Quote Originally Posted by meddah View Post
Aslında Aybaba ile anlaşılana kadar adı geçen adaylardan; Van Gaal ile Rangnick'in, Eriksson ile de Mustafa Denizli'nin birbirlerine yakın doğrultuda oldukları düşünülebilir. Aybaba ile kim aynı kefeye konulabilir, bilemedim; aklıma gelmiyor başka aday vardıysa da. Ha, Daum deniliyordu bir de; ama onu da Eriksson - Denizli çizgisine koymamız gerekir.

Van Gaal ve Rangnick, taktik ve maç planı konusunda ortalamanın çok üstünde isimler; Eriksson, Denizli ve Daum, çok çeşitli ve birbirleriyle alakasız malzemelerden optimum bir bütünlük çıkarabilecek isimler; Aybaba da, malum, genç fetişisti bir isim. Aslında bu yöntemlerin hepsi, Beşiktaş'ın içinde bulunduğu kaostan çıkış reçetesi olarak kullanılabilir.

Şöyle bir senaryo yazılabilir belki: İbrahim Altınsay'ın başını çektiği bir grup birinci yöntemin (taktik deha) tercih edilmesinden yanaydı, Tamer Kıran'ın başını çektiği bir diğer grup ise ikinci yöntemin (aşure)... Bu iki yöntemin çatışmasından, herkesin kısmen de olsa katıldığı üçüncü bir yöntemin (gençleşme) sentezlenmesi sonucu çıktı.
Yok abi öyle olmadı.Erikson ile anlaşıldı ama gelen tepkilerden dolayı vazgeçildi.Denizli ile görüşüldü,Denizli şartları kabul etmedi.En son hiç bir şart koşmayan Samet Aybaba'ya kalındı.

İbrahim Altınsay'ın kafasındaki düşünce,bir kaç senelik bir yapılanmaya giderek,yeniden yapılanmaktı.Bu amaçla gençlerin çoğunlukta olduğu yepyeni bir kadro kurulacaktı.Berat,Oğuzhan ve Mehmet Akgün transferleri bu düşüncenin transferleriydi zaten.Ama hoca konusunda yönetimin kendi düşüncelerine önem vermediğini görünce,o zaman benim burada olmamın bir faydası yok diye istifa etti.Erikson olayı da tam bu döneme denk geliyor zaten.