arkadaşına yaslananlar... ve sonra tekrar başlıyor herşey. pat pat paaat pata pata pata ta ta ta!!!...oradan oraya koşturuyor ürkek kediler gibi ülkenin aydınlık geleceği... imdaaaaaaat diye haykırasınız geliyor, yediremiyorsunuz... lanet olsun ki katlana katlana büyüyorsunuz oracıkta, birkaç dakika içinde.... aaahhhhhh!!!
faşizme karşı ne yapılabilir arkadşlar? allah aşkına ne yapılabilir? birşey yapmak lazım, bişey... birşey...
bu halkı uyandıralım en azından ne olur... ne olur! ne olur!!
bu halkı uyutan, yalancı , sahtekar, işbirlikçi medyayı asla affetmeyelim! gözünü seveyim affetmeyelim bu aşağılık kelekçileri.
asla asla asla!!!!
Bahadır Baruter
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
@_yoLcu_
O sadece basit sorulara cevap verir anlamadınızmı hala
Öyle derin düşünceli sorulara cevap veremez.Anca soru sorar cevap arar
Sizde ona göre sorun![]()
Seni itham ettiğim şeyle benim yaptığım şeyin aynı olduğunu düşünüyosan sıkıntı çok büyük abi. Sen tutturdun en başından beri dış güçler, provokatörler falan diye, toz kondurmadın Tayyip'e. Ben ne diyorum bu olayların bu boyuta gelmesi Tayyip yüzündendir. Konuşmaları ortada, inadı ortada, faşist tavrı ortada daha ne diyim ben.
Screw you guys, I'm goin' home
Bu yaşananlara verdiğin tepkiyle alakalı bir şey sormak istiyorum.
Bu yaşanan olaylara hükümet gözüyle baktığını biliyoruz ve seni bu konuda suçlamıyorum. Sonuçta 27 yaşındasın ve 28 Şubat'ı hatırlayan birisindir. Daha ötesini hatırlamazsın benim gibi. Sadece okumuşsundur.
28 Şubat bir ayıptı bence. Muhafazakar kardeşlerimize yapılan bir ayıptı. Ve iktidar, buranın üstünden çok oy topladı. Normaldir. Muhafazakar parti. Mazlum edebiyatı yapıp oy toplaması normaldir. 12 eylülde bile mazlum edebiyatı yapıp oy referandumda "evet" toplamaya çalışması ne kadar anormalse, şu zamana kadar muhafazakarlara yapılanlardan ötürü mazlum edebiyatı yapması da o kadar normaldir bence.
Muhafazakar olduğunu düşünüyorum. Ki bunu sen de kabul edersin, sonuçta bir ayıp değil. Dinin, Müslümanlığın zorunluluklarının benden daha fazla farkındasındır. Filistin'deki kardeşlerimiz için benden daha fazla üzülüyorsundur muhtemelen.
Buraya kadar doğru muyum? Ona göre bir şey soracam.
RTÜK Halk Tv'ye Para Cezası Vermiş..
Taksim güllüoğluna sığınmayın polise teslim ediyolarmış yayalım lütfennnn!!!
Çok kişi yazdı.
Kesinlikle. İnsan olmak yeterli.
Bu konuda en başından beri görmeni istediğimiz bir şey var. Başbakanın bu konudaki yanlış tavrı. Bunu göremiyorsun ya da görmek istemiyorsun ya da sana göre yanlış olan bir şey yok. Eyvallah.
Sormak istediğim olay şu, başbakanın bir sürü videosu var. Onlardan bahsetmeyecem. Kendi kendini 30 saniyede yalanladığı videolar falan değil derdim.
