Avrupa Kupalarında bizim takımların düştüğü en büyük yanılgı bu düşüncelerle paralel. Kulüplerimizin ismi var ya işte o isim ve o forma ancak Türkiye Liginde maç kazandırıyor. Elin Avrupalısı ne bilir senin Alex'ini Ali'ni Veli'ni, adam çıkar mücadelesini eder topunu oynar istediğini alır ve gider. Peki ya Türkiye'de ? Aman Alex'i tutalım şunu tutalım, bunu edelim geri çekilelim, dikkatli oynayalım derken zaten gariban takımlarımız, bu isimlere ve formalara karşı 1-0 geride başlıyor. Mücadele etmeden maç kazanamazsınız Bekir ne diyor : "Rakibimize saygı duyuyoruz ama biz onları yeneriz, biz güçlü takımız." Peki sen güçlüsün de neye göre güçlüsün. Galatasaray Los Galaktikos olmuş diyorlar neye göre olmuş ? Avrupalı bir adama sor bakalım, Fenerbahçe ve Galatasaray kimdir tanıyor mu ? Tanıyorsa kaç tane futbolcusunu biliyor ? İşte başarı bunun altında yatıyor. Kimse kendini kaf dağının tepesinde görmeyecek.
Aykut Kocaman'a gelecek olursak, bu adam Alex kompleksini yenemedikçe istediğini yapamayacak ve başarısızlığın mimarı olarak kalacak. Sezon başında Alex'ten daha az yararlanacaz dedi kıyamet koptu. Alex küstü açıklama falan yaptı. Alex sevdalıları yine isyan bayraklarını çekti. Dünkü maçta Stoch kötü diye oyundan çıktı, Mehmet Topal ve Semih keza öyle, Peki ya Alex. Orta sahada rakip nal toplattı ama Alex oyundan alınamadı. Çünkü alınsa Aykut Kocaman'ı yerin dibine sokacak bir kesim var.
Aykut Kocaman bu kompleksi yenmedikçe ve Alex'e bağlı oynadıkça bizlere sadece Alex'in iyi günde olması için dua etmek kalıyor. Bu zihniyeti aşmadıkça bu takımdan Avrupa'da herhangi bir başarı beklemeyin, bu kesin ve net.


