Üstteki mesajımla ters düşüyorum ama, kendi kulaklarımla duydum, Rüştü aramadım dedi. hatta Mehmet Demirkol, daha iyi anlaşılsın diye, normal konuşma arasında geçmiş olabilir mi böyle şeyler dedi, Rüştü yine hayır dedi. Benim o takımlarda çok arkadaşım var ama bu şekilde konuşmadım dedi.
Ben bunu duydum, kimseye çamur attığım, bir şeye kılıf uydurduğum yok. Forumun geneline bakılırsa, geçmişten günümüze, yönetime de, başkana da, hocaya da, futbolculara da eleştiri yapılıyor, bu yaşananların faturasının kesilmesi bekleniyor. Diğer arkadaşlar ne düşünür bilemem, ben öyle düşünmediğim için genelleme yapmaktan kaçınırsak, daha iyi olur.
"YÜCE ATATÜRK"
En komiği ise şu;
Rüştü'nün yaptığı için TFF Disiplin Talimatinin maddesi konularak şikayette bulunuluyor.Be kardeşim bu şikayeti diyalog size intikal ettiğinde neden yapmadın ve ya kamuoyuna çıkıp açıklamadın?
Eğer Rüştü'nün içinde bulunduğu bu diyaloglar suç ise Rüştü'yü dolaylı yoldan tehdit edip Bursa maçında hatasını telafi etmesini söylemek nedir?
Bu kaçıncı maddeye göre etiktir?
Melih Gökçek falan çıkıp konuştuğunda resmi siteden galiba.Pazar günü sonrasında konuşacağız bunları denmişti.Komiklik neresinde bunun anlamadım.
Rüştü'yü Bursaspor'a karşı hatasını telafi etmesi söylenmiyor. Yanlış algılanıyor.
Olay şu. Mesela sen birkaç arkadaşına yalan söylediği için tavır alıyorsun, onları ağır ithamlarla suçluyorsun. Sonra sana abin diyor ki "İnşallah yarın öbür gün sen de yalan söylemezsin de, sana da leke gelmez.". Burada tehdit var mı?
Ayrıca, şu var. Ivesa, Leo Franco, M.Şahin, S.Kırıntılı, Fenerbahçe lehine şike yaptılar iddialara göre yedikleri gollerle. Böyle bir ortamda, sen de inşallah iyi oynarsın da diğer kaleciler gibi, tam da leke atılmaya müsait bir ortamda lekelenmezsin diyorlar.
Bunu başka şekilde anlamak bence art niyettir.
aziz yıldırımın kaybetme pskoloji ile ne yapacağını şaşırmış
dikdatörlüğe soynuyor
Rüştü istediği meslektaşını arayabilir, ister barbeküye çağırır, ister hal hatır sorar, ister çaldırıp kapatır, ona da kimse karışamaz. Elinde telefon numarası olduğuna göre aradığı söylenen kişilerle hukuku da mevcut demektir.
Benim anlamadığım bir Fenerbahçe yöneticisi, böyle önemli bir maç öncesi Rüştüyü nasıl aramaya, baskı almaya cüret edebilir? Neden kimse bunun üzerinde durmuyor? Yönetici olarak benim için ha Rüştü'yü arayıp "Aman iyi oyna" demişsin, ha Onur'u arayıp "aman kötü oyna bize karşı" demişsin, ikisi de şaibeli durum.
Üstelik Rüştü'nün sözümona ettiği telefonların ortada kaydı yok, Fenerbahçeliler ise Rüştüyü aradıklarını bizzat itiraf ediyorlar. Bir tek bana mı garip geliyor bu durum?
Gündemi nasıl degistirecegini cok iyi biliyor Aziz Yıldırım.
Nush İle Uslanmayanı Etmeli TekdirTekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Şu gündem değiştirme olayına da bir açıklık getirmek gerekiyor sanırım.
Şampiyon Bursaspor değil de Fenerbahçe olsaydı yine bu basın toplantısı yapılacaktı zaten.10 Mayıs 2010 Pazartesi
Kulüpten Haberler kategorisindeki haberleri görüntüle
Tüm haber kategorilerini görüntüle
Geçtiğimiz hafta başından itibaren, Ankaragücü Kulübü yöneticileri ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından, kulübümüz ve camiamıza yönelik amacı belli olmayan suni bir gündem üzerinden sataşma başlatılmıştır. Tüm futbol ailesi, gereksiz şekilde yaratılan bu suni gündemden dolayı büyük bir gerilim yaşamıştır. Yine buna benzer şekilde bazı medya organlarından yapılan sistemli, yakışıksız yorum ve açıklamalar da şampiyonluk yolunda ilerleyen kulübümüzü ve camiamızı son derece üzmüştür.