Derdim şu: Başbakan Müslümanları katleden, tecavüz ettikleri ispatlanan (ispatlananın altını çizdim çünkü bunu yapanlardan biri suçunu itiraf edip hapse atıldı amerikada. çok istiyorsan linki araştırabilirim) amerikan askerleri için "kahraman amerikan askerlerinin evlerine dönmesi için dua ediyorum" dediğinde acaba başbakanla aynı görüşte miydin? Yani bu konuda düşündüğün gibi, Irak halkının Irak ekonomisine zarar verdiğini, yüzlerce dükkanı, binayı yakıp yıktıklarını düşündüğün için başbakanı yine haklı mı gördün?
Şu konuda sana o kadar çok şey söylendi. Başbakanın yaptıklarına bir kere hata dediğini görmedim. Verdiğin cevapların çoğu, soruya soruyla yanıt vermekle kaldı.
Bu soruyu şu yüzden sordum. En damar akpli arkadaşım bile başbakanın bu lafına "oha" demişti. Bunu diyebilmişti. Acaba sen bu konuda başbakana toz kondurabilecek misin. Hatasına hata diyebilecek misin, yoksa dediğim gibi suçlu yine Irak halkı mı
Tek sorum bu.
http://t24.com.tr/yazi/sonun-baslangicina-dogru/6875,
SONUN BASLANGICINA DOGRU
Bu yazı, dün gece Taksim Meydanı ve Gezi’de yaşanan olaylardan önce yazılmıştı. Taksim’le yetinmeyip Gezi’ye de müdahale başladığı 21.30 sıralarında yazıyı çöpe atıp bambaşka bir yazı yazmayı düşündüm önce, sonra vazgeçtim. Öfkeme, tepkime yenilmemek için, sert bir içki doldurdum kendime. Tayyip Bey’in ve şürekâsının kendi kazdığı kuyulara doğru tutturduğu amok koşusunun ve acılar içinden doğacak yeni Türkiye’nin şerefine kaldırdım kadehimi. (Günahı Tayyip Bey’e; beni o “ayyaş” yaptı son zamanlarda) O sırada İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ekranlarda hayatının en utanç verici nutkunu atmakla meşguldü. Kafam henüz “kıyak” değildi ama ne dediğini anlamakta güçlük çektim, kendisinin anladığından da emin değilim. Günlerdir özürler dilediği, size hiç dokunulmayacak diye yemin billah tweetlediği Gezi’deki “cici çocuklar” gazlanırken Vali karmakarışık laflarla, tükürdüklerini yalamakla meşguldü. Belli ki Başbakanı’ndan fırça yemiş, ayar almıştı.
Sonun başlangıcı, diye düşündüm. Televizyonu kapadım ve ağladım. Sevinçten mi, çaresizlikten mi bilmiyorum. Bunu zaman gösterecek.
Zırcahil gazeteciler, zırzır cahil danışmanlar
Başbakan’ın en güvendiği, siyasetini söylemini ona göre ayarladığı, dil ve üslup ikizi danışmanlarından Yalçın Akdoğan’ın, “Zırcahil bir gazeteci takımı var” sözlerini işittiğimde, doğru diye geçirdim içimden Yeni Şafak’ın Gazi olaylarını kastederek attığı “Houston’dan ölüm emri” başlığını, Ankara temsilcisinin yorumlarını, Yiğit Bulutgillerin yazılarını, iddialarını düşünerek... Sonra baktım, söz Başbakan’ı eleştiren yazarlara, gazetecilere yönelikmiş meğer.
Ne zamandır gazete köşelerinden, televizyon ekranlarından izlediğim, AKP çevresinde kümelenmiş çoğu sosyolog, sosyal bilimci ve profesör olan bir kısım zevatı dinledikçe, kim okutmuş, kim yetiştirmiş, kim profesör yapmış bu adamları, bunlar nerelerden mezun olmuş, hangi jürilerden ünvan almışlar diye sorup duruyordum kendi kendime. “Ben bir bilim adamı olarak”, “ben bir sosyolog olarak”, “ben bir profesör olarak” diye başlayan ego şişkini konuşmaları, -bırakın yorum perişanlığını- maddi hatalarla, hazmedilmemiş, üstünkörü, çoğu zaman çarpıtılmış bilgilerle, ana kaynağa gittiğinizde bütünüyle yanlış olduğunu gördüğünüz sözde verilerle öylesine doluydu ki, gerçekten hayret ediyordum. Bunların kimisi bir süredir her yanda mantar gibi biten şu veya bu stratejik araştırma enstitüsünün, vakfının, vb. başkanı, kimisi Başbakan’ın danışmanı, kimisi iktidara yakın gazetelerin köşe yazarlarıydı.
