-
18.Aralık.2010, 02:46
#11
Bu gece NTV'de 02:00'da NewYork-Miami maçı var. Hey gidi günler, heeey... 1997-1998-1999 ve 2000 NBA playoffları: Dört yıl üst üste kıran kırana geçen Miami-NewYork serileri... Arada nefrete varan rekabet... Daha hava atışıyla başlayan itiş kakışlar... Her maç kavga, diskalifiyeler, sportmenlik dışı fauller... Hakemler boks müsabakası yönetir gibi hemen her maçta defalarca oyuncuların arasına girer... İşin çığırından çıktığı rekabet... Derken David Stern işe el koyuyor ve milenyumla birlikte NBA'de devrim derecesinde kural değişikliklerine gidiliyor. Artık savunma öncelikli değer değildir, en ufak temasta hücum eden oyuncuları koruyan düdükleri çalmakta hakemler en ufak tereddüt göstermez. Bu yumuşamanın cezası ilk olarak 2002 Indianapolis'teki Dünya Şampiyonasında, sonra 2004 Atina'da çıkar. Yani Stern kaş yapayım derken göz çıkarmıştır. Eski zamanlarda Avrupa basketbolcuları temastan kaçmak ve kız gibi oynamakla suçlanırken, 2000'li yıllarda sertleşen ve temasa dayalı oyunu her geçen gün sistemleştiren Avrupaya mukabil, NBA hızla temasları savunmacı aleyhine cezalandırır olmuştur. Yeni yeni uyanmaya başladılar; ayrı mesele...
Bütün bunlara bir bahane aranacaksa, sertliği çığırından çıkaran Miami-NewYork serilerini gösterebiliriz. En savunmaya dayalı Euroleague maçı bile o serilerin yanında lise maçı kadar yumuşak kalır. Alonzo Mourning-Patric Ewing-Lary Johnson-Tim Hardaway-Allan Houston-Charles Oakley-John Starks gibi ünlü yıldızlar... Serilerin kaderini diskalifiye edilen oyuncular belirlemişti; hemde iki sezonda... Ve tam dört yıl üst üste karşılaşmışlar, son üçünde -malesef- Knics gülmüştü. Hemde favori olmadığı halde... O günlerin hatırına izlenir diyeceğim ve izleyeceğim ama çember altında kemik sesleri çıkaracak ZO'lar, Patric'ler olmadıktan sonra ne tadı olacak ki?
Mesaj Yetkileri
- You may not post new threads
- You may not post replies
- You may not post attachments
- You may not edit your posts
-
Forum Rules