Quote Originally Posted by perpetua View Post
Harika. O zaman uzun metin yazmisligin vardir. Bilirsin ki bir metin yazildiginda bunun basi ile sonu birbirinden bagimsiz degildir. Cumlelerin birbirlerini takip etmesinin bir nedeni vardir.

Delil yetersizligi olarak tabir ettigini, zaten Etik kurulu asagidaki cumlelerde aciklamiyormu?



Ilgililerin ifadesine basvuramadiklari icin calismalarini sadece savciliktan gelen belgelerle yapmak zorunda olduklarini ve bu nedenle savunma almadan saglikli bir karar alamayacaklarini soylemiyor mu bu cumleler?




Burada da diyor ki savunma alamadigimiz icin bazi konularda kanaat olusturacak yeterli deliller bulamadik. Tum belgelere de ulasamiyoruz. Ama elimizdeki belgelere gore bazi maclarda sike vs. olduguna kanaat getirebiliyoruz, bazilarinda ise kanaat getiremiyoruz denmiyor mu?


Burada da yukaridaki iki bolumun ozeti yapiliyor. Savunma alamiyoruz, elimizde sike olduguna kanaat getirebilecegimiz bazi belgeler var ama bu konuda nihai karar veremiyoruz cunku elimizde sadece etik kuruluna teblig edilen belgeler var (ilgililerin savunmasi yok) savunma tarafi olmadigi icin de elimizdeki deliller yeterli degil denilmiyormu?.

Gizlilik karari kalktigi, delillerin kamuoyuna ulastigi ve biz de savunma alabilecegimiz zaman bize bu gorev verilirse tekrar incemele yapariz demiyor mu?

Hukuk falan yok bu yazdiklarimin icinde. Etik kurulundaki insanlarin bize verdigi mesaji anlama var. Hukuk konusunda yorum zaten yapmam cunku hukukcu degilim. Beni sucladigin gibi etik kurulunu da elestirmiyorum. Eminim onlar hukuku yorumladiklari sekilde en dogru karari vermislerdir.

Benim elestirim sadece ve sadece ortalik bu kadar karisik durumdayken liglerin ileride buyuk yaptirimlar cikmasi ihtimali varken baslatilmasi.
Öncelikle bir yanlış anlaşılmayı gidereyim. Yazdığım her şeyi sana ithafen yazmadığımı söylemek istiyorum. Özellikle son cümle kesinlikle sana ithafen yazılmış bir cümle değil, şu an medyada yer alan haberler ve oluşan kamuoyuna ilişkin yazılmış bir cümleydi ve kesinlikle arkasındayım. Etik Kurulu'nu eleştiren herkes için geçerli o yazdığım son cümle, senin için geçerli değil, yanlış anlama. Ben diğer kısımları senin yazına göre yazdım sadece.

Son yazdıklarını görünce, tamamen raporu yanlış yorumladığını görüyorum. Ben, benim anladığım biçiminde tercümesini yapmak istiyorum sana.

Bu sekilde karar verilen durumlarda sike veya tesvik primi vakalarinin gerceklesip gerceklesmedigi konusunda bir suphe mevcuttur. Ancak bu suphe dogrultusunda kanaat getirmeye yetecek kanit bulunmamaktadir.

Savciligin gizlilik kararinin kalkmasi veya iddianamenin duzenlenmesi ile birlikte delillerin kamuoyuna acilmasindan sonra yeni delillere ulasilmasi ve TFF yonetim kurulunun, kurulumuzu tekrar gorevlendirmesi durumunda yeniden inceleme yapilmasi mumkundur.
Bu kısım için, şöyle bir yorumda bulunmuşsun: "Savunma alamiyoruz, elimizde sike olduguna kanaat getirebilecegimiz bazi belgeler var ama bu konuda nihai karar veremiyoruz cunku elimizde sadece etik kuruluna teblig edilen belgeler var (ilgililerin savunmasi yok) savunma tarafi olmadigi icin de elimizdeki deliller yeterli degil denilmiyormu?."

