GS'in topla oynama orani yaniltiyor. PSV zaten maglup durumda olmadigi surece rakip saha icinde baski kurmaya niyetli degildi. PSV en iyi bildigini, yani iki pasla rakip kaleye gitmeyi tercih ediyordu. Bunu yapmak icin de defanstan top hizli cikacak ve cabuk bir sekilde suratli ve topla dripling yapabilen forvetlere aktarilacak.
Galatasaray'da dripling yapabilen forvet yok. Biraz Necati var ama o da zihinsel olarak bitik uzun bir suredir bu aralar. Bu nedenle topa sahip olup yavas yavas oyun kurmasi gerekli. O zaman da is tamamen orta saha ve defans'a kaliyor. Barcelona gibi pas yaparken top kaybetmeyeceksin, 20-30 pas yapip rakip kaleye ineceksin. Galatasaray'daki oyuncularin kalitesi buna musait degil. Ayhan, Inamoto ve Orhan top durdurmaya calisirken top kendilerinden 2 metre uzaga gidiyor. Hasan Sas ve Sabri kafasini kaldirip kim bos diye bakana kadar bosa kacanlarin hepsi markaj altina giriyor. Eh bir de PSV fiziksel olarak bu sayilan oyuncularin hepsinden daha guclu olunca takim bir sey uretemiyor.
Suclu aramiyorum cunku herkez suclu. Rakip kaleye hizli nasil gidilecegi dersini antrenmanlarda calistirmayan Gerets suclu. Inamoto ve Ayhan'a orta sahayi birakan yonetim suclu. Futbolumuzda son 4 senedir yasanilan dususe neden olanlar suclu. Bu kadar suclunun arasindan bir suclu cikartip onu en basa koymamak gerekli.
Ama tabii Galatasaray'in esas amacinin yeni stadyum'a gecerken elde yenilenmis ve basariya ac bir kadro olmasi oldugunu goz onunde tutarsak, en azindan Arda'yi takima kazandirarak bir dogru adim atmis durumdalar. Devami geldigi surece ve 1-2 sene icinde takimi daha iyi takviye etmeleri gerektigini bildikleri surece bu sene ve gelecek sene icin basari beklentisi icine girmemek gerekli.