Aziz Yıldırım'ın başkaları adına kayıtlı 12 adet telefon kullandığının ortaya çıktığı söyleniyor.
Aziz Yıldırım'ın başkaları adına kayıtlı 12 adet telefon kullandığının ortaya çıktığı söyleniyor.
Soru: “Dinlemelere göre 12 hat var sizin kullandığınız. 10 tanede başkasının telefonlarından görüşmeleriniz var. Rabia Akın ve Gülbahar Çakın adına hatları neden kullanıyorsunuz?"
Aziz Yıldırım: "İki tane telefonum var. Diğer telefonların çoğu şirkete ve kulübe ait telefonlar. Biri şirketten muhasebe müdürü Reyhan adınadır. Alın dedik aldılar. Diğeri de devletin bana verdiği korumanın aldığı telefondur. Almış getirmiş. Türkiye’de herkesin telefonu dinleniyor. Bizde o amaçla telefonum dinlenmesin diye aldık. Devlet her şeyi dinliyor. Devlet suça teşkil ediyor. Biz devlete güvenin insandık. Bu süreçten sonra güvenmiyoruz"
Trabzonspor şike ve teşvik girişimi yaptığını söylemese bile bundan haberdardık.
Bu davanın artık nasıl sonuçlanacağı önemli değildir. Şike ve teşviğin önü açılmıştır ve kılıfı da hazırdır. Ben yönetici olsam milyon dolarların döndüğü bu noktada şikeyi yaparım. Tutarsa paralar bizimdir tutmazsa sahaya yansımamıştır zaten.
http://www.dha.com.tr/tolga-zenginde...si_331833.htmlTrabzonspor Kaptanı Tolga Zengin, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın bugünkü şike duruşmasında, “Trabzonspor’u ben 4. büyük yaptım” sözünün sorulması üzerine de şu ifadeleri kullandı:
“Bu konuları benim konuşmam yanlış olur. Neticede bizden yaşça büyük insanlar. Ama Trabzonspor’un büyüklüğü şahıslarla alakalı değildir. İnsanlar Trabzonspor’un tarihini açıp okurlarsa daha iyi anlarlar. Onunla bununla büyüklük olmaz”.
Şenes Erzik'te şikeden değil bunun şikayet edilmesinden utanıyorum demiş. Bu basının uydurması mı yoksa TFF kurulunda söylediği gerçek bir söylem mi?
Şenes Erzik röportajı (video):
http://www.ntvspor.net/video-galeri/...ihtimali-yoktu
10:40 - 11:35 arası:
- Bugün kongrede yaptığınız konuşmanın bir bölümünde Türkiye'den Uefa'ya mail, telefon ve faksla ilgili (Ş.E.:gerçek onlar) çok fazla sayıda gönderildi (Ş.E.:çok) ve siz bundan utanıyorum gibi bir şey söylediniz...
- Utanıyorum demedim, bu durumda olmak beni çok rahatsız etti dedim. Çünkü yani netice itibariyle Yönetim Kurulu Uefa'nın, onlar seçilmiş benim gibi ve size 53 ülke oy vermiş. E şimdi ülkemin zaten problemleri varken bide böyle maillerle fakslarla onların telefonlarının web sitelerinin kilitlenmesi ülkem adına çok hoş bir şey değil. Onu anlatmak istedim. Yani kendi içimizde sorunları çözmek varken oraya buraya şikayet etmenin çok yararlı olmadığını kısaca özetlemek istedim.
Röportajdan diğer alıntılar:
- Bu iş bitti diye bir açıklama yayınlandı sizin ağzınızdan.
