Maçın ilk 10 dakikasını kaçırsamda devamını izleme fırsatını buldum.

Galatasaray bu maçta eski durumuna göre daha diriydi. Girdiğimiz net pozisyonlarda var. Kewell'dan beklemediğimiz vuruşlar görmeseydik çok rahat şekilde galip götürebilirdik. Tabi Gençlerbirliği'de çok net pozisyonlar kaçırdı. Her takım rakibine pozisyon verebilir. Ancak Galatasaray gibi büyük bir takım ard arda bu kadar net 3 pozisyon veremez. Ayıptır.

Hakeme gelirsek bana göre 2 hatası vardı. Kaleciye gereğinden fazla sabır gösterdi. Niyetini sezdiğin ilk anda sarıyı basacaksın. Sarı kart uyarı anlamındadır. 2.cide atacaksın. Kaleci dakikaları yedikten sonra 90+ bilmediğim bir dakikada tutup sarı kart verirsen sadece bir yerlere şirin görünürsün. Kuralı uyguladım diye. Önemli olan bu dakikaları geçirtmemektir. Gerçi kaleciye sarı kart verdi mi bilmiyorum çünkü son dakikalarda bir filme bağlandım ama klasik bir zaman geçirme ve sarı kart olayını anlattım. Anlamsız bulduğum diğer bir noktada sahte sakatlanmalarda hakemin saatini göstermesidir. Tamam saat sende biliyoruzda takımın o anki kurduğu baskıyı, temposunu, açlığınıda saatle geri verebilecekmisin.

2. hatasıda Kewell'ın golüde ofsayt değildi. Çizgi çekerseniz ofsayt görünüyor. Ancak tekrarlarda bir kamera tam hakemin ordan pozisyonu çekmiş. Kewell'ın sadece gövdesi öndeydi. Bacaklar gerideydi. Ben buradan anladım ki çekilen çizginin doğruluk payı tartışılır. Arda'nın golünde ise kuralı bilmediğim için birşey diyemiyorum ama kasti elle oynamadığı kesindi.