Kendisi NTV'de son katıldığı canlı yayında (Aziz Yıldırım'la birlikte katıldığı) Taurasi'yi satan ilk kişidir ve dilimize bu sebeple düşmüştür. "B numunesi pozitif çıkarsa gereğini yaparız" diyerek Diana'nın sırtından popülist olma yolunu seçmiş, Fenerbahçe'nin bir değerine sahip çıkmak yerine "vay be, ne sportmen adam" dedirterek, kendi reklamını yapmayı tercih etmiş, hatta bizzat o proğramda Aziz Yıldırım'ın tepkisini çekmiştir.

Bunun dışında Fenerbahçe'nin hukuk işlerine bakar. Kazandığı tek dava Appiah davasıdır. O da, garibanımın ardında onu sahiplenen bir kulüp olmadığından... Güya Aurello davasını da kazandı ama geldi Aurello ve bir kuruş tazminat ödemeden Türkiye'de başka bir takıma transfer olabildi. Neyse, bu son konular beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren, kaşla göz arasında ve canlı yayında Diana'yı kurdun kuşun ortasına atıp geçmesi... O günde yazdım bu forumda, bugünde yazıyorum, yarında nasip olursa yazarım. Ben yazmaktan üşenmem. Üç sene Maho ağayı yazdım, üç senede onu yazarım artık. Taa ki, Maho gibi ona da kapı gösterilene kadar. Acelemiz yok. Karınca adımlarıyla, denizde damla misali... İstikamet doğru olsun, gerisi mühim değil.

Diana'nın yapayalnız kaldığı o günlerde ilk işim avatarımı değiştirmek olmuş, sonra da şu imzayı kullanmıştım: "Taurasi, sen kal; pısırıklar gitsin!" Bunu söylerken, bana en çok ilham verenlerden birisidir zat-ı muhterem.