Maçı izleyenler arasında ilk 40 dakikada uyuyakalanlar olabilir. Gaziantep'in golünden sonra maça hareket geldi. Cenk çıkıp çıkmamakta tereddüt edince ne gelen ortaya hamlede bulunabildi ne de kafa vuruşundan sonra hamlede bulunabildi. En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Ya çıkacaktı ya bekleyecekti. İkisini de yapamayınca Gaziantep golü buldu. Beşiktaş'ın 2. yarıya golle başlayacağı ilk yarının kalan süresinde kurduğu baskıdan belliydi. Nitekim Almeida'yla golü de buldular. Gaziantep'in adam paylaşımı konusunda sıkıntısı var. Almeida da bunu iyi değerlendirdi. Maç ortada giderken Bekir Ozan'ın güzel pası, Sosa'nın müthiş hızlanması ve güzel bitirişiyle Gaziantep tekrar öne geçti. Gaziantep 2. golü bulduktan sonra yavaş yavaş zaman geçirme oyunlarına başladı. Açıkçası ben Gaziantepspor'a böyle ucuz numaraları yakıştıramıyorum. Konyaspor, Diyarbakırspor gibi bir takım olursun da herhangi bir maçta önde olduğun için sürekli zaman öldürmeye çalışırsın. Çünkü eğer Konyaspor, Diyarbakırspor'san 40 yılda 1 ancak yenersin deplasmanda büyük bir takımı. Ama Gaziantepspor öyle bir takım değil. Gayet kaliteli oyuncuları var, TT Arena'da Galatasaray'ı yendiler, 10 kişi kalmasalar büyük ihtimal Kadıköy'de Fenerbahçe'yi de yenerlerdi, e gelmişsin İnönü'de de öne geçmişsin; ne gerek var basit hesaplara. Belki Gaziantep kendi oyununa devam etse 3. golü de bulabilirdi. Bunu söylerken kaleciyi dahil etmiyorum. Çünkü bence onun gerçekten sakatlığı vardı.
Tolga Özkalfa benim hiç beğenmediğim bir hakem. Bugün de yine berbat bir yönetim sergiledi. En basitinden, ilk yarıda Elyasa Simao'ya arkadan yapışıyor, formayı yırtacak nerdeyse, kartsız geçiştirdi. İkinci yarıda Gaziantep Sapara'yla kontraya kalkıyor, Ernst Sapara'yı indiriyor; onu da kartsız geçiştiriyor. Bu 2 pozisyon sarı değilse futbolda sarı karta hiç lüzum yok demektir. Beşiktaş'ın son golünde de Toraman ofsaytta, yardımcı süzemedi.
Tebrikler Beşiktaş.