Futbol takımımız, 33. haftayı lider olarak tamamlamış ve ligin son haftasına şampiyonluğun en güçlü adayı olarak girmiştir. Ligin son haftasında da, Türkiye Kupası Şampiyonu olan Trabzonspor ile zorluk derecesi yüksek bir maç oynanacaktır. Bu bağlamda; futbolcularımızın, teknik ekibimizin, yönetimimizin, taraftarımızın kısacası bütün camiamızın tüm dikkatinin ve konsantrasyonunun bu maçta olması gerektiği açıkça ortadadır.
Kaldı ki bunun en güzel örneğini, Ankaragücü maçı öncesinde, tüm camiamızın söylenenlere kulak tıkaması ve sadece maça konsantre olması sonucunda elde edilen galibiyetle yaşadık. Maçta, oyuncularımızın kazanma arzuları ve bu arzunun sonucu olarak sahaya yansıyan coşkuları, maç sonrasında taraftarlarımız ile tek vücut olup şampiyonluk şarkıları söylemeleri, Fenerbahçe Kulübü'nün ve camiasının şampiyonluğa olan inancını tüm Türkiye'ye bir kez daha kanıtladı.
Şimdi de; sahamızda, seyircimiz önünde oynayacağımız Trabzonspor müsabakasına odaklanmalı ve bunun dışındaki konularla şampiyonluğa yönelik konsantrasyonumuzu dağıtmamalıyız.
Bizden, Kulübümüz aleyhine yapılan haksız ve mesnetsiz açıklamalara sessiz kalmamız, bunları görmezden gelip camiamız adına gereken en uygun cevabı vermekten çekinmemiz elbette beklenmemelidir. İzah ettiğimiz gerekçeler ile bu hafta içinde yapmayı planladığımız basın toplantısını, önümüzdeki haftaya ertelemekte kulübümüz açısından büyük yarar görüyoruz.
Geçtiğimiz hafta içinde oluşan suni gündem konuları ve son haftalarda dillendirilen, camiamızı üzen spekülasyonlar ile ilgili önümüzdeki hafta başında detaylı bir basın toplantısı düzenlenecek ve tüm bunların cevabı verilecektir.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ
Ayrıca Fenerbahçe yönetimi gündemi değiştiriyor deniliyor.Bugün Türkiye'de sporda Fenerbahçe'nin gündemde olmadığı bir tane branş var mı ki? Fenerbahçe zaten gündemin içinde,bunu yaratan da tamamen medyadır.51 yıllık ligimiz 5.şampiyonunu çıkarıyor,böylesine tarihi bir sezonda ertesi gün F.Bahçe stadında olan olaylar daha büyük manşet şeklinde veriliyor.Gündemi değiştiren Fenerbahçe değil,gündemi Fenerbahçe yapan medyadır bu ayrımı iyi yapmak lazım.
Sen rakip oyuncuların, rakip takımdakileri motive etmesine nasıl karışabilirsin ki? Sanane yani. Oyuncular hiç mi kendi arasında muhabbet edemezler?
Sen kendi oyuncun sahayı kazarken tek kelime etme, sonra başka takımdaki oyuncular için böyle böyle yaptı de.
Aziz Yıldırım gündemi değiştirme konusunda profesyonel olmuş artık.
Şimdi bir futbolcu yakın arkadasına arayıp , bi muhabbet arasında ''Şu Fener'i yenin'' demesinden daha dogal ne var acaba , ''Şu Fener'i yenin 5 tane villa alayım'' dese tamam diyecegim teşvik , ama bunun neresi teşvik
Aziz Yıldırım bahane bulamadı ve hedef olarak kendine Rüştü'yü seçti ...
Nush İle Uslanmayanı Etmeli TekdirTekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Senin dediğin tek seferlik olsa anormal bir şey değil tabii ama, Fenerbahçe'nin üç rakibini de arayıp aynı şeyi söylemek normal bir şey mi sence?
Sananesi var tabii. Rüştü'nün yaptığını hata olarak adlediyorsan, sen niye bir maç hakkında Rüştü ile konuşuyorsun? Senin yaptığın hata değil mi? Rüştü'yü ters anlamda motive etmek değil mi?