Örneğin, Yeni Şafak gazetesi, Gezi eylemcilerine, Zello ile (akıllı telefonlara indirilebilen bir çeşit telsiz uygulaması) ölüm emri verildiğini iddia ederken, Star bu habere katılırken ve bütün bir AKP basını Gezi direnişinin ne biçim bir dış güçler oyunu, nasıl bir kökü dışarda komplo olduğunu yazarken şu sıralarda ekranlardan düşmeyen AKP milletvekili ve TayyipBey’in resmi ya da gayri resmi danışmanı bir Prof. (Galiba o da bir stratejik araştırma kuruluşunun başı falan) bu iddiaların ne kadar doğru olduğunu, Zello’nun tam da bu amaçla kurulduğunu savunmak için televizyonda yırtınıyordu. AKP düşmanı olduğu kuşkusunu taşıyamayacağımız Nazlı Ilıcak bile dayanamadı, hem şakacı hem de böyle dezenformasyonlara itibar etmeyen tavrıyla anında açtı Zello uygulamasını, ekranda herkese dinletti ve adamı kibarca bozum etti.
Evet, paradigma çöktü
Danışmanlar takımından biri var ki, ben Tayyip Erdoğan’ın ne düşündüğünü, daha doğrusu ona nasıl düşündürüleceğini, “zırcahil bir gazeteciler takımı var” diyecek pervasızlık, kibir ve cüretteki bu kişiden izlerim. Yasin Doğan takma adıyla yazan Yalçın Akdoğan’ın yazılarındaki, beyanatlarındaki fikirler, cümleler Başbakan’ın konuşmalarına aynen yansır. Danışman Akdoğan’ın yazılarında sık sık kullandığı bir kavram “paradigmanın çöküşü”dür. Haklıdır; laik-Kemalist paradigma, kurucu vesayetin, darbeciliğin, halkın bir bölümünü (Müslüman kesimi) tarih sahnesinden sürüp mağdur eden 1.Cumhuriyet’in toplum mühendisliği zihniyetiyle birlikte çökmüştür. Ne var ki, seksen yıl hüküm süren eski paradigmanın yerine geçirilmeye çalışılan yeni paradigmanın da çöküşüne şahit oluyoruz şu günlerde. Çünkü çöken paradigmaya eklemlenerek, onun kodlarıyla konuşmaya başlayan AKP, sadece tellakların değiştiği eski devlet hamamında debelenmeye kararlı görünüyor. Liderin damgasını bastığı tek adam partisi AKP, bir süreden beri, elli yıldır ne duymuşsak, nelere maruz kalmışsak aynı sözleri söylüyor, aynı devlet reflekslerini tekrarlıyor. Bunların başında, iktidarın karşısındaki farklı siyasetlerin, farklı düşünce ve eylemlerin, hele de ekonomik ve siyasal krizlerin dış güçlerin ve çıkar çevrelerinin kışkırtmaları olduğu; iktidara, dolayısıyla Türkiye’ye karşı içerdeki hainleri kışkırtan dış mihrakların komplosuyla karşı karşıya bulunulduğu ulusalcı paranoya geliyor. Yedi düvel bize karşı, büyümemizi, başarılarımızı çekemiyorlar, bizi zayıf düşürmek için komplo örgütlüyorlar söylemlerini gerçekten inanarak mı yoksa kitleleri kandırmak için mi hep bir ağızdan tekrarlıyorlar bilemiyorum ama, bildiğim bir şey varsa, ben elli yıldır bu sözlerin tıpa tıp aynısını duyarak ihtiyarladım. Ulusalcı zihniyette tavan yapan bu türden komplo teorilerinin, toplumsal-ekonomik krizleri çözemeyen iktidarların can simidi olduğunu defalarca gördüm. Şimdi aynı can simidine AKP sarılmış görünüyor. On beş gündür yaşanmakta olan krizin gerçek nedenlerini kavrayıp kendisine çeki düzen vermek, hatayı kendisinde aramak yerine dış güçler, faiz lobisi, bir takım sermaye grupları, çıkar çevreleri edebiyatı gırla gidiyor.
