Keşke kalsaydı Serdar'ın sakallar viking havası vardı karşı forvetlere korku salan bir duruşu vardı![]()
Keşke kalsaydı Serdar'ın sakallar viking havası vardı karşı forvetlere korku salan bir duruşu vardı![]()
Fenerbahçe yönetimi tarafından kadro dışı bırakıldığı söylenen Emre Belözoğlu, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda basın toplantısı düzenledi. Emre "Kovulmadığım sürece bu formayı giyeceğim" dedi.
Bursaspor deplasmanında takım arkadaşı Cristian Baroni ile tartışan, sonra da teknik direktör Aykut Kocaman ile gerginlik yaşadığı gerekçesiyle yönetim tarafından kadro dışı bırakıldığı haberleri çıkan Fenerbahçeli Emre Belözoğlu, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda basın toplantısı düzenledi.
Kadro dışı bırakıldığı yönündeki haberlerin gerçek olmadığını söyleyen Emre Belözoğlu, "Herkesten özür dilerim. Kovulmadığım sürece Fenerbahçe forması giymek istiyorum" dedi.
İşte Emre Belözoğlu'nun açıklamaları:
"Buraya kadar geldiğiniz için herkese teşekkür ediyorum. Malum konuyla ilgili konuşacağım ve soru almayacağım. Gelirken de 'Bir şeyler yazayım' dedim. Spekülasyon olmaması için...
Futbol ailesi 3 Temmuz'dan beri büyük sıkıntı yaşıyor. Bu süreçte yaşanan sıkıntılardan en çok da Fenerbahçe camiası etkilendi. Hakkımda da iftira silsilesi başlatıldı. Ama bunların gerçek olmadığı, iddianamenin da açıklanmasıyla birlikte ortaya çıktı. Fakat yaşanan bu süreçte kendimi yorgun ve bitkin hissettim. Bunlar da bizi bazen olmadığımız biri haline getirecek kadar aşırı motive etti. Bizi farklı yerlere götürdü. Son maçla ilgili bazı şeyler söyleyip, toplantıyı bitirmek istiyorum.
Tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşayan camiamızın bu sağlam duruşuna zarar verdiysem; bize inanan insanlara üzüntü verdiysem, yönetime, takım arkadaşlarıma ve Sayın Aykut Kocaman'a sıkıntı verdiysem özür diliyorum. Olay tamamen aramızda. Ve yanlış anlaşılmadan dolayı meydana geldi.
Önemli olan Fenerbahçe'nin başarısı. Biz bugün varız, yarın yokuz. Bu sezon şampiyon olup, geçen sezon anamızın ak sütü gibi hakkımız olan şampiyonluğu perçinlemek istiyoruz. Bugüne kadar, bu süreçte ikili ilişkilerimde hata yaptığım herkesten özür dilerim.
Ben futbolu Fenerbahçeli Emre olarak bırakmak istiyorum. Veda diye bir şey yok. Kadro dışı bırakılmam da söz konusu değil. Yapmamış olduğum bir hatadan dolayı ceza çekmem.
Mukavelem süresince - ki daha önümde 6 ay var - Fenerbahçe forması giyeceğim. Yollanmadığım sürece Fenerbahçe'de kalmak istiyorum. Ama beni istemeyenler çıkarsa 'Seninle çalışmak istemiyoruz' denilirse de profesyonelce davranırım.
Küçük olduğum için ben özür diledim. Aykut Kocaman'a çok saygı duyuyorum. Bu bir milat mıdır, değil midir bilmiyorum. Ayinesi iştir kişinin."
Yapma bunu be Kesimal,kesme işte o sakalları...
Aykut Kocaman'a bu avantaj sağladı, Emre'ye herkesin önünde özür diletti, hem onu kaybetmemiş oldu hem de takım üzerindeki ağırlığını. Emre çok iyi bitirmiş, ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, şimdi bu dedikleriyle değil bize gösterecekleriyle asıl ne olduğunu belli edecek.
Olay tatlıya bağlandı ve kaybeden Fenerbahçe olmadı.
Kovulmadığım sürece bu formayı giymek istiyorum diyen oyuncu baş tacıdır. Volkan'ın da benzeri bir açıklaması vardı. Emre de aynı açıklamayı yaptı. Serkan'ın dediği gibi Emre'nin basın toplantısıyla birlikte ne şiş yandı ne kebap. Aykut hoca veya yönetim lafını yememiş oldu. Aynı zamanda Emre'den de mahrum kalmadık.