- Ben böyle bir şey söylemedim kimseye. Nerden kaynaklandığını tahmin ediyorum. Çünkü o gün yoğun bir şekilde bir sürü telefon geldi, bir çoğunu cevaplayamadım çünkü benim orda işlerim var. Yani bildiğiniz gibi dün geldim bugün gidiyorum şimdi, maçlara gidip geliyoruz. Tabi ki bir görev bölümü yapmış durumdayız, şimdi bütün yönetim kurulu üyeleri bir arada olduğu için zaten toplantılar da var belki bir ikisine cevap verdim o da bekleyin Uefa'dan ne açıklama gelirse odur dedim, ona ilave yapılmışsa ben onu bilemem.
- Bu süreç ne kadar devam eder sizce? Siz çünkü çok uzun yıllardır Uefa'nın içindesiniz oradaki bürokrasiyi prosedürleri çok iyi biliyorsunuz...
- Evet ama çok büyük değişiklikler var Uefa'da. Disiplin Müfettişi kavramı konusu eskinden yoktu. Daha birkaç senenin içine girmiş şeyler. Mesela Kulüp Lisans Sistemi. Kulüp Lisans Sisteminde finansal fair play olayı olmadığı için bugüne kadar finansal fair play paneli kurulmamıştı. O kuruldu, onlara Mayıs ayında yaptığımız toplantıda (yönetim kurulu toplantısında) gelen teklif üzerine bir takım hukuki sorumluluklar da ekledik hatta ceza yetkisi verdik. Bildiğiniz gibi CAS'a giden Bursaspor'un, Beşiktaş'ın, Gaziantepspor'un olaylarında olduğu gibi onlar o yetkiyi kullandılar, cezalar verdiler, başka kulüplere verdiler Avrupa'da. Dolayısıyla bir değişim içinde. Onun için süreç hakkında bir şey söyleyemem.
- Sayın Başbakanla da bugün yarım saatlik bir görüşmeniz oldu, makamında sizi kabul etti kendisi. Bu görüşmede bizimle, kamuoyuyla paylaşacağınız ne gibi detaylar var?
- Önemli bir şey yok, sadece durumu anlattık, kongreyle ilgili görüşlerimizi. Bide kongrede dikkat ettiyseniz kendisine teşekkür ettim. Çünkü gerçekten orada söylediğim gibi 2012 Uefa kongresinin İstanbul'da olması çok önceden kararlaştırılmıştı ama süreç içerisinde bir takım sıkıntılarımız oldu ve bizzat ben kendisinden randevu istedim. Sağolsunlar verdiler, gittim konuştum. Bütün sıkıntılarımızı giderme konusunda çok yardımcı oldu, onun için bir kere daha teşekkür etmiş oldum.
- Aslında Avrupa'da disiplin soruşturmasıyla yargı yani futbol hukukuyla yargı ayrı, Cuma günü aslında bu davanın sonuçlanması da bekleniyor, bir karar bekleniyor Cuma günü. Mahkeme tarafından verilmesi bekleniyor. Mahkemenin vereceği karar Uefa'da disiplin kurulunun vereceği kararı etkiler mi?
- Ben o konuda bir şey söyleyemem, yetkili değilim yani.
- Peki Beşiktaş'la ilgili de bir takım sıkıntılar var, o CAS davasında 5 Temmuzda görülecek bu dava, Bursaspor'la ilgili sizin girişimleriniz oldu CAS'a taşınması yönünde bildiğim kadarıyla. Bursa Uefa tarafından kabul edildi. Sizce Beşiktaş'ın kabul edilme ihtimali var mı, yüksek mi nasıl?
- İki olay ayrı birbirlerinden. İki kulübün cezalandırılma nedenleri de ayrı. Dolayısıyla bilemem şu anda ne karar alacak CAS. O konu beni aşar.
- Son sorum, Türkiye Avrupa'dan men edilmeyle karşı karşıya kalmış mıydı bu süreçte hiç? Böyle bir ihtimal var mıydı çok tartışıldı çünkü Türkiye'de bu. Hem Milli takım hem tüm ülke futbol takımları...
- Bence yoktu
- Hiç olmadı değil mi?
- Bence olmadı, bilmiyorum.