Krizin vahametini kavramıyorsunuz Beyler!
İktidar, dün Taksim’e polisi yeniden sürmesiyle körüklediği krizin ciddiyetinin ve vahametinin hâlâ farkında değil. Aynı şekilde Erdoğan’ın krizin sorumlusu olarak bazı büyük bankaları, ülkenin en önemli sermaye gruplarını (bütünüyle teslim olmayan, biat etmeyen, AKP’nin kanatları altında büyümemiş olanlar), ne olduğu belirsiz faiz lobisini gösterip “hesabını çok ağır soracağız” diyerek tehdit etmesinin ekonomide nasıl sonuçları olacağına da aldıran yok anlaşılan. İktidara ve özellikle Erdoğan’a bu sonuçları göstermesi gerekenler, o zır-âlim danışmanlar, Tayyip Erdoğan’a attırdıkları ya da engel olmadıkları her adımla krizin (ve suçun) ortakları olduklarının da farkında değiller.
Başbakan’ın dünkü grup toplantısında yaptığı, Gezi’nin ruhunu, özünü, isyanın nedenini, itici gücünü kavrayamayan, Taksim’deki irili ufaklı örgütleri yalan yanlış bilgilerle dolu emniyet raporları ötesinde tanımayan, aralarındaki farkları bilmeyen, camide içki içildi türünden pek çok tanıklıkla çürütülmüş yalanlara sığınan, buram buram böl-cepheleştir-yönet stratejisi kokan, sapla samanı vahim şekilde birbirine karıştıran konuşması hastanın kendisi kadar müdahale eden sahte hekimlerin de marifetiydi. Unutmayalım, lider kendi yapısı kadar çevresinin de ürünüdür.
Bu türden bütün olaylarda görülen fırsatçı sızmalara, eylem çalma çabalarına, sözde sol aslında lumpen çetelere, iktidarı düşürme kof hayallerine kapılmış/kaptırılmış köhnemiş siyaset erbabına, nostaljik ve artık komik darbe heveslilerine rağmen Gezi’den çıkıp dalga dalga yayılan isyanın, en karşıt kesimleri orada biraraya getiren gerçek nedenlerini ne hastanın ne de hekimlerin hiç bir şekilde kavramadıkları apaçık görülüyor. Geçmişten kalma köhnemiş “paradigma”nın ürünü değerlendirmelerle ve tek doğrunun kendilerinde olduğu yanılgısıyla kavramaları da mümkün değil. Kavramadıkları, yanlış teşhis ettikleri için Taksim’e yazdıkları devlet şiddeti reçetesi de hastalığı ağırlaştırmaktan başka işe yaramayacak. Ve Taksim’de bütün gürültücülüklerine, kimilerinin yer yer vandalizme varan lumpen eylem anlayışlarına rağmen aslında azınlıkta kalmış olan gruplar asıl şimdi güç kazanacaklar ve asıl şimdi, krizi yönetemeyen iktidarın kendi eliyle yarattığı kaos karanlık emelleri olan şer mihraklarının bekledikleri ortamı yaratacak.