Emre Türkiye'de futbol oynarken işi en zor oyunculardan herhalde. Basın tribününe yaptığı kol hareketinden dolayı basın sürekli üzerine geliyor. Öyle ki her kornerde Ligtv Emre'nin ağzına zum yapıyor küfür yakalayabilmek için. Her statta ıslıklanıyor. Üzerinde milli forma varken bile hakaretlere maruz kalıyor. Neyse ki çok şükür Fenerbahçe taraftarı Emre'ye sahip çıkarak onun oyun anlamında dağılmasını engelliyor. Ben sahada kesinlikle sinirleri alınmış bir Emre görmek istemem. Gerekirse hakeme de itiraz edecek, kendi tribünlerini de ateşleyecek. Bir kadroda tüm oyuncular agresif olursa olmaz. Ama aynı şekilde tüm oyuncular sinirleri alınmış tarzda olursa o da olmaz. Bunun harmanlanması gerekiyor. Bu açıdan Fenerbahçe takımının normal düzeyde olduğunu düşünüyorum. Gerektiğinde soğukkanlılığını koruyabilen Alex, Yobo, Ziegler gibi isimler ve Emre, Topuz, Caner gibi agresif isimler var.
Fenerbahçe Cumhuriyeti
Posta ve Habertürk gazetelerini aldım ve bu olayla ilgili Emre'ye açık birşekilde sallama var. Yaptığı hareketler ile böyle gazetelere medyaya laf veriyor. Umarım Emre kendine çeki düzen verir.
Hiç olmamış Serdar hiç.Böyle daha iyiydi.
Maç çıkışı Hacca gidicek gibi bir hali vardı.![]()
Arkadaşlar burası taraftar forumu değildir. Paylaşımlarınıza ve yorumlarınıza lütfen dikkat ediniz.
Bölüm kurallarını bilmeyen arkadaşların da önce Bölüm Kurallarını okumalarını ardından yorum yazmalarını rica ediyorum.
Bu silinen mesajlara hiçbir ceza-i işlem uygulamadım ancak bundan sonra devam ederse eğer ceza-i işlemlere başlamak an meselesidir. Bilginize.
Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. "Bertolt Brecht"
Fenerbahçe 8 - 0 Beşiktaş (U-15 Ligi)
...
Beşiktaş için bugün kabus olduk (:Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımız, Beşiktaş'ı evinde 65-84 mağlup etti. Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nin 9. haftasında, Akatlar Spor Salonu'nda Beşiktaş'a konuk olan Fenerbahçemiz, rakibi karşısında baştan sona üstün bir oyun sergilediği karşılaşmadan 19 sayı (65-84) farkla galip ayrıldı
fenerbahce.org
...
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yarıştığı tüm branşlarda şampiyonluk mücadelesi vermesi ve zirvede olması, geçen sene nedense avrupa şampiyonu olması beklenen takım linç edilirken gerçeğin ortaya çıkması sonucu bürünülen sessizlik beni şaşırtmasa da bu sene böyle absürdlük yaşanmazsa şampiyonluğa aday bayan basketbol takımı, yine avrupa şampiyonluğunu son maçta bir Türk takımına kaybeden ve bu sezon da finale çıkacaklarına inandığım bir bayan voleybol takımı, her şeye rağmen yıkılmayan ve zirveye ortak bir futbol takımı, takıma sakatların dönmesiyle ve yeni salonun da faaliyete girmesiyle 8'li finale kalmasının beklenmesi, amatör branşlarda 2012 Londra Olimpiyatları'na milli forma altında mücadele edecek pek çok sporcu göndermesi, Fenerbahçe'yi tuttuğum için gurur duyacağım olaylar arasında.
Hadi bakalım, devamı yarında gelsin.Günün sonuçları..
Fenerbahçe Ülker 80-63 Olin Edirne (Basketbol Erkek)
Fenerbahçe Grundig 3-0 Niksar Belediye (Voleybol Erkek)
Fenerbahçe Universal 3-0 Beşiktaş (Voleybol Bayan)
Beşiktaş 65-84 Fenerbahçe (Basketbol Bayan)
Fenerbahçe 8-0 Beşiktaş (U15)
...