Futbolcular robot değildir. Muhabbet edemezler yani aralarında öyle mi? Teşvik primi ile ne alakası var bunun anlayamadım. Arasındaki farkı anlatırsan da sevinirim. Çünkü Rüştü eğer arayıp "hadi aslanlar kazanın, size 10 bin dolar atarım kafadan adam başı" gibilerinden birşey konuşmadıysa söylediğin şey biraz saçma olmuş Egemen.
İsterse 16 takımı da arayıp yenin şu feneri der. Kime ne?
Teşviğin primsiz hali bahsettiğin. Bunu doğru buluyorsan, hatır şikelerini de doğru buluyorsun demektir ki paranın olmadığı pis işlerin doğruluğu demektir bu.
Çünkü, profesyonel bir futbolcu, arkadaşını arayıp gırgır şamata yapmak için böyle bir söz söyleyebilir; ancak sırayla tüm rakip takımın futbolcularını, hatta antrenörünü arayıp da teşvik edemez. Bu etik değildir. İlla arada para olmasına gerek yok bazı şeyler için.
Yarın öbür gün Fenerbahçe de çıkıp "Bülent, bize karşı arzulu, istekli oynama, GS'ye karşı ölümüne oyna. (G.Antepspor için)" desin, Galatasaray da A.Avcı'ya "Bize asılma, diğerlerine saldır." desin, bunun ardı arkası kesilmez, önüne de geçilmez, sizin bu zihniyetinize göre. Para teklif edilmediği sürece sorun değil, nasılsa yöneticiler de robot değil.
olayı dramatize ediyorsun. futbolcular arasındaki konuşmadan bahsediyoruz. verdiğin örneklerle bu son Rüştü olayını bir tutuyorsan, başkanın olan sevgili Aziz Yıldırım'ın yaptığına da yanlış demek ve hatır şikesi kapsamına almak zorundasın.
Dramatize ettiğim falan yok. Olasılıklardan bahsediyorum, ileride olması muhtemel şeyleri söylüyorum.
Aziz Yıldırım'ın yaptığı bir şey yok ki hatır şikesi kapsamına alayım. Sadece yaşananlar üzerine yapılan bir uyarı var, "İnşallah iyi oynarsın da lekelenmezsin.", bu uyarının da sebebi Leo Franco, Ivesa, M.Şahin, S.Kırıntılı gibi kalecilerin haksız yere lekelenmeleri. Siz başkanın bu lafını istediğiniz yere çekmekte özgürsünüz, ancak bana göre artniyetle söylenmiş bir laf değil, yani "Aman Rüştü, gol yeme ki şampiyon olalım." cinsinden bir laf değil. Eğer öyle bir laf olsa, yani başkan bu tarz şeylere umut bağlasa şampiyonluk için, neden Rüştü'yü bağlamak için uğraşsın, gider Onur'u bağlar, daha önce diğer kalecileri nasıl bağladığı iddia edildiyse, Onur'u bağlar ve işi sağlama alır. 4 sene önce de Denizlispor maçında birtakım şeyler yapardı.
Şu çok net ki, Fenerbahçe pisliklerin kulübü değil. Öyle olsa, 3 sezondur şampiyonluk, 28 yıldır kupa hasreti olmazdı. Fenerbahçe kupada sayısız final oynadı, hepsinde de yenildi, elbette birinde ya hakemi ya futbolcuları bağlardı eğer pis işlerin takımı olsaydı.
Böyle bir şey var mı, Bobo penaltıyı bilerek kaçırmış? İthama bakar mısınız? Leo Franco golü bilerek yemiş. Neredeyse, Arda bilerek sakatlandı, bilerek Fenerbahçe derbisine kadar iyileşmedi denilecek. O kadar vahim duruma geldi ki olay.
Siz dışardan objektif olarak baktığınızda durumun vahimliğini göreceksiniz zaten.
Bugün ligi 3. ve 4. bitiren Galatasaray ile Beşiktaş için "ligde şike yaptılar" iddiası nasıl komik olacaksa, bize karşı yapılan bu çirkinlikler de o kadar komiktir.
Aynı şekilde, Bursaspor için eğer bir şaibe iddiası yapılırsa, o da çok çirkin ve alçakçadır. Bileğinin hakkıyla, söke söke Bursaspor şampiyonluğu kazanmıştır.