Durum, bugün itibariyle gerçekten de vahim. Taksim Dayanışması temsilcileriyle görüşme gündemdeyken, bu görüşmeyi sekteye uğratacak polis müdahalesi neresinden bakarsanız, provokasyonun dik âlâsıdır. Bu müdahale olmasaydı, birkaç gün beklenseydi, Başbakan’la görüşme sonrasında Gezi’dekiler Taksim’deki örgütlerin önemli bölümünü ikna edebileceklerdi büyük olasılıkla. Ayrıca Taksim’dekiler zaten alandan çekilme kararını tartışmaktaydılar.
Bu aklı Başbakan’a kimler verdiyse, bu stratejiyi kimler çizmişse sübjektif provokatörlerdir. Türkiye’ye dönüşüyle ortamı yeniden geren Tayyip Erdoğan da artık provokasyonun tam ortasındadır. Bankacısından sermaye gruplarına, sanatçısından yazarına, aydınından gencine, sendikalardan muhalefet partilerine kadar ülkenin AKP’ye biat etmeyen yarısını karşısına almış bulunan Erdoğan şimdi örgütlemeye çalıştığı sokağa güvenmektedir.
Gezi’deki ve twittlerdeki en anlamlı sözlerden biri “Biz senin demokrat olma ihtimalini sevmiştik” sloganı, bir diğeri de “Tayyip Bey, bir düşün; bizim gibi üç çocuk ister miydin” cinliğiydi benim için. Doğru teşhis bu iki cümlede gizliyken devlet şiddetinden medet ummayı önerenler kına yaksınlar! Sonun başlangıcı uzun sürebilir ama başlamıştır.
----
Harika bir yazı olmuş. Objektif bir bakıs acısıyla yazıldığı için her kesimden insanın okuması gerektiğini düşünüyorum.
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
'Protestoların suç olması mümkün değil'
Ankara'da mahkeme Gezi Parkı protestoları ile ilgili önemli bir içtihad oluşturdu. Şu ana kadar tutuklama kararı vermeyen mahkeme, 'protestoların demokratik hak olduğunu ve göstericilerle ilgili suç isnadının mümkün olmadığını belirtti.
Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, serbest bırakma kararını verirken önemli bir içtihad da oluşturdu.
Mahkeme, "Vatandaslik haklarını kullanarak demokratik tepkilerini ortaya koymak için protesto gösterisi yapanlara herhangi bir suç isnadı mümkün değildir" dedi.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25448485#storyContinued
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
'Atılmadı, düştü. iddialar yalan'
Adana'daki protestolar sırasında alt geçit inşaatından düşerek hayatını kaybeden Komiser Mustafa Sarı'nın ailesi, 'Atıldı' iddialarını yalanladı.
Adana'da Gezi Parkı eylemleri sırasında alt geçit inşaatına düşerek yaşamını yitiren Komiser Mustafa Sarı'nın ağabeyi Adem Sarı, sosyal medyada kendilerini 'Sarı ailesinin yakınları' olarak tanıtan Feride Pelin Özdemir'i ve diğer kişileri tanımadıklarını söyledi.
Radikal gazetesinin haberine göre, Mustafa Sarı'nın babası oğlunun düştüğünü ve bu konuda kendilerine bu yönde bilgi veren Adana Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü'ne inandıklarını belirtti.