Başkan Aziz Yıldırım’ın önce gözaltına alınıp sonra da tutuklandığı 3 Temmuz’dan bu yana hayatının en zor günlerini geçiren Fenerbahçe’nin başkanvekili Nihat Özdemir, son tahliyelerden sonra ilk kez konuştu.
Nihat Özdemir’le Fenerbahçe taraftarının tabiriyle “tapınakta” yani Şükrü Saracoğlu Stadı’nda buluştuk. Gitmişken stadın içinde gezindik. Çimleri bütün gücüyle tutup çekerek kontrol etti bir ara. Ve anlatmaya başladı: “Bu cihazı Hollanda’dan getirttik. Suni güneş ışığı...” Alex kadar koşmasak da stat yordu, acıktık. Sağlıklı beslenmek için 1994’ten beri kırmızı et yemeyen Özdemir tavuk, ben Adana kebabı yedim.
Bu arada aklıma gelen her şeyi sordum. Bir ara Özdemir müdahale etti “Ekonomi de konuşalım” diye. Ben hemcinslerime göre futbolla bayağı ilgili biriyim ve evet, hasta bir Fenerbahçeli’yim. Ama sorularımı tarafsız ve basit bir dille sormaya gayret ettim. Nihat Özdemir de bazen sadece bir futbolsever, bazen bir baba, bazen işadamı, bazen de sadece insan olarak cevap verdi.
Laf Aziz Yıldırım’a geldiğindeyse gözyaşlarına hakim olamadı...
60 yıllık ömrünüzün 3’te 1’i Fenerbahçe’yle, bir o kadarı da işle geçti. “Deli miyim ben” dediniz mi?
Yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim. Fenerbahçe’de son yaşananlar bile tecrübe oldu.
Mayıs’ta neler olacak, başkanlığa aday mısınız?
Mayıs’a daha çok var. Her gün yeni bir şey oluyor, daha da devam edecek; federasyon, yönetim, Aziz Bey’in durumu. Ama başkan olmak gibi bir niyetim kesinlikle yok.
Taraftar sizi seviyor mu?
Kendimi sevdirmek gibi bir derdim yok, doğru bildiğimi yaparım. Yanıldığım da olur ama asla tribünlere oynamadım.
Aziz Yıldırım suçlu mu, suçsuz mu?
Kesinlikle suçsuz, buna bütün kalbimle inanıyorum. Arkadaşlarımız beraat edecek. İnanmak zorunda olduğum bir adalet var. Yargı 8 kişinin tahliyesine karar verdi, geride kalanların durumu da inceleniyor. Yargıya güveniyorum.
“Hastane, mezarlık, hapishane. İnsan yaşamı boyunca hak etmese de her an bu üçüne de girebileceğini düşünerek yaşamalı.”
Geçen ay hacca gittiniz. Bunu hükümete yakın gözükmek için mi yaptınız?
Annem-babam Bitlisli, ben Diyarbakır’da büyümüş muhafazakâr bir ailenin çocuğuyum. Eşim sizin gibi modern giyimli, saçları açık ama dinimize bağlı biridir. Suudi Arabistan’da işler aldım, zamanında umreye gittim. Gördüm ki bu işin gençken yapılması lazım. Yaşlıların nasıl zorlandığını gördüm. Kim ne derse desin umurumda değil. Ben Müslümanlığın bir şartını yerine getirdim. Hükümetle hiç ilgisi yok.
Nazara inanır mısınız?
Çok inanırım, çok dua okurum. Maşallah kelimesini çok kullanırım. Ama benim nazarım kimseye değmez, kıskanmam.
Maçlarda uğur ya da toteminiz var mı?
Cezalıysam ve evdeysem devre boyunca yerimden kımıldamam. Stattaysam telefonların birini sağa, birini sola koyarım. Hep kazanmasak da yüzdesi fazla. Yani yani uğur tutuyor.
‘TELEFONUMUN DİNLENDİĞİNİ TAHMİN EDİYORUM’
Görevi bıraktıktan sonra geri döndünüz. Başbakan’ın hatırını kırmak istemediğiniz doğru mu?
Hiç öyle bir şey yok. İstifa dilekçem yönetim kurulu tarafından reddedildi. Bana çok mesaj geldi ama Başbakan “Geri dön” diye aramadı.
Son aylarda paranoyaklaştınız mı biraz? Koruma ordusuyla dolaşmadığınızı biliyorum ama telefon dinlenme korkusu, takip edilme gibi şeylerden endişe ediyor musunuz?
