Deplasmana giden her otobüs karşısındakinin boş gelmeyeceğini bilerek gider. Yolda Emniyet yakalarsa ne var ne yok alınır. Tırnak çakısı bile kalmaz o otobüste.

Ancak karşı taraf ev sahibi olduğu için bir ya da iki kontrol noktasından geçer, deplasman taraftarı yerine ve duruma göre dört ya da beş kontrolden geçerek gelir. O gün Emniyet'in yapması gereken Çırağan'dan stada dönen yolu komple kapatıp iki grubu karşılaştırmadan yerleşimlerini sağlamak olmalıydı ancak plansızlıkları yüzünden bu olaylar oldu. Ki bilenler bilir İnönü'nün deplasman tribününün olduğu yer çok yanlış bir yerde, kapalının giriş istikametinde bulunuyor, resmen açık hedef noktası, ayrıca o gün üzerimize yağan şişelerinde haddi hesabı yok, yani kimse masum değil.

Bu durumun psikopatlıkla ya da mülayimlikle alakası yok, ortada bir mal var ve bu mal TFF'nin kucağında kaldı. Gözlemciler temiz raporu vermişler maçla ilgili, TFF'de bu maçtan sıyrılmaya çalışıyor görüldüğü gibi, hadi biz komple serseri ve teröristiz de karşı tarafın hiç mi suçu yok? Emniyet'in hiç mi hatası yok.




Karşına böyle gelen bir kişiye karşı ne yapabilirsin? Mecbursun o otobüsü donatmaya.

Gözlemci raporlarının temiz çıkması da garip, 90 dakika küfür edilen bir maç, sahaya insan giriyor (Hangi takımlı olduğu önemli değil.), stad içinde koltuklar kırılıyor (Karşılıklı.), saha dışında ortalık yangın yeri, savaş alanı gibi, Emniyet ve özel güvenlik aciziyetin doruklarında ve sen hâlâ bu maça "temiz" raporu veriyorsun. Ne diyelim "helal" olsun.