'MUSTAFA DÜŞTÜ, ATILMADI'
Mustafa Sarı'nın kardeşi Adem Sarı, "Polisi göstericiler köprüden attı" iddialarına sert tepki gösterdi. Adem Sarı, bu tür spekülasyonlara yer verilmesinin kendilerini daha da üzdüğünü ifade ederek, "Mustafa düşmüştür, atıldığı iddiaları spekülasyon. Abim arkadaşlarıyla beraber göreve giderken düşüyor. Biz acımızı yaşamak istiyoruz" dedi.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25448193/
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
sanırım bunlar yanlış yapabileceğini ve yaptığını gösteren mesajlarıma örnek olabilir neyse bu önemli değil
öncelikle aradım başbakanın ağzından böyle bir dua ettiğine dair video bulamadım
diyelim ki dediğin açıklamayı yaptı
amerikan askerlerinin evlerine dönmesi için dua etmek ıraklıların yararına değil midir. hepimiz istemiyor muyuz ırakın ıraklılara bırakılmasını amerikan askerlerinin ırak halkına zarar vermemesini
kahraman dedi diyeceksin. amerika saddam zalimini devirmek için ıraka girmiştir tabiiki kahraman kelimesi kesinlikle yakışmıyor ama sebep olarak saddamdan kurtulmak için girdikleri ülkeden zulümle çıktılar
zulmun bitmesi için evlerine dönmesini dilemek saçma değil saçma olan kahraman kelimesini kullanması tabi böyle bi kelime ağzından çıktıysa
11.06.2013 TAKSİM GEZİ PARKI VE TASİM MEYDANINDA VAHŞET
https://www.facebook.com/photo.php?v=10152003028179152
İZLEYİN, İZLETTİRİN.
Çiçekten böcekten ıhlamur ağacından bahseden vali İSTANBUL VALİSİ Mİ yoksa kendisi yanlış bir GEZİ PARKI için mi tweet atmış.
AŞAĞIDA İZLEYECEKLERİNİZ DEĞİL BİR ÜLKENİN POLİSİ TRAFINDAN SİVİL VATANDAŞINA, SAVAŞTA DÜŞMAN TARAFINDAN SİVİL HALKA YAPULŞABİLECEK BİR OLAY DEĞİLDİR. POLİS AKM nin ÖNÜNDE TOPLANMIŞ, İNSALAR LA POLİSİN ARASINDA 2 MT MESAFE VAR. kİMİLERİ SOLGAN ATIYOR, KİMLERİ HORON ÇEKİYOR VSVSVS... VE TAM O SIRADA BİNLERCE İNSANIN ÜZERİNE YÜZLERCE POLİS GAZ BOMBASI YAĞDIRMAYA BAŞLIYOR. DUMANDAN BİR ŞEYLER GÖRMEK VE ÇEKMEK MÜMKÜN DEĞİL, NEFES ALMAK İMKANSIZ VE O ANDA CEP TELEFONUMLA VİDEO KAYDI YAPIYORUM.BİR YANDAN DA O GAZ BULUTUNUN İÇİNDEN ÇIKMAK İÇİN KAÇMAYA ÇALIŞIYORUM. kAÇAN İNSANLAR SIKIŞMIŞ VE BİRBİRLERİNİ EZİYORLAR. GÖZ GÖZÜ GÖRMEDİĞİ GİBİ BİR DE PANİĞİ ARTTIRMAK İÇİN SES BOMBALARI ATIYORLAR. BUNUN ŞEREFSİZLİKTEN BAŞKA BİR ADI OLABİLİR Mİ BİLMİYORUM. HIZINI ALAMAYAN POLİS BU SEFER GAZ BOMBALARINI GEZİ PARKININ İÇİNE YAĞDIRMAYA BAŞLADI. REVİRE BİR YARALI ARKADAŞI GÖTÜRMÜŞTÜM VE REVİRE HABİRE GAZ BOMBASI DÜŞÜYORDU. BU NASIL BİR KİN NASIL BİR NEFRETTİR GERÇEKTEN ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL. zATEN O ANDAN SONRA DA BİR SÜRE KENDİME GELEMEDİM.
BÜTÜN BUNLARI YAŞAYAN VE GÖREN OLARAK KİMSE BUNUN ADINI ORANTISIZ GÜÇ DİYE GEÇİŞTİRMESİN. bU YAPILANIN YANINDA ORANTISIZ GÜÇ İFADESİ, ÇOK AMA ÇOK YAVAN KALIR.
