İstemeyerek de olsa bu konuyu kapatmak durumundayım artık. İstemeyerek diyorum çünkü zaten hükümetin her şeyi yasakladığı ve artık bu yasağı din kurallarına göre de ayarlamaya çalıştığı bir dönemdeyken (sözde laiklik üzerine yemin etmişti bu kişiler) bu konuyu konuşmayı forum kurallarına rağmen kapatmayacağımı, yasakçı zihniyetin işine geleni yapmayacağımı söylemiştim.

Bir ülkenin "bir" olmasını engellemenin yöntemi kutuplara ayrıştırmaktır. Ayrım yapmaktır. "Sen" - "Biz" muhabbeti yapmaktır. Bu hükümet şu zamana kadar bunu çok güzel başardı. Ancak bu olayda o ayrıştırdığı kürdünün, lazının, alevisinin, sünnisinin bir olduğunu görünce geri adım atmak zorunda kaldı. Hala hükümet yandaşları ve polislik mesleğini icra edenler şu olaylardaki birkaç olayı cımbızla çekip, önümüze argüman koyarak yaşananları savunmaktadır.

Hatta bu konuda kendileri gibi "Nasıl olsa bizden değiller, geberip gitsinler" gibi düşünceye sahip olduğumuzu sanıp bizlere "1 polis öldürülmüş, sevinin" diye yazan oldu. İşte böyle düşünenlere bir şey anlatmak çok zordur. Bana bu konuya yazdığım mesajlardan sonra 12 kişi özel mesaj attı. Sadece 1 tanesi bana atarlanan bir mesajdı. sırf tayyibe oy verenlere saygı duymadığımı yazdığım için bu arkadaş benim ahirete olan inancım olup olmadığından bile şüphe duymuş

Arkadaşın yaşına baktım ve yazdıklarına fazla şaşırmadım. Ona öğretilenlerle bu zamana kadar yetişmiş, bu hale gelmiş. Böylelerine laf anlatmak ile yorulmamak gerekir. Çünkü onların düşüncesine göre, onlardan değilsek Müslüman olduğumuz bile şüpheli.

Artık bu konu zaten kuklası olduğumuz, dış politikamızı yöneten amerika'nın istediği gibi kutuplaşmamıza yol açıyor. Başta yasakçı zihniyet için bu konuyu açık tutmuştum ama şimdi de aynı şekilde, bizim kutuplaşmamızı isteyenlerin ekmeğine yağ sürmemek için bu konuyu kapatmak zorundayım.

Biraz geçtikten sonra, sakinleşip sadece olayları tartışmak üzere konuyu tekrar açabilirim. Bu konuyu tartışma özgürlüğünüzü geçici olsa da engellediğim için özür dilerim.

Son paragrafım Gençliğe Hitabe'den olsun:

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!