Hayır dersem yalan olur. Dinlendiğimi tahmin ediyorum ve çok konuşmamaya çalışıyorum. Telefonumun sistemi farklı zaten biliyorsun, arandığımda kapalı çıkıyor. Tanıdık numaralara geri dönüyorum. Takip edilmekten ne doğuda ne İstanbul’da korkmadım. Kadere inanırım.
Sağlığınıza dikkat ediyor musunuz?
Her sene eşimle check-up yaptırırız. Bir zaman içki ve sigara kullandım ama bıraktım. Şu birkaç ay uyuyamadım, gıdama dikkat etmedim ama şimdi daha iyiyim.
Bu akşam FenerbahçeTrabzonspor maçı var.
50 bin kişi orada olacak. Güzel futbol ve galibiyet bekliyorum.
‘EŞİM SONRADAN FENERLİ OLDU’
Kulüp yöneticiliği, ihaleler, maçlar derken ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Eşim aynı zamanda üniversiteden sınıf arkadaşım. Birlikte çalıştığımız memurluk dönemimde bile gecelediğime şahit. (Bir dönem Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi. O aynı zamanda bir makine mühendisi.) Bunu bile bile evlendi. Limak’ı kurduktan sonra tempo uluslararası boyuta ulaştı ama hiç şikâyet etmedi. Ben de hafta sonlarını ailemle geçirmeye dikkat ettim.
Ailede herkes Fenerli mi? Baskı var mı?
Kızım ve oğlum Fenerli. Eşim, ben yönetim kuruluna girince Galatasaray’ı bırakıp bize katıldı ama baskı yapmadım. Sevabım oldu yani! Damat Galatasaraylı, ama sorun yok.
Evde neler yaparsınız? Yemek mesela? Yemekten hiç anlamam, belki bir kere sahanda yumurta yapmışımdır. Ev işleriyle de hiç aram yok. Ben sadece hazıra iştirak ederim. Çok okurum, spor yaparım; bazen günde 2 kere. Akşamlara mutlaka tenis maçı koyarım. Ama hafta içi inanılmaz yoğunum.
YUMRUKLAŞMA OLMADI
Emre’ye kızdınız mı son olaylarda? Emre, herkesin kabul ettiği gibi ülkenin yetiştirdiği en iyi oyunculardan. Hırslı, kazanmak için her şeyi yapıyor. Saha içinde arkadaşlarıyla tartışma yaşıyor ama bunu saha dışına taşımaması lazım. Ahlaklı biridir. Hatasını kabul etti, özür diledi. Özür dilemek fazilettir. Daha sevecen olmalı artık. Alex de hırslı ama “ağabey” yanı var. Emre’nin Alex’le beraber ağabeylik yapması gerek.
Aykut Kocaman’ı yumrukladığı doğru mu?
Bütün futbolcuların çok iyi oynadığı ve kazandığımız bir maçtı Bursa maçı. Kutlamaya indik ve tartışmalara şahit olduk. Aykut Hoca’nın morali çok bozuldu ama itme, yumruklama olmadı. Birlik beraberliğe ihtiyacımızın olduğu bir dönemde bu son olur umarım. Taraftar bunu fazlasıyla yapıyor.
“Aziz Bey hep basına çıkmamızı öneriyordu. Bizse sorunları kapalı kapılar ardında çözmeye çalıştık. Taraftar zaten sıkıntılı; çok kötü toplumsal olaylar meydana gelebilirdi”
Gözaltıların başladığı “3 Temmuz” sonrası futbolcuların psikolojisi bozuldu mu? Emre’nin tavrı, hatta Galatasaray’a 1319 gün sonra kaybetmek... Bunlar onun uzantısı mı?
3 Temmuz sonrası yaşananlar karakterlerle ilgili olarak farklı etkiledi herkesi. Volkan o günün hatırasına sakal bıraktı mesela. Emre olayı... Ama bir elin parmağı kadar bile değil. Galatasaray maçına gelince; uzun zamandır yenilmiyorduk ama o gün iyi oynadı ve hakkıyla kazandı. Olaylar etkilemiş olabilir. Oyuncu derbide sadece kazanmayı düşünür, bahane kabul etmez büyük takımlar. Tabii unutulmamalı ki bir sonraki maç bizim sahamızda.
Futbolcularla mesafeli misiniz? Gece, başları sıkışınca ararlar mı?