ŞU ANDA O KADAR NEFRET DOLUYUM Kİ KENDİMİ ZOR TUTUYORUM DESEM YERİDİR.
tEK BİR ŞEY İSTERİM. EVET TEK BİR ŞEY. UMARIM BU DİRENİŞLE ÜLKEYE YENİ BİR DÜNYA HAKİM OLUR VE BAŞBAKANINDAN, İÇİŞLERİ BAKANINA, VALİSİNDEN EMNİYET MÜDÜRLERİNE VE BÜTÜN YANDAŞ VE YALKA BASINDAHİL BU YAPILANLARI DESTEKLEYEN HER KİM VARSA İÇERİ TIKILIP GÜNDE 3 SEFER GAZ BOMBASINA MARUZ BIRAKILSIN VE BU DA CANLI OLARAK YAYINLANSIN.
BELKİ O ZAMANHALKA NE YAPTIKLARINI ANLARLAR VE BİZ DE O ZAMAN BİZİ ANLADIKLARINI ANLARIZ.
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
önceki cevaplarını hatırlattığın için teşekkür ederim. zahmet vermişim biraz
amerika'nın ırak'a girmesi konusunda perspektifini yanlış buluyorum. yazdıkların hakkında söylenecek çok şey de doğdu, amerika yarın bir gün tayyip için "zalim" diye düşündüğünde buraya girmesini de mi normal karşılayacaksın gibi. ama bu sorularla uzatmak istemiyorum
teşekkür ederim cevabın için![]()
[YOUTUBE=FxfthoBlUVs]taksimde polis terörü[/Youtube]
yağmur gibi yağıyor yahu. bu neyin kini? bu erk sarhoşluğu ne? ulan bu halk lan. her gün yüzüne baktığın insanlar var orada. yaşlılar var, çocuklar var. tekerlekli sandalyedeki insana tazyikli su niye? adam sana ne yapabilecek lan? yazık, çok yazık. bu ülkede adalet tamamen bitmiştir. polise olan güven sıfırlanmıştır ve hatta eksiye gitmiştir. şu hale bak lan. ne oluyor lan size?
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
Taksim Gezi Parkı mühadele varmış.HANİ MÜHADELE YOKTU ! Yalancısınız yalancı !
![]()
Gezi Parkına Müdahele Baslamıs. Adamlar 12 Saat Içinde Dönekliğin Alasını Yaptı. Müdahale olmayacak dendi, çok sert bir müdahele varmıs suan. Hala Bu Adamları Savunanlar Olamaz, Olmamalı.
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
@Aydin @_yoLcu_
Aydın'ın bahsettiği söz 2003 yılında Wall Street Journal'e verilen açıklamada geçen kısım.
Yazının orijinali: http://online.wsj.com/article/SB1049...Tabs%3Darticle
Aydın'ın bahsettiği kısım: "We further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties, and that the suffering in Iraq ends as soon as possible."
Spoiler: Yazının İçeriği
Benim yorumum: Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de demişler. Bazen miting alanlarında çoşkuyla dillendirilir "İsrail'i dize getiren lider, ABD'yi korkutan lider" vs. Güçlü olan Amerika, Güçlü İsrail Güçlü Rusya. Sen daha bu yollara düşmeye başlarken adamlar yolu bırakıp dünya dışında kapışma derdinde. Erdoğan çok akıllı bir lider, Sağ eğilim üzerinde ve dış politikada denge politikasını oldukça başarılı uyguluyor, nereden ne alacağını iyi biliyor. Hiç bir zaman siyasetçilerin sözlerine güven olmaz çünkü siyaset çok farklı bir olgu. Ne demişti Demirel "Dün dündür bugün bugün" Bu yüzden dün böyleydi, şu şöyle yapıldıya fazla takılmamak gerek. Makyavel'in sözünü hatırlatır uzaklaşırım "Amaca giden her yol mübahtır" siyasetçiler için bu hep böyledir ve böyle kalacak.
...
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
CNN Yayını.CNN ASİA dönmüş.Digitürk ve D-Smart'ta.
[YOUTUBE="daq5E-hxYVg"]......[/YOUTUBE]
Bu kadar mı yalakalık olur !