Burda söylenen şey çok açık. Aynen şöyle:

Şike veya teşvik primi vakaları gerçekleşmediği konusunda "şüphe" mevcuttur. Ancak bu şüphe doğrultusunda kanaat getirmeye yetecek kanıt bulunmamaktadır.

Burada, senin bahsettiğin "savunma alamıyoruz, şikeye kanaat getirebileceğimiz belgeler var ama savunma tarafı olmadığı için elimizdeki deliller yeterli değil." şeklinde bir şey yok. Burada bahsedilen aynen şu:

"Ortada bir şüphe var, ancak bu şüpheyi destekleyecek ve kesinleştirecek yeterli kanıt yoktur. Şüphelerimiz, şüphe boyutunda kalmaya devam etmektedir. Şüpheler, kesinliğe dönüşmemiştir. Kesinliğe dönüşmesi içinde elimizde şüphelerimizi destekleeycek ciddi deliller olması gerekmektedir, ancak bize gönderilen 26 klasör içerisinde şike ve teşvik şüphelerini kesinleştirecek ve suç unsurunu bulundurmaya yetecek DELİL YOKTUR."

Senin söylediğin gibi bir durum olsaydı, ancak şöyle bir rapor verilebilirdi: "Şike ve teşvik şüpheleri vardır ve eldeki deliller de bunu destekler nitelikte olup yaptığımız incelemede şike ve teşvik primi tespit edilmiştir. İlgili yaptırımların uygulanabilmesi için savunma tarafı dinlenecek ve olay detaylı incelenip hüküm verilecektir."

Savciligin gizlilik kararinin kalkmasi veya iddianamenin duzenlenmesi ile birlikte delillerin kamuoyuna acilmasindan sonra yeni delillere ulasilmasi ve TFF yonetim kurulunun, kurulumuzu tekrar gorevlendirmesi durumunda yeniden inceleme yapilmasi mumkundur.
Bunun da izahı şudur: "Savcılıkça bize yeni delillerin gönderilmesi ve TFF yönetim kurulunun bizi tekrar görevlendirilmesi durumunda yeni bir inceleme yapabiliriz."

Bu izah, şunu da barındırır: "Bizim elimizdeki bu deliller (26 klasör) ile şike ve teşvik şüphesi kesinliğe dönüşmemiştir. Halen şüphe boyutundadır, eldeki deliller suçun kesinleştiğini göstermemektedir. Eldeki deliller ile iddialar kesinlik boyutu kazanmadığından, yaptırım uygulanması da söz konusu olamaz. Savcılık bize yeni deliller gönderirse, yeniden inceler ve sonuca bağlarız. Mevcut deliller ile bizim bir yaptırım uygulayabilmemiz söz konusu değildir. ANCAK VE ANCAK, SAVCILIK TARAFINDAN YENİ DELİLLER GÖNDERİLİR VE BU DELİLLER İDDİALARI CİDDİ BİÇİMDE DESTEKLER NİTELİKTE BULUNUR, ŞÜPHELİLERİN SAVUNMASI DA ALINDIKTAN SONRA YAPTIRIM HÜKMÜ KURULABİLİR."

Uzun lafın kısası:

Senin ilgili raporu çok yanlış anladığını/yorumladığını düşünüyorum. Olayı sadece "savunma tarafının işin içinde olmaması" olarak yorumluyor, savunma hakkı tanındıktan sonra yaptırım uygulanacağını söylüyorsun. Oysa durum böyle değil. İnan, eğer yeterli delil mevcut olsa, suç şüpheleri ciddi biçimde delillenseydi, kurulun raporu da şike ve teşviğin tespit edildiğine dair olurdu, ancak savunma hakkına dikkat çekilip adil yargılanmaya bir an önce başlanmasına yönelik olurdu.