Ters yönde motivasyon olsa iyi, Volkan Demirel arayıp konuşsa Rüştüyle ancak ters yönde motivasyon olur. Yönetici direk arıyorsa bunun adı düpedüz baskıdır. Hatta üsluba göre tehdit bile denebilir. Üzerine gidebilecek bir federasyon olsa çok ciddi yerlere uzanabilir konu. Fenerbahçe istediği kulübün istediği oyuncusunu kritik maçlar öncesi bu kadar rahat arayabiliyorsa, ve bu durum hiç bir fenerbahçeli taraftara garip, etik dışı gelmiyorsa, belki de Fb-Ankaragücü maçı öncesi Ankaragücü başkanının açıklamaları o kadar da gerçekdışı değildir.
Futbolda hile hurda, senin tabirinle pislik sadece teşvik pirimi, rüşvetle olmuyor maalesef. Mesela ilk 15 maçında 8 kart görmüş Emre'nin kalan 10 maçı kartsız tamamlaması, bence olağanüstü bir olaydır. Maçları izleyince hidayete erenin Emre değil, hakemler olduğunu görüyoruz. Etik olmayan bir şekilde sahayı kazan Bilicanın ceza almaması, üzerine yönetimden prim alması da Fenerbahçenin haksız bir şekilde kayırıldığının ve durumdan rahatsız olmadığının kanıtıdır. Derbilerde edilen küfürler ve atılan maddelerin saha kapatma olarak yansımaması da ayrı bir çifte standarttır. Aziz Yıldırımın hakem odasına girdiği halde kulübe yaptırım uygulanmaması da adaletsiz bir kazançtır.
Örnekler çoğaltılabilir. Hatta diğer takımlar için de örnekler bulunabilir, ancak Fenerbahçenin bu sezon genel anlamda lehine kararlar konusunda diğer takımlardan daha ön plana çıkarıldığı gerçeği ortadadır. Fenerbahçenin şampiyon olamaması ve kupayı alamaması bu gerçeği değiştirmez. Çünkü ikisi de tek bir değişkene, Trabzonsporlu ve Fenerbahçeli oyuncuların 2 maçta gösterdikleri performansa bağlanmıştır. Yoksa Fenerbahçenin şampiyon olması için gereken zemin hazırlanmıştır. 34. haftada şampiyonluk kaybedildi diye 33 haftayı bir kenara bırakacak değiliz. Unutmayalım, paranoyak olmanız, takip edilmediğiniz anlamına gelmez.
Zaten genel olarak kızdığımız olay, İstanbul'daki büyük kulüplerin yöneticilerinin hiç kendi önündeki çöpleri temizlememesinden kaynaklanıyor. 3 büyükler dediğimiz kulüplerin yöneticileri hep karşı takımlarla ilgili konuşurler. bu konuda da Aziz Yıldırım tartışıldığı için bundan bahsediyoruz.
Aziz Yıldırım bana göre bugün yaptığı toplantıda Fenerbahçe'nin başarısızlığını, içinde bulunduğu durum üzerinde fazla durmayarak gündemi Rüştü'ye yanlamıştır. "Tek büyük Fenerbahçe" gibilerinden gaz bir söz söyleyip, Fenerbahçe taraftarınının gözünü boyamaya çalışıp, gaz vermeye çalışmıştır ki bunu başardığını da bu forumda görebiliyoruz. "Bütün hata bende" gibilerinden demesi ise bence yine göz boyamadır. Hatayı zamanında Bilica'ya ve türevi hareketlerde bulunan oyunculara, inatla formsuz oyuncuyu oynatan teknik yönetime kesmediklerinden dolayı yapabileceği son şeye başvurdu. "Ben hatalıyım" diyerek "vay be süper başkan, bütün hatayı kendinde kabul etti" gibilerinden tepki de aldı. Ve Aziz Yıldırım yine bir seneyi kurtardı.
Hadi herkes yesin birbirini bakalim![]()
Aziz Yildirim aradan cekildi, taraflari birbirine dusurdu
Ciksa guzelce deseki hatalar yaptik, hatalarimizdan ders alip seneye oyle yola cikacaz bence Fenerbahceli kardeslerimiz ona destek verirdi. Ama boyle hic olmadi, yine sonuc degismiyor Fenerbahce bu sezon basarisizdi
zaten kendisinin son şansı. bunu kendisi de biliyor. bize, yani fenerbahçe taraftarlarına düşen görev, bu son şansında da kendisine destek çıkmak ve arkasında durmak.