Last edited by petrol_fb12 : 12.Haziran.2013 at 03:54
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki burada cahil cühelayla laf yarışına girmeyeceğim. Bu konuya yazmayı da düşünmüyordum, tıpkı 3 Temmuz konularına yazmadığım gibi, çünkü sabit fikirli ve daha da kötüsü kötü niyetli kişilerle girilen laf dalaşının sonuçta sinirlerimi zıplatmaktan başka bir etkisinin olmayacağının farkındayım.
İşim gereği yurt dışında yaşıyorum ve şu ana kadar kendi kendime kahrettim, keşke orada olsaydım ve kardeşlerimle yan yana meydanlarda olsaydım diye, elden bir şey gelmiyor ama ruhum sizlerle meydanlarda...
Sadece ruhum değil, tüm ailem; kardeşim, annem, babam, kuzenim, teyzem, eniştem, vs...
Şimdi gelelim bu yazıyı yazma sebebime; dün(11/06/2013) tarihinde Taksim'de olan kardeşimden aldığım bilgileri insanlığa sığdıramadığım için yazıyorum.
Bir polis düşünün halkına gerçek kurşun sıksın, bir polis düşünün delil olmasın diye mobese kameralarını devreden çıkarsın, bir polis düşünün görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak canını ve malını korumakken, cana kast etsin...
Gencecik insanlar öldürülüyor sokaklarda, kimse bana resmi ölü sayısı şu bu demesin, kardeşimin bir kaç metre yakınındaki bir genç arkadaşımız güpe gündüz polis tarafından gerçek mermiyle öldürülüyor, bu benim kardeşimde olabilirdi, düşünmesi bile kanımı donduruyor. Ölen genç arkadaşımızda kardeşimizdir ancak düşünün bir kere ailenizden birisine böyle bir şey olduğunu?
Kendi halkını öldürerek gösterileri dağıtmaya çalışan, insanlar belki can korkusundan meydanlara çıkmaz diye böyle ümitsizce ve insanlık dışı yollara başvuran bu yaratıkları ben insan sayamıyorum maalesef!
Bu meselenin detayları ve sebepleri yazarak bitmez ancak kısa kesip burada bitireceğim ancak öncesinde meydanlarda olan kardeşlerime bir mesajım var; kendinize dikkat edin lütfen, bu ülkenin size ihtiyacı var!
Bir not: Yarın Beşiktaş tarafında da gerçek mermi kullanılacağı şeklinde duyum aldım, lütfen kendinize dikkat edin.
Ayrıca madem yazdık bir kere; şunu da belirtmek istiyorum, başta Aydın olmak üzere tüm Turksportal ailesine de teşekkür ediyorum çünkü şu anda yaptıkları şey gerçekten çok büyük bir anlam ifade ediyor.
Öyle bir video'yu istediğin kadar ara bulamazsın, çünkü söz konusu açıklama sözlü değil yazılı olarak yapılmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=39fzdsGsHEE
Tayyip Erdoğan’ın tüm dünyada okunan Wall Street Journal’e yazdığı yazı şu satırlarla bitiyor:
"We further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties..." Yani...
"Kahraman çocuklarınızın anavatana en az kayıpla dönmesini umuyor ve dua ediyoruz..."
Katoliklerin ruhani lideri Papa 2. Paul bile savaşın bitmesi ve masum kanı dökülmemesi için dua ederken "Müslüman Demokrat" Erdoğan’ın sadece Amerikalı askerler için dua etmesine ne buyurulur?
Dün tüm dünyaya verilen görüntü;
"Göstericiler Gezi Parkını yaktı itfaiye ve Tomalar söndürdü."
Yine güzel bir eylemin daha sonuna geldik, TKP ve benzerleri bu güzelim eylemi de berbat etmeyi başardılar.
Bana sorarsanız dün akşamdan sonra bütün emekler boşa gitti. Yazık oldu çocuklara.