İşe birde şu tarafından bakmalı: Kalitesi, kariyeri n'olursa olsun, De Santos diye bir futbolcu çıkıyor ve bütün profesyonellik değerlerini hiçe sayarak hocasının ağzına yüzüne pisliyor. Oysa bir takımın hocası dünyanın en kötü teknik adamı, konuşan futbolcu da allame-i cihan olsa bu sözlerin, bu röportajın mazereti olamaz. Yapılacak olan bellidir.

Peki emsali görülmedik biçimde hocasının ağzına yüzüne pisleyen De Santos'un bu yaptıkları yanına kâr kaldıysa... Yani dün halen kadroda yer alıyorsa... Yaşanan rezaletin tek sorumlusu "De Santos'la devam" kararı verenlerdir. Aziz Yıldırım, "Aykut Kocaman tek yetkili" diyor. Bu durumda De Santos'un kalmasını Aykut hoca istemiştir ki, böyle bir şey onun biraz mazoşist, biraz pişkin olduğunu, gurur gibi değerlerden mahrum bulunduğunu gösterir. Oysa öyle olmadığını biliyoruz. Kimse beni Aykut hocanın De Santos'u kendi hür iradesiyle takımda tuttuğuna inandıramaz.

O zaman bunu isteyen kim? Cevap belli: Futbola, kadroya karışmadığını iddia eden Aziz Yıldırım... (Bizde yedik.) Yani De Santos'un o röportaj sonrası oynanan ilk maçta kadroda olması, üstelik oyuna girmesi, Aykut Kocaman'ın bütün futbolcular nezdinde saygınlığının dibe vurması, itibarının ayağa düşmesi demektir. Bu saatten sonra hangi futbolcu, niye ona saygı duysun ki? Ağzına yüzüne pislesen bile başkan senden yana yer alıyor. Bakmayın "oyuncuların hiç mi kabahati yok" dediğine? Her zamanki yanar-dönerlikler... Sen arkasında olduğunu, işine karışmadığını söylediğin hocanı, kendi ellerinle futbolcuların ayaklarının altına atarsan ve bunun adına kurumsallık dersen, birileri çıkar ve ve katıla katıla güler.

Eeee, Aykut Kocaman'ın da ne yapması gerektiği belliydi. "De Santos bu kadroda olacaksa, buyrun takımınızı, alın ve başınıza çalın; ben o lafları "YaRabbi şükür" diye sineye çekemem. Hem kendime saygım kalmaz, hem bundan sonra hiçbir oyuncu beni sallamaz." Bunu diyemedi.

Bütün bunları Malatya yenilgisi nedeniyle söylemiyorum. Dün çok farklı bir skorla yensek bile bu gerçek değişmeyecek, rezalet bir yerde patlak verecekti. Takımın altı oyulmuş vaziyettedir. Fenerbahçe teknik adamı ve futbolcuları yetersiz diye Bank Asya'nın alt sıralarında yer alan bir takıma yenilmez. Bu ayrı bir durum... Bunun başlıca mesulünü mü arıyorsunuz? De Santos'un halen takımda kalması talimatını kim verdiyse bu takımın altını oyan kişi de odur. Onun hemen ardından da bu durumu sineye çeken kişi gelir. Bütün değer yargıları, teamüller ayaklar altına alınmıştır. Bu kafayla şampiyon olsan neye yarar? Ruh, saygı, sevgi öldürüldükten sonra...