futbola bakmam falan diyorsunuz da, dünya öyle mi? siz futbola bakmasanız da olur, dünyanın neye baktığı önemli. aziz yıldırım ilk geldiğinde ''fenerbahçe'yi dünya kulübü yapacağım'' demişti, ''fenerbahçeyi dünya takımı yapacağım'' dememişti. bunu hemen hemen bütün branşlarda sağladığını görüyoruz fakat tek eksikliği futbol takımında yaşıyoruz. bu da aziz yıldırım'ın futbolu bildiğini zannetmesinden ve egolarını tatmin etmesinden kaynaklanıyor. deivid ile sözleşme imzalanmaması gerektiği gün gibi ortadayken, aziz yıldırım onun stiline hayran olduğu için sözleşme imzalıyor. işte bu tür transfer yanlışlarından kaybediyoruz futbol takımında. işi profesyonellere ve futbolu bilenlere bıraksa ve sadece olası başarısızlıklarda gelip hesap sorsa bugünleri görmezdik sanırım. ben böyle düşünüyorum.
aziz yıldırım maksimum 2 yıl daha bu kulübün başındadır. olası başarılı olması durumunda bu süre uzayacaktır. fakat benim bu 2 yıl boyunca aziz yıldırım'ı desteklemeye devam edip, kararlarına saygı duymaktan başka yapacak birşeyim yok.
ben ve benim gibi birçok fenerbahçe taraftarı olaya sadece futbol yönünden bakmıyor. olaya tüm branşlardan bakıyor. hal böyle olunca da yönetimin başarılı olduğunu görüyoruz.
ama olay futbola gelince ve insanlar bir SPOR KULÜBÜNÜ futbol takımından ibaret sanınca, aziz yıldırım ve yönetimi başarısız oluyor.
yukarıda belirttiğim gibi, bu yönetim 2 yıl daha bu takımın başındadır. futbol takımı için aldığı kararları beğenmesek de, içimize sinmese de biz destek vermeye devam ederiz.
(/s)
Ama Rüştü üst üste, her maçta rakipleri arayıp aynısnı söylüyorsa, bu işte iş vardır. Belki bahis oynuyor, bunun için telefon açıyor kim bilebilir...
TFF FUTBOL DİSİPLİN TALİMATI
MADDE 55 MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME
(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı sekilde etkilemek veya buna tesebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe tesvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.
(2) Bu hükmü ihlal eden kisiler‚ bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak
mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düsürme cezasıyla cezalandırılır. hlalin
ağırlığına göre küme düsürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.
(3) İhlalde sorumluluğu bulunan kisi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir.
(4) Anılan yasağın hakemler tarafından ihlali halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.
http://www.youtube.com/watch?v=4X-9w...layer_embedded
Şekip Mostoroğlu'nun açıklaması. Rüştü artık sözünü tutup, futbolu bırakması gerekiyor.
Rüştü`nün çarpıcı açıklamaları şöyle:
"Şuan dışardayım. Medyadan arkadaşlarım arayarak, konuyla ilgili bilgilendirdi. Brincisi 20 yıldır futbolun içerisindeyim. Diğer takımlarda da çok arkadaşım var. Ankaragücü, Kasımpaşa, Trabzonspor deniyor. Böyle birşey varsa ispat etsinler. İspat edilrse futbolu yarın bırakırım. Fenerbahçe camiası yanında denizde kum tanesiyim. Ayrıca özel görüşmelerim kimseyi ilgilendirmez. Fenerbahçe`nin başarısızlığı namına suçlanıyorsam, bunun hesabını vermek zorunda kalacaklardır. Böyle konuşmaları kendi takımım çıkarına da, başka takımın aleyhine de yapmam. Bu insanları arayıp `şunu yapın` demem söz konusu değil. Böyle birşey ispat edilmek zorunda. Büyük bir zan altında kalıyorum. En ufak bir şekilde lekenmeme müsade etmem. Ahlaki yapım buna uygun değil. Zaten bunlara ne maddi, ne manevi gücüm vardır. Üzüldüm. Ekmek yediğim yer orası. Hukuksal yapılcak birşey de varsa sonuna kadar gideceğim."
NtvSpor
Last edited by Ahmet Göktaş : 20.Mayıs.2010 at 12:36
"Özel görüsmelerim kimseyi ilgilendirmez" demis inkar etmiyor iste daha nesini savunuyorsunuz ? Rüstü kim oluyorki rakip takim futbolcularini arayip aman ha feneri yenin diyor ?