Normalde bugün Fenerbahçe-Ankaragücü futbol maçını dışarıda, bir taraftar grubuyla izleyecektik ama sadece ve sadece EUROLEAGUE FİNALİ için evde kalmayı ve evde izlemeyi tercih ettim...

Barcelona'lı futbolcular da maçı izlemeye geldi salona.. Sırf bu maç için Paris'e gelmişler... Formalarıyla trübünde yerlerini aldılar...

Beklendiği gibi Barcelona şampiyon oldu... 2005 yılında Macabi Tel-Aviv takımı Moskova'da oynanan finalde daha ilk yarıda Tau Ceramika'nın işini bitirmişti... O finalden sonra en erken kopan maç...

Maçın ilk yarısını Barcelona 47-36 önde kapattı... Olimpiyakos sezon başından beri her fırsatta belirttiğim gibi önce atarak kazanan ve savunmayı 40 dakika boyunca aynı konsantrasyonla yapmayan tarzının sancısını çekti...

Oyun sonlarında epey gerginlik oldu... Teknik fauller filan... İsrailli hakemle Olimpiyakos arasında resmen soğuk savaş yaşandı... Bu hakem yorumcu Çetin hocayı bile çıldırttı... Olimpiyakos'lu oyuncular hakemle uğraşmaktan maça odaklanamadı...


Tahmin ettiğim gibi üçüncü periyoda çok iyi savunma yaparak başladılar ama bunun mükafatını alamadılar... Zaten bu düzeyde maç kazanacaksan aynı savunmayı 40 dakika yapacaksın...

Maç erken kopmasına erken koptu ama basketbol adına yine de iyi bir maç olduğunu düşünüyorum... Özellikle 3.periyodun ortalarına kadar... Ama 3.periyodun ortalarından itibaren kontrol tamamen Barcelona'ya geçti... tek taraflı bir show oldu.


Olimpiyakos şampiyon olsa daha çok mutlu olurdum... Ama Barcelona sonuna kadar hakettiği bir şampiyonluk kazandı...

Yeniden toparlayacak olursam:Barcelona hücumda çok iyi başladı... Daha doğrusu Olimpiyakos savunması çok yetersizdi... Boyalı bölgeye her inen Barca topu sayıyla neticelendi... Sadece atarak kazanılmayacağı bu maçta belli oldu yani... Çünkü Olimpiyakos final-four'a kalan dört takım içinde defansif yönden en çok zaafı olan takımdı... Çok fazla Amerikalı oyuncu bulundurmanın sıkıntısı... Tabii özellikle İsrailli hakemin ilk dakikadan itibaren Barcelona'nın sertliğine izin verip Olimpiyakos'a kolay fauller çalması da savunmanın düşmesinde etkiliydi..

Navarro harikaydı... Vasquez blok show yaptı... Karşı tarafta Papalukas direndi... Childers elinden geleni yaptı... Kleiza beklentilerin altındaydı...

Barcelona muhteşem geçirdiği sezonu şampiyonlukla bitirdi... Futbol takımının Şampiyonlar Liginde yaşattığı düş kırıklığını basketbolda telafi ettiler... Zaten çoğu Barcelona futbolcu da maçı izlemek için Paris'e geldiler ve formalarıyla salonda yerini aldılar... Şampiyonluk sevincini basketbolcularla birlikte yaşadılar...


Bu maçın bitiminde bizde hemen kupa törenini beklemeden Boston-Clevand maçına geçiş yaptık... O maçın ilk yarısı bitmiş ve ikinci devre başlamak üzereydi... Senede bir defa olan euroleague finalini bu maçın ilk yarısına tercih ettiğimiz içinde hiç pişman olmadık...

Carlos Navarro finalin MVP'si seçildi...O Avrupa basketbol tarihinin en iyi şutörlerinden... Muhtemelen şu anda dünya üzerindeki en iyi birkaç şutörden birisi... Bu maçta da en olmaz denilen sayıları buldu... Penetreleri çok etkiliydi... Farkı belirleyen, maçın erken kopmasına neden olan isimlerin başındaydı...

MVP olmak Barcelona'da en çok ona yakışırdı... Kimse tartışmayacaktır..