Iverson bir markadır ve çok değerli bir markadır. Koyu bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ama eğer Iverson ligimize gelirse iddiam şudur: Açık ara Türk SPOR tarihinin bir numaralı transferi olur. Çocuk değilim, "Iverson gelecek, BJK'yi şampiyon yapacak..." Yok öyle bir şey... Anlatmak istediğim o değil... Türk SPOR tarihinde böyle bir marka ülkemize gelmedi; buna Roberto Carlos,Anelka,Tafarel, Hagi, Ortega, Quaresma, Guti, Tony Schumaher gibi isimleri dahil ederek söylüyorum. Türk spor tarihi böyle bir marka görmedi. Arkadaşlar, çok değil, 5-6 yıl önce bu adam dünya basketbolunun en durdurulamayan kısasıydı, pozisyonunda bir numaraydı. Totalde ise tek rakibi Shaquillie O'Neal'dı. Yani bir dönem dünyanın en iyi iki basketbolcusundan birisi kabul edilen kişiden bahsediyoruz. Bunun futbolda karşılığı Christiano Ronaldo ile Messi'dir. Bunun anlamı, sadece 3 veya 4 yıl sonra Kobe Byrant'ın TBL'ye transfer olmasıdır. Düşünün ki, 2004 yılında Amerika Milli Takımı Abdi İpekçi salonunda Türk Milli Takımı ile hazırlık maçı yapmaya geldiğinde Iverson parkeye adım attığında yer yerinden oynadı, Türk Milli Takımından daha fazla alkış aldı. O gün salonda üzerinde Iverson forması olan en az 1000 kişi olduğu söylenir. Böyle bir marka... 30 yıldır Fenerbahçe'yle yatıp kalkan birisiyim; bugüne kadar bir defa bile Beşiktaş taraftarına gıpta etmem için bir neden olmadı, onları en kötü günlerimizde dahi bir kere bile kıskanmadım. Ama Iverson'ı alırlarsa ilk defa gıpta edeceğim onlara...

İşe Iverson cephesinden bakacak olursak... Şu anda bu markanın ağırlığını kaldıracak ruhsal ve fiziki kuvvete sahip olmadığını biliyorum. Türkiye'de kartvizitin ne olursa olsun, iki gün sonra "bu mu lan Iverson" homurtularını duyacağımı biliyorum. O bir kuşağın idolüdür. O çok yüksekte bir "imaj"dır. Bu markanın, bu imajın yara almaması, zarar görmemesi için Iverson'ın bu çılgınlığa atılmamasını diliyorum. En doğrusu emeklilik olacak.