Öncelikli Not: Beşiktaşlıyım.

Konuyu TV'den mümkün olduğunca takip etmeye çalıştım. Durum vahim, çünkü daha önce Fenerbahçe taraftarı arkadaşlarla yaptığımız şakalaşmaların gerçeğe dönüştüğünü görmekteyim.

Öncelikle önemli işler başarmış, futbol dışında da saygınlığı olan, konumu nedeniyle kamuya mal olmuş bir kişi olan Aziz Yıldırım'ın evi, Fenerbahçe kulübünün binası aranabiliyorsa, Aziz Yıldırım polis tarafından neredeyse zorla Pazar sabahı erken saatlerde alınabiliyorsa, soruşturma işinin belli kanıtlara dayandığı aşikârdır.

Bunun yanında, soruşturma büyük bir titizlikle sürdürülmüş. Bu suçu işleyen bir kişi, suçu planlarken kullandığı telefon hattını defalarca kez değiştirir ki, takipten kaçabilsin. Ancak polis, Aziz Yıldırım adına telefon hattı alan üçüncü şahısları da çok iyi bir şekilde takip etmiş veya içeriye, polise devamlı bilgi sızdıran bir itirafçı veya köstebek koydurmuş. Yani soruşturma çok kapsamlı yürütülmüş. Kesin delillere de birçok koldan ulaşılınca kişiler içeri alındı.

Davanın sonuçlanmasının 3 yılı bulabileceği söyleniyor. Bu da, bu sezon bu takımlar hakkında alınacak kararın muhtemelen futbol federasyonunun insiyatifinde olduğunu gösteriyor.

Benim kişisel kanaatim, Fenerbahçe'nin küme düşürülmemesinden yana. Hak mahrumiyeti, para cezası, puan silme gibi cezalar uygulanabilir ancak yargı kesin hükme varmadan Fenerbahçe'yi küme düşürmek, seyredeceğimiz ligin kalitesini azaltır.

Yapılan suçun, pisliğin sorumluluğunu, adı tertemiz olan Fenerbahçe'ye yakıştırmak son derece üzücü. O pislik, tamamen kişilere aittir. Bırakalım o kişiler, hem federasyonun, hem de kanunun vereceği cezaları çeksinler. Adı tertemiz, taraftarları kirlenmemiş olan Fenerbahçe ligde kalsın.

Fenerbahçe'nin alt lige düşürülmesi, futbolu geriye götürecek, henüz maalesef bunun farkına varamadık.