-
Nihayet haysiyetli, kişilikli, hakka ve hukuka saygılı, bir insan evladının kaleminden çıktığı belli bir köşe yazısı yazılmış. Hemde Beşiktaş'lı birisi, eski milli kaleci Fatih Uraz yazmış. Darısı, Mehmet Demirkol başta olmak üzere vicdan ve insaf kavramlarını sözlüklerde yitirmiş sözde Fenerbahçe etiketli öznelerin başına:
Allah cezanızı versin’ mi diyelim
Bazen insanın nutku tutulur, dili damağına yapışır ve çok şey söylemek istediği halde bir türlü toparlayamaz havsalasını; bilir konuşması gerektiğini lakin uygun kelimeleri zihninden çekip çıkaramayınca işin kolayına kaçıp anlatmak zorunda kalır meramını kısaca; “Allah’ınızdan bulun!”
Şüphesiz Hacettepe Doping Merkezi’nin sebep olduğu skandalın boyutları da kelimeleri insanın boğazında düğümletecek derece de vahim. Ha masum bir insanı “katil, hırsız, kundakçı, namus düşmanı, kalpazan!” diye damgalayıp, senelerce zindanlarda çürütüp, maddi-manevi harap edip tüm saygınlığını mahvetmişsiniz, ha dürüst bir sporcuyu başkalarının hakkını gasp etmenin, hak etmediğini almanın eşanlamlısı dopingle suçlayıp hayatını karartmışsınız; arada fark yok.
Ahlaklı bir sporcuya verilebilecek en büyük ceza, bilerek ya da bilmeyerek ona “dopingci-şikeci!” yaftasını yapıştırmak ya da buna çanak tutmaktır. Ve şurası kesindir ki bu aymazlık dünya üzerindeki en şerefsiz suçlardan birisidir. Sonrasında özür dileseniz kaç yazar, çuvalla parayı haksız yere suçladığınız kişinin önüne dökseniz ne yazar?
Fenerbahçe ve Gençlerbirliği’nin uğradığı ya da uğrayacağı zararlar Taurasi, Orhan Şam ve benzerlerinin şu âna değin yaşadıklarının, katlandıklarının yanında solda sıfır kalır. Fener bu sene Avrupa kulvarında ipi en önde göğüsleyemese, Gençler Orhan’ın yokluğunda puanlar kaybetse bile ileriki yıllarda bunu kompanse edebilir, alınacak tazminatlarla maddi zararlar bir nebze telafi edilebilir. Peki, ya “Taurasi’den ağzı yanan Fener, Horakova ve Taylor’un numunelerini Köln’e göndermemiş olsaydı doping yaftasıyla etiketlenmiş sporcuların hali nice olurdu?” diye düşündünüz mü hiç?
Fener’in numuneleri Köln’e yollamaya kalkışmasını “Yersiz bir sığ düşüncenin ürünü, spor ruhuyla bağdaşmıyor, böyle bir girişim Türkiye’deki saygın bir kurumu lekelemekle eşdeğerdir” diyen Turgay Atasü’nün ve “Bu, Hacettepe’ye hakaret olur, kendi laboratuarımıza güvenmeliyiz” diye ortalığı yaygaraya veren bürokratların, sözde uzmanların vicdanları sızlıyor mudur şimdi?
Güzel ülkemizde basının ne denli güvenilir olduğunun altını da fırsat bu fırsat deyip çizmeden geçmeyelim.
http://www.sporyazarlari.com/ffutbol/fu ... 16878.aspx
Mesaj Yetkileri
- You may not post new threads
- You may not post replies
- You may not post attachments
- You may not edit your posts
-
Forum Rules