Çok nadir, o da “ağabey Nihat”a kişisel sorunlarını anlatmak için. Kulüple ilgili sorunları hocaları bize iletir. Ama bayramlarda hiçbiri mesajsız bırakmaz.
Bu adamın başkan olmasını hiç istemem yeni başkan ya koç olsun yada ülker
Beşiktaş 1-2 Fenerbahçe (U16)
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Nihat özdemir mümkünse artık bıraksın.. İstemiyoruz kendisini açıkça söylemek lazım.. Başkan çıkacaksa bu yönetimden, o kişi sadece Ali Koç olur.. Ülker falan da olamaz, oldurtmayız..
Bu kulüpte bir başkan varsa o da Aziz Yıldırım'dır. Aksi takdirde bırakması halinde, (yüksek olasılıkla) onunda istediği kişi Ali Koç olacaktır. Yakışanda budur.
Bence Ali Koç bu süreçte beklenen liderlik özelliğini sergileyemedi. Belki hala bir liderimiz olduğundan ön plana çıkmak istemedi ama bu kulübün başkanı zaten belli. Mayısta da Aziz Yıldırım seçilecektir.
Profesyonel Futbol Takımımız; 2010-11 sezonunun ikinci yarısında oynadığı1530 dakikanın her bir saniyesinde, inançla, emekle, varlığımızın tüm gücüyle mücadele etti ve biz bu mücadeleyi, bir ’Spor Kulübü’ olarak, tüm branşlarımıza taşıdık.
Bu sezon, televizyon programlarından, gazetelere; internet sitelerinden sosyal medyaya kadar; görsel-yazılı-sosyal bütün alanlarda takımımızın, yöneticilerimizin, başkanımızın hakları çiğnenirken; koskoca bir camia sistematik olarak linç edilirken, biz, birbirimize olan inancımızdan, takımımıza olan güvenimizden, sahada verdiğimiz emekten biran olsun şüphe duymadık.
Çoğu zaman bu yargısız infazlar karşısında duruşumuzu bozmadık; ancak bu infazı yapanların isimlerini, tarihimizin unutulmayacak sayfalarına -teker teker- ’silinmeyecek şekilde’ kaydettik.
Nasıl işlediğini ve hedefini bilmediğimiz sistemin çarkları, sürekli aleyhimize dönerken; biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ’içimize dönüp, oyunumuza baktık; taraftarımız ile bütünleşip tüm bu sürece ve yaşanan tüm haksızlıklara, kimseye saygısızlık yapmadan karşı koymaya çalıştık.
Ancak bir noktada artık YETER demenin vakti geldi.
Trabzonspor Kulübü yöneticileri, nasıl bir hezeyan içinde olduklarıyla yüzleşmeksizin, takımımızın HAKKIYLA KAZANDIĞI başarıya ve Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan değerlere saldırdılar…
Ancak ne Trabzonspor Kulübü yöneticileri ne de bu süreçte basın mensubu kimliği altında bu yargısız infaza taraf olanlar; 104 yıllık bu değerli kulübe -sevseler de sevmeseler de- saygı duymak zorunda olduklarını bilmeliler.
Son olarak aldıkları cezalar, attıkları adımlar, eleştirdikleri kurumlar ve kişiler, sürekli kulübümüzün adı kullanılarak dile getiriliyorsa, bugün biz sussak bile herkes emin olsun ki tarih bunları konuşacak; Fenerbahçe bunu unutmayacaktır!
25 milyon taraftarı olan bu büyük kulüp; örnek alınmalı, evet; yarıştığı tüm branşlarda karşısına rakip olarak çıkılmalı, evet; ancak şu bir gerçek ki Fenerbahçe adı bu kadar kolay anılmamalı…
Trabzonspor’dan beklentimiz; sporcularını, yöneticilerini, kulüplerini artık FENERBAHÇE’DEN bağımsız düşünmeleri; her fırsatta FENERBAHÇE’YE saldırmaktan vazgeçmeleridir…
Trabzonspor Kulübü yöneticilerine tavsiyemiz ise, rotasını şaşıran takımlarını lige yeniden bağlamaları, mevcut durumlarına örtmek için kısır çelişkilerle gündem değiştirmekten kaçınmaları ve bu yarışı yeniden zevkli hale getirmek için çalışmaları yönündedir.
Bugün; spor, yöresel değil ulusal, hatta uluslararası boyutlardadır. Trabzonspor yöneticilerinin, sporu artık bu açıdan görmeleri ve bu boyutuyla değerlendirmeleri gerekmektedir.
Bu süreçte; FENERBAHÇE, DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE BUGÜN OLDUĞU GİBİ YARIN DA SAHADA KONUŞMAYA, SÖZÜNÜ SAHADA SÖYLEYEME DEVAM EDECEK…
Saygılarımızla,
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ
http://www.fenerbahce.org/fb2008/det...ontentID=27128
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Pazar gunu büyük Fenerbahçe mitingi var. Gelebilecek olan herkes gelmeli !
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Kimseye bişey demeye çalıştığım yok sadece Fenerbahçe-Trabzon maçında Disco bu sene Fenerbahçenin hakem hatalarıyla kazandığı 6-7 maç sayabilirim demişti o konu kilitli olduğu için buraya yazayım dedim. Kazanılmış 6-7 maç var diyenler daha bir kaç sene öncesinde kazanılmış şampiyonluklarına bakmaları gerek. Bişey imâ ettiğim yok sadece somut deliller ortaya koydum videoda bir kaç futbolcu hatası var onlara bişey demiyorum ama sadece hakem hatalarına bakmanız yeterli...
http://www.youtube.com/watch?v=VVyP61EkU1g
Fenerbahçe'nin ligin 21 , 23 ve 25. haftalarında evinde oynayacağı Kayseri , Mersin İY ve Beşiktaş maçlarına beraber gidecek adam arıyorum gidecek olan olursa özel mesaj beklerimTribün farketmez. Ara tatilde maç kaçırmayalım bari derslerden pek gidemiyorum maça.
Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük, bir başka bahar için, sadece yaprak döktük.
Tamam o halde gelince haberleşiriz tekrartabi başka gelecek olan olursa haber etsin
![]()
Öncelikle benim ortaya attığım bir düşünce var. Bu düşünceyi ortaya atarken somut şeyler koyuyorum. Yani Trabzonspor maçında Gökhan Gönül'ün hareketine kart değildir diyen kişinin futbol bilgisi zayıf demektir. Somutluktan kastım budur. Benim görüşüme karşı fikir ortaya koyan birisi varsa eğer o da somut bir şekilde benim fikrimi çürütmelidir. Bahsettiğim pozisyonlarla ilgili bir kural ortaya koyar ve somut bir savunma yapmış olur.
Tüm bunların yanında ben hakemleri, seyircileri, şike soruşturmasını eleştiriyorum. Ben bunların eleştirisini yaparken "sizde hakemlerle kazanıyorsunuz", "bu olaylar sizin stadta olmuyor sanki", "sizin geçmişiniz çok temiz ya" gibi cümlelerle beni zor durumda bırakamazsın. Taraftarlığım, hakemlerle kazandığımız maçları görmezden gelecek, taraftarın yaptığı yanlışı doğru gösterecek, geçmişte yaşanmış şaibeli maçları inkar edecek kadar gözümü kör etmedi. Hele hele senin geçmiş şampiyonlukları ortaya koyma hamlene karşı bende Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu ve içinde bir hayli hakem hatası olan yılların videosunu koymayacağım.
Ben Fenerbahçe'nin puanlarına hakem hatalarının karışmadığını ispat edebilecek var mı dedim. Sen gidip konuyla sıfır alakalı bir videoyu koyarak somut delil bıraktım diyorsun. Eğer alakasını kurabilirsen bana da anlatmanı rica edeceğim. Şayet ben geçmişte Galatasaray hakem hatalarıyla hiç puan kazanmamıştır deseydim videon beni utandırabilirdi.
Aslında bu video ile Fenerbahçe'nin hakem hatalarıyla puanlar topladığını kabul edip bana da sizde hakem hatalarıyla şampiyon olmuştunuz demek istiyorsun. Tabi iyi niyetinle geçmiş yılları anlatarak fikrimi merak ediyorsun. Kalecinin gözüme ışık geldi de topu göremedim hikayesine bende inanmamıştım. Antep'te ofsayt golünün bende farkındayım. Orada gelen puanların ve şampiyonluğun içinde hakem hatalarının olduğunu biliyorum. Peki sen benim kadar yürekli olup 34 puanın bir bölümünü hakem hatalarıyla aldığını söyleyebilecekmisin? Yoksa geçmiş yıllardaki şampiyonluklar ve o yıllarda geçen hakem hatalarını koymaya devam mı edeceksin. Seçim senin.