Uzun uğraş ve bekleyişlerin ardından defansa düşünülen takviye nihayet gerçekeştirildi.Düşünülen takviye diyorum fakat bu konuda herkesin hem fikir olduğu düşünülmesin.
Mevcut kadroda alternatifi türetilemeyen ve gün geçtikçe performansında belirgin düşüşler gözlemlediğimiz Üzülmez'in yerine transfer yapmayı bırakın, alternatif bir isim düşünülmediğini görmek bile şaşırtıcı, bir o kadar da üzücü ! Hedefe koşarken, süreklilik arz eden hatalar da bu denli ısrarcı olursanız; gün gelir yarışacak kulvar bulamazsınız ! Aylar öncesinden konulan erken teşhis, şampiyonluğu kurtarmakla kalmayıp bizi en güçlü aday konumuna getirebilirdi tabi sorunun temeline inme zahmetine gir(E)meyip, köşeleri başından yanlış teşhis koyan diplomasız doktorlar olmasaydı.
***
Gordon Schildenfeld transferi, her ne kadar imza atılana dek gündemde yer almadıysa da, öncelikli adam olduğu fakat yüksek maliyetinden dolayı transferinin sezon sonuna bırakıldığı açıklaması, ''Drpic olmadı Gordon olsun bari'' düşüncesinde olunmadığını, aksine uzun süredir takip edildiğinin hatta imkanlar doğrultusunda maddi durumun düşünüldüğünün göstergesidir.Zira Holosko'nun gelişi ile sarsılan bütçe, cuzi bir rakama alınacak ve katkı sağlayacağı düşünülen savunmacı ile toparlanabilirdi fakat ahlaki değerler bu transferin gerçekleştirilmesine mani olunca ve zaman daralınca, ister istemez paraya kıyıldı ve Gordon kadroya dahil edildi. Bu bölgeye Diatta'dan sonra transfer yapmış olmak için adam alınacağını ve yönetimin bu riske gireceğini sanmıyorum. Kısacası hedefde olan stoperlerden birini aldığımıza inanabiliriz.
***
Hiç izlemediğimiz bir oyuncunun sahadaki duruşuna ve oyun anlayışına dair iyi ya da kötü bir değerlendirme yapma şansımız şüphesiz ki yok.Buna bir de kısa sayılabilecek geçmiş kariyeri eklenince; yorum yapabilmek adına istatistiklerini ve geçmiş dönemlerde kadromuza dahil edip verim aldığımız Balkan kökenli oyuncuları ön plana çıkarma gereksinimi duydum. Her ne kadar bunlar Gordon'a dair gerçek değerleri ortaya koyma şansı vermese de, Trabzon'a gelen Brezilyalıların tamamına yakınının tutmaması,Galatasaray'ın Rumenlerden, Fenerbahçe'nin ise Brezilyalılardan yana sıkıntı çekmemesi, genel olarak İskandinavyalıların ülkemizde tutunamaması, geçmişten bugüne Yugoslav kökenli futbolcuların Beşiktaş forması altında başarılı olması vs. açıkcası tüm bunları tesadüfe bağlayamıyorum.Avrupa'nın önemli liglerine yelken açan ve yıldız olan Hırvat futbolcuların da (Vlaovic,Şuker,Boban,Prosinecki,Dario Simic,Eduardo da Silva) Zagrep havası soluduğunu düşünecek olursak, Gordon'u daha sahaya çıkmadan küçümsemek, yapabilecekleri karşısında yanılgıya düşmekten başka bir işe yaramaz.
***
Tuncay Şanlı, Gökhan Gönül, Gökhan Zan, Serdar Kurtuluş bu oyuncuların ortak özellikleri; 2.ligde sergiledikleri performans ile büyük takımların transfer listelerine dahil olmaları ve yükselişlerini Süper Lig'de de sürdürüp Milli takıma kadar yükselmeleridir. Bunu şu yüzden söylüyorum; Gordon'un 2007 yılına kadar 2.ligde top koşturmasını ön plana çıkarıp, bunu dezavantaj olarak nitelendirmek yerine; istikrarlı ve çıkışta olan, dahası önümüzdeki yıllarda Milli Takım'daki yerine kesin gözüyle bakılan bir futbolcunun transferini, bugun ve ilerisi adına kazanç olarak görebiliriz.
***
Premier League maç yayınlarının bir özelliği vardır. Ofansif bir duran top olduğu zaman kendi cezasahasından kopup gelen, uzun boyuyla rakip kalecilere "şunu tutun" demeye zorlayan John Terry, Toure, Ferdinand, Hyypia gibi stopeler koşar haldeyken kameralar ona döner.Biz de böylesi tehlike uyandıracak ve benzer karelerin ekranlara yansımasına neden olacak bir kuleye sahibiz ve artık ceza sahası içinde daha kalabalığız.
***
İsmi Gordon , lakabı Schifo (Şifo) !
İsmi de lakabı da tarihimize güzel izler bırakmış iki değeri hatırlatıyor.Umarım bu hatırlattıklarına yakışır başarıların elde edilmesinde önemli roller üstlenip pay sahibi olur.
Hoşgeldin Gordon Schildenfeld
Eser Gökulu (Forza Beşiktaş)
Rotasyon Oyuncusu
Originally Posted by RoNNiE91
Mesaj